Sevgili Aziz Karataş!  Öncelikle sizin başarımızı tebrik ediyorum. Sizi takip ediyorum. Naifliğiniz ve işinize olan sevgimiz saygımız kaçınılmaz. Müstesna bir kişisiniz. Her röportajınızda ayrı bir güzellik var. Kalben güzel temennilerim sizinle. İçten samimi sorularınızı cevaplamak güzel bir duygu. Çok teşekkür ederim…

Hepimiz sizi zaten tanıyoruz. Peki,  sizin deyiminizle Afitap Değermenci kimdir?

Teşekkür ediyorum! Anlatayım kendimi samimice…  Afitap Değermenci Karadeniz kızı Trabzonlu. Başak burcu. İyiliğe ve iyi niyete inanır. Gülümsemeyi sever. İçindeki çocuğu çok seviyor. Ona hep sadık. Çünkü insanlığını ondan kazanıyor. İyilik yaptığında unutulmayı sever. Çıkarsız sevgiye inanır. Güçlüdür. Güçlü durmayı hep başarır. Çok zorluklarla karşılaşmış ve yenmiştir. Hem azimli hem mücadeleci. Başarı hedefidir. İddiayı sevmediği için janti... Duygularını açıkça ifade edebilir. Utangaç bir yapısı var. Duygusal kinci değildir. Bazen üzgün bazen neşeli. Kalbinde ki enerji yüzüne, gönlerine ve ruhuna yansıyan biridir. İdealisttir. Kalbinin gücünü iletişimde kullanır. İnsanlarla iletişimi güçlüdür. İşine âşık. Kendi halinde. Kuralları vardır. Aşmaz. Felsefesi "Önce kendini sev sonra dünyayı". Kırgınlıklarını affeder. Dostluk onun için önemlidir. Dostluğunu paylaşır. Vatanını Bayrağını İnsanları Ailesini sever bağlıdır. İşi onun için önemlidir. Yeni projeler üretir. İyi bir konuşmacı. Doğaçlaması güçlüdür. Başarı aşığı ve hedeflerini tek tek gerçekleştirir.

Sunuculuk mesleğine nasıl başladınız? İlk deneyim anınızı bizimle paylaşır mısınız?

Herkesin bir hikâyesi var değil mi? Benim de var. Hatırlarsınız Rambo Filmlerini. Ne zaman ekranda olsa seslendirmesini yapardım. O efsane isim asla unutulmaz. Gerçi o dönem ilkokul 2.sınıftaydım. Heyecanla okuldan eve gelirdim. Ben tembel bir öğrenciydim. Hep ceza alırdım sınıfta tek ayaküstü durma cezası. Ama seslendirmeye iyiyim Ailem pür dikkat izlerdi beni. Halen daha anlatırlar. TRT Ama Haberlerin başlama saatini kaçırmaz ve TV ye sırtım dönük bir şekilde spiker beyefendi ne söylerse aynısını tekrar ederdim. Ve uzun yıllar bunu alışkanlık haline getirdim. Yıl olmuş 2017 ve ben halen daha bunu yapıyorum. O dönemlerde şiirler yazardım. Ancak şimdi hatırlamam ve okusam inanın çok anlamsızca şeyler yazmışım diyebilirim. Sunuculuk hayatıma adım atmadan yıllar öncesi yani 9 yaşında ilk radyo programını gerçekleştirdim. Bir çocuk programıydı. Çocuklar için şiir okur doğaçlama olarak hayatın güzelliğini anlatırdım. Trabzon’da gerçekleşti bu. Ama bu süre sonra bıraktım. Ve yapmadım. Ortaokul döneminde ise heyecanlı bir kişi olduğumdan okul programlarında belirlenen isimlere gidip ikna ederdim. Ve ben yapardım sunuculuğu. Herkesin beni izlemesini seviyor olmalıydım. Gerçi o yıllar devam ettirmemin imkânı yoktu ama uzunca zaman sonra içimde ki beni doğru yönlendirdi. Hayatıma yön veren isimler oldu. Bunlardan bir tanesi ve en önemlisi FATOŞ ABLA o çok müstesna ve özel biridir benim için. Manevi anne. O her şey onun okulunda okumak onun yanında yetişmek ve onun gözlerinden kendisinden her sözünden ilham almak herkese nasip olmaz… Küçüktü yaşım Sevgili Fatoş Abla’yı ne zaman görsem donar kalırdık o kadar çok seviyordum ki onu bambaşka bir hayranlıktı bu. Hiç unutmam bana demişti ki "Benim Kızım sen çok iyi bir konuşmacı olacaksın" aklımdan hiç çıkmadı bu sözler… Okudum çalıştım emek verdim. Çabaladım uzun bir süre ne demek istediğini düşündüm. Sonra kendimi keşfettim. Ona son nefesime kadar minnettarım. 17 yaşında ilk olarak dört kişiden oluşan bir program hazırladım ve kendimi denemek istedim. Çok üzülmüştüm kendime. Ama iyi de oldu. Sonra ailem bana çok destek oldu. Bu sayı gittikçe arttı. Biliyordum ben yaparım diye.

Bu mesleği yaparken önünüze ne gibi engeller çıktı?  

Engel kelimesini hayatımdan çıkartalı yıllar oldu. Lügatımda yoktur. Ancak yine de bahsedeyim sizlere. Öncelikle eğer kendinize inancımız yoksa en büyük engel kendinizdedir. Bu yol çok zor. Meşakkatli. Yorucu zorluklarla dolu diye belirtmeliyim. Zamanında insanlar benim için çok büyük bir engeldi. Maddiyat daha büyük bir engeldi. Ve zaman. Sanki ben başarılı olacağım ama zaman buna yetmeyecek diye hissederdim hep. Zamanın benden alıp veremediği neydi. Düşündüm ve zaman benden yenilenmemi istiyordu. Yenilendim daha güçlü oldum. Deneyimsizlik daha kötü. Desteğinizin olmaması. Tek başınıza olmak çok zor bir durum. Bütün bunları aşmak ta zor. İnanın ben hepsini aştım. Ama yeni başlayanlar var ise hemen heyecana kapılmayın. Her şey ile karşılaşabilirsiniz. Eğer siz dürüst ve iyi bir insan olursanız ve yeteneğinizi gösterirseniz yolunuz hep açık olur. Bazen yalan konuşan insanlar çıkabilir karşınıza bazen işinizin hakkını alamayabilirsiniz. Bazen de pes etmek istersiniz. İşte o zaman başarıyı unutun. Başarının kuralı vardır o da "asla pes etme." Kimi zaman nasıl adım atacağınızı bilemezsiniz. İşte o zaman ailenizin varlığını unutmayın. Engeller aşmak için vardır. Öyleyse hadi daha hızlı koşun. Engel ve engeller benim umrumdışıdır. İşim olmaz. Umrumdışı bir hayat eylemidir engel. Önemserseniz yanılırsınız ve yenilirsiniz..

Ailenizin bu meşakkatli yolda size ne tür bir desteği oldu?  

Ailem ile çok zorlu bir hayatımız oldu. Ama biz birbirimize güç olmayı başardık. Bunu başardık. Ben küçük yaşımdan bu yaşına kadar ailemden hep övgü ve sevgi aldım. Ben aklıma iyi gelen her şeyi denetim yaparım. Yapmak istediğim şey ne ise aileme anlatırım ve uygularım. Onlar bilirler Afitap yapacak diye. Ailem benim her seyim. Gün yıl ay geçtikçe onların değerini daha çok anlıyorum. İnsan ailesine değer vermezse ben iyi biriyim dememeli. Onlara hep minnettarım. Çok meşakkatli bir yılda benimle düşünüp benimle üzülüp benimle güldüler. Yanımda hep onlar vardı. Hayallerimden ve ideallerimden hep bahsederdim halen daha öyle. Beni güçlü yapan onların manevi desteğidir. Ve bu ömür boyu yaşayabileceğim en güzel duygu. Çünkü bilirim aile candır. Ama elbette mesleğimi hiç sevmeyenler de oldu. Ancak başarılarına şahit oldukça alkışlamayı tercih ettiler. Ne güzel. Karakterim ruhum iç gücüm hayatım ve kendim önemliyim değerliyim. Ve bunun bilincindeyim. Aile varlığına kalbim hep siz çöker..

Bir sunucu olarak toplumda gereken değeri görüyor musunuz? 

Hayatta ki en zor şey kendini kabullendirmektir. Evet! Ben başardım. Çünkü hep insanların güvenine talip bir kişiyim. Benim içinde olduğum bir işte şimdiye kadar güven sorunu hiç yaşanmadı. Şükür. Saygı ile yetişen biriyim. Saygılı davranıyorum. Ve bu saygınlığı getirir. Ben meslek adabına inanan biriyim. Elbette kimse dört dörtlük değildir. Ama mükemmel olmak benim elimdeyse ben bunu başarmalıydım. Sesim, doğallığım, tavrım, üslubum benim tecrübelerin oldu. Tecrübeyi parayla satın alamazsınız değil mi? Bunlar saygınlık kazanmaya sebeptir. Ben herhangi bir firmaya yasa bir organizasyon firmasına bağlı değilim. Bana ulaşan işinde iyi firmalar ve Organizatörlerimiz ile çalışıyorum. Hepsi de değerli benim için. Organizatörlerin itinası ve özeni benim işimi daha iyi ve huzurlu yapmama sebep. Özellikle de iyi ve kaliteli programlara tercih edilmek güzel bir ayrıcalık. Ciddi Protokol sunumlarım için de geçerli. Organizatörlerimiz bizim tamamlayıcı ve her daim saygı çerçevesinde değer vermemiz gereken ana damarımızdır. Yine söylüyorum. Hepsi çok değerli. Başarılı olmaksa katkıları çok. Binlerce güzeller güzeli insanların karşısında özgüven sahibi olmak kolay değildir. Ben çok zor bir yılda yürüyordum. Ama şimdi koşmaktayım. Saygı sevgi ve övgüler beni daha çok önüne ediyor. Aynı onuru sunumlarım ile değerli organizatörlerimize yansıtmaya çalışıyorum. Özellikle son birkaç yıl içeresinde çok değerli çok naif çok iyi insanlar tanıdım. Ve program sunumu öncesi ve sonrası beni en iyi yerlerde ağırlayıp güzellikler sunan ve işini keyifle yapmam için elinden geleni yapan organizatörlerime hep minnettarım. En çok onlar en çok tonmaister dostlar yoruluyor. Onların emeklerini gördüğümde daha çok yorulmak istiyorum. Hepimiz biliriz iyinin arasında kötü de vardır ancak kötüye sabrın yoktur. Bu yüzden bu mesleğe sahip olmak isteyen ve yolunda yeni yürümeye başlayan meslektaşlarım… Umarım hep iyilerle karşılaşırsınız.

Sunuculuk sizin için ne ifade ediyor?

Sunuculuk benim için sunum sonrası adımdan sevgi ve saygı ile bahsedilmesi ve büyük bir onurdur. İçimdeki kalitedir. Bir duruştur. Binlerce kalbe dokunmak yediden yetmişe herkese ulaşmak ve akıllarda kalmaktır. Hep yenilenmektir. Başarıya hep aç kalmak ve başarının taçlandırılmasıdır. Yılın en iyisi. Yılın özel ödülü... Yılın onur ödülü ve Yılın başarı ödüllerine layık görülmemdir. Bu güzel duyguyu yaşamak ve gururla alkış sesini durmaktır. Gelecek nesille örnek olmaktır. İyi düşün iyi yaşa yaşta sanatıdır. Gizemli bir şiir gibi. Eğer profesyonel bir sunucuysanız yığılı anılarla dolu bir şarkı gibidir. Kulağa hoş gelen… Boynumun kıldan ince olduğu mesleğim benim için sığınağım gücüm sesim her şeyim. Etrafı aydınlatan yıldızın mesleğidir sunuculuk… İyi ve dürüst biriyseniz asil  bir iştir. Başarının taçlanmasıdır sunuculuk e tabi ki taşımasını bilene.

Sunuculukta mimik ve vücut dili ne kadar önemli?

Sunuculukta mimik ve neden dili çok önemlidir. Mesela benim bir Bakanlık sunumum olduğu zaman duruşum konuşmam tamamen değişir. Çünkü sunumlarda yerine göre davranmalısınız. Önemli bir kongre ya da sempozyum sunumunda net bir Türkçe yok bir ses ve hitaplar çok önemlidir. Ben şimdiye kadar hiçbir programın öncesinde prova yapmadım. Yani nerede duracağım nasıl davranacağım gibi gibi... Sadece mikrofon ses ayarı önemli benim için. Çünkü kendi sesinizin beyliği iyi ulaşması katılımcılara. Ama bu mesleğe yeni başlayanlar var ise tavsiyem muhakkak programın yapılacağı alana bir gün önceden gidin ve provanızı yapınız. Unutulmamalıdır ki sahne de kürsü yanında duruş çok önemlidir. Eğer kürsü yok ise sahnenin ortasında sabit bir noktada ayaklarınız omuz hizasına paralel dik bir duruş başınızı eğmeyen sunucu kartınızı göğüs hizasında tutarak bir taraftan göz takibi ile okumadan anlatırcasına seslendirmeniz gerekiyor. Düz bir metin okur gibi okumamalısınız. Bu arada bazı resmi programlarda takım elbise kadın ya da erkek sunucular için iyi bir seçenektir. Bakımlı ve itinalı hazırlanmalısınız Sadece Protokol olan sunumlarda kadın sunucuların daha sade ve saçlarının iyi toparlanmış olması gerekiyor. Erkek sunucular ise genel tercih olarak siyah takım elbise kullanmaları önemlidir… Kısacası iyi görünmek ve programa yapışmak gerekir. Protokol sütunlarında ciddiyet önemlidir el kol hareketlerinin daha seviyeli olmalıdır hızlı hareketleri ve aşırılığa taşımayan programlardır. Protokol konuklarını kürsüye davet ettiğinizde size doğru yönelmedikleri sürece tokalaşmaya çalışmamalısınız. Eğer sahne büyük ve sahnenin iki ucunda bir protokol kabuğunun konuşması için kürsü diğer uclç kısmında sizin sunumunu için bir kürsü var ise şunu yapabilirsiniz. Protokol konuğunu kürsüye konuşması için davet ettiğinizde sahnenin ortasında doğru olan tarafta kürsünün yanında firma mısınız ki protokol konuğu size yönelişte gidip tokalaşabilir ve hoş geldiniz diyebilirsiniz... İsimleri sunarken abartıdan uzak olmalısınız sesinizi çok yükseltmeye gerek duymamalısınız. Bu durum karşınızda ki kişileri rahatsız edebilir... Kısaca ciddi programlar kendi deneyimlerimle böyle şimdi festival ve konser programına bir göz atalım ne dersiniz?  Eğlenceli festivallerde halk ile iç içe olabileceğiniz durumlarda şımarmadan yine seviyenizi tabiri caiz ise haddimizi bilerek davranmalıyız. Halk ile konuşabilir yayla gibi alanlarda ise ya da merkez alanlarda ise sahneden inebilir insanlarla konuşabilirsiniz. Sıkıntı olmaz. Sürekli alkış istemeyin sakın bu bir hatadır öyle güzel kelimeler kurun ki sizi onlar alkışlasın baktınız ki halk durgun onları coşturucu kelimeler kullanıp alkış isteyebilirsiniz ama abartmayın. Oldukça doğal olabilirsiniz. İnsanlar bunu ister. İnsanların yanına gittiğinizde müsaadeniz olsun Buna dikkat edebilirsiniz. Karşınızda ki kişinin yüzüne bakın ve ne söyleyeceğini tahmin edip yanına gidin. İnsanların beden dilini anlamazsanız yanlı bir kelime kullanırsa toparlayamayabilirsiniz. Onlarla birlikte gülmeyi denemelisiniz. Bir şey anlatıp bu bir fıkra da olabilir ya da komik bir anı da olabilir kendi halimizde kimse gülmüyorsa gülmeyin hemen konuyu geçiştirin. Bulunduğunuz festival programını doğru cümlelerle övgü yapabilirsiniz. Mizacınız sert olmamalı. Unutmayın her program sunumu büyük bir tecrübedir. Gideceğiniz il hakkında ayrıntı bilgi edinin o iki anlatan sözleri tercih edebilirsiniz. Her festivalin akşam saati genelde saat 19:00 gibi konserleri olur ışte o zaman durum değişir. Sahneden içebileceğiniz konser vardır bir de sahne de kalabileceğini konser vardır bazı sanatçılar kendisini taktim ederken sahneye sunucuyu istemez. Bunu anlayış ve sevgiyle karşılayın. Kendisi sizi sahneye davet etmediği sürece sakın çıkmayın. Sanatçıların menajerlerinin sözlerini dikkatli dinlemelisiniz. Kuralları iyi kavrayın. Genelde büyük konserlerin en arka tarafında bulunan izleyicilerin yüzünü biraz da sahne ışıklarından dolayı göremeyebilirsiniz. Yapacağınız tek şey şu (kendi tecrübem... Karşılığında çok güzel alkış ve tepki aldığım için paylaşmak istedim)... 
En arka tarafta ki izleyicilerimiz sizi göremiyorum... İşte bu çok büyük bir tuzaktır kendinize. Oysaki şunu diyebilirsiniz… Güzel kelimelerinizle herkesi heyecanlandırıp konsere hazırlarken arka tarafta ya da daha uzakta olanlara " Siz belki biraz arka tarafta ya da uzakta kaldınız ama ben sizin heyecanınızı sevginizi görüyorum ve paylaşıyorum. Muhteşemsiniz. Harika görünüyor gözleriniz. Kalbinize sevgi bize ortak olmaya geldik deyip artık sonra nasıl bitirirseniz sözlerimiz öyle devam edebilirsiniz... Sahnede kimseyi terslemeyin. Hele halkı "siz de hiç eğlenmiyorsunuz" çok büyük hakaret sayılır bu uzak durun. Sonuçta insanlar gün içinde yoruluyor stres sahibi olabiliyor daha enerjik ve naif hep sevgi dolu yaklaşmalısınız. İnanın Kalbi bizde ki sevgiyi yansıtmak zor değil. Sanatçımıza plaket taktimi olacaksa eğer ki bunu genelde Sayın Belediye Başkanlarınız vermeli Başkanları coşkuyla övebilirsiniz gerekirse mübalağa yapabilirsiniz ama cıvıklık olmadan. Sanatçımıza ve başkanımıza çok değerli olduklarını hissettirmelisiniz. İnsanlara hitap ederken sahne de ama hoparlörle çok yakın olmadan belli mesafeler vardır her yeri kullanabilirsiniz ve özellikle de orada toplanmış işini gücünü bırakıp o özel konseri izleyecek halka mümkünse elleriniz açık bir şekilde işaret etmelisiniz bu sizin onlara verdiğiniz değeri artırır. Özellikle de sizlerin orada olmanızı sağlayan Değerli Organizatörlerinize sevgi ve içtenliğiniz ile ses ışık dış gemi firmalarına içtenliğiniz ile tonmaister ve orkestradaki sanatçı 3kibi de dahil onur e etmeniz gerekir çünkü onlar sizi düşünmüş size değer vermiş bu değerin karşılığında sorun bile yaşamanız ya da çok pürüzsüz bir program bile olsa size ekmek parası kazandıran insanları asla unutmayın... Sahneden ve binlerce kalabalıktan korkmayın sakın. Hepsi aileniz hepsi dostunuz arkadaşımız ve unutmayınız ki kendiniz olursanız kendiniz dışına çıkıp yapay davranmazsanız sizi kalplerine yerleştirirler…
Pozitif ve güler yüzlü olun. Bu size iş değil hayat kazancı da getirir. Yani kısacası bir ışık olmayı başarabilirsiniz…

Mesleğinizin ne tür zorlukları ve keyfi yanları var?

Yani ki ZORLUKLAR  var. Olmazsa olmaz onlar. Özellikle hava şartları ulaşım yağmur engebeli yollar ve daha bir sürü şey. Ama sadece zorluk bunlar değil bazen insanlar zor olabilir. Çalışacağımız kişileri seçme konumuna ulaşmalısınız. Bu biraz yıllar alabiliyor. Şartlarınızı söylemekten çekinmeyin. Her işin bir prosedürü vardır. İşinizi kan ülkenin ve koruyun. Ancak ben iki üç program sundum benden büyüğü olmaz artık diyerek övünmeyin. Her zaman NAİF olmalısınız. Bu meslek ılımlı ve dozu olan insanları sever. Dürüst davranın alçak gönüllü olmalısınız. Unutmamalısınız ki kimsenin kimseye ihtiyacı yoktur tercihler çoktur bu yüzden adım adım yenilmenin hep yenilenmelisiniz tercih edilmek istiyorsanız kendinizi psikolojik ruhen bedenen hep yenilemelisiniz.
Rüştü Asyalı hep der ki "unutmayın siz diyerek te samimi olabilirsiniz" Değerli Üstadımız Cemal Safi ise "asla pes etme " der. Belirsiz ve kararsız olmamalısınız belirsizlik sizi azaltır. Her konuda Net olmalısınız. Kostüm seçiminizi özenli yapmalısınız ama bunu maddi imkânlarınızca yapmalısınız farklı ve zengin görünmeye çalışmamalısınız. Bazen siyah bir köy ya da pantolon iyi bir kurtarıcıdır. Stresli biri olmaktan uzak durmalısınız. Eğer devam ederseniz yavaş yavaş istenmeyen biri olursunuz. İşiniz ile özel hayatınızı karıştırmamalısınız bu durum zorluk çıkartabilir. Borcunuz Aile sorunlarınız Ayrılıklar bunlar kimseyi ilgilendirmez insanlara işiniz ile yansıyın... Rahat olun kaşıntı olursanız zorluk olur. Yani kasıntılık sizde gergin görünüme yol açar. Ayrıca şu da önemli eğer bir gün bir sorun yaşarsınız saygı ile ayrıldı bulunduğumuz yerden çünkü insanlar sakinleştiği zaman daha ılımlı düşünebilir. Unutmayın başarı keyiflidir. Tadını çıkartmak için başarıya adapte olun her ne olursa olsun insanların halkın yüzü gülmeli...

Aynı zamanda dublaj ve seslendirmeler yapıyorsunuz. Bunun için özel olarak sesinizi eğitiyor musunuz?

12 yıldır çeşitli eğitimler alıyorum halen daha devam. Ben asla tamamını arık demem. Eğitim çok önemli anca defalarca eğitimler alıp bunu karakterini ve mesleğinizle bütünleştirmezseniz bu da yanlıştır. Dublaj ve Seslendirme yapabiliyorsanız iyi bir artükile olmalı. İşinizden keyif almalısınız. Kaliteli insanları tercih etmelisiniz. Arkadaş çevrenize özen göstermelisiniz. Çünkü Arkadaş insanı vezir eder rezil de. Her gün illa yeni çalışmalar üretebilirsiniz mesela ben her gün bir kitap ya da gazeteyi tamamen okuyorum. Sonra başa dönüyor ve bir sayfayı haber seslendirip gibi diğer bir sayfayı şiir gibi diğer sayfayı roman okur gibi hatta kızgın öfkeli neşeli mutlu mutsuz ağlamaklı bağırarak isyan ederek ya da minnettar bir ses tonlarını deneyin. Çok keyifli. Ben bunları her gün yapıyorum. Doğaçlamanızı güçlendirmek istiyorsanız eğer bir kelime seçim takılmadan hikâye anlatın anlık olmalı bu kelime haznenizi ve doğaçlamaya "acaba ne desem “sorunuzu aşmaya yardımcı olabilir. Ayrıca diyafram çalışmaları yapılabilir. Şimdi bunu nasıl yaptığını yazarsan biraz uzun olabilir... Unutmayın ki her harfin ayrı bir vurgusu vardır. Harfleri tek tek çalışmalı sonra gece gece illa hızlı söylenen gerekir diye tekerlemelerde zorlamayın kendiniz tane tane söyleyin zaten otomatik bu söylersiniz. Nefes egzersizlerinizi gerçekleştirmelisiniz. Doğru nefes almak Diyaframı sesi artikülasyonu ve diksiyonu etkiler. Çok sayıda diksiyon ve kişisel gelişim eğitimleri verdim ve seminerlerde de iyi bir konuşmacının. Hiç ne desem diye düşünmüyorum. Çünkü paylaşmak iyi bir yöntemdir. Her insan aynı taktikleri yapmak zorunda diye bir kaide yoktur. Herkesin ruh haline göre eğitim vermek gerekir. "yaz… Oku… Vurgula… Dinle. Anla..." diyerek sonlandırayım.

Etkili ve güzel konuşma nasıl olmalıdır? 

Etkili ve güzel konuşmada diyafram çok önemlidir. Diyafram doğru yerde kullanılmalı. Ses rengi bizi daha kaliteli hale getirmelisiniz. Doğru zamanda doğru vurgulama önemlidir. Beni sorarsanız benim eğitimlerim biraz ağırdı. Bu benim tercihimdi.

Bu alanda eğitim aldınız mı?

Kendini yetiştirmezsen kendini iyileştiremezsin derler. Sorunun cevabı bu kadar.

Yeni çalışmalarınız var mı? Varsa çalışmalarınızdan bahseder misniz?

Kesinlikle evet… Ama şu an açıklayamam. Çok değerli bir üstadımız ile sayılı günler. Program sunumlarım ve kendisinin iş yoğunluğu nedeni ile sayılı günler kaldı minik projemizde. Bunun dışında. Şöyle bir şey de diyeyim. Uluslararası Proje Uzmanı olan bir dostum ile Projemiz dalgalanmaya başladı toplantılarımızı yaptık. Çok iyi bir projemiz var.2018 Net olarak Mayıs ayında Ulusal kanallardan canlı yayın olarak inşallah gerçekleştireceğiz. Çok değerli A plus İsimler yer alacak isimler netleşti. Bunun dışında da Beslenme Uzmanı çok sevdiğim bir dostum  ile yepyeni hayranlık uyandıracak bir proje geliştirdik. Her şey V.I.P. ve Bu projemiz tamamdır. Uygulamaya geçtik. Çok az tarihte duyuracağız. Her şey tamam. Sanırım sanat camiası ve iş dünyasının çok ilgisini çekecek.
Yeni proje teklifleri geliyor bana ancak her projede yer almak istemiyorum. Az, öz ama kaliteli olmalı.

Aynı zamanda bir yazarsınız. Peki, yazarken nelerden ilham alıyorsunuz?

Kendi mesleğim için yoğun bir dönemdeyiz. V.I.P sunumlar konser festival sunumlarımdan dolayı Kıtasını beklemeye aldım. Sezon bitmek üzere az kaldı. Ve inandığım bir şey var. Ben bu ilk göz ağrım kitabımda yüreğimi kalemine yansıttım. 2017 Ekim-Kasım Arası artık Agapi Yayınevi ile piyasaya çıkacak. Hep soruyorlar İmza günlerine gelecek misiniz diye şimdiden birçok şehirden mesaj geldi. Ancak pek düşünmüyorum. Bunu da V.I.P olarak gerçekleştireceğim. "Hangi Kadınsın" isimli kitabımda Aşkın dört çeşidi var ve herkes kendinden bir şey bulacak. Ben bu kitabımı üç yıldır yazıp bitirip çöpe attım. Sonra yeniden yazdım ve attım. İmkânsız bir şey olmamalıydı benim için. Herkes kitap yazıyor belki içten belki para için belki de isim yapmak için. Ve bunların hiçbiri umurumda değil. Benim amacım kendime bir hediye olsun bu kitap. Çocuğum da okusun. Okuyan kendini anlasın. Tanısın aşkın kirli yüzünü ya da merhametli yanını olmazsa tertemiz dünyasını… Şu an kitabım son düzenlemeler ve kapak dizaynı çalışmalarında artık benden çıktı.. Sizlere kavuşmak istiyor. Kitabimin ilhamını ise gözlemlediği kadınlar ve erkekler oldu. Anladım ki çok iyi gözlemciyim..

Sizi yazmaya özendiren şeyler nedir?

Kitabımı yazmama özendiren tek şey iç sesimdir. Onu durduramadı hiç. Ve iç sesini dinledim. Başardım.

Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Örneğin hangi ortamda, hangi materyallerle, hangi müzikle, nasıl bir coğrafyada yazmayı tercih ediyorsunuz?

"Hangi Kadınsın" Benim ilk göz ağrım olacak çok özel ve değerli... Biraz heyecanlıyım şu an galiba. Kitabımı yazarken hep yalnız kalmalıydım. Ve tarçın kokulu ahşap çubuklu kokular etrafında bulundurun hep. Genelde yazarken yüksek seste müzik dinledim  ve özellikle gec e saat 01:00 ila 04:00 arasında yazmaya çalıştım ama uyku ile aram pek iyi değil sevmeyiz birbirimizi. Oysaki bana hep hükmediyor. O olmazsa sabahın ilk ışıklarına kadar yazardım. Çünkü yazdıkça yazıyordum. Sakin müzikler dinliyordum. Ancak sıkılınca da 90'lı yılın nostaljileri bana hep iyi geldi. Her yerde yazmam kitabımı ben yok uçakta otobüste dağ başında falan... Benim yazacağım yer sabit olmalıydı ve özel. Yazdıklarımı hiç okumadım. Çünkü kalbim onay verdi. Geriye şüphe kalmadı…

Yazmak sizin için hayat boyu sürecek bir serüven mi yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı?

Sanırım devamı gelecek kitabın seri yapabilirim ya da illa bir konu bulmaksızın aklımda bir şey var... Devam edeceğim ama devam etmek için değil. İç sesim emrettiği için yazacağım ne dediyse. Şimdiden çok güzel tepkiler alıyorum tabi bir de teklifler… Bakalım eğer o teklifleri değerlendirirsem güzel ülkemin çocukları için bir planı gerçekleştirebiliriz.

Yazdığınız romanlarda özelikle topluma mesaj veriyor musunuz? 

Evet. Yazdığım kitapta bir mesaj var. Yazarken de çok etkilendiğim oldu. Uç konular da var. Ama iyi bir mesajı var.

Bize yeni çıkacak olan romanınızdan biraz bahseder misiniz?

Çok minicik bahsedeyim. Büyük bir mücadele… Kadının bitmeyen iç savaşı… Bir kadının zafer kazancı… Yenilenmek ve kazanılanlar kaybedilenler. Kısacası aşk hangi kadını acaba ceza ya hangi kadını sefaya  iter... Bu kadar açıklama yapmak istedim…

Bundan sonra ki hedefleriniz neler?

Bir yazar… Spiker… Sunucu ve seslendirmen kimliğim dışında aynı zamanda da Radyo Program sunucusuyum. Çok keyifli bir meslek ulusal ve yerel kanallarda çalıştım. en güzeli de sesinizi yansıtmak duygularla… Yine devam edeceğim.2017 Ekim de başlamayı planlıyorum yeniden… Üzerinde çalıştığım bir program içeriği var onu gerçekleştireceğim. Hedefim: Taçlandırılmış Başarıdır.

Çok yönlü başarılı olmanıza çevrenizin bakışı nasıl?

Zor bir soru aslında. Çevre çok önemli. Bir aile gibi önemlidir. Evet çevre çok baskı yaptı ama asla pes etmedim. Dinlemedim duymadım bile. Evet dinliyordum ama uygulamıyordum. saygı usulü dinledim… İşim ve mesleğinden ödün veremem.

Başarının en büyük kuralı nedir sizce?

Başarının en büyük kuralı  insanın haddini bilmesidir Başka bir insan karakteri taklidi yapmamak gerekir. Bulutlarda uçmadan kendin olman gerekir. Başarı kolay okunur ama çok zor kazanılır. Kendi başarınız için başkalarına zarar vermeden ilerlemek gerekir. Paylaşımcı olunmalı mesela meslektaşlarında dost olmalısın bu güzel bir duygudur dostluğunu paylaşmalısın hatta işiniz de ben böyleyim sevdiğim meslektaşına sahip çıkar ve dostluğunu da paylaşımın yeri geldiğinde işimde başarı iyi bir vicdan kusur ya da bir iç huzurdur.

Sanat adına başka ne tür çalışmalarınız var?

Sanat hepimizin yaşam damarı. Özeldir o. Ancak karmaşık projelerde yer almamak gerekir. Bu yarar benim camiadan aldığım tepkiler çok güzel doğru ilerliyorum demek ki. Çalışmalarım var önemli ama zaman alabilir.
Benim bir yaşam koçum var onun sayesinde her şey daha iyi. Çok profesyonel bir kişi. Onun sayesinde adımların daha güçlü...
Hımm… Ben en çok sanat için adı altında kendini basit duruma düşüren insanlara kızıyorum. Ülkemizin sanat anlayışını yerleşir etmeye ne gerek var ki. Fikirlerim var evet. Ama yaşam koçum sayesinde sırasıyla gerçekleştireceğim. Hepsini. Bizden sonra ki nesil iyi şeyler görsün isterim. Yapacağımız proje de daha ne iş dünyasından ne de sanat camiasında olumsuz bir tepki almadım. Aksine yer almaktan onur duyarız sözü beni duygulandırdı. Çok kararlıyım…

Hedefinizi nasıl daha açık, net ve ölçülebilir hale getirebilirsiniz?

Hedeflerinin belirsiz ve olumsuz yönü oldu... Ancak aşmak zor olsa da iyi bir mücadele her şeyin üstesinden gelir. Ama kendim için değil de şu an profesyonel bir sunucu spiker ya da iyi bir seslendirmek radyo program sunucusu ve yahut ileriye yönelik planları oluşturmak isteyenlere mesaj verebilirim… Önce net bir kişi olmalısınız. Düşüncelerinizi daha olumlu ve iyi niyete yönlendirmelisiniz. İyi insan olmak asla zor değildir. Hayal ve hedeflerinizi oluşturmadan önce olan yapmalısınız ve sırası ile uygulama mısınız? İçinde bulunduğunuz bir iş veya proje de güven vermelisiniz Şayet bir projeniz var ise resmi olarak başlama noktasına gelmediyseniz paylaşmamanız daha mantıklı. Ama paylaştığınızda hayalperest durumuna düşmemeniz için söylüyorum. Her şey net olmalı. Ve kaliteli.
Mesela benim projem de ki isimler belli. Her şey üst düzey. Çalışacağım organizasyon firmaları net Proje uzmanımı itina ile seçtim. Mayıs 2018 projemiz için sunucu özel. Ses sisteminden tonmaister a kadar her şey titizlikle itinayla seçildi. Prohe huzur içinde başlamalı. Çünkü  Ulusal kanallardan canlı yayınlanacağı için her şey mükemmel olmalı. Saygı güven ve huzur ayrıca ekip ruhu. Kendi projemizde fenomenin yerine içsel karakter önemli. İşte bu yüzden daha güçlü ilerliyoruz. Bu ciddi ve önemli yolda imzamı ve imzamızı atacağız.

Hedeflerinize ulaşmanın yaratacağı en büyük etki ne olurdu?

Güzel bir soru… En büyük etken sanırım başarı onayım. Başarının imzası ise "kendine inanmaktır”. Ve çok insanın mutlu olması. Siz başarıyı değil başarı sizi tesciller. Her gerçekleştirilen hedef sizi daha güçlü kılar bu da daha büyük işler düşündürür.
Bir not: Düşünceleriniz sizin kıyafetinizdir. Onları giyimin ve koşmaya başlayın"

Düzenli olarak yaptığınız halde size bir şey katmayan 3 şey nedir? 

Aslında her adımında itina olmalı.
Biraz zor bir soru. 
*bana sunucuyu ben deyip program isteyenler olabiliyor gerçi hep karşılaşıyorum. Eğitim aldıklarını söylüyorlar ancak gördüğüm durum vahim. Uç aylık bir kurs ile bütün olamazsınız. Titizlik ve itina ile uzun zamanımı ayırıyorum ve iyi de oluyor ancak zaman zaman karşılaştığım şu. Herhangi bir  tecrübe sahibi olmayan bir kişinin "ben starım havası “beni yorar. Bu yüzden star havası ile baş başa bırakıyorum. Ama gerçekten hevesli ve mesleğini bir para aracı değil gelecekte İyi  biri olmak isteyenleri bırakmıyorum.
*Uykunun bana hükmetmesi. Kendisini hiç sevmem. Zira o da beni sevmez. Yani uyumadan da hep yeni şeyler üretsem. Ama yenik düşüyorum uykuya
* üçüncüsü yok 

Ülkemiz de sanata ve sanatçıya yeteri kadar değer verildiğini düşünüyor musunuz?

Bazıları hayattan daha aşırısını istiyorlar. Bu anlamsız. Mesela sosyal medya üzerinden takipçi artırma olayı var bu moda bu galiba da bizim haberimiz yok. Bakıyorsunuz facebookta takipçi 17.000 evet güzel ama bir paylaşım yapıyor kişi beğendiler 25 kişi… Cin olmadan adam mı çarpmak bu. Evet öyle. Bunlar saçma. Yani asalak kelime gibi bir şey… Bunlara açıkçası üzülüyorum. Gerçi her koyun kendi bacağından asılırdı değil mi. Biraz doğal olmalı insan doğallık en güzel sevgi bağıdır. Biliyorsunuz ki Tahminen 15.000 albüm ve singel var herkes iyi ve güzel bir iş peşinde.Ne güzel hep böyle olsun. Ancak doğru adımların olması önemli doğru bir reklam yılı izlenmeli. İnsanlara işinizi iyi aktarmalısınız. 
Özellikle yeni nesil bu konuda daha çok başarılı. Yeni nesil çok şanslı. İşini daha keyifli ve eğlenceli hale getirebiliyorlar. Yapımcılar ve Menajerler bence çok başarılı. Prodüksiyon firmaları titiz çalışmalar yapıyor. İyi iş çıkartıyorlar. 
Sanatçılara sıra gelince. Onlara gerçek değer verilmiyordu tabi ki. Ama son birkaç yılda yapılan projeler gerçekleşen hayaller ve yenilenen şarkılar düzenlenen özel konserler gözden kaçmamalı.. Yani bütün bu iyi işleri inkâr etmek te çok saçma. Kesinlikle düetler ahde vefa albümleri röportajlar  reklamlar her şeye sahipler… Yani kimse dememelidir ki değer verilmiyor diye. Kesinlikle ama kesinlikle eski yıllarına zaten değer daha çok var. Sanat ve sanatçı değerlidir. Ve nihayet bunun bilincine varıldı. Ancak bazı durumlar da çok rahatsız edici mesela.. Allah rahmet eylesin ama şöyle bir durum da var. Hakkın rahmetine kavuşmuş bir sanatçının tabutunun başında selfie çekinme derdi ne yani ayrıca bir sanatçı vefat ettikten sonra mı o paylaşılan  fotoğraflar videolar yeni mi geliyor insanların aklına. Bütün bunları bir sanatçı dostunuz yaşarken yapsanıza. Çok tuhaf hareketler bunlar. Gerçekten kıymet bilip paylaşanları bildiğim için sözüm onlara değil…
Özellikle de sanatçıların ve sanatın değerine değer katan herkes özeldir ve önemlidir. Ben her şeyin daha iyi olacağına inanıyorum. Çokça festivaller ve konserler düzenlenmeli. Sosyal faaliyetler artırılmalı.

Sanat dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz? 

Her düzen yerinde. Aslında değiştirmeye çalışmama gerekir. Değiştirmek yerine hep yenilemek gerekir. Sanat camiasını aynı çatı altında toplayabilecek yerler var. Zaten birçok kaliteli  Prodüksiyon firmaları ve Organizasyon firmaları  zaten en güzel değişimi yenilikler üreterek yeni ve akıllarda kalıcı projeler gerçekleştirerek değişimde imza attılar. Yani artık taşlar yerine oturuyor. Ben de iyi bir şey düşünüyorum ama bunu ancak zamanı gelince resmîleştirdiği zaman yeniden sizinle paylaşacağım...

Günümüzde sizce insanların sanata ilgisi ne durumda? Özellikle gençlerin.

Şunu söylemeliyim ki sanat artık daha çok değerli ve önemli. Güzeller güzeli Ülkemizin iyi yürekli insanları bir şeyler ile uğraşıyor. Kimisi heykelcilik kimisi ressam kimisi iyi dansçı kimisi  şair yazar oyuncu tiyatrocu her şey var renk renk yedi bölgemizin özelliklerini yansıtan her şey bu insanlar üretiyor. İmkânlar sunulduğu sürece insanoğlu daha iyi sanatsal işlere imza atabilir. Bunu bir bütünlük olarak hepimiz yapabiliriz. Önemli olan yaptığımız işleri nasıl yansıttığımızdır. Ve hayata, insanlara, çocuklara, gençlere ve herkese neyi katabildiğimizdir.
Bakınız gençlerimiz hep üretiyor. Sanata sahip çıkacak olan yine bizden sonra ki nesildir. Gelecek onların elinde. Bu doğrultuda biz iyi şeyler yapmalıyız. Gençlere sunulan imkânlar şahane. Her yönüyle gençlerimiz eğitime… Sanata… Sanatsal yaşamaya hazır. Sadece iyi niyet aşılanabilirse her şey daha mutlu ve değerli olur. Zaten Canım Ülkemiz çok üzücü yorucu badireler  yaşadı. Vatanına toprağına sahip çıkan bir milletiz hepimiz ve sanatımıza da genç olarak elbet sahip çıkacağız. Ama güçlü durarak…

Son olarak, sizce sunucu adayları nasıl bir yol felsefesi çizebilir onlara kendi yol felsefenizden bir öneriniz var mı?

Felsefe uygulanmadıktan sonra değersiz olur. Önemli olan kendi felsefenizin uygulanmasıdır. Eğer iyi ve kaliteli bir program sunucusu olmak istiyorsanız yapmanız gereken tek şey iyi seçimler yapmak. Doğru insanlarla ilerlemek. Türkçemizi düzgün telaffuz etmek. Ve kaliteli yaşamak. Sağlam bir psikolojinizin olması gerekir. Dilediğiniz kadar eğitim alın ki hep deriz ya eğitim şart evet şart ama kendini de yetiştirmezsen işe yaramaz. Önce kendinize yatırım yapmalısınız. Öz güvenli ama bu gereksiz bir öz güven olmamalı ve istişareli ve planlı ilerlemenizi tavsiye ediyorum. Asla pes etmeyin. Ama bilim ki iki günde profesyonel olamazsınız. Deneyimler edinin sahne Seslendirme radyo. Kendinizi sürekli tekrarlamayın. Üslubunuzda özverili davranın. Sevgili meslektaşlarım "peki" kelimesi çok şeyin kısa izahıdır. Bazen insanlarla konuşmayı tercih edersiniz ama karşınızda ki kişinin egosu yüksek ise gereğinden fazla tepki verip sizi suçlu durumuna düşürebilir bu yazdığımı sadece bu meslekte olacak diye düşünmeyiniz. Yapacağınız tek şey karşınızdakinin sakinleşmesini beklemek olsun. Çünkü insan sakinleştiği zaman daha mantıklı düşünebilir. Bu da küçük bir dip nottu. 
Önce tek bir yönde ilerleyiniz profesyonel hayatınıza başlamadan önce her alanda ilerlemeyiniz. Bu sizi yorar. Sunucu olacaksınız program sunucusu radyocu olmak istiyorsanız bu süre radyo programı sunun. Ama asla her alanda ilerlemeyi denemeyiniz. Yanılırsınız. Yapmak istediğiniz her şeyi sırasıyla ve adım adım yapmalısınız. Aileniz önemlidir asla göz ardı etmeyiniz... Ve daha birçok şey...
Böylesi onurlu bir meslekte yol almak isteyenlere şimdiden başarı dinliyorum. 
ÇOK TEŞEKKÜR EDIYORUM SEVGILER…

Bizde Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli sanat yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…

niz ?