Röportaj: Murat Günhan

Sevgili Deniz öncelikle çok teşekkür ederim vakit ayırıp bu keyifli sohbeti bana yaşattığın için. Gözlerine baktığım zaman gerçekten ismin gibi bir denizin içimde hissediyorum. Nerelisin Deniz?

Beni de sayfanda misafir ettiğin için çok teşekkür ederim. Nereli miyim. Dünya vatandaşıyım.. Hepimiz bu dünyada misafiriz. Geçmiş yıllara bakınca karıştık..herkes heryerli aslında. Yine de dede toprağımın Rize olduğunu söyleyeyim. Ben Almanya’da doğdum ve hep İstanbul’da yaşadım.

Çalıştığım en uzun mankenlerden biri de sensin. Geçmişinde yapmış olduğun bir spor var mı?

Geçmiş yaşamımda uzayan boyuma direnemeyen ağabeyim beni Altınyurt Spor Kulübü’nün voleybol şubesine yazdırdı. Ortaokuldan lise sona kadar daha doğrusu mankenliğe başlayana kadar kulübümde voleybol oynadım. Yaz tatillerinde de kulübün eskrim takımında antrenmanlar yaptım.

"Ben uzun boyluyum bir manken olayım" diyerek mi başladın mankenliğe?

Voleybolcu arkadaşlarım “Sen niye manken olmuyorsun deyince” aklıma yattı ve Başak Gürsoy Ajansın’ın seçmelerine girdim. İki elemeden sonra kadroya dahil edildim. Voleybol ayakkabılarını çıkartıp topukluya geçmek hiç de kolay olmadı.

Kaç yıldır mankenlik yapıyorsun?

1990 yılnda başladım. Amannnnn ne çok olmuş.

Eski manken ile başlayan cümlelere tepkin ne oluyor?

Bize eski manken ya da emektar manken diyorlar. Hiç bozulmuyorum. başka bir iş yaptığım söylenemez. Epey emek verdim, podyumu uç uca eklersen 7 bin kilometre yürümüşümdür.

Her uzun boylu olan manken olabilir mi? 

Her uzun boylu olan manken olamaz. Devede de boy var ama eşeğin arkasından gidiyor. Şaka bi yana iyi bir müzik kulağın yoksa bu iş olmaz. Disiplin şart. uyumlu olmak şart.

Mankenliğin dışında her hangi bir sektörde çalıştın mı?

Mankenlikten önce yengemin sigorta şirketinde çalıştım. Poliçeleri doldurup firmalara götürürdü. Maksim Gazinosu’nda çalıştım. O ayrı bir macera. Kapıda hoşgeldiniz diyen teşrifatçıydım. Çok eğlendim orada. Mankenlik kursu aldığım dönemdi ve Maksim’in her yeri ayna olduğu için yürüyüş antrenmanlarımı orada yapıyordum. 

Bazı manken arkadaşlarımız sunuculuk, şarkıcılık, oyunculuk dallarında çok başarılılar. Sen de düşündün mü?

Dizi oyunculuk teklifleri yağdı diye yalan söyleyemem. Bir iki projeye konuk oyuncu oldum. O da bu mesleğe daha çok saygı duymamı sağladı. Bana göre bir iş değildi. Ama tiyatrooo…ahhh tiyatrooo…. kanlı canlı…. 6 yılım Espri Standartları Enstitüsü Kurumu’nda geçti. İlk oyunumuz Üçüncü Türden Yakın İlişkiler idi. Orada uzaylı rolündeydim. Kimse “Ay ne kötü oynamış, böyle uzaylı olmaz” diyemediği için çok mutluydum...

Güzellik veya modellik yarışmalarına katıldın mı?

1989 yılında Türkiye Güzellik Yarışması’na katıldım. Yasemin Baradan’ın birinci olduğu yıldı. Ben Dostluk Güzeli seçildim. 1991 yılında da Best Model Of Turkey aynı yıl Best Model Of The World’de ikinci. oldum. Bu dereceler kariyerimi hızlandırmıştı.1993 yılında St Marteen adasında Miss Model International yarışmasına katıldım ve birinci oldum. Para ödülü vardı lakin alamadım. Teşekkürler Erkan Özerman.

Podyumda yürürken neler hissediyorsun?

Podyumda yürürken ne mi hissederim. En güzel elbise bana verilmiş gibi hissederim. Müzikle bütünleşirim. Hiç bir zaman bana insanların baktığını düşünmedim. Hep elbiseye bakıyorlar derdim. O üzerimdeki ne olursa olsun en iyi şekilde tanıtmaya çalıştım..

İş kazaları geçirdin mi?

İş kazası dediğimiz bir yerlerimizin görünmesi ise evet. Bana göğüs bölgesinin çok büyük geldiği bir elbise vardı. Üzerimde dönmüş ve açılmış. Seyircilere de aşk olsun. Öylece bakıyorlardı. İnsan bi işaret eder. Bir kez de mayo defilesinde düşmüştüm. O an alkışları duydum ve kalkıp devam ettim ne yapabilirim başka.

Bir ara Hollanda’ya yerleştin. Kaç yıl yaşadın Hollanda da?

Eski eşimin işi nedeniyle 2008’de Hollanda’ya Amsterdam’a yerleştik. Nehir orada okula başladı.. ben ev kadınlığında zirveye oynadım. Çiğbörek, mantı yapmayı öğrendim. 5 yıl sonra döndük. Çünkü Nehir Viking tarihi öğrenmeye başladı. Kızım “Cumhuriyet tarihini öğrenecek” dedim ve dönmek istedim.. Türkiy’enin herşeyini çok özlemiştim. Canım vatanım.

Televizyon programları yaptığını biliyorum. Televizyona geçişin nasıl oldu?

Uzun yıllar Kokpit adlı bir havacılık programı sundum. Çok şey öğrendim. Örneğin, uçakların  kara kutusu felaket haberi taşıdığı için adı öyleymiş. Aslında turuncu fosforludur. Çekimlerimiz havalimanı terminalinde olurdu. Tüm yolcuların bana gelip bişeyler sormasını gülümseyerek hatırlarım. Hatta o kadar uzun süreli çalıştım ki bu programda, cafede bana personel indirimi yapmaya başlamışlardı...

Seni bazen televizyonlardaki yemek programlarında görüyorum. Yemek yapmayı seviyor musun ?

Yemek yapmayı severim de, ne pişireyim derdi beni epey gerdi. Hergün yemek yaparım. Öyle şahane bir şef olduğum söyeyemem. Nehir için sağlıklı besleyici şeyler yapıyorum. Yaptığım iyilik görevim oldu tadında hergün mutfağa giriyorum.

Mankenlik yapmasaydım şu işi çok iyi yapabilirdim dediğin oldu mu?

Mankenlik yapmasaydım kesinlikle Halkla İlişkiler dalında bir iş yapardım. İnsan ilişkilerim çok iyidir…

Bir kızın var. Allah bağışlasın. Kızınla aran nasıl?

Kızımla aram her zaman iyi olmuştur. Sanırım sebebi de doğduğu andan beri yanında olmam ve tüm sorularına cevap verebilmemdir. Arkadaşlarından değil benden öğrensin diyerek her konuda herşeyi anlattım anlatıyorum. Ülke gündemini de anlatıyorum ona..

Kızınla kuşak çatışması yaşıyor musun?

Kuşak çatışması değil ama teknoloji konusunda ona yaklaşmam mümkün değil. Bu nesilin bakış açısı çok önde. Nehir şu sıra japon animeleri seyrediyor. Japon çizgi filmi dediğimde çok kızıyor. “Hayır anne çizgi filmi değil japon animesi. Japon animasyonu da diyebiliriz” diyor.  Hatta kendisi japoncayı söktü desem yeridir, biz de biribirimize seni seviyorum değil aishteru diyoruz. Babahları ohayo. Anne japonca haha demek.

Deniz Pulaş'ın yaşam tarzı nedir?

Yaşam tarzım sakin diyebilirim. Huzurdan hoşlanırım. Sadeliği ve iyi insan olmayı severim. İnsanları kırmadan, hayvanları koruyarak yaşamayı severim. Ağaçlara sarılıp özür dilerim bazen. Para hiç bir zaman birinci önceliğim olmadı. Şu sıra hayatımda epey değişiklik oldu. Bir an önce bir iş bulup çalışmak istiyorum. Geçim derdi zor kardeş.

İdealist misin?

İdealist olduğumu sanmam. Hayatı önüme geldiği gibi yaşamayı severim.

Hemen sinirlenir misin?

Sinirli biri değilimdir. Sabırlıyım. Ama haksızlık karşısında sinirlerime hakim olamadığım doğrudur.

Her modacının defilesine çıkar mısın?

Her modacının defilesine çıkarım sanırım. Beni kıyafetlerini giymeye layık görüyorlarsa elbette.

İşinde prensipli misin?

Prensipliyimdir. İstediğine sorabilirsin.

Manken olmak isteyen gençlere önerilerin neler?

Mankenliği çok sevmek gerek. Bu dünyanın en güzel mesleğidir. Yeni mankenlere tavsiyem; Okullarını bitirip meslek edinsinler. Ne yazık ki sektör pek tatsız. Kişisel gayretleriyle modacılar defileler yapıyor ki sayıları epey azdır..

Ayşe Erbulak ile ilgili bir takım çalışmalar yapıyorsun. Biraz bahsedebilir misin?

Ayşe Erbulak yaratıcı yazarlık sınıfındayım. Yakında Ayşe ve Uğurkan Erez farklı bir oluşuma girip okulu büyütüyor. Oyunculuk eğitimleri de veriliyor okulumda. Bir çok dizide Erbulak Evi’nin oyuncuları var. Teklif edilirse ben de mankenlik dersleri verebilirim. Öhö öhö. Duyuldu inşallah...

Film, dizi, tiyatrolarda çalıştın mı?

Espri Standartları Enstitüsü Kurumu’nda,  Üçüncü Türden Yakın İlişkiler, Üçüncü Türden Yakın İlişkiler 2 (Tiyatroda bir ilk devam oyunu) ve Tanrım Beni Baştan Yarat adlı oyunlarda oynadım. Unutamadığım anım ise rahmetli Savaş Dinçel’in bana “Eee sen zaten uzaylısın, Aferin kızım” demesi. Demet Akbağ da “Aramıza hoşgeldin” dediğinde onun ellerini kollarını okşadım ki bana da biraz oyunculuk yeteneği bulaşsın.

Dünya modacılarından kimin defilesinde olmak isterdin?

Donna Karan olabilir mesela. Ya da neydi o çatlak kadın, Bethsy Jhonson’ın defilesi. Madem hayaller hayatlar.. Victoria Secret’in defilesine çıkmayı da isterdim hani..

Nasıl giyinirsin? Kıyafete çok para harcar mısın?

Giyime para harcamam. Sahip olduklarımı döndürür döndürür giyerim. Sen bana yıllar önce straples grafik desenli bir elbise hediye etmiştin. Hala özenle saklar yazları tepe tepe giyerim.

Rutin günlük bakımlarını yapar mısın ?

Bağdat caddede Cindy Dicle ile muhteşem bakımlarına emanet ediyorum kendimi. Daha çok bir organizasyon öncesi kampa sokuyorum kendimi.

Aşk mı?  Mantık mı?

AŞK AŞK AŞK... da nerdeeee. Sanırım aşkın adı kimya. O kimya bitmezse ve ilişkini köpürtürsen nefis. Epeydir yalnızım. Kalbim kırık. Beni iyileştirebilecek bir yiğit bir gün çıkar karşıma inşallah. Yaşım 50 ama hala umudum var.

Kızının meslek seçiminde yardımcı olacak mısın?

Kızım sahne sanatlarına ilgili. Şarkı söylemeyi çok seviyor. Baleye gidiyor. Provada “Bu çocuklar hazır değil gösteri yarın” dediğimde bile sahnenin büyüsüyle hepsi mucizeler yaratıyor. Teşekkürler Oya Bale, teşekkürler Çolpan hocam.

Hayallerinin peşinden koşar mısın?

Hayallerimin peşinden koşmak için şu tembelliği bırakmam gerek. Şu sıralar biraz yorgun ve umutsuzum. Biri çimdiklerse harakete geçeceğim. 

Belirlediğin hedefler var mı?

Hedefim Erbulak Evimde öğrendiklerimle kitabımı çıkartmak. Arzum budur.

Spor yapıyor musun?

Sabahları yürüyüş yapıyorum. Çok çok çok iyi geliyor

Tahammül edemediğin şeyler var mı?

Tahammül edemediğim şeyler, öfke, surat asılması, haksızlık, hile yalan, erkek şiddeti, hayvanlara tecavüz. Biz ne ara bu kadar çirkinleştik. Cezalar yetersiz. Devlet lütfen el atsın. Cezasız kalmasın bu hain insanlar.

Deniz Pulaş kıskanç mıdır?

Kıskanç değilimdir.

Dışarda dolaşırken seni tanıdıklarında tepkin ne oluyor?

Beni tanıdıklarında gülümseyip geçiyorum. Bazen sohbetler ediyoruz. Ha bi de kara kalpliler var.. tam yanlarından geçerken benim duymamı istiyorlarmış gibi ‘Aaayy bu muymuş” diyorlar. Allaha havale ediyorum ne yapacağım başka.

Ünlü olmanın avantajını ve dezavantajını yaşıyor musun?

Ünlü olmaya kafayı takdığım söylenemez. Tarkan ya da Ajda pekkan değilsen tabi. Ben bir dönem mankenlik yaptım. Artık bitti o günler. Ne derler.. Bugün ünlüsün, bütün gazeteler senden bahseder. Ama yarın olduğunda sadece dünkü gazetede bir habersin.

Son olarak yayınlanan öykülerinden bahseder misin?

ERBULAK EVİM sayesinde iki kitapta öykülerim var. Bir Hayalin Peşinde ve Yol Hikayeleri. Çok keyif aldım. kendime hayret ediyorum neler yazabiliyorum diye. Hakan Akdoğan, Özen Yula hocalarıma çok teşekkür ediyorum öğrettikleri için.

HERKESE MUTLU HUZURLU GÜNLER DİLER SENİ DE SEVGİYLE KUCAKLARIM CANIM MURAT... KALBİ GÜZEL, RUHU GÜZEL ARKADAŞIM...