SAİD NURSÎ’Yİ KİMLER NASIL KULLANIYOR?!...

Said Nursi’nin, “Risâletü’n-Nûr” dediği Risâle’lerindeki, Akâid-i İslâmiyye ve ehl-i Sünnete aykırı hususlara tafsilat vermeden sadece etsek bile, Pehlivan Tefrikalarına benzer Tefrika’lar ortaya çıkar. 

Uzatmak niyetinde değilim. Faydası da yok, bu serî’nin bu son yazısında, bu yılın 26 Şubat 2014 Çarşamba günü saat 14:56 i’tibariyle internet ortamına düşmüş bir röportaj’dan ba’zı bölümler aktararak Said Nursî’nin kimler tarafından nasıl kullanıldığı, nelere âlet edildiğini açıkca ortaya koyacağım. 

Röportaj’ı internet ortamından alıp yayınlayanlar şöyle bir başlık’la vermişler: 

İsa Mesih Sad-i Nursi’nin yerine mi geçti?... 

Röportaj, Kanada’da yaşayan, Kanada vatandaşı, Harvard’lı, İsevî Elijah STAHI tarafından Dr.Hamza Metiner ile yapılmıştır. Şakird’ler, İsevî ve Mûsevî şakird’leri çok severler, İsevî Nurcu’lar ve Mûsevî Nurcular. 

Kendisiyle röportaj yapılan, Dr.Hamza Metiner, ileri gelen şakird’lerden olmalı ki, tüm suallere tam bir ehliyet ve yetkinlikle cevap veriyor. 

ELİJAH STAHL/KANADA 22.02.2014  HYPERLINK "http://www.celcelutiy.com" www.celcelutiy.com (hele bir bakarmısınız, İsevî Şakird’in sitesinin ismi bile Said Nursî’nin Risalelerinden alınma!..) 

ELİJAH STAHL, soruyor; Hazreti İsa Mesih, Haz.Meryem’in oğludur, Kur’ân’da Haz.Meryem’e eş olarak ruhun yollandığı vurgulanmakta, İslâm âlimlerinin kahir çoğunluğu; ruhtan; kastın, Haz.Cebrâil aleyhisselâm olduğunu ön görmektedir. 

Bu inanışa göre Haz.Meryem’in eşi Haz.Cebrâil aleyhisselâm mıdır? Cebrail aleyhisselâm İsa Mesîh’in babası mıdır? 

Dr.Hamza Metiner cevaplandırıyor: 

Ruhun dairesi oldukça geniştir. Ayette ruhun kime ait olduğu açıklanmamıştır. İslâm âlimleri ruh hakkında akılla hüküm vermiştir. İslâm âlimlerinin bu görüşlerinin bu görüşleri kesindir, denemez. Sadece bir yorum. Bir bakış açısı. Allah’ın yaratma sırrının gereği ne cennet hayatında ne de diğer hayat mertebelerinde, meleklerle insanların evlendiklerine dair hiçbir ilâhî hüküm, delil gösteremezsiniz. Bu nedenle İslâm âlimlerinin yalnızca aklı ön plâna alarak ruh, Cebrail aliyhesselâm’dır, demeleri bir şey ifade etmez, etmiyor. Buna iman etmek zorunda değiliz. Büyük olasılıkla Meryem’e gelen ruh, Hazreti Muhammed aleyhisselâmdır. Efendimiz aleyhisselam’ın ruhâniyetinin, Haz.Meryem’e yollanmış olma olasılığının oldukça yüksek olmasıdır. 

Kimi Hıristiyanların Haz.İsa Mesih’i Allah’ın oğlu olarak ön görmelerini nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Bu düşünce Haz.İsa Mesih’in babasız olarak dünya’ya gelmiş olmasıyla yakından ilgilidir. Bu nedenle Yahudiler İsa Mesih’i Allah’ın oğlu olarak ön gördüler. Hıristiyanlardan çoğu da buna inandılar, bu kabul edilemez. Allah, yemeden, içmeden, kısaca insana ait tüm düşüncelerden fiillerden uzaktır. O mutlâk gücün tek sahibidir. O’nda noksan sıfatlardan hiçbirisi yoktur. Yahûdîler ve Hıristiyanlar için Haz.İsa Mesih’in babasız olarak dünyaya gelmesi büyük bir fitne oldu. Bu fitneye bağlı olarak İsa Mesih Allah’ın oğludur, diye düşünenler küfre girdiler ve Allah tarafından la’netlendiler. İslâm âlimlerinin çoğu da ruhun Haz.Meryem’in rahmine Haz.İsâ Mesih’in yerleştirdiğini öne sürdüler. Yâni, Cebrail aleyhisselâm’ın bunu yaptığını düşündüler. Bu tamâmen bir varsayım. Bizce Allah Hazreti Muhammed aleyhisselâm’ı, Melkan aleyhisselâm’ı (Hızır’ı) yolladığı gibi yolladı. Yâni sizler bizler gibi cisimleşti. Hazreti Meryem dünya’da betûliyyeti, temizliği temsil eden yüce yaratılışı çok özel emsalsiz Bir kızdı. Kendine ruhun yakınlaşmasını istemedi; ama ruh; Allah’ın emriyle geldiğini söyledi. Haz.Meryem, cinsel birleşme yoluyla Haz.İsa Mesih’e hâmile kaldı. Hâşâ! Sümme, Sümme hâşâ! Fesümme, Sümme hâşâ! Babasız olarak İsâ Mesih dünya’ya gelmedi. Babası vardı. Bu büyük olasılıkla Haz.Muhammed aleyhisselâm’dı. Yahûdiler, Hıristiyanlar olup bitenden habersiz oldukları için İsa Mesih’in babasız dünya’ya geldiğini ön gördüler. Daha da ileri gidip İsâ Mesih Allah’ın oğlu’dur, diyerek la’netlendiler. 

Cumhur-u Müfessirîn’e göre doğrusu nedir? 

Meryem Suresi, 16-21. âyet’lerin meâlleriyle şöyledir: 

“(Resûlüm!) Kitap’ta Meryem’i de an. Hani o, ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmişti.” “Meryem onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken biz ona ruhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü.” “Meryem dedi ki, sen’den, çok esirgeyici olan Allah’a sığınırım! Eğer Allah’tan sakınan bir kimse isen (bana dokunma).” 

Melek(ruh) ben yalnızca sana tertemiz bir erkek çocuk bağışlamam için Rabbi’nin bir elçisiyim, dedi.”

“Meryem; bana bir insan eli değmediği, iffetsiz de olmadığım halde benim nasıl çocuğum olabilir? dedi.” 

Melek(ruh) öyledir, dedi; (zira) Rabbi’n buyurdu ki; bu bana kolaydır. Çünkü, biz onu insanlara bir delil ve kendimizden bir rahmet kılacağız. Bu hüküm ve karara bağlanmış (ezelde olup bitmiş) bir iş idi.” 

Müfessir’lerin neredeyse tamamına yakını, bu âyet’lerde geçen ruhtan, murad’ın Haz.Cebrail aleyhisselâm olduğunda ittifak etmişlerdir. 

“(Resûlüm!) Onu “Rûhu’l-emîn (Cebrail) uyarıcılardan olasın diye, apaçık Arap diliyle senin kalbine indirmiştir.” (Şuarâ 26/193, 194, 195) 

“O gecede, Rab’lerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail) her iş için iner dururlar,” (el-Kadr 97/4) gibi âyet-i Kerime’lerde “Ruh” kelimesinden hep Cebrail aleyhisselâm murad edilmiştir. 

Öte yandan, Allah ile yeryüzüne gönderilen Peygamber’ler arasında, Peygamber olmadıkları halde Allah’ın kendilerine vahiy ihsan ettiği, Haz.Musâ’nın annesi ve Haz.Meryem gibilere elçi olarak hep Cebrâil aleyhisselâm gönderildiği için, Allah’a en yakın melek ve “Ruhu’l’llah ve Ruhul-Kudüs Cebrail aleyhisselâm’dır. 

Dolayısiyle de Haz.Meryem’e gönderilen melek, elçi, ruh, Cebrail aleyhisselâm’dır. Fakat, Hazreti Meryem korkmasın, diye güzel bir insan suretinde gelen Cebrail, nurdan yaratılmış bir melek olduğu için aslâ erkeklik ve dişilikle münasebetleri bulunmadığından, hâşâ iddia edildiği gibi, bu Melek ile Meryem arasında asla bir temas, hele hele, cinsel bir temas aslâ sözkonusu olmamıştır-olamaz da...

Hâşâ! Haz.Muhammed salla’llahu aleyhi ve sellem’in doğumundan asırlarca önce tecessüm ettiği, hâşâ! Sümme hâşâ! Hazret İsâ’nın babası olduğu iddiası, tek kelime ile terbiyesizlik, küfürdür, yerine gelince genişçe anlatılacağı üzere Tenâsûh, reenkarnasyon’dur, ki bu da başlı başına bir başka küfür sebebidir. 

“Allah nezdinde İsâ’nın durumu, Adem’in durumu gibidir. Allah onu (Adem’i) topraktan yarattı. Sonra ona “OL!” dedi ve oluverdi.” (Âl-i İmran 2/49) 

Hazret-i Meryem’e hiçbir kimsenin ve ruhun herhangi bir teması olmadan, hâşâ! Herhangi bir cinsî temas olmadan, iffeti ve nâmusu bizzat Allah tarafından temin edilmiş, Betûl-Bâkire olduğu halde Allah’ın takdiri ve kudretiyle, melek, Cebrail vasıtasıyla kendisine bir ruhun-canın üflenmesiyle Haz.İsâ’ya hâmile kalmıştı. 

Yukarıda Meâlini verdiğim âyet-i Kerime’de Allah, İsâ’nın yaratılışını Haz.Âdem’in yaratılışına benzetmişti. “Rabbin meleklere demişti ki! Ben, muhakkak çamurdan bir insan yaratacağım.” “Onu tamamlayıp içine de ruhumdan üfürdüğüm zaman, derhal ona secdeye kapanın.” (Sâd 38/71, 72) 

Meryem’e gönderilen Ruh’un, Melek’in Cebrail’in vazifesi, Allah’ın izni ve emriyle ruhu-canı bilvasıta üflemesidir...