Röportaj: Murat Fırat

Başarılı oyuncu KEMAL UÇAR ile başrolünde olduğu son sinema filmi Bütün Saadetler Mümkündür filmi için bir araya geldik. Filmdeki karakterinden edebiyatla olan ilgisine, rol seçiminden yeni projelerine kadar tüm sorularımıza samimiyetle cevap verdi.

Bir sene içinde 6 sinema filminde oynadınız. Bir projeyi kabul ederken en çok neye dikkat edersiniz? Fikir ve ilham almak için izlediğiniz bir rutin var mı?

-Her şeyden önce değerlendirmem istenen projenin bütününü okuduğumda ne hissettiğim benim için en önemli konu. En önemli rutinim okuduğum işin bende yarattığı hissin farkına varmaya çalışmak. Bu öyle çok derin bir değerlendirme de değil aslında. "Sinemada veya televizyonda bu işi seyreder miyim, seyretsem hoşuma gider mi?" diye sorarım kendime. Seyirci gözünü kaybetmemek için uğraşıyorum aslında. Çünkü ortaya koyduğumuz her ürün birilerinin seyretmesi, onlarında hoşuna gitmesi için neticede. 

Genç bir yönetmenle çalıştınız ve ilk yönetmenlik denemesi. Üstelik gerçek bir hikayeden yola çıkılmış…

-"Bütün Saadetler Mümkündür"de okuduğum anda beni içine alan bir metinle karşı karşıya gelmiştim. Okumayı bitirdiğim anı unutamıyorum. Öyle güzel yazılmış, anlatmak istediğini o kadar net ve duru bir şekilde anlatmıştı ki... Başka hiçbir şey düşünmedim... "Bütün rutinlerin değişmesi mümkündür" demek. Acaba okurken buradaki hissi yansıtabilir miyim, bunu sergileyecek oyunculuk yetisine sahip miyim diye sordum kendime. Şimdi seyretmenin rahatlığıyla söyleyebilirim ki, altından kalkmışım sanırım. (gülüyor) 

Bütün Saadetler Mümkündür’de mühendislik öğrencisi Ali’yi canlandırıyorsunuz. Kendi arayış yolculuğunda, derinliği olan genç bir adam. Siz nasıl anlatırsınız karakterinizi?

-Ali "anlatılmaz yaşanır" diyebileceğim genç bir adam. Yürümüyor sanki, süzülüyor. Hüznü ve aynı zamanda umudu, Anadolu gibi,  her metrekaresine işlemiş. Her gün sokakta yanından geçtiğimiz ama farkında olmadığımız biri. Film boyunca ben Ali oldum, şimdi o benim en yakın arkadaşım. 

Filmin isminden ve Ziya Osman Saba’nın eserinden yola çıkacak olursak… Peki ya sizce, bütün saadetler mümkün müdür?

-İnsanız, bizi hayata bağlayan şey umut etmek. Eğer siz "doğru" kişiyseniz, sizin için iyi olanın doğru zamanda gerçekleşeceğine inananlardanım. O yüzden diyebilirim ki, mümkündür! Neden olmasın... 

Edebiyatla aranızın iyi olduğunu biliyoruz. Siz şiir ya da hikaye yazıyor musunuz? Eserlerini sevdiğiniz şair ya da yazarlar kimler?

-Yazmak benim hayatımın önemli bir parçası. Eskiden daha fazla şiir yazardım ama şiire dokunan yerlerim hasar aldı hayatta... O yüzden şu sıralarda daha çok hikaye ve senaryo yazma çalışmalarım var. Birçok şair var hayatıma dokunan ancak bu aralar biraz da Bütün Saadetler Mümkündür'ün etkisiyle Ziya Osman Saba'ya ağırlık vermiş durumdayım. 

İleriki projelerinizden bahseder misiniz? Film yapmaya yoğunlaşmak istiyor musunuz?

-Şu sıralarda Digiturk, beIn Gurme kanalında sunuculuğunu üstlendiğim Ünişef programı var. Açıkçası oyuncu olarak son dönemde oldukça yıpratan projelerde yer aldım ve bu program beni rahatlatıyor. Oldukça eğlenceli bir program olduğundan başka hiçbir şey düşünmüyorum. Ancak tabii ki oyuncu içgüdüm fazla uzak durmama izin vermeyecektir. Hatta bu yaz çekilmesi planlanan güzel bir proje için görüşmeler sonuçlanmak üzere. Eğer olursa seneye çok değişik bir karakterle beyaz perdede olacağım.