Çok eski bir Çin öyküsüne göre zamanın bir Çin soylusu,  zamanın en ünlü bilim adamlarından üç kardeşlerden en küçüğü olan otacıya (hekim) “ içinizde en üstün olanın hanginiz diye bir soru sorar”?
Kardeşlerden en küçük otacı cevap verir.
Büyük ağabeyim, daha hastalık çıkmadan hastalıkların ruhunu görür ve hastalık ortaya çıkmadan yok eder. Onun için onun şöhreti evin duvarlarının dışına çıkmaz.
Ortanca ağabeyim hastalık ortaya çıkınca yok eder. Bu nedenle onun şöhreti de mahallenin dışına çıkmaz.
Bana gelince, ben hastalık yayılınca damarları açarım, ameliyat yaparım çeşitli ilaç tedavileri uygularım. Dolayısıyla benim şöhretim her tarafa yayılmıştır. Küçük otanca işte durum bundan ibarettir “sorarım şimdi size hangimiz daha üstünüz siz karar verin.”
Öyküde anlatılmak istenen ölçüt günümüz komutanlarında ve yöneticilerinde olması gereken en önemli vasıflara atıfta bulunmak isterim. Onun içindir ki lider ile politikacıların arasındaki fark ufkun ötesini görmekle görememek kadar açıktır.  Lakin ne yazık ki toplumlarda liderleri anlayamadığımız fark etmediğimiz insanlardır. Onlar yıldızlara benzerler en karanlık anlarda anlarız değerlerini.
Liderlerin yönettiği toplumlar sorunsuz ve huzur içerisinde yaşarken. Her şeyin yolunda olduğu bir düzende liderin farkı bilinmeyebilir. Ehil olmayan yönetimlerin elindeki halklar tüm enerjilerini problem çözmekle meşgul olurlar tüm bu kargaşa içerisinde yaşarken, gerçek problemlerinin ne olduğunu anlayamayan insanlar yöneticilerinin yaratmış olduğu sıkıntıları görememektedirler. Çünkü yeterli bilgi ve birikime sahip olmayan idarecileri sorun çözmeyi bir tarafa bırakın sorun yaratanın kendisi olduğunun dahi farkına varamayacak kadar zekâdan yoksundurlar. Halk ise ortaya çıkan problemleri çözmeye çalışan bir yöneticileri olduğuna kendilerini inandırırlar. Zaman, zaman kötü yönetimler daha uzun sürebilir bazen ta ki duvara toslayıncaya kadar.
Buna ek olarak sun tzu eski çağlarda yaşamış değerli savaş komutanlarının birçoğu daha savaş başlamadan öngörüleri sayesinde savaşmadan savaşı kazanmış birçok komutanın değerinin anlaşılamamış olması nedeniyle tarihçiler tarafından yeterince bilinmemektedir. Tarih tarafından yeteri kadar değerleri anlaşılamadığından ödüllendirilemediklerinin altını çizmektedir.
Chung- ho chi derin bilgiyi şu şekilde tanımlamaktadır
Sıkıntıyı sıkıntının oluşmasından önce,
Tehlikeyi tehlikenin oluşmasından önce
Yok, olmayı yok olmadan önce
Belayı bela gelmeden önce bilmektir.
Derin bilgi sıkıntıyı düzene, tehlikeyi güvene, yok olmayı var olmaya, belayı başarıya dönüştürebilmektir asıl başarı.  yoksa gelen tehlikeyle savaşmak enerjiyi bu yönde harcarken yeni gelen tehlike ve sıkıntıların farkına varamamak olacaktır. Üst üste yapılan yanlışlar yapılan hatalar kısır döngülere neden olacaktır.
Zarar geldikten sonra anlamak ve başarmak, başarmak sayılmaz. Görünmezi göründükten sonra görüyorum demek görmek değildir.
Yoksa “görünmeyeni göremiyorsanız, duyulmayanı duyamıyorsanız, ne duyuyorsunuz nede görüyorsunuz demektir.”
Bugün yeryüzünde geçmişte ve günümüzde kendi egolarını tatmin edememiş, Hitler benzeri birçok diktatörler ve dikta rejim özentileri hem kendi ülkelerine hem de tüm insanlığa birçok acılar çektirmişlerdir.   Bu döngü dünyanın sonuna kadar da böyle olacaktır hukuk ve adaletin yerine gücü ve günlük kişisel menfaatimizi koyduğumuz sürece. Bir süre sonra dönüp menfaat diye gördüğümüz şeyin ta ki bizi de vurana kadar. Toplumlarda huzur, güven, adalet ve hukuk ortak paydalar da buluştuğu sürece değerli olur. Ancak bu şekilde güvende yaşar ve gelişmişliğimiz sağlamış oluruz. Yoksa vücudumuzun her hangi bir yerindeki hastalık tüm bedeni etkilediği gibi, eşit olmayan paylaşım ve adalet, tüm toplumu rahatsız edecektir dolayısıyla kargaşa ve çatışma ortamına zemin hazırlamış olacaktır.
Yeryüzünü yaşanabilir kılmak bizim elimizde olduğu gibi çekilmez bir hal almasını sağlamakta yine bizim arı bir düşünceye sahip olmamızdan geçmektedir. Ancak biz bize nasıl davranılmasını ve nasıl yönetilmek istiyorsak başımıza mutlaka öyle bir gelecektir. Her şey bizim düşünce ve davranışlarımızla şekillenecektir. İyi bir hayat ve yaşanabilir bir dünya yaratabilmek dileklerimle.