Baharlar geride kaldı önümüz artık sarı sonbahar!
Geçirdiğimiz kaçıncı sonbahar, hüzün, kaçıncı kederdir bu?

Sonbahar; her zaman hüznün ağırlığı altında kalmış ve bitişleri hatırlatan atmosfere bürünmüştür.  

Gökyüzünden döne döne toprakla buluşan yapraklar misali, bir ömrün sondan bir öncesi, bitişe bir kalayı anımsatan sarı sonbahar.

Hüzün yüklü bulutlarla ağır ağır önce tenimizi üşütür, sonra yüreğimize ve ruhumuza süzülerek benliğimizi ele geçiriyor. Havada yağmur kokusu, nedense aklımızda hep yitirilenler, yüreğimize teker teker dökülüyor.

Bazen derin düşüncelere gözlerimiz dalıp gidiyor, bazen de eski bir anı gözlerimizde capcanlı beliriyor. Anlam veremediğimiz bir ruh hali bizi sarıp sarmalıyor.

Bazen bir akşam vakti, en içli şarkılarda bize dokunuyor, ömrümüzden çekip giden ne varsa gün yüzüne çıkıyor.

İşte o zaman yüreğimizi derin bir hüzün kaplıyor. Tam da böyle bir dönemde birden düşünceleriz firar ediyor.

Bir bestekârın en içli nameleri kağıda dökülerek kulaklarımızda yankılanıyor.
Eğer şairseniz en güzel şiirlerinizin yazıldığı mevsim olarak mısralarla buluşuyor.
Ressamsanız tuale yansıyan muhteşem görsellik en güzel eseriniz oluyor.
En güzel romanların, filmlerin, damla damla damarlarımıza kadar işleyen hüznün mevsimi sarı sonbahar.

Doğanın muhteşem görselliği, yüreklere huzur veren bir görüntüye büründüğü mevsimdir.

En güzel aşkların ve sevdaların yeşerdiği, nice birlikteliklere imza atılan sarı sonbahar.
 
Aslında sonbahar, nice yaşanılan baharların sonu değil, yenibaharlara yelken açmanın başlangıcı oluyor.  

Yağan yağmurda cam kenarında içilen bir bardak çay; en sevdiğim havalardan biridir.
İç huzurumuzun oluşması için yeterli kalıyor.

Üşüyerek sımsıkı sarıldığımız yün ceketimiz iç huzurumuzla birlikte önce tenimizi sonra yüreğimizi ısıtmaya yetiyor.

Sarı sonbahar’da, ilkbaharla birlikte yeniden doğmak üzere, yeniliklere doğru yol alınıyor.

Ağaçlar dahi, yapraklarını dökerken, bir sonraki baharda yeni sürgünler vererek, büyüyerek daha da güçlenerek taze yapraklarını çıkarır, çiçekler bir sonraki baharda tekrar açmak için tohumlarını bırakırken, tekrar yeşermek ve daha güzel açmak için çabalar.

Üzerimizde bulunan hüznü, acıyı ve kederi atma vakti çoktan gelmiş şöyle bir silkelenip yenibaharı kucaklamanın telaşına şimdiden başlayalım mı, ne dersiniz?

Her gelen yenibahar ne ilk nede son oluyor, bize sadece değer ve anlam yüklemek düşüyor.

Hüznü bir kenara bırakıp yeni değerlere anlam katmaya var mısınız? O zaman yaşadığımız ve nefes aldığımız her anın değerini katarak, tadını çıkarmaya bakalım.

Ömür dediğimiz süre göz açıp kapamak kadar kısa.

Sevgi ile kalın.