Dünya’da ve özellikle Türkiye’de en sık rastlanan ölüm nedeni kalp ve damar hastalıklarıdır. Her iki kişiden biri hayatını bu hastalık yüzünden erken yaşta kaybediyor. Bunun için kalp ve damar hastalıklarına neden olan şeyleri ve belirtileri iyi bilip önceden önlem almak şarttır. Kalp hastalıklarının önemli habercilerinden biri de kalpteki ritim bozukluklarıdır. Stres, aşırı kahve içimi veya alkol dozunun aşılması gibi gerekçelere dayandırılan ritim bozuklukları, kalp hastalıklarının habercisi olabilir. Siz de Avrasya Hospital Kardiyoloji Uzmanı Dr. Celal Gölgeci’nin uyarılarını dikkate alarak Check-up yaptırın ve kalp krizi riskini erken teşhis yoluyla önleyin!

Kalp Ritminizin Uyarılarını Önemseyin!

İnsanlar, ‘Sinüs ritmi’ denilen bir atım ritmiyle doğarlar, bu ritim dakikada 60 ile 100 arasındadır.
Kalp atımlarının düzensiz olması halinde ortaya ritim bozuklukları ortaya çıkar ve bu ciddi bir problemdir. Farklı düzeylerde ritim bozuklukları vardır. Bunlardan en sık görüleni de insanlarda ‘artriyal fibrilasyon’ denilen kalp kulakçıklarının düzensiz atması nedeni ile ortaya çıkandır.
Türkiye’de yaklaşık yüzde 3 oranında görülüyor ki bu rakam oldukça önemli bir boyuttadır. Bir kişiye kalp ritim değişikliği tanısı konulursa, hiç vakit kaybetmeden tedavi yoluna gidilmelidir.
Çünkü kalp ritim bozukluğunun en önemli riski, “inme” denilen hastalıktır. Kalp atımları düzensiz olduğu takdirde kalp içerisinde kan akımının normal boşalması sağlanamadığından kan akımında tıp dilinde ’staz’ diye adlandırılan bir durağanlık oluşur. Bu da pıhtılaşmayı artırır. Pıhtılaşma artınca da inme riski o oranda artar.

Kimler Kalp Krizi Riski Altında?


Kalp şikayeti olmayan kişilerin dahi 30  yaşından itibaren kalp kontrollerini  5 yılda bir yaptırmaları önerilir. Kalp damar hastalığı açısından risk faktörü taşıyan, ailesinde birinci derece akrabalarında kalp hastalığı olan veya  sigara içen, tansiyon ve kolesterol yüksekliği olan veya  şeker hastası olan kişilerde de check-up’ı yılda bir defa yaptırmaları önerilmektedir. Ailesinde erken yaşta (50 yaşın altında ) kalp hastalığından ölümler olan ya da sebebi açıklanmamış ani kayıplar bulunan kişiler, şikayeti olmasa dahi 30 yaşından itibaren en az bir kez kalbini kontrolden geçirmelidir.
Bu sayede ani ölüme yol açabilecek bir kalp rahatsızlığının olup olmadığı anlaşılabilir ve erken tanı sayesinde hayatı kurtarılabilir. Aynı zamanda yapılan tetkikler sonucunda doğumsal bir kalp rahatsızlığının tanısı da konulabilir. Burada ailesel kolesterol yüksekliği ya da damar içinde pıhtı oluşmasına zemin hazırlayan bazı nadir görülen doğumsal  hastalıklarda erken tanı sayesinde  tedavi edilebilir ve ağır geçirilen kalp krizlerini engelleyebiliriz.

Bu mesleklere dikkat!


Bazı meslek grupları ki bunlar özellikle stres altında çalışanlar örneğin toplu ulaşım araçları kullananlar, pilotlar, doktorlar, yöneticiler ve gazetecilerin yıllık check-up yaptırmalarını öneriyoruz. Aktif spora başlayan ya da spor yapan kişiler ile profesyonel sporcular da spora başlamadan evvel ve başladıktan sonra yıllık kalp kontrolünden geçmeleri önerilir.

Kalp check-up’larında ne tür incelemeler yapılmaktadır?


Check-up paketleri kişinin özelliklerine ve yaşına göre değişiklik göstermekle birlikte temelde bazı standart tetkikler vardır. Kalp ve damar hastalığı gelişimine, damar içinde pıhtı oluşumu ihtimaline yönelik tarayıcı kan çalışmaları vardır ki bunların başında iyi ve kötü huylu kolesteroller, trigliserid dediğimiz kan yağı ve açlık kan şekeri gelmektedir.
Kalp ultrasonografisi yani ekokardiyografi ile kalbin yapısı, kalp boşluklarında büyüme olup olmadığı, kalbin kasılma gücünün  ne düzeyde olduğu, geçirilmiş bir kalp krizinin veya kalp romatizmasının varlığı, bununla birlikte  kalp kapaklarının yapısı ve işlevi , duvar kalınlığı, kalp zarı ile kalpten çıkan büyük damarlarlar incelenmektedir.
Kalp krizi geçiren kişilerde ekokardiografi ile kalp krizinin şiddeti, yarattığı hasar, kalp yetmezliğine neden olup olmadığı sorularını yanıtlamak mümkündür. Koroner kalp hastalıklarına bağlı gelişen kalp yetmezliklerinde pil tedavisinin gerekliliği de yine ekokardiografi ile ortaya Konulabilmektedir  Bunun yanında “Efor testleri” dediğimiz kişinin programlı bir şekilde artırılan egzersiz sırasında çekilen elektrokardıografısı sayesınde kalp damarlarındaki tıkanıklarının ve bazı kalp ritim bozuklukların tanısı konulabilir ve kalp damar (koroner) anjiyografiye yönelik ileri bir araştırma için ön tanı konulabilir, bununlada  bir kalp bypass ameliyatı ya da balonla damar açılmasına ihtiyacının olup olmadığı tespit edilebilir.

Kalp check-up'ı hangi durumlarda hayat kurtarmaktadır?


Çağımızın hastalığı olarak bilinen ve toplumda en fazla ölüm sebebi olarak belirlenen kalp damar hastalıklarında kişiler her zaman yakınma duymamaktadır. Hissedilen şikayetler de ne kişi tarafından kalp hastalığı şikayeti olarak yorumlanmayabilmektedir. Bu gibi durumlarda checkup yaptıran hastalarda kalp hastalıkları riski önceden saptanabildiği için hastanın hayatı erken teşhis sayesinde kurtarılabiliyor.