FİLİZ YILDIZ/VHA

Damar sertliği ve tedavisinde bilinenlerin ötesine geçerek ezber bozan Türk doktorlar, yıllardır yürüttükleri bilimsel çalışmalarla tıp literatürüne girecek önemli bir başarıya imza attılar. Kardiyoloji ve Kalp Damar Cerrahisinden Patolojiye, Endokrinolojiden Genetik’e kadar 32 profesörün yer aldığı ekibin başında İstanbul Tıp Fakültesi eski Dekanı ve Kardiyoloji Ana Bilim Dalı en kıdemli hocası Prof. Dr. Faruk Erzengin bulunuyor. Daha önce Çapa Kampüsü’nde  6 yıl (iki dönem) seçimle kazanarak Dekanlık görevi de yapan Prof. Dr. Erzengin; yürüttükleri çalışmanın sadece Türkiye için değil, tüm dünya ve insanlık için çok mühim olduğunun altını çizerek, “İnsanlar  birçok sebepten dolayı ölüyor. Bu nedenler arasında Kalp ve Damar Hastalıkları, Damar sertkiğine bağlı tüm hastalıklar (örneğin inmeler gibi) başı çekiyor. Öne çıkan bu sebepleri araştırdığımızda insanoğlunun yaşamında atar damarının ömrünün çok önemli olduğu gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Hatta “İnsan, atar damarları kadar yaşıyor” diyebiliriz. Çünkü beyine giden damar tıkandığında insan felç geçirebilir, sakat kalır veya ölür. Kalbe giden atar damar tıkandığında infaktüs yaşanır. Bacağa giden atar damar tıkandığında ise kangren ortaya çıkar. Özetle yaşamımızda atar damarlar çok önemlidir ve insanoğlu atar damarı kadar yaşıyabiliyor. Bizler; 32 kişiden oluşan Çalışma Grubu’muz ile damar sertliği ve tedavileri anlamında özgün bir çalışma yaparak, klasik bilgilerin ötesine geçmeyi başardık” şeklinde açıklamada bulunuyor.

DAMAR SERTLİĞİNDE EZBER BOZULDU!

Damar sertliğinin, atar damarların (arterlerin) üzerinde hangi bölgelerde ortaya çıktığı ve tedavi için çözüm yollarıyla ilgili sofistike araştırmalar yaptıklarını, böylece klasik bilgilere ek olarak  bazı şaşırtıcı gerçeklere ulaştıklarını belirten Prof. Dr. Faruk Erzengin açıklamasını şöyle sürdürüyor: “Atar damarlarda üç tabaka bulunuyor. Üst (dış) kısmına Adventisya, orta tabakaya Media, en iç tabakaya ise İntima diyoruz. Birde bu üç tabakayı birbirinden ayıran iki elastik yapı var (Lamina elastika eksterna ve interna). Klasik olarak eskiden şu biliniyordu; damar sertliği yapan lipitler, oksi LDL ve 250 den fazla etkenler damara İntimal tabakadan,  yani damarın en iç örtüsü olan ve tek tek hücrelerin sıralanmasından oluşan Endotel'den girer ve İntimal tabakaya oturur ve burada birikirler, Lipid plaklarını oluştururlar. Bu lipid (yağ) oluşumları, önce biraz damarın dışına doğru büyüme gösterse de (remodeling=yeniden şekillenme), sonra damarın içine doğru büyüme yapar. Böylece plaklar oluşarak damarın içi daralır. Bu plakların üzeri bir tabaka ile kaplı olup bazı plaklarda incedir ve  bunlara hassas (Vulnerable) plak denir. Plak çoğu zamamn  omuz kısmı  denilen bölgeden, ya da üstünü kaplayan kapsülün en ince yerinden çatlayarak içindeki lipitkoru ve komponenti damarın içine doğru boşalır. Bu esnada koruyucu faktörler, başta trombusler gelir bunun etrafında toplanır ve burada tıkaç oluşturur. Neticede damarda içten tıkanıklık veya darlık meydana gelir. Oluşan damar tıkanıklığı bazen kan akımının tam durmasına sebep olur, bazen de kısmen gitmesini engeller. Tıpta bu duruma “damarın içten tıkanması” deniyor. Damar sertliğinin, Media tabakasında oluştuğu zaten daha evvelce ispatlıydı. Biz ise; damarın her tabakasında bu işin olabileceğini ortaya çıkardık. Çalışma Grubumuz ile yaptığımız incelemelerde; koroner arter aterosklerozunda plak oluşumu ve kalsifik tutulum, klasik intimal kaskad yolu dışında yani yalnız endotel hücreleri altından değil, adventisya tabakasından da başlayabileceğini ve ilerleyebileceğini ve damarın lümeninde (içinde) daralmaya, tıkanmaya sebep olabileceğini ortaya koyduk.”

İLAÇ TEDAVİSİ ÖLÜMDEN KURTARACAK

Damar tıkanıklığının sadece endotel hücreleri altında (İntima) veya Mönckeberg’in tariff ettiği arterin orta tabakası olan Muskuler Media tabakasında olabildiği gibi, atardamarın (arterin) en dış tabakası olan Adventisya dan da başlayabileceğini dünyada ilk kez tespit etmekle kalmadıklarını belirten Prof. Dr. Erzengin, damar tıkanıklığıyla ilgili dünyada ilk olan teşhisin yanında, devamlı ilerleyen bu hastalğa ekibiyle birlikte ilaçla çözüm ve tedavi yöntemleri de geliştirdiklerini ifade ediyor ve şöyle diyor: “Gayemiz sadece damar tıkanıklığıyla ilgili yeni teşhisler ortaya koymak değildir. Bu hastalık, yıllardır durdurulamaz ve hatta geriletilemez olarak bilinirdi, biz bu hastalığa karşı yıllardır yalnız ilaçla çözüm ve medikal tedavi yöntemleri üzerinde de çalıştık ve çok belirgin başarılar elde ettik. Özetle aterosklerozun (dammar sertliğinin) durdurulabildiğini ve tamamen geriletebildiğini ortaya koyduk. Uzun zamandır DETEA ve benzeri ileri tetkik ve deney laboratuvarlarımızda atelostolozun tiperini, sebeplerini, oluş nedenlerini ve oluş mekanizmalarını araştırdık. Hastalığın yüzde 60 kadarı klasik intima yoluyla gerçekleşiyor ama Mönkemek’in tarif ettiği skreloz yüzde 3 kadar bir oranda damar sertliğini oluşturuyor. Bize göre dammar sertliğinin (aterosklerozun) geri kalan yüzde 35-40 kadarı Adventisyadan başlıyor. Bu da ya kalbin etrafındaki epikardial yağ tabakasından komşuluk yoluyla (diffuzyon yoluyla) veya atardamarları besleyen arterioller, yani incecik kılcal arterlarle (vasevasorum denilen, atar damarın kendisini besleyen temiz kanı getiren kılcal atar damarlar yoluyla)  tekrar belirteyim klasik kaskaddaki endotelden giren 250 den fazla faktörlerin,bu ikinci değişik bir yol olan arterin dış tabakasına ulaşmasıyla oluşuyor.

NOBEL’E ADAY OLABİLECEK BİR ÇALIŞMA

Bilimsel çalışmalarındaki hedefi; “damar sertliğini önlemek ve bu hastalık nedeniyle daha önce by pas amaliyetı olduğu halde, hastalığı devam edenlerin rahatsızlığını tamamen ortadan kaldırmak” şeklinde özetleyen Prof. Dr. Erzengin, çarpıcı sonuçları olan çalışmalarına dair görüşlerini şu sözlerle anlatıyor: “Sürekli ilerleyen bir process olan ve ciddi öldürücü sonuçlara yol açan bu arterleri tutan damar sertliğinin, yalnız ilaçlar yoluyla tedavisini bulmayı amaçladık. Nitekim başında bulunduğum 32 kişilik Çalışma Grubu, dünya çapında ses getirecek bu önemli başarıya imza attı. Kimya Mühendisliğinden Patolojiye, Genetikten Allerjiye pekçok branştaki profesörlerin oluşturduğu çalışma grubumuzda; Kardiyoloji ve Kalp Damar Cerrahisinden, Patoloji ve Diyabetolojiye, SEM kalsiyum-Lipid tarama ve haritalama incelemesinden fizyopotolojiye kadar, hatta kimya mühendislerine kadar birçok uzman yer aldı. İdealimiz deneysel ve klinik temele dayanan bu çalışmamızın Nobel Ödülü’ne aday olabilmesidir. Bana göre üniversite ve bilim kurumlarının en önemli hedefi; ürettiği çalışma ve projelerle nobele aday olabilecek işlere imza atmasıdır.”

DAMAR TIKANIKLIĞI TARİHE KARIŞACAK!

Damar sertliğinden kaynaklanan ölümleri ortadan kaldırmayı hedeflediklerini belirten Prof. Dr. Erzengin, dünyadaki tıp otoriteleri tarafından kabul edilmiş ilaçlarla çalıştıklarının altını çizerek şöyle diyor: “Ürettiğimiz ilaçlar, damar tıkanıklığı hastalığının ilerlemesini durduruyor ve tedaviyle hastalık tamamen yok edilebiliyor. Hedefimiz, aterosklerosisobliteransın ve koroner ateroarteriosklerozu gibi tüm arteri tutan hastalığın geriletilerek, tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Amerika’da yeni ilaçlara onay veren FDA tarafından kabul edilen ilaçlarımızı, T.C. Sağlık Bakanlığı’nın da onayına sunduk. Dünya için önemli bir buluş olan bu ilaçların Türkiye’de üretilmesini istiyoruz. Hastalarımızın, bu ilacı kullanması ve kısa sürede damar sertliğinden kaynaklanan ölümcül sebeplerden kurtulmasını sağlayarak insanlığa hizmet sunmayı en önemli gaye edindik, çok fazla yol aldık. Ayrıca bu konuda ilgili sanayi, ilaç firmaları, ileri araştırma laboratuvarları veya üniversitelerle de işbirliği yapabiliriz.”

İŞTE TÜRKİYE’NİN YÜZ AKI BİLİM İNSANLARI

Çalışma Grubu’nun Baş Sorumlusu Prof. Dr. Faruk Erzengin, (İç hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı) ve Çalışma Grubu’nda yeralan isimler:

Yardımcı Öğretim Üyeleri: Kardiyoloji Anabilim Dalı: Prof. Dr. Mustafa Özcan, Prof. Dr. Hüseyin Oflaz; DETAE: Y.Doç. Dr. Mutlu Küçük, Uzm. Dr. Fatma Tekeli, Yrd. Doç. Dr. Aydın Çevik, Yrd. Doç.Dr. Rüvaze Kalaycı; Radyoloji Anabilim Dalı: Prof. Dr. Memduh Dursun, Prof. Dr. Serra Sencer; Allerji-İmmunoloji Bilim Dalı: Prof. Dr. Suna Büyüköztürk, Diabetoloji Bilim Dalı; Prof.Dr. Kubilay Karşıdağ, Hematoloji Bilim Dalı; Prof. Dr. Deniz Sargın, Genetik Anabilim Dalı:  Prof. Dr. Şükrü Palandüz, Prof. Dr. Şükrü Öztürk, Doç. Dr. Kıvanç Çefle, Genel Dahiliye- Enfeksiyon: Uzm. Dr. Ertuğrul Halıcı, Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı: Em. Prof. Dr. Ertan Onursal, Prof. Dr. Emin Tireli, Prof. Türkan Tansel, Doç. Dr. Hayrettin Tekümit, Histoloji Embriyoloji Anabilim Dalı: Prof. Dr. Yurdagül Canberk, Prof. Dr. Seyhun Solakoğlu; Patoloji Anatomi Anabilim Dalı: Prof. Dr. Emine Dilek Yılmazbayhan; Kimya Mühendisliği Fakültesi: Prof. Dr. İsmail Boz, Dr. Gamze Erzengin; Biyoistatistik; Ömer Utku Erzengin

Araştırmanın Yardımcı Asistanları: Kardiyoloji Araştırma Görevlileri (Asistanlar). Uzm. Dr. Erhan Teker, uzm.Dr. Derya Baykız, uzm. Dr. Kıvanç Yalın, Dr. Ekrem Karaayvaz, Dr. Mübariz Dadaşov, Dr. Samim Emet, Dr. Ramime Özel, 5. Sınıf Öğr. Hüseyin Şahin, 4. Sınıf Öğr. Mehmet Emin Sucu. Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı: Prof. Dr. Kamil Adalet

DÜNYA ÇAPINDA BİR DEĞER

Peki Prof. Dr. Faruk Erzengin kimdir?

Bu sorunun yanıtı için yıllar öncesine gitmeliyiz. İşte bugün Türkiye için çok önemli bir bilim adamı olan Prof. Dr. Erzengin’in dünden, bugüne uzanan yaşam öyküsünün satırbaşları… Türkiye Cumhuriyeti tarihinin En Genç Dekan’ı (seçimle gelen, tarihteki en yüksek oyu alan ve maksimum yapılabilen iki dönemi yaşayarak toplam 6 yıl görev yapan) ünvanını elinde tutan Prof. Dr. Faruk Erzengin’in çalışmaları, dünyanın birçok ülkesinde yakından izleniyor. Doppler-Renkli Doppler Ekokardiyografi ve Transözofajiyal Ekokardiyografiyi ülkemize ilk getiren (Avrupadan da önce ülkemizde kuran ve sonar da İngiltere’de kuran bilim adamı olan Prof. Dr. Erzengin, Türk Kardiyoloji Derneği Yeterlilik ve Etik Kurulu Başkanı… 4 Yıl Sürekli Eğitim Komisyonu Başkanlığı yapan, Avrupa ve Türkiye Kardiyoloji Çekirdek Eğitim Müfredatı (ESC Core Curriculum) Türkiye Sorumlusu ve Başkanı olarak çalışan ve Avrupa Kardiyoloji Derneği Türkiye temsilcisi olan Prof. Dr. Erzengin,  İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi'nde, Baş Hekimlik, Eğitim Komisyon Baikanlığı,1997-1998 yılları arasında Satınalma Komisyon Başkanlığı, Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü ve Tahakkuk Amirliği yaptı. Ayrıca 1998 -2004 yılları arasında İstanbul Tıp Fakültesi’nin 2 dönem seçimle gelerek dekanlığını yaptı.