Eşi ölen adam, "Hocam, onun en sevdiğim yönü en kötü yönleriydi! Gerisini sen düşün." derken henüz bir ay olmuştu, toprağa vereli 30 yıllık eşini... İşte bunun adı gerçek sevgiydi; çünkü ölen eşin ‘en kötü yönleri’ çok konuşması, unutkanlığı, öfkesi, küsmesi ve sakarlığı imiş! Sevmek böyle bir şey işte, en kötü yönleri bile sana güzel görünüyorsa, sen seven adamsın    

Cehalet Mutluluktur
Bir arkadaşımın bürosuna davetliydim. Hukuk bürosu. Çay söyledi. Elinde tepsiyle çay dağıtan kişi son derece mutlu türkü tutturmuştu, farkında bile değildi etrafın. Neşeli hali dikkatimi çekti. "Bugün işler iyi olmalı!" dedim. Çaycı, "benim işler hep iyi" derken bana bakmadı bile. İşte aklıma bir söz geldi o an “ignorance is bliss” anlamı ise, “cehalet mutluluktur”
Amerikalılar, “Bir şey hakkında bilgi sahibi değilsen, onun için endişelenmezsin, o yüzden de mutlu, mesut yaşarsın.” anlamında kullanırlar.

Çay dağıtan belki de çok bilge biriydi; ‘tüm farkındalığına rağmen mutlu olmayı seçmiş de olabilir’ diye de düşündüm. Adama karşı ön yargılı davranmış olmayalım yani.

Bağışlamak ve Sevgi
Sevgi var olan doğal bir duygu. Onu üretmek için çabaya gerek yoktur. Yapılacak şey onu baskı altına alan kırgınlık, kızgınlık duygularından arınmaktır. Yani bağışlamak işin özüdür. Bağışlayan yönümüz başkaları kadar kendimize de yöneldikçe güçlü, başarılı yönlerimiz kadar, kusurlu ve zayıf yönlerimizi de sevmeye başlarız. Kendimizle ve diğerleriyle barışık yönümüz sevgi duygusunu güçlendirir. Bağışlamak, karanlığa ışık yakmak gibidir. Var olan sevginin, yaşamı sevmenin gün yüzüne çıkmasını yaşarız, gelişmesini yaşarız bağışlamış olmakla.

Yeniden çerçeveleme(reframe) ve soru sormasını bilmek

Şeylere nasıl baktığımızı değiştirirsek, baktığımız şeylerin etkisi de değişir; bu bir…

İkinci olarak ise beynimizin etkili kullanımı doğru yere odaklanmamızı ve çözüme ulaşmamızı sağlayacak olan doğru sorulardır.

Soruna ve geçmişe değil, çözüme ve geleceğe ilişkin sorular hem çözüm üretmemiz hem de konuya farklı açılardan da görebilmemizi sağlar
Sorun yaratan konular şeylerden çok, şeylerle ilgili bakış açımız ve inançlarımızdır.   
O zaman, "ne düşünürsem/nasıl düşünürsem/konuyu nasıl değerlendirirsem/ hangi bakış açısına sahip olursam iyi his yaşarım/ çözüme ulaşırım?" diye sormamız bize doğru cevabı bulduracaktır.

Çözüm Becerimiz 
Konu, sorunun kendisi değil, çözüm becerisidir
Eşler arasında, arkadaşlar ve dostlar arasında yönetilemeyen çatışmaların   sebebinin  sorunların büyüklüğü zannedilir. 
Oysaki temel konu, sorunların büyüklüğü değil, çözüm konusunda ne derece beceri sahibi olduğumuzdur.
Çözüm becerilerimizin yetersizliğinden dolayı, en ufak sorunlar kaosa neden olabilirken, çözüm becerilerimiz sayesin de ise de en kaotik sorunlar fırsata bile dönüşebilir. Bu nedenledir ki, Çincede kriz ve fırsat aynı kelimeyle ifade edilir. Sorunlar karşısında zorlanma anlarımız farkındalığımızın arttığı ve krizin fırsata dönüştüğü anlarımızdır