24 Kasım günü, Hatay İli güneyinde, yapılan bütün ikazlara rağmen sınırımızı ihlal eden iki Rus uçağından biri Hava Kuvvetleri tarafından düşürüldü. Uçağın paraşütle atlayan iki pilotunun biri öldü, diğeri de sağ olarak kurtuldu. 
Türkiye ile Rusya arasında uzun yıllardan sonra, birçok alanda kurulabilen dostluk ve işbirliğin bu nedenle sarsıntı geçirirken, olay dünyanın da gündemine oturuverdi. 
Rusya’nın Esat rejimine yardım amacı ile Suriye’ye gelişinin ABD ve AB ile Türkiye ve diğer bölge ülkelerini tedirgin ettiği apaçık ortada idi. Hatta ABD Suriye’de Esat karşıtı gruplara destek verirken, Rusya Esad rejimi yanında yer aldı ve sık sık karşı karşıya geldikleri de oldu. Bu arada Suriye’de konuşlu Rus uçakları Türk sınırlarını bir çok defa ihlal etse de, bugüne kadar hep dostluk ve iyi komşuluk öne çıktı. İhlalleri önlemek için ziyaretler ve görüşmeler yapıldı. Bilahare IŞİD’in Paris katliamından sonra ABD, Rusya, Türkiye ve ilgili diğer devletler Viyana’da bir araya gelerek Suriye için bir takvimde bile mutabık kaldılar. 
Ancak bu mutabakata zaten pek gönüllü olmayan Putin’i, Esat Bayırbucak bölgesinde Türkmenlere taarruzuna destek için iknayı başardı. Bayırbucak’ta tepeler Esat rejimi ile Türkmenler arasında sık sık el değiştirdi. Türkiye Türkmenlerin sonuna kadar arkasında olacağını ilan ederken Obama’da “Rusya IŞİD’le mücadeleye yoğunlaşırsa daha yararlı olur” açıklaması ile Türkiye’ye desteğini bir defa daha ifade etti. 
Geçen hafta Rusya’dan gelen sert açıklamalara rağmen Türkiye’de öne çıkan sağduyu anlayışı Rusya’da da kabul göreceğe benziyor. Zira bana göre, Kırım’dan sonra Rusya için şimdi Suriye var. 
Rusların Kırım’a yerleşmesine hiç ses çıkarmayan başta ABD ve AB olmak üzere bütün dünya ve Türkiye, acaba Suriye’yi o gün mü kaybetti?