Haber: Sumru Aydın

Peki Koroner Arter Hastalığı ve Tetikleyici Faktörlerinden Bahseder misiniz?

Sanırım şehir hayatının insanlara dayattığı sağlıksız beslenme, hareketsiz hayat tarzı ve stres değişmedikçe, obezite ve şeker hastalığı sıklığı arttıkça kalp hastalıklarına bağlı ölüm zirvede kalmaya devam edecek gibi görünüyor. Vücudumuzdaki tüm organlar kendilerine ait bir atardamar sistemi ile kanlanarak besin ve oksijenini temin eder ve yaşamını sürdürür. Kalbimiz de kalbi besleyen atardamarlar ile bu ihtiyacını giderir. Kalbi besleyen damarlara “Koroner Arter” denir. Kalp damar hastalığı koroner arter hastalığı olarak da ifade edilir.

Koroner arterlerde darlık olması, tam tıkanıklık olması, büzülmesi (vazospazm) ve buna bağlı göğüs ağrısı olması (vazospastik angina), koroner arterlerdeki kan akımın yavaş olması, mikrovasküler yatak olarak adlandırılan oksijen ve besin alışverişinin olduğu çok küçük damarlarda işlevsel bozukluk olması genel olarak “Koroner arter hastalığı” olarak adlandırılır. 

İşte Kalp Damar Hastalığı Riskini Artıran Faktörler! 

Koruyucu hekimlik gereği koroner arter hastalığı oluşmadan önce alabileceğimiz önlemler açısından kalp damar hastalığı risklerinden bahsetmek isterim.

- Şeker hastalığı

- Obezite

- Hipertansiyon

- Tütün kullanımı

- Hareketsiz yaşam

- Yüksek kolesterol

- Psikososyal Stres

- Ailede Erkeklerde 55 Kadınlarda 60 yaşından önce kardiyovasküler hastalık öyküsü olması

- Uyku Apnesi  Sendromu

- Kronik Böbrek Hastalığı

-Erkeklerde 40, Kadınlarda 50 yaşın üzerinde olmak

Bir kişide bu risk faktörleri ne kadar fazlaysa koroner arter hastası olma ihtimali o kadar fazladır. Yukarda saydığım tüm bu risk faktörleri neticesinde ya damarımız aniden tıkanır ve kalp krizi geçiririz veya damarlarımız yavaş yavaş daralır ve stabil KAH meydana gelir. 

Kalp Krizi Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Kalp krizi, kalbi besleyen koroner damarlardan birinin aniden tıkanması neticesinde tıkanan damarın beslediği kalp kasının gerekli oksijeni alamaması sonucu ortaya çıkan klinik tablodur. Ağrı; göbek deliği ile alt çene arasında herhangi bir yerde olabilmekle beraber genellikle göğüs bölgesinin ortasındadır, yaygındır, baskı – sıkışma tarzındadır, 20 dakikadan uzun sürer, hareketle vasfı değişmez. Göğüs ağrısına genellikle bulantı-kusma, soğuk terleme, genelde sol kola olmak üzere kollara, omuzlara ve sırta yansıyan ağrı, nefes darlığı, çarpıntı ve ölüm korkusu eşlik eder. Yaşlılarda ve şeker hastalarında ağrı hissedilmeden de kalp krizi geçirilebilir. Buna sessiz kalp krizi denir. Kalp krizi olduğu düşünülen durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna gidilmeli veya 112’ye haber verilmelidir. Eğer varsa 300 mg aspirin çiğnenerek yutulmalıdır. Ani tansiyon yüksekliği, egzersiz, duygusal stres, aşırı yemek yeme, ardarda sigara içme, uyarıcı madde kullanımı gibi etkenler kalp krizini tetikleyebilir.

Ateroskleroz Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Koroner arter hastalığı kendini her zaman kalp krizi şeklinde göstermeyebilir. Yıllar içinde yaşlanmaya, strese, şeker hastalığına, yüksek kolesterole, tütün kullanımına, alkol kullanımına, hantallığa ve genetik yatkınlığa bağlı vücudumuzdaki tüm damarlarda bozulma, plak oluşumu, damar duvarlarında sertleşme meydana gelir. Buna ateroskleroz denir. Kalp damarlarımız, kıvrımlı ve dinamik yapısı nedeniyle diğer damarlarımıza göre ateroskleroza daha yatkındır. Koroner damarlarımızda %70 oranında darlık oluşana kadar genelde herhangi bir şikayet oluşmaz. Bu seviyeden sonra buna bağlı şikayetler meydana gelmeye başlar. Yokuş veya merdiven çıkmakla nefes nefese kalmak, egzersizle göğüs ortasında sıkışma – yanma olması ve dinlenince geçmesi, çarpıntı, çabuk yorulma gibi şikayetler kalp damarlarındaki ciddi daralmaya bağlı olabilir.  Bu şikayetler 1 aydan uzun süredir devam ediyorsa stabil koroner arter hastalığı adını alır.

Kendimizi Koroner Arter Hastalığından Nasıl Koruyabiliriz?

- 40 yaşından sonra rutin kardiyoloji poliklinik muayenesi olmanız risk faktörlerinizin ortaya konması ve tedavisi için çok önemlidir. Örneğin yüksek tansiyonunuz var ve buna erken tanı koyulursa koroner arter hastalığı dahil diğer birçok hastalıktan erken tanı konularak korunabilirsiniz.

- Ortalama kan basıncı ve nabzınızın olabildiğince normal seviyede seyretmesi önemlidir. Bunun için tuz kısıtlaması yapmak, kilo vermek, egzersiz yapmak, sigara ve alkolden uzak durmak, tedavi ihtiyacı varsa ilaçların düzenli kullanımı önerilir. 

- Düzenli egzersiz yapmak (haftada en az 3 gün 45 dakika tempolu yürüyüş, bisiklet, yüzme, tenis) psikolojiniz ve tüm vücut organlarınızın sağlığı için mükemmel bir yoldur. Düzenli egzersiz bağışıklık sistemini kuvvetlendirerek enfeksiyonlardan dahi vücudumuzu korumaktadır. Ki enfeksiyonlar da kalp krizini tetikleyebilen faktörlerden biridir. 

- Kilonuz olsun ya da olmasın bir kez de olsa mutlaka diyetisyene giderek vücudunuzun durumu ve sağlıklı beslenme hakkında bilgi almanız sizin bu konuda daha bilinçli olmanızı sağlayacaktır.

- Şeker hastalığınız varsa bununla ilgili ilaçlarınızı düzenli kullanmanız, yoksa şeker hastası olmamak için önlem almanız hayati öneme sahiptir. Şeker hastalığı kalp damar hastalığı ile eş değerdir. Şeker hastalığı kalbe ek olarak böbrek, beyin ve göz fonksiyonlarını da bozabilir. 

- Stresten kendinizi korumak çok önemlidir. Günlük egzersiz yapmak, arada tatil yapmak, hayvan beslemek, çiçeklerle ilgilenmek, kitap okumak, müzik dinlemek, sebepsiz bile olsa gülümsemek mutluluk hormonlarının salgılanmasına, dolayısıyla damarlarınızın genişlemesine, organlarınızın daha iyi kanlanmasına, hem tansiyonunuzun hem de nabzınızın düşmesine yol açarak kalp sağlığınızı koruyacaktır. 

- Tütün ürünleri ve alkolden uzak durmak, kullanıyorsanız bununla ilgili destek almak sizi kalp damar hastalıklarına ilaveten diğer birçok hastalıktan koruyacaktır.