Kitap Dünyası

Şeytan Sadece Fısıldar

Fatmatüzzehra Babürşah’ın Şeytan Sadece Fısıldar Kitabı Sisyphos Yayınları’ndan Çıktı. Kitap tanıtım bülteninde şu cümlelerle ifade ediliyor :  Hayat, geride bıraktığımız herhangi bir ânı verebilseydi bize, neleri değiştirirdik, neleri düzeltebilirdik? İlk önce iç dünyamıza  döner; "Ne yapıyorsun?" diye sorardık. Sorsaydık, sorabilseydik böyle olur muydu? "Neyin uğruna?" diye soracağımız bir roman... Karakterler ve yaşanılanlar tamamen kurgu ama yaşanmışlıklara dayalı... Kendimizi bıraktık, hep suçladık birilerini...Oysa görevini icra eden şeytan bile sadece fısıldardı...(Fatmatüzzehra Babürşah)Kimi zaman metropol yalnızlığının dipsiz kuyularında, kimi zaman nasipsiz kargaşanın damarlarında seyir ederken, her vakit hayallerinize, dahi içinize fısıldayan şeytanın bacağını kırmak isteyecek, alnının çatını hedef bilip vurmaya yemin edeceksiniz…(Mustafa Tenker) Kitaplarından sayfaları çevirdikçe, bir dostla koyulaşan sohbetin sıcaklığını yaşayacağınız, kenarında izlediğiniz ırmaktan sular geçtiği gibi düşüncelerin beyninizden geçtiği, kendine özgü neşesi, kendine özgü dramı, şaşırtıcılığı ve lezzetli üslubu ile fosforlu kalemle altı çizilecek cümleleri bol nice romanlara imza atacak bir yazar; Fatma Tüz Zehra Babürşah (Ömer Söztutan)
Bu başarılı eseri mutlaka okuyun.

İLİŞKİNİN DİLİ GİZLİDİR

“Kadınlara ve ilişkisine değer veren erkeklere…” Klinik psikolog-yazar Nurten Sancak ilk kitabı İlişkinin Dili Gizlidir ile Alfa Yayınları’nda. İlişkilerdeki sorunları düzeltmek veya ilişkileri daha sağlıklı ve renkli hale getirmek için tek bir reçete sunmak mümkün değildir. Ancak İlişkinin Dili Gizlidir kitabı bakış açınızı değiştirerek, ilişkinizdeki sorunların çözümünde kendi sorularınıza yanıt bulabileceğiniz bir rehber olacak.  Modern hayatın insanı, ilişkileri ezen, sıkıştıran düzeninden ancak aşkın ve sevginin gücüyle çıkılabileceğini söyleyen Sancak, sağlıklı bir ilişkini nasıl olması gerektiği sorusuna cevap getiriyor.  İlişkinin kritik evreleri nelerdir? Eş/sevgili seçerken nelere dikkat edilmelidir gibi sorulara sade ve anlaşılır yanıtlar bulacağınız Aşkın Dili Gizlidir Alfa Yayınları raflarında yerini aldı.
ARKA KAPAK’ta şu ifadeler yer alıyor.
Modern insanın yaşadığı zorluklara yönelik uzman görüşüyle pratik ve uygulanabilir yöntemler sunuyor. Kişisel gelişimi “yaşama sanatı” olarak yorumluyor. İnsan ve insanla ilgili olan her şeye dair kılavuz niteliğinde bir kitap.
OYA ECZACIBAŞI   (İstanbul Modern Sanat Müzesi Yönetim Kurulu Başkanı)
Günümüzde iletişimin önemi aile, arkadaşlık, kadın erkek, aşk, evlilik, gelin kayınvalide, iş ilişkileri ve birçok ilişki. Ben kitabı okuduktan sonra çevremle iletişimimi, ilişkilerimi ne derece sağlıklı yaşayabiliyorum diye bir kez daha düşündüm. Mutlu ve sağlıklı ilişkiler kurmanın yollarını gösteren bu kitabı herkes okumalı. Benim başucu kitabım oldu bile. HÜLYA KOÇYİĞİT  (Sinema Sanatçısı)
Ne Batılı uzmanların dayatması ne oryantal kadercilik. Aklını ortaya koyarken yüreğini de unutma diyor ilişkileri yorumlarken. Samimi yalın, sıcak ve bir o kadar güçlü bir dille. İlişkini kabul edebilirsin, değiştirebilirsin, inşa edebilirsin. Yaşama ve sağlıklı iletişime dair insanı tatlı tatlı güçlendiriyor, derinden muktedir olduğunu hissettiriyor. YASEMİN GEBEŞ  (Reklamcı)
Nurten Sancak bizi bizle tanıştırıyor ve en çözülmez sandığımız sorunlarımızın çözümü için şifreyi içimizde aramamızı öneriyor. İlişkinin Dili Gizlidir en sert fırtınalarda sığınabileceğimiz güvenli bir liman olarak başucumuzda yerini almaya hazır.    -BİROL GÜVEN  (Senarist)

Sinema Dünyası

Antakya 6. Uluslararası Film Festivali Jüri Başkanını Seçti!  

11 – 17 Ekim tarihleri arasında Ansam Kültür Derneği & Fotofilm Sanat Merkezi tarafından düzenlen, Antakya 6.Uluslararası Film Festivali, Türk Sineması’nın gelişmesine ve eserlerinin tanıtılmasına katkı sağlamayı amaçlıyor. Ayrıca festival yerel halkın sanatsal etkinlikler yoluyla, sanatçılar ve eserleriyle buluşması; sinemanın yaygınlaşması ile Türk Sineması’nın yeni filmler üretmesi ve seyircisiyle buluşması anlamında da son derece büyük öneme sahip.
Antakya 6.Uluslararası Film Festivali’nin Ana Jüri Başkanlığını Marmara Üniversitesi Sinema Bölüm Başkanı Prof. Dr. Semir ASLANYÜREK üstlendi.
Festivalde, uzun metraj, Belgesel ve Kısa film finalistleri yarışacak. Festival filmleri özel gösterimlerle festivalin temasına uygun “Birlikte Yaşamak” Temasıyla sinemaseverlerin huzuruna çıkmaya hazır.  
Festival “Birlikte Yaşamak” Temasıyla Geliyor!
Antakya 6.Uluslararası Film Festivali bu sene dünyanın gündemindeki en önemli konulardan biri olan, “Birlikte Yaşamak” olgusunu ele alıyor.
Ansam Kültür Derneği ve festival başkanı Mehmet Oflazoğlu bu yılın temasını “Birlikte Yaşamak” olduğunu bildirdi. ''Farklı kültürel kimlikleri olan değişik grupların bir topluluk içinde varlıklarını sürdürebilmeleri gerekir. Her kültür, kendi içinde diğerleriyle eşit ölçüde değerlidir. Bu nedenle herkes birbirini hiçbir sınır koymaksızın karşılıklı kabul edip tanımalıdır.
Bilimsel bakışla insanın birçok ayırt edici özelliği olduğu görülmekte.  Özelliklerinden en önemlisi ise toplumsal bir varlık olmasıdır. İnsan, başka insanlarla bir arada yaşarsa kimlik ve kişilik sahibi olabilir.
Film festivalleri de bir yandan insanların düşünce, tasarım, deneyim ve hikâyelerinin sonucu ortaya çıkan filmler aracılığı bir yandan da fiilen bir araya getirmesiyle çok önemli ve değerlidir.'' ...Sanat ve sinema bu dostluk ve barışın aracı olmalıdır.” Sözleriyle aktardı.

Medya Dünyası

Selen Gül Dayıoğlu “İstanbul’u Koşuyorum” da

Başarılı ve güzel spor spikeri Selen Gül Dayıoğlu geçtiğimiz Pazar İstanbul Büyükşehir Belediyesinin organize ettiği Spor İstanbul projeleri kapsamındaki İstanbul’u Koşuyorum etkinliğinin Cadde Bostan etabı etkinlik töreninin sunumunu üstlendi.  23 Eylül Pazar günü düzenlenen ve 2.000 sporcunun kayıt olduğu İstanbul'u Koşuyorum Caddebostan Etabı'nda 1.573 sporcu start aldı.

İlk kez 10 Km olarak organize edilen ve IAAF resmi ölçümcüleri tarafından ölçülen Caddebostan Etabı'nda koşucular Dalyan Parkı'ndan start alarak Suadiye Oteli önünden Bağdat Caddesine dönüş yaptı. Bağdat Caddesi boyunca devam eden koşucular BP Benzin İstasyonu önünden sahil yolu istikametinde geriye doğru dönerek başlangıç noktası olan Dalyan Parkı'nda yarışı tamamladılar. Selen Gül Dayıoğlu’da başarılı sunumuyla dikkat çekti.

Nurdan Peksak ile Hukuk Dünyası ve Hukuk Çalışmaları Üzerine

Öncelikle bize  kendinizden  bahseder misiniz?

İstanbul Üsküdar doğumluyum. Tüm öğrenim hayatım İstanbul’da geçti. İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldum. İstanbul Barosu’ndan da ruhsatımı aldım. Halen daha Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesinde Uluslararası İlişkiler bölümünü okuyarak öğrencilik hayatımı devam ettirmekteyim.

Neden Hukuk ?

Öncelikle okumayı, araştırmayı ,insanlarla iletişim kurmayı seven biriyim. Ayrıca kişinin yasanın vermiş olduğu haklarını öğrenmesi, haksızlığa uğradığında hukuk devleti çerçevesinde nasıl bir yol izleyeceğini biliyor oluşu kendi farkındalığı açısından da oldukça önem arz etmekte. Bununla beraber mezun olduktan sonra serbest avukatlık, hakim savcılık, noterlik, kaymakamlık vb geniş yelpazede seçenekler sunmasından mütevellit okumayı çocukluğumdan beri istediğim bir bölümdü.

Medya ile aranız nasıl? Televizyon, internet, gazete, dergi gibi iletişim araçlarından ne şekilde faydalanıyorsunuz? Sosyal medya ile aranız nasıl?

Günümüzde internet bilindiği üzere gerek iletişim gerekse mesleki paylaşımlar bakımından oldukça önemli bir yere sahip. Mesleğim itibariyle de değişiklik yapılan birçok mevzuatı takip edebilmek adına interneti sıklıkla kullandığımı söyleyebilirim. Bunun dışında gündemden haberdar olmak için daha çok Twitter kullanıyorum.

Hukuk ile ilgili çalışmalarınızdan bahseder misiniz ?

Öğrenim hayatım boyunca aktif olarak birçok seminer ve konferansta yer almakla beraber İstanbul Barosu’na kayıt olduktan sonra özellikle Kadın Hakları ve Hayvan Hakları üzerine verilen eğitimlere katılarak aktif rol oynadım. Bunların dışında bir takım sosyal sorumluluk projelerinde de bulundum. Ortaokul ve lise çağındaki çocuklara okullarında Çocuk Haklarıyla ilgili eğitici seminerler verdim. Aynı şekilde baromuzun sunduğu mesleki seminerlere katılarak bu alanda davalar aldım. Şuan aktif olarak yapmasam da uzlaştırmacılık kapsamındaki gerekli eğitimleri alarak bu alanda da çalışmalarım oldu. Şimdi ise iş yoğunluğum el verdiği çerçevede baromuzun eğitici seminerlerine katılıp bu noktada projelerde yer almaya gayret ediyorum.

Televizyonda Hukuk Programları ve hukuk içerikleri yaygınlaştı bununla ilgili neler söylersiniz ?

Aslında hukuku hayatımızın her noktasında görmekteyiz basit bir örnekle; bakkaldan bir şeyler satın alırken bile hukuki bir işlem yapıyoruz bu sebeple Kişilerin günlük yaşamda karşılarına çıkan problemlerin hukuki boyutunu öğrenip haklarını savunmaları adına bilinçlendirici program yapılmasını olumlu karşılamaktayım. Fakat bunları yaparken yine hukukun bize tanıdığı sınırlar içinde yani Masumiyet karinesini de suiistimal etmeden yapılması taraftarıyım.

İyi hukukçunun özellikleri nelerdir?

Kanaatimce iyi bir hukukçu olabilmek için aynı zamanda iyi bir araştırmacı, kendini her daim yeniliklere açık tutabilmiş, toplumu iyi analiz edebilmiş, toplumun ihtiyaçları doğrultusunda kendine yön verebilmiş olmak gerek. Sadece kanunları iyi bilen değil, kanunları hangi durumlarda nasıl uygulayabileceğini çözümleyebilmiş, hakim olamadığı bir konuda doğru bilgiyi nerede bulabileceğini bilen ve ‘’iyi bir hukukçu oldum’’ diyerek kendini gelişmelere kapatmayan kişidir.

En çok karşılaştığınız sorular neler?

Genelde İş Hukuku’ndan Kıdem tazminatı, işe iade davaları bu alanda çok soru aldığım konular. Aynı şekilde boşanma davalarında genel olarak nasıl bir yol izlenebileceği hakkında çevremden sorular gelmekte. Bununla beraber sosyal medyanın günümüzde geldiği noktaya binaen hakaret, taciz gibi durumların artmasından mütevellit Ceza Hukuku alanından da sorular gelmekte.

Bugüne kadar baktığınız davalardan en dikkatinizi çeken hangisiydi?

Kadına yönelik şiddet, çocuklara yönelik cinsel istismar suçları bunların maalesef çok yaşanıyor olması ve bazılarının yetkili kurumlara bildirilemiyor oluşu dikkatimi çekmekle beraber beni  oldukça etkileyen ve aynı zamanda endişe duyduğum  konulardan.

Hukuk artık rekabetin de yoğun olduğu bir alan siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Eskisi gibi sayılı mezunun bulunduğu bir meslek değil birçok hukuk fakültesi açıldı ve açılmaya devam ediyor. Öncelikle yeni bir üniversite açmak yerine mevcut olanların kalitesini arttırmak adına neler yapılabilir sorusu üzerinde durulması ve çözüm üretilmesinin buna bağlı olarak nicelikten ziyade nitelikli hukukçular yetiştirmenin hem ülkemiz adına hem de mesleğin itibarı bakımından daha faydalı olacağı kanaatindeyim. Kayıtlı olduğum İstanbul Barosu nicelik itibariyle Avrupa’nın en kalabalık barosu ve günden güne sayısı artmakta. Bu sebeple Türkiye Barolar Birliği’nin Stajyerlik sürecinden başlayıp mesleğin ilk yıllarında özellikle maddi anlamda hak kaybına uğrayan genç meslektaşlarımın yanında olacak tedbirleri alması gerektiğini düşünüyorum.

En çok sevdiğiniz hukuk alanı hangisi daha çok hangi alandaki davalara bakıyorsunuz?

Özellikle Ceza hukuku ve İş Hukuku sevdiğim alanlar. Bununla beraber boşanma ve miras davalarıyla da ilgilenmekteyim. Ayrıca şuan bağlı bulunduğum hukuk Bürosunda İcra Hukuku   yoğunluklu çalışmaktayım.

Yeni Medyanın (Sosyal medya ve internet) mesleğinize olumlu / olumsuz etkileri nelerdir?

Kullanma amacımıza göre elbette değişiklik gösteriyor. Ben de Google ‘dan birçok konuyu aratıp az çok bilgi sahibi olabiliyorum fakat bu mesleğimiz itibariyle bizi bir nevi ‘hazırcılığa’  itmemeli.  İyi bir hukukçu olma sorusunda değindiğim üzere iyi bir araştırmacı olmamız gerek. Sosyal medya ise;  herkesin fikrini özgürce sunabildiği bir platform. Bu fikirleri belirtirken doğruluğundan emin olunmadan yani fazlasıyla bilgi kirliliğinin de ortaya çıktığını görüyoruz bunları eleyerek mesleğimizin getirdiği sorumlulukları yapmak da olumsuz etkileri arasında gösterilebilir.

Kadın Avukat olmanın zorlukları var mı?

Maalesef  zorlukları mevcut. Ülkemizdeki istatistiklere baktığımızda kadına yönelik şiddetin ki bu şiddet sadece fiziki bir şiddet değil duygusal şiddetin de ne derece yüksek bir oranda olduğunu görüyoruz. Ama önemli olan nokta bunları aşmak adına verilen mücadele. Bu bağlamda mesleğimin getirdiği bu zorlukları toplumun daha çok bilinçlendirerek aşılacağına dair umutlu olduğumdan tüm gayretim de bu yönde.

İnsanların Hukuka karşı bir çekingenlikleri de söz konusu bununla ilgili neler söylersiniz?

Hukukun amacı; bir arada yaşayan insanlar arasında çıkan uyuşmazlıkları yasa koyucunun belirlediği kurallar çerçevesinde çözüme kavuşturmak. Bunları yaparken de bir takım sınırlamalar koyması gerektiği de aşikâr. Bu noktada herkes hakkını hukuk devleti çerçevesinde savunduğu müddetçe hukuka karşı bu çekingenliğin ortadan kalkacağını bilakis ona duyulan saygının artacağını düşünüyorum. Tabi bu noktada yasaların topluma uygunluğu, ihtiyaçlara karşılık verip veremediği ayrı bir tartışma konusu olabilir.

Tamamen hukuk içerikli bir medya projesi düşünür müsünüz?

Elbette. Özellikle toplumdaki hukuka, avukatlara yönelik genel bakış açısını kırmak adına yapılacak projelerde de üzerime düşen görev ve sorumluluğu almaya gönüllüyüm. Çünkü insanlar bilinçlendikçe farkındalık oluşacak ve bu da hepimizin hayat standartlarında olumlu bir sonuç doğuracaktır

Boş zamanlarınız nasıl değerlendiriyorsunuz?

Her ne kadar Kitap okumayı boş zamanların aktivitesi olarak görmesem de kitap okumak önceliklerim arasında. Ayrıca amatör olarak fotoğrafçılıkla ilgileniyorum. İmkân buldukça İstanbul’un farklı semtlerine giderek fotoğraflarını çekiyorum. Bunların dışında kalemimi güçlendirmek adına da çokça faydasını gördüğüm kısa öyküler yazıyorum.

Hayatımın Kitabı/Filmi diyebileceğiniz bir kitap/film var mı?

Aslında farklı yaşlarda okuyup beni derinden etkileyen birçok kitap oldu. Ama aralarında en etkileyen okuduktan sonra hayranlığımın daha da arttığı kitap İlber Ortaylı’nın  ‘Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ kitabı olmuştur. Aynı şekilde film konusunda da çok fazla seçenek aklıma gelmekle beraber ‘Truman Show’ u her izlediğimde ben de aynı etkiyi bırakan nadir filmlerdendir.

KırmızıTürk- spiker dünyası hakkında neler söylersiniz?

Farkındalık oluşturan işler yapmaları ve bizlere kendimizi ifade etme imkânı sunmaları hasebiyle ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum.

Gelecek planlarınız nelerdir? Şu an bulunduğunuz konumdan memnun musunuz ve gelecekte kendinizi nerelerde görmek istersiniz?

Mesleki olarak bu sene yüksek lisansa başlamayı ve bu noktada da kendini geliştirmeyi hedefliyorum. Özellikle mesleğin ilk yıllarında görülen dava çeşitliliğinin kişiye kattığı faydaların önemine binaen dava yoğunluğu olan hukuk bürolarıyla iletişimde olmayı ve en nihayetinde kendi büromu yakın zamanda açmayı hedefliyorum. Bunların dışında yazdığım hikâyelerimden oluşan bir kitabımın da olması hedeflerim arasında.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Meslek hayatımızda en önemli nokta; o işi severek yapıyor olmak ve ondan keyif almak. Bu mesleği seçmemdeki nedenlere değinmiştim, yaptığımız iş gerek sorumlulukları, stresi ve   gerekse vicdanen oldukça ağır bir iş. Tüm bunların ötesinde bir işi severek yapıyorsak tüm olumsuzluklara rağmen içinizde mücadele etme istediği her daim oluyor. Bu noktada meslek seçiminde bu çok önemli hususu bir kez daha hatırlatmak isterim.