Gençler vardır kocaman yüreklerini sırtlayıp vatanı için kavga eder. Gençler vardır harama el uzatmadan alın teriyle ekmek kavgasına girer. Bir de gençler vardır amaçsız, gayesiz boşa salladıkları iki yumruğu erkeklikten sayar. Kavga vardır ülke kurtarır. Kavga vardır onlarca hayatı sonlandırır. 
Konya'da iki grup arasında çıkan kavgada kalbine tekme atılan 17 yaşındaki Burak Kenan yaşamını yitirdi. 
Birbirini tanımayan iki genç grup bilinmeyen bir nedenle kavga etmeye başladı. 
Kavgada buzdolabı tamircisi 17 yaşındaki Burak Kenan aldığı tekme darbesiyle hayatını kaybetti. Yanında bulunan arkadaşı M.E.A (15) de yine aldığı darbeler sonucu yaralandı. Kavgaya karışan ve Burak Kenan'ın ölümüne sebep olan (16) yaşında ki R.E.Z ise tutuklandı.
Neresinden bakarsak bakalım üzücü bir durum. Bir tarafta çocuk yaşta ölen bir genç, öbür yanda ömrünün en güzel çağını  ceza evinde geçirmek zorunda kalacak olan bir cocuk. 
Allah kimsenin başına vermesin temennisinin en çok yakıştığı yerleden birisidir genç ölümleri.  
Ülkenin dört bir yanında her gün, farklı sebeplerden dolayı hayatını kaybeden onlarca gencimizi düşündükçe. ne oluyor gençlerimize? demekten kendimi alamıyorum. 
Ne oluyor gençlerimize? Kim, hangi cellat hiç acımadan ölüme gönderiyor bunları. 
Sorumun cevabı çok açık aslında. 
Ben, sen, o diye ayırmadan haykırıyorum. Cellat hepimiziz. 
Toplum olarak ihtiyacımız olan aklı başında, daha eğitici şeyler peşinden koşan, iyiyi kötüyü ayırt edebilen gençler yetiştirmek yerine sokak köşelerinde düşük bel renkli eşofmanlarıyla sigarasını tüttüren, tespih sallamayı delikanlılık sanan, kendisini güçlü ve yenilmez gösteren karak terlerle özdeşleştiren, çorap içlerinde çakı, silah taşıyan, rajon kesen, en küçük olayda gruplar halinde sokakları savaş alanına çeviren şiddetin çocuğu olmaya aday gençler yetiştiriyoruz. 
Hadi şimdi başınızı iki elinizin arasına alarak nerede hata yaptım diye bir düşünün.
Sevgiden uzak mı büyüdü bu çocuklar? veya verilen sevgi abartılıp şımartıldımı, eğitimsiz mi bırakıldı? 
Ne çabuk unuttunuz daha dün sütten yeni kesilmiş bebelerin eline oyuncak tabanca tutuşturarak benim oğlum erkek adam olacak dediğiniz günleri. 
Sahi siz değil miydiniz? ipsiz, sapsız sözüm ona mafya babalarını başınıza tac ederek, sempati duyan duymakla kalmayıp bu gereksiz hayranlığı çocuklarınıza aşılayan.
Ve gençlerin en büyük düşmanı. 
Tüm dertleri saygınlık kazanmak olan, kahve köşelerini mesken tutmuş işsiz, güçsüz, başı boş adamlar. Gençlerin deyimiyle ağbiler. 
Ailelerin çoğu zaman yalnış diye yasakladığını doğruymuş gibi anlatarak gençlerin sempatisini kazanan sonrasında bir çoğunu bile, isteye ölüme yollayan gereksiz şahsiyetler. 
Ve başardınız! 
Hep çocuk kalacak diye düşündüğünüz, fakat bir gün büyüyecekler ihtimalini hesaba katmadığınız o çocuklar büyüdü. 
Tam da istediğiniz gibi. Güçlü, kimse den korkmayan, ölüme meydan okuyan birer delikanlı oldular. 
Hadi ölümü uyku sanan bu gençleri durdurun bakalım durdura bilirseniz.