Gecenin bir saatinde uyanıyorum varlı vakitsiz. Uyku girmemiş nicedir gözüme… Düşünceler türlü türlü.

En sapkınından. En cesaretlisinden. En delisinden. En masumundan. En saçmasından. Enlerin hepsi toplanmış kapağımın arkasında, en soysuzundan. Takip edildiğimin farkındayım en paranoyağından. Kulağımda sessiz bir melodi, en ıssızından. Usul usul mırıldanıyor kulağıma. Ritim bozuk! Ellerim bacaklarımın arasında. Kendi kendime telkindeyim. Okşuyorum kendimi, anne şefkatiyle. İhtiyaç duyan benden çok yüreğim. Ninni kıvamında bir söz tutturuyor dilim, geceyi yararak fırlıyor yatağın tam ortasına. Bağdaş kuruyor karşıma. Dik dik bakıyor, en psikopatından. Hafifçe yüzüm ekşi, soruyorum ne bu hal?

Sen daha iyi bilirsin diyor, en pişkininden. Kalakalıyorum eğilmeye yüz tutmuş bakışların ardından. Devrilmesini engellemek için altına geçiyorum, en cesaretlisinden. Telkin, teskin, tembih… Hiç biri işe yaramıyor, koskoca çınar devriliyor, yatağın ortasına. Hummalı bir yarış başlıyor, en bilgilisinden. Beyin fırtınası esiyor, en serininden. İçim ürperiyor, ellerim titriyor, yüreğim buz kesiyor. Gömüyorum kafamı karanlığa, en zifirisinden. Tik taklar, kulağımda çığa dönüşüyor ve tak taklar beynime derin darbeler bırakıyor, en ağırından. Çarpık rüyaların başkahramanı oluyorum, en sapkınından. Sapur supur bir düşünce yerleşti mi ayrılmıyor, en yapışkanından. Gözlerimi açıyorum. Zaten uyanığım diyorum ne bu? Korku giriyor ruhuma, en karabasanından. Sessiz bir çığlık tüm odayı kaplıyor. Haykırışlar boşlukta gezinip yorgan altında sonlanıyor, en failinden. Şimdi diyorum uyku vakti, oyun bitti. İyi geceler…