Milletimizi ayakta tutan öyle kahramanlarız vardır ki; onların vatan savunması için yaptıkları kutsal mücadeleyi hatırlamak ve anmak milli bir görevimiz gibidir! Yani o şanlı kahramanları unutmak demek, anmamak demek adeta kendimizi inkâr etmek demektir. İşte 11 Nisan 1920’de Urfa’nın kurtuluşunu sağlayan ve her zaman minnetle yad etmemiz gereken o 12 şanlı kahramanın Fransızlar’a karşı verdikleri şanlı direnişin unutulmaz hikayesi.      

Mondros Ateşkes Antlaşması’nın 7. maddesinde yer alan “Müttefikler, güvenlerini tehdit edecek bir durum ortaya çıktığında herhangi bir stratejik noktayı işgal hakkına haiz olacaklardır,” hükmü, Urfa’yı işgale gerekçe yapılarak 24 Mart 1919 tarihinde Urfa, İngilizler tarafından işgal edildi.

Bir İngiliz yarbayı, iki subay ve bir zırhlı otomobille geldikleri Urfa’da İngiliz Kumandan, ziyaret ettiği Mutasarrıf Nusret Bey’e: “Galip bir hükümetin askeri neden karşılanmıyor?” Diye sorduğunda ondan: “Haksız yere memleketi işgal eden bir kuvveti karşılamaya çıkmak bir Türk mutasarrıfına yakışmaz. Bir misafir gibi gelseydiniz, sizi ta Birecik’te karşılardım,” cevabını alıyordu. 

Sonrasında İngilizler Urfa'yı kuşatarak oradaki bazı aşiretleri silahlandırıp birbiriyle çatıştırma ve kıydırma yöntemini benimsediler. Bu alanda kısmen de başarılı oldular. Ancak sonradan; İngilizlerle Fransızlar kendi aralarında yaptıkları anlaşma gereği, Urfa bölgesi Fransızlara bırakılıyordu. Böylece İngilizler ’den sonra 30 Ekim 1919 tarihinde Fransızlar Urfa'yı işgal ettiler. Öteden beri Urfa'da yaşayan yerli Ermenilerle iş birliği yaparak çirkin emellerini gerçekleştirmeye başladılar. Ama Urfalılar Fransızlar’ın bu çirkin saldırılarına ve işgallerine sesiz kalmayıp şanlı direnişi başlatmak için hemen gizlice teşkilatımaysa başladılar. Bu işi canı gönülden başlatan kişi ise Urfa Mutasarrıf Nusret Bey’di.

Ne var ki, İngiliz işgal kuvvetleri komutanı ile ilk günden sürtüşmede olan Mutasarrıf Nusret Bey'in, "tehcir suçlusu" olduğu suçlaması gerekçesiyle tevkif edip, İstanbul'a gönderir. Ne yazık ki, Nemrut Mustafa başkalığındaki Harp Divanı İngilizler ’in baskısı sonucu onu idama mahkûm edip, şehit ettiler. Bu ve benzeri tutuklamalar üzerine Urfalı vatanseverler Hacı Mustafa Efendi ile birlikte oniki kişiden oluşan gizli bir Müdafaa-yı Hukuk cemiyeti oluşturulur. 4/5 Eylül gecesi kurulan bu gizli teşekkül, ilk toplantısını Kaleboynu Mahallesi’ndeki Güllü Osman Efendi'nin evinde yaparlar. Bu oniki kişi Kur'ân-ı Kerim'e el basarak, millî gayenin gerçekleştirilmesi için şimdilik gizlice Jandarma Tabur Kumandanı Ali Rıza Bey'in idaresinde çalışacaklarına yemin ederler. Bu toplantı sonrasında cemiyetin kuruluşunun Sivas'ta bulunan Mustafa Kemal Paşa'ya da bildirilmesi karar altına alınır. Güllü Osman Efendi'nin evindeki toplantıya katılarak, gizlice Urfa Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti'ni kuran ve "Onikiler" diye adlandırılan kişiler şunlardır: 

“Meclis-i İdâre eski azalarından Belediye Reisi Hacı Kâmilzâde Hacı Mustafa Efendi. Barutçuzâde Hacı İmam Efendi.  Eşraftan Tüccâr Hacı Kâmilzâde Hacı Mustafa Reşid Efendi. Mollazâde Mahmud Efendi. Polis Komiserliğinden Mustafi Arabikâtibizâde Şakir Efendi. Güllüzâde Osman Efendi. Esnaftan Şellizâde Ali Ağa. Tüccârdan Nebozâde Hacı İmam Efendi. Eşraftan Hacı Bedirağazâde Halil Ağa. Jandarma Tabur mülhakı İzmirli Adil Hulusi Efendi. Takım kumandanlarından Mülazım-ı Evvel Hüseyin Pertev Efendi.  Jandarma Çavuşu Sofi oğlu Hacı Mustafa Çavuş.”

Kurtuluş programını hazırlayan cemiyet, Urfa'daki mevcut Müdafaa-yı Hukuk çalışmalarını telgrafla Sivas'ta bulunan Hey'et-i Temsiliye Başkanı Mustafa Kemal Paşaya bildirmiştir:

TBMM tarafında görevlendirilen Ali Saip Bey (Yüzbaşı) 20 Aralık 1919 günü Urfa'ya gelerek, buradaki görevine başlar.  Fakat bilindiği gibi, Fransızların tazyiki ile Ali Saip’de Urfa’dan ayrılmak zorunda kalmış ve 15 Ocak 1920'de yapılması plânlanan ayaklanma gerçekleştirilememiştir. Nihayet 23 günlük gecikmeden sonra, 8/9 Şubat gecesi millî kuvvetler Urfa'ya girebilmiştir. Mustafa Kemal Paşa, Urfa Mutasarrıflığı'na gönderdiği 28 Kasım 1919 tarihli talimatında da, "Gayemiz, vatanın kurtulmasıdır... Mütarekeye ve milletlerrarası hukuka aykırı en ufak hareketi bile protesto etmekten çekinmeyiniz. Milli teşkilâtı kuvvetlendirmeğe hizmet ediniz..." demiştir. 

Mustafa Kemal Paşa bir başka direktifinde de savunma savaşının nasıl yapılacağına ilişkin vermiş olduğu talimatı ile de Urfa’nın kurtuluşuna büyük bir katkıyı sağlamıştır. 

İşte yıllarca hepimizin gözleri dolarak ve heyecanla dinlediğimiz 7 Aralık 1919 yılında “Onikiler’in” Fransızlar’a gönderdiği nota: 

“Biz Urfa Sancağı halkı Sulhsever insanlarız. Bin yıldan beri bu topraklarda hür olarak yaşıyoruz. Ancak topraklarımıza göz dikenleri bu teşebbüslerinde hep pişman etmişizdir. Şimdiye dek sizin buraya geçici olarak geldiğinizi sanıyorduk. Fakat bayraklarımızı devlet dairelerinde indirmeniz, dahili işlerimizdeki müdahaleci tutumunuz, sizin Urfa'da temelli ve müstemlekeci olarak kalmak niyetinde olduğunuzu gösteriyor.  Bu kötü niyetinizi gördük ve biz Urfalılar, sizi bu topraklardan atmak için bütün gücümüzle çalışmaya yemin ettik. Esasen sözünü ettiğiniz ve “Oniki” sandığınız rakam gerçek sayımız yanında küçük kalır. Zira Urfalılar size savaş açarak sizleri buradan çıkarmaya yediden yetmişe kadar yemin etmişlerdir. Bu sebepten 12 rakkamını tashih ederek 120 bin olarak notlarınıza geçirmeniz daha isabetli olur. 

Madem ki Onikiden söz ettiniz biz de size seslenerek diyoruz ki; evet, biz “Onikiler” daha fazlası ile varız. Şehirli ve köylü, Türk ve Kürt, yerleşik ve göçebe bütün Urfa livası halkının hissiyatına tercümanız. Arkamızda bizim gibi yeminli on binlerce mücahit vardır. Bizi tevkif edemezsiniz. Farzı muhal hayal ettiğiniz tevkifi yapsanız bile bu mücadele hareketini durduramazsınız. Biz Onikilerin yerini 12 binler, 120 binler alacaktır. 

Biz “Onikiler,” teşkilatımızın elebaşlarıyız. Biz “Onikiler” memleketimizi yabancı istilasından kurtarmak, istikbalimize kastedenleri topraklarımızdan kovmak için her türlü savaşı göze almış bulunuyoruz. Sizin bize ders vermeniz bir tarafa, çok geçmeden biz Onikileri ve Urfa mücahitlerinin size nasıl bir ders vermiş olacağını göreceksiniz. Size tavsiyemiz, biz “Onikiler’in” ve temsilcisi bulunduğumuz 120 binlerin sillesini yemeden ve çok geç olmadan, medeni milletlere yakışır bir tarzda Urfalılardan özür dileyerek Fransa'ya dönmenizdir. 

Bütün Urfa Sancağı adına Onikiler '' 

(Ne mutlu ki; bu notadan hemen sonra Urfalıların şanlı direnişi 9 Şubat 1920'de başlamış ve 11 Nisan 1920 tarihinde Fransızların Urfa'yı terk etmesi sonucu zaferle sonuçlanmıştır.) 

Yani bundan 97 yıl önce idi:

“Kollumu salladım toplar oynadı

Karataş içinden çete kaynadı

Yaşasın Urfalılar teslim olmadı

Di   yürü yürü kumandanlar yürü

Urfa çeteleri dönmüyor geri.”

İstiklalimiz ve istikbalimiz için geri dönmeyen “Şanlıurfa’nın şanlı kahramanları!” Binlerce teşekkürler sizlere!