Şeyma’cığım merhaba nasılsın?

Herkese merhaba. Çok teşekkür ederim Elif, çok iyiyim. Klibimiz çıktı. Tepkiler harika. Her şey mükemmel, bende çok mutluyum. 

Ne güzel bir şarkıyla karşımıza çıktın. Nereden çıktı “Renk”? Bir hikayesi var mı?

Teşekkür ederim. "Renk" aslında yıllar önce yaptığım bir besteydi. Tabi ki her şarkının olduğu gibi bu şarkının da bir hikayesi var. Şarkıların, şiirlerin genelde ikili ilişkiler sonucu ortaya çıktığını düşünürüz ama bende biraz durum farklı. Başka ilişkiler, yaşanılan olaylar, ilgimi çeken etkilendiğim konuları kendim yaşamışçasına içselleştirip kâğıda dökebiliyorum. "Renk" kendi yaşantımdaki bir anıdan yola çıkarak yaptığım bir şarkı oldu. Fakat hikâyesini anlatmayı düşünmüyorum. Özel kalsın bence.

Şarkı ile ilgili detay verir misin?

Şarkının sözü ve müziği bana ait. Düzenlemesini Suat Aydoğan yaptı. "Değilsin" albümümde yer alıyor "Renk" . Herkes de bu şarkıya klip gelmesini istiyordu. Kısmet bu zamanmış. 

“Renk”e çok da güzel bir klip geldi. Nasıl geçti klip çekimleri? Kimin fikriydi böyle bir klip?

Evet Elif. Yönetmenimiz Avni Kütükoğlu ve 25 kişilik bir ekiple 2 gün süren çekimlerimiz sonucu ortaya çıktı klip. Antalya'da İC Otellerin sponsorluğunda çekildi. Yorucu fakat çok da eğlendik çekimler boyunca. Bu klibin çekilmesinde baştan sona ilgilenen destek olan Aşkın Koç ve Holiday Medya'ya en başta teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca Ali Komşusu ve ekibine bize klip de sundukları güzel şovlar için ve klibi baştan sona en ince ayrıntısına kadar titizlikle ilgilenen değerli yönetmenimiz Avni Hocam'a da teşekkür ediyorum. 

Çok yeni olmasına rağmen şarkının çok beğenildiğini görüyoruz. Özellikle sosyal medyada Sivasspor taraftarlarının size karşı sempatisi var ve büyük desteklerini görüyoruz. Ne dersin? 

Evet, tepkiler çok güzel. Aslında klibimiz çıkmadan önce şarkı Sivasspor'un stadında çalıyordu. Bu konuda en büyük desteği Sivasspor Genel Menajeri Oray Otyakmaz verdi, öncelikle ona çok teşekkür ediyorum. Ayrıca Sivas Hilton Garden'da vermiş olduğumuz konserlerden ötürü de Sivaslılar beni tanıdı ve sevdi. Sivas'tan, Sivasspor Kulübü’nden ve taraftarlardan çok destek aldım. Çok teşekkür ediyorum hepsine. Sürekli mesajlar geliyor benden bir marş istiyorlar, ben de bu isteklerini gerçekleştirmek isterim en yakın zamanda. Dediğim gibi tepkiler çok güzel. Daha yeni çıkmasına rağmen herkes arabasında çalmaya başlamış, sürekli dinliyoruz şeklinde mesajlar geliyor. Bunlar güzel şeyler tabi. 

Bu kadar renk demişken, hayatın rengi nedir sence?

Bence hayatta önümüze çıkan her şey, her olay kişi ya da nesne beyaz renktedir. Onları boyayan anlam kazandıran bizleriz. Karşına bir insan çıkar, seni üzdüğünü düşünürsün, tamamen yanılgı. Yapılanlara üzülüp üzülmemek, onları kötülük olarak görüp görmemek tamamen bizim elimizde. Eğer öyle olmasaydı, her olaya herkes aynı tepkileri verirdi. Yani karşına çıkan kişi kötü değil, seni üzen o değil, sen onun yaptıklarına üzülüyorsun. Aynı şey maddiyat için de geçerli. Hiç parası olmayıp mutlu olan eğlenceli insanlar hepimizin etrafında vardır, hayret ederiz gıpta ile bakarız onlara. Çünkü onlar "parasızlığı" mutsuz olmaları için bir sebep olarak görmüyorlar. Yani kısacası, yaşadığınız karşınıza çıkan her şey beyaz bir sayfa, fırça ise elinizde; ister siyaha boyayın, ister kırmızıya.

Aslında birçoğumuz seni bundan bir kaç sene önce Yusuf Güney ile çıkarmış olduğunuz” Değilsin” şarkısına yaptığınız düet ile tanıdı. "Değilsin" nasıl ortaya çıktı?

"Değilsin" şarkısının sözleri Ahmet Erdoğan'a, bestesi bana ait. Amcamla müthiş bir enerjimiz var, sık sık bir araya gelir sohbetler ederiz. Onun yazmış olduğu sözlere şiirlere çok enteresan ama hemen beste yapabiliyorum. Dedim ya enerjimiz çok iyi ve nasıl yazdığını hissedip hemen notalara dökebiliyorum. Yusuf Güney ile de güzel bir düet oldu. Çok da sevildi, çok güzel tepkiler alıyoruz şarkıya.

Yusuf Güney'i daha önceden tanıyor muydun? Kendisinin müzik grafiğini nasıl değerlendiriyorsun?

Yusuf Güney'le aynı aranjörle çalışıyorduk. O şekilde tanıştık, çok iyi bir uyum yakaladık ve güzel bir arkadaşlığımız başladı. Hala da görüşürüz. Çok sevdiğim ve gerçekten çok eğlenceli birisi Yusuf. Müzikte ise kendine has bir tarzı olduğunu düşünüyorum. Tarzını bozmadan kendini yenileyebilen nadir sanatçılardan biridir.

O dönemlerde 'KAÇIŞ 1950' filminde oynadın. İzlemeyenler için biraz filmden söz eder misin? Orada nasıl bir rol üstlendin?

Film 1950-1970 yılları arasında Bulgaristan'da gördükleri baskıdan dolayı Türkiye'ye kaçmaya çalışan 3 Türk gencinin hikâyesi. Taş Film'in yapımcılığını üstlendiği bir film. Ben filmde başroldeki Mustafa karakterinin eşi Zeynep rolündeyim. Çekimler Bursa ve Balıkesir'de yapıldı, yaklaşık bir buçuk ay sürdü. Zeynep, eşine çocuğuna bağlı, sabırlı, fedakâr bir kadın. Kendime de yakın bulduğum bir karakter olduğu için çok keyif aldım bu rolü oynamaktan.

Oyunculuk nasıl bir duygu?

Küçüklüğümden beri hayalim hep müzikti. Ve müzik için çok emek verdim. Oyunculuğa çok fazla sıcak bakmıyordum ama böyle bir teklif gelince değerlendirmek istedim. Benim için güzel bir deneyimdi. Sinema da oynamak hem güzel bir anı oldu benim için hem de gurur verici. Klipler de de bir oyunculuk sergiliyoruz aslında ama sinema çok başka bir şeymiş. 

Yine oyunculuk anlamında teklif gelse değerlendirir misin?

Benim için müziğin yeri çok başkadır. Hiç bir şey onun yerini tutamaz ama hiçbir konuda asla demeyi sevmem. Bana ve insanlara katkısı olacak, kaliteli, sanat değeri olan teklifleri her zaman değerlendirebilirim. 

Biraz seni tanıyalım istiyorum. Şeyma nasıl bir çocuktu?

Çok farklı bir çocuk değildim sanıyorum. Mutlu bir çocukluk geçirdim. Klasik bir çocuktum ben, annesi çarşıya gidince eline su şişesini alıp son ses müziği açan, salondaki koltuklara milyonları oturtan, sehpayı sahne yapan, küçük bir star. 

Turizm Otelcilik mezunusun değil mi? Müzik nasıl hayatına girdi?

Evet, Kocaeli Üniversitesi Turizm ve Otelcilik okudum. Fakat müzik hep hayalimdi. 9 yaşımda piyano eğitimi almaya başladım. Ardından Şan dersi aldım. Birçok sanatçıya vokalistlik yaptım. Tabi bir yandan da evde sürekli müzik dinlemeler, beste yapmalar derken bir de baktım stüdyodayım. Sonrası zaten kendiliğinden geldi.

Müziği seçtiğinde ailenin tepkisi ne oldu?

Benim piyano eğitimi almamda zaten annemin etkisi çok büyük. Ailem çok modern ve anlayışlı insanlar. Gerçekten bana her konuda destek oluyorlar. Benim en büyük şansım çok iyi bir aileye sahip olmak. Bizim evimizde hiçbir zaman "etraf ne der", "ayıp olur millete karşı", "o ne der bu ne der" cümleleri kullanılmadı. Sadece bizim mutluluğumuz ön planda oldu. Bu yüzden dedim ya hem mutluyum hem de çok şanslıyım böyle bir aileye sahip olduğum için.

Kaç tane singlen var?

1 maxisingle yaptım, 1 albüm ve 1 singlem var. 

"Ilımlı Ayrılık" diye bir şarkı da çıkarttın değil mi?

Evet öyle spontane gelişen, güzel keyifli bir işti.

Nasıl bir albüm asla çıkarmazsın? 

Zor bir soru Elif’ciğim  Müzik zevkim o kadar geniş ki, arabesk albüm de yapabilirim, yabancı albüm de türkü albümü de, hepsine çok yakınım. Ama sanıyorum Hip-hop ve Rap asla çıkarmazdım.

Tekrar bir düet yapacak olsan kiminle yaparsın?

Tarkan fena olmazdı sanırım. 

Peki, bu aralar en çok kimi dinliyorsun?

Her tarzda dinlediğim sanatçılar farklı. Özellikle takılıp kaldığım bir şarkı ya da sanatçı yok. Son zamanlar Ebru Yaşar'ın "Ben Ne Yangınlar Gördüm" şarkısına takılı kaldım. Tarkan'ın son albümü de çok iyi. Sıla her zaman favorimdir. 

Hayatta yapmak isteyip de yapamadığınız ne var?

En büyük hayalim müzikte başarılı olmak, sahneye çıkmaktı. Bunu da şu an gerçekleştiriyorum çok şükür. Öyle paraşütle atlamak, dünyayı dolaşmak gibi hayallerim hiçbir zaman olmadı. Çünkü adrenalin sevmem, tatil de çok seven biri değilim, 5 sene denize girmeyim, aramam. Ben stüdyoya gidiyim çalışıyım, orkestramla prova yapıyım, sahneye çıkıyım, ya da arkadaşlarımla oturup kahve içiyim sinemaya gidiyim.

Peki, herkesin hayatında kaybettiği anda önüne kadar gelmiş fırsatı vardır. Sizin ne oldu mesela. "Ben onu nasıl kaçırdım" dediğiniz ne var?

Hiç olmadı öyle bir şey. Çünkü Mevlana'nın söylediği gibi "Üzülme! Eğer bir şey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı içindir, ya da olmaması gerektiği içindir" Bende buna çok inanırım. 

Sence ülkemizin en başarılı kadın şarkıcısı desem kimi neden söylersin?

İnan Elif bu konuda tek bir isim veremem. Hepsinden ayrı ayrı tatlar alıyorum. Ajda Pekkan'ın enerjisi, Sıla ve Sezen Aksu'nun şarkıları, Ebru Gündeş'in sesi, Gülşen'in sahnesi, Demet Akalın'ın şarkı seçimleri, Deniz Seki'nin ses rengi, Hadise'nin sahne şovları, Hande Yener'in son albümü...

“Herhangi bir ünlüyle aklına gelen ilk hikayen nedir” desem neyden bahsedersin?

Çok var ama geçen seneki doğum günümü asla unutamam. Prodüktör arkadaşım Hilmi Özer doğum günümde çok güzel bir sürpriz yapıp, herkesi bir araya toplamıştı, Ercan Saatçi, Soner Sarıkabadayı, Oktay Kaynarca, Kubat, Yaşar İpek, arkadaşlarım, herkes vardı, müzisyenler eşliğinde şarkılar söyledik çok eğlendik. Hayatımın en güzel günlerinden birisiydi. 

Yakın gelecekte ne tür projelerin var?

Klibimiz yeni çıktı biliyorsun şu an konserlere hazırlanıyoruz. Yılbaşına doğru belki güzel bir slow şarkı çıkartırız. Bilemiyorum yaşayıp göreceğiz. 

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersin?

Ülke olarak kötü günler geçirdik. Karanlık dünyamız umarım bundan sonra renklenir diyorum. Ayrıca bana ulaşmak isteyen sevenlerim “symerdogan” hesaplarımdan beni takip edebilirler. Sana da bu keyifli röportaj için teşekkür ederim Elif. Görüşmek üzere…

Doğum Tarihi: 9 Ekim

Burcu: Terazi

En sevdiği huyu: Dürüstlüğüm

En sevmediği huyu: Bir anda silebilmek

Uğurlu sayısı: 9

Uğurlu günü: Cumartesi

En sevdiği renk: Beyaz

En sevdiği çizgi film: Tom ve Jerry

En sevdiği söz: Öldürmeyen acı güçlendirir.

Röportaj: Elif Günay

Fotoğraf: Zeynep Aydın