Seçime bir hafta kala muhalif cephenin kirli ittifakı farklı şekillerle ve ilişkilerle gündem yaratmaya devam ediyor. Kime nereye hizmet ettiği bilinmeyen dahası bilinmediği hissiyatıyla sinsice hareket etmeye çalışan üst aklın maşaları can hıraş bir şekilde son güne kadar seçimi ve meşru oyları nasıl manipüle edebilir ya da mevcut iktidarı nasıl gözden düşürebilir, millet adına milletin adamı olan Erdoğan’ı nereden vurabilirizin hesabını yapıyor yine. Bunun son örneği, başta Can Dündar olmak üzere yönetimi cemaatin güdümüne girmiş olan Cumhuriyet gazetesinin durdurulan mit tırlarının haberini Türkiye terör örgütüne yardım ediyor algısıyla manşetten vermesi oldu. Üstelik bu bahsi geçen iddiaya delil olarak yayımlanan fotoğraf yeni değil geçen sene Aydınlık’ta verilen manşetin aynısıydı.
Ardından 3713 sayılı terörle mücadele kanunu çerçevesinde Cumhuriyet Gazetesi yöneticileri hakkında soruşturma başlattı. Elbetteki buradaki amaç Türkiye’yi ve Ak Partiyi Uluslar arası arenada küçük düşürmek yasadışı oluşumlara destek veriyor algısı yaratıp terör listesine aldırmak ve hatta uluslar arası mahkemede yargılatmak. Bunlar aslında milletin iradesini meşru yolla saf dışı bırakamayan üst aklın bizdeki kuklalarının  nasıl gözünün karardığının da bir göstergesi. Zira seçime sayılı günler kala seçmen üzerinde içeride bir türlü değiştiremedikleri algıyı yurtdışı destekli nasıl yapabiliriz hesapları görülüyor. Geçenlerde New York Times’da çıkan Erdoğan’ın Türkiye’si şöyle böyle şeklinde çıkan  haberler de bu çabadan bağımsız değil elbette.
Ortada korkunç bir ittifak ağı var maalesef, işin acı tarafı bunu herkesin milletçe göremiyor hala ısmarlama manşetlere takılıyor onlar üzerinden yürüyor düşünüyor olması. Adamların tam da istediği bu zaten, bizi bizden iyi tanıyorlar. Neyin ne derece üzerimizde etkili olabileceği konusunda uzmanlar.
Bakın size ilginç bir bilgi daha bakalım bazılarınız için şaşırtıcı gelecek mi, seçim meydanlarında hiçbir şekilde birbirinin ayağına basmayan hatta aksine birbirleri için neredeyse aşkla şevkle oy isteyen CHP ve HDP’nin seçim stratejileri için çalıştıkları şirket aynı. Benenson firması. HDP’nin batıda beyaz Türklere sevimli gözükmesi, CHP’nin meydanlarda HDP’ye vurmaması da bu grubun belirlediği taktiklerden. Ve işin en ilginç tarafı Benenson firmasının kimle bağlantılı olduğu, işte onu bildiğinizde herşey netleşiyor düğüm çözülüyor zaten karmaşık bir şey yok ortada, Rothchild ailesi.
Bu ailenin dünyanın para imparatorluğunda ve yönetiminde söz sahibi sayılı ailelerden olduğunu bilmek için kişinin el altındaki teknolojilerden yararlanıp birazcık araştırması yeterli, tabi bu ailelerin bağlantıları gözle görülür şekilde işlemez. İstedikleri ülkede istedikleri yönetime karar verip içimizden sandıklarımızın katkısıyla  iş başına getirenler hep bunlardır ama dışarıdan görünen başkadır.
Kısaca ülke şu anda çok girift ve tehlikeli bir aşamadan geçiyor, bu mesele sadece siyasi parti ya da seçim meselesinden öte milletin kendi iradesine sahip çıkma arkasında durma meselesi. Ortadoğu’da söz sahibi, enerji hattının üzerinde bölgeye hakim,  kökleriyle buluşan bir Türkiye istemeyen üst aklın dediği mi olacak, Yeni Türkiye güçlü bir şekilde kendi iradesiyle yoluna devam mı edecek?! Bütün mesele bu..!