İSTANBUL - 7 Mayıs Dünya Ankilozan Spondilit günü dolayısıyla belde meydana gelen bu iltihaplı hastalıkla ilgili bilgi veren,  Sağlık Bilimleri Üniversitesi Okmeydanı Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Öğretim Üyesi ve Romatizma ve Ağrı Derneği (RADER) Genel Başkanı Prof. Dr. Ömer Kuru, “Bugün belim çok ağrıyor! Yakınmasını 40 yaşın üzerindeki insanlardan duymak olağanken, bu söz yirmili yaşlarda genç bir insanın ağzından çıkıyorsa tanının ankilozan spondilit olabileceği unutulmamalı” diyor.

Türkiye’de her 200 kişiden birinde ankilozan spondilitin göründüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Ömer Kuru, hastaların yaklaşık yüzde 33’üne yanlışlıkla bel fıtığı teşhisi konulduğunu belirtiyor.

“Ankilozan spondilitteki ağrı, bel fıtığında görülen bel ağrısından farklı özelliklere sahip” diyen Kuru, “ Şayet bir bel ağrısı 40 yaşından önce başlıyorsa, gece uykudan uyandırıyorsa, istirahatle geçmiyorsa bel fıtığından önce mutlaka ankilozan spondilit akla gelmeli” diyor. Tipik hastaları ise, 20-40 yaş arası genç erkeklerin oluşturduğu gibi, aynı yaşlardaki kadınlarda da görülebildiğini söylüyor.

Kuru ayrıca, bu belirtilerin tipik olarak bazen omurganın tamamına yayılım gösterdiği gibi genellikle omurganın ortasında yerleşen kronik ağrı ve sertlik olduğunu, bu ağrının da bir ya da iki kalçaya, hatta uyluktan sarkoliak eklemler kadar yayılım gösterebildiğine dikkat çekiyor.

KAMBURLUKLA SONUÇLANIYOR

Hastalarda bel ağrısının yanı sıra topuk ağrısı, eklemlerde şişlik, uyku bozukluğu, yorgunluk, sabah kalkınca tutukluk, göz iltihabı, sedef hastalığı, kilo kaybı, göğüs ağrısı (özellikle batıcı tipte), ateş ve gece terlemesi gibi ilave bulgular olabileceğine vurgu yapan Prof. Dr. Ömer Kuru, ankilozan spondilitin ilerleyici bir hastalık olmasından dolayı zaman içinde kamburlukla sonuçlandığını söylüyor. Hatta hastaların yüzde 30’unun zaman içinde işlerini yapamaz hale geldiğini, işaret ediyor.