ANKARA
Hacettepe Üniversitesi Yutma Bozuklukları Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ayşe Karaduman, 

yılda 2 bin 500 ile 3 bin arasında hastaya hizmet verdiklerini, bu hastaların yüzde 56,6'sının çocuk olduğunu bildirdi.

Karaduman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 12 Aralık'ın "Dünya Disfaji (Yutma güçlüğü) Günü" olduğunu belirterek, Türkiye'de bu konuda farkındalığın yeteri kadar olamadığını söyledi.

Çoğu kişinin yutma sorununun bilinçsiz olarak gerçekleştiğini vurgulayan Karaduman, yutmanın bozulması halinde çok önemli sonuçlar doğurduğunu ifade etti.

Karaduman, yutma bozukluğunun genellikle farkedilebilen bir konu olmadığına işaret ederek, "Bu bir hastalık olmadığı için insanlar çoğu zaman farketmiyor. 'Yutma bozukluğu' diye bir hastalık yoktur. Bazı hastalıklar doğrudan yutma bozukluğu yapacak şekilde belirtiler verirken bazıları ise sadece sonucudur. Örneğin; üst solunum yolu ya da akciğer enfeksiyonunun çok önemli bir kısmı, yutma bozukluğu sonucunda besinlerin akciğere kaçmasıyla meydana gelir" değerlendirmesinde bulundu.

"Blender bebekleri" 

 Karaduman, "Merkez olarak yılda 2 bin 500 ile 3 bin arasındaki hastaya hizmet veriyoruz. Bunların yüzde 56,6'sı çocuk, diğerleri ise yetişkin" dedi.

Her iki grup için de yutma bozukluğunun en önemli sebebinin nörolojik hastalıkların oluşturduğuna dikkati çeken Karaduman, şunları söyledi:

"Toplumumuzun çok dikkat etmesi gereken bir konu var. 'Blender bebekleri' dediğimiz sağlıklı çocuklarda, çiğnemeyi öğrenememe durumu söz konusu oluyor. Çiğnemeyi öğrenemeyen çocuklar bir süre sonra çiğnemeyi de unutuyor ve bu sefer aldıkları parçalı besini öğürmeye, kusmaya kadar giden çok ciddi sorunlara sahip olabiliyor. Erişkinler de ise yutma bozukluğu yapan durumlardan birisi de kanser ve bunun yanında kemoterapi, radyoterapi uygulamalarının getirdiği yan etkilerdir."

Karaduman, yutma bozukluğu tedavisinin kişiden kişiye değiştiğini bazen tek seansta bazen de birkaç ayda iyileştirebildiklerini söyleyerek, genel olarak hastaların yüzde 70'inde başarılı olduklarını kaydetti.

"Eskişehir, Konya ve İzmir'de bir ekip var"

Uzman hekimler, yutma terapistleri, diyetisyenler ve psikologlarla çalıştıklarını belirten Karaduman, şunları kaydetti:

"Eğer ihmal edilirse gerçekten ciddi bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkabilir. Bozulduğu takdirde hayati fonksiyonlara yol açabilir. Beslenme esnasında ve sonrasında öksürük varsa, göğüste sıkıntı hissediyorsanız veya morarma, yükselen ateş, ciddi öksürük krizleri hissediyorsanız o zaman mutlaka yutma ile ilgilenen bir merkeze başvurun. Ülkemizde de bu konuyla ilgilenen bizimle birlikte Eskişehir, Konya ve İzmir'de bir ekip var. Zaten birbirimizle işbirliği halinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz."

Karaduman, Hacettepe Üniversitesi olarak uluslararası bağlantılarla bu meseleyi dünyanın gündemine getirmeye çalıştıklarına değinerek, "12 Aralık Dünya Disfaji (yutma güçlüğü) Günü' olarak ilan edildi. Bu konunun Dünya Sağlık Örgütünün de (DSÖ) gündemine gelmesini istediğimiz için farkındalık eylemi başlatıyoruz. Acaba tüm dünyada ilgili merkezlere, 8-12 Aralık tarihleri arasında  yutma bozukluğu şikayetiyle başvuran hastaların verileri araştırma portalına girilecek. Böylece dünyada bir haftada kaç kişiyutma bozukluğu şikayetiyle bu kliniklere başvurmuş, bunu öğrenebileceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

"Bu hastalar ağızdan beslenebilir"

Hacettepe Üniversitesi Yutma Bozuklukları Araştırma ve Uygulama Merkezindeki Dr. Fizyoterapist Numan Demir de yutma bozukluğu konusuna dikkati çekmek için merkez olarak "3. Ulusal Yutma Bozuklukları Kongresini" düzenlediklerini söyledi.

Çocuklarda sürekli akciğer enfeksiyonu ile yemek yerken öksürme durumu olduğunda kesinlikle yutma bozukluğu uzmanına götürülmesi çağrısında bulunan Demir, bu tarz şikayeti olanların; hasta grubunun yüzde 30'unu oluşturduğunu kaydetti.

Demir, yutma bozukluğunun tedavi edilebilen bir durum olduğunun altını çizerek, gerekli tedavi yapıldığında bu hastaların ağızdan beslenmelerinin mümkün olduğunu ifade etti.