Haber: Sumru Aydın

Depresyona Eğilim ve Yeme Alışkanlıkları Arasında Nasıl Bir Bağlantı Vardır?

İnsanlar sık sık yiyecekleri kendine ilaç gibi görme eğilimindedir.  Özellikle de üzüntü, utanç, kırgınlık gibi rahatsız edici duyguları önlemek için yiyeceklere sarılırlar. Ve bu duygulara sahip bireylerin eli ilk olarak bisküvi, kek vb. yüksek karbonhidratlı yiyeceklere gider. Sebebi ise; şeker miktarı yüksek bu besinlerin beyinde seratonin salınımını ani olarak yükselmesi ile birlikte gelen anlık mutluluk hissidir. Fakat bu etki uzun sürmeyeceği gibi aşırı miktarda şeker tüketimi beraberinde sinir sisteminin konforunun da bozulmasına etki edecektir. Bu durum ise beraberinde tekrar duygu-durum bozukluğunu getirir. 

Kızgın ya da Stresli Zamanlarda Yemeğe Sarılanlara Neler Tavsiye Edersiniz?

Gerginlik, sinirlilik, kızgınlık ve öfke gibi duygular yaşayanlar tabağını çok doldurmadan besleyici şeyler tüketmeye özen göstermeli. Örnek olarak bir bardak light süt ve bir orta boy muz açlığınızı bastırırken kan şekerinin dengede kalmasına, kortizol salınımını düşürerek sakinleşmeye destek olacaktır.

Yiyecek Tercihlerinde Sağlıksızlara Yönelmeyin! 

Depresyona eğilimli insanların daha çok fast-food tarzı hızlıca tüketime sunulan, yüksek yağlı besinleri tercih ediyor.  Bu duygu halinden kurtulmak için yeşil sebzelerin, rengarenk meyvelerin önemi büyük. Buzdolabında mutlaka sağlıklı yiyecekler bulundurmak gerekiyor. Ve bunları satın aldıktan sonra tüketime uygun şekilde paketlemeye özen göstermeli.  

Kendini Çok Sık Mutsuz, Huzursuz hissedenler Ne Yapmalı?

B grubu vitaminlerinden zengin tam tahılları, seratonin salınımından sorumlu triptofan vb. aminoasit kaynaklarını, omega-3 ten zengin yağlı tohum ve deniz ürünlerini beslenmende ne kadar bulundurduklarına dikkat etmeliler.

Kan tetkiklerinin de bu konuda yardımcı olacaktır. Mesela D vitamini eksikliği doğrudan depresyon sebebidir.

Sağlıklı Beslenmek İçin Neler Yapmalı?

  • Menülerinizi iyi planlayın

Menülerinizi planlarken; menünün yeterli ve dengeli olmasına, sağlıklı beslenme ilkelerinden uzaklaşmamış olmasına dikkat edin. Menüde, 4 ana besin grubundan da besin bulunmasına özen gösterin. (1- Süt ve ürünleri, 2- Et ve ürünleri, 3- Tahıllar, 4- Sebze ve meyveler)

  • Yemek saatine dikkat!

Yemek saatini iyi ayarlayın. En geç 20:30 saatlerinde yemeğe oturmuş olun; yemeğinizin 22:00 gibi bitmiş olmasına dikkat edin (Bu saat yatış saatinize de bağlı olarak değişebilir). Bu saatten sonra taze veya kuru meyve haricindeki besinleri tüketmemeye gayret edin.

  • Yemekleri iyi çiğneyin, hızlı tüketmeyin!

Yemek yeme hızına daha fazla özen göstermeniz gerekir. Yemekleri yavaş ve iyi çiğneyin. Lokmalarınız arasında çatal, kaşık ve bıçağınızı mutlaka masaya bırakın, yemeğe sık sık ara verin. Böylece tüketim miktarını da azaltmış olacaksınız.

  • Çok tuzlu ve fazla kavrulmuş kuruyemişlerden özellikle uzak durun. 

Beyaz leblebi, diğerlerine göre oldukça masum bir seçenek. Tercih edebilirsiniz. Bunun haricinde; kuru üzüm, kuru kayısı, kuru erik, kuru dut, badem, fındık gibi yemişleri içkinizin yanında tercih edebilirsiniz. Ama tüketeceğiniz miktarlara dikkat edin.

  • Rafine besin tüketimi azaltın! 

Rafine gıdaların aşırı tüketimi ciddi kilo artışını tetiklemekte. Aslında rafine gıdalar en iyi; ne doğal üründen varolmuş nede normal görünümüne benzemeyen gıda olarak tanımlanabilir. Kilo kaybının devamını sağlamak için bu ürünlerin tüketimini minimuma indirmeliyiz. Ekmek, patates, patates cipsi, çok pişmiş etler, işlenmiş besinler, rafine gıdalara örnek gösterilebilir. 

  • Egzersize başlayın! 

Kilo kaybınız için tıpkı bir alet gibi metabolizmanızı yükseltmek adına egzersizinizi gözden geçirin. Çalışmalar egzersiz şiddetini artırmaktan ziyade egzersiz süresini artırmanın daha yararlı olacağını göstermiştir. Bununla birlikte boş mideyle egzersiz yapmamalısınız. Bu kas kaybına sebep olacaktır.