“Yaşar Günaçgün'den 20. yıla özel yepyeni albüm geldi”

Yaşar Bey merhaba öncelikle beni kırmayıp röportaj talebimi kabul ettiğiniz için size yürekten teşekkür ederim. Nasılsınız?

 Ben size teşekkür ederim. Gayet iyiyim. Sizi gördüm daha iyi oldum.

20. sanat yılınız kutlu olsun. Bize ne güzel bir ses ne güzel bir insan kazandırdınız. İyi ki varsınız. 20 yıl size ne hissettiriyor? 

 Bilge bir adam bir zamanlar bana şöyle demişti. Müziğin ilk 20 yılı zordur, ondan sonra kolaylaşır. Ben de 20 yılı doldurduğuma göre bundan sonra her şeyin daha kolay olacağını düşünüyorum. 

Geçtiğimiz ay Seyhan Müzik etiketiyle  “Şehir Yalnızlığı” adında efsane bir albüme imza attınız. Albümdeki şarkılara çok kısa değinelim istiyorum. 12 şarkılık bir albüm değil mi?

Evet. 11 şarkı ve bir versiyondan oluşan toplamda 12 şarkılık bir albüm yaptık.

Kimlerin emeği var bu albümde?

En başta Yaşar Müzik ve Seyhan Müziğin ortaklaşa çıkardığı bir albüm olduğunu söylemek isterim. 8 şarkının söz ve müziğinde Murat Güneş’in, 1 şarkının sözünde Hakkı Yalçın’ın müziğinde yine Murat Güneş’e ait. 1 şarkının sözü müziğinde Alper Arundar’ın ve nihayet 1 şarkının da sözü müziğinde benim imzam bulunuyor. Bütün şarkıların aranjman, mix ve masteringinde ise Mehmethan Dişbudak’ın imzası var.

Birçok sanatçı dostuna şarkı sözleri veren ve şimdilerde kalp farkıyla singlesi ile karşımıza çıkan Murat Güneşten 8 şarkı aldınız. Bu kadar çok şarkıyı albümünüze almanızın nedeni nedir?

 Son 5 yıldır birlikte çalışmayı dört gözle beklediğim Murat Güneş’le nihayet bu albümde çok verimli, çok duygulu, zamansız ve çok güzel şarkılar yapma şansı bulduk. Açıkça ifade etmek gerekirse bu albümdeki şarkılar tam benim üzerime dikilmiş koca bir gardırop dolusu kıyafet gibiydi. Bu konuda kendimi şanslı hissediyorum.

Bu albümde sizi en çok etkileyen bir şarkınızın hikâyesini benimle paylaşır mısınız?

 Bu albümde bir de Flamenko versiyonu olan “Markiz” şarkısının güzelliği her geçen gün yitip giden İstanbul’a ve sahip çıkmamız gereken değerlere bir ağıt niteliği taşıdığını söylemem yeterli olacaktır sanırım.

Yaşar albümlerinin şiirsel ve  edebiyat içerikli olması gibi bir klasikliği var. Bu albüme baktığımızda aldığınız çok şarkı var. Yaşar klasiğinden çıktık diyebilir miyiz?

 Hayır Elif’ciğim, tam tersine beni çok iyi anlayan bir şarkı yazarı ve dost kazanmanın bende yeni ufuklar açtığını düşünüyorum. 

Albümün 2. Şarkısı “Nara”yı kliplendirdiniz, ilk bu şarkıyla çıkmanızın özel bir nedeni var mı? 

 Albüm kayıtları bittiğinde ekipçe ortak görüşümüz buydu. Şimdi bakınca doğru karar verdiğimizi düşünüyorum.

O nasıl güzel bir klip olmuş “Bu gece İstanbul’u aşka boğasım var” derken o İstanbul nasıl güzel görünüyor; nasıl güzel, nasıl... Klip çekimleri nasıl geçti biraz detay verir misiniz?

 İlk kez bir kadın yönetmenin gözünden beni izliyorsunuz. Kendisi ve ekibiyle çok uyumlu ve yaratıcı bir çalışma gerçekleştirdiğimiz Gülşen Aybaba ve Aybaba Prodüksiyon ile bundan sonra da zevkle çalışacağımızı düşünüyorum. Klipte bir dansçı, dört müzisyen ve bir oyuncunun bana eşlik ettiği bir kast yer aldı. Bir kısmı stüdyoda bir kısmı Haliç’te çekilen klipte dünyaca ünlü ressamımız Ertuğrul Ateş’in bir tablosu da fon olarak kullanıldı. Stylingi Oğuzhan Coşkun yaptı, giydiğim smokini ise Levon Kordonciyan dikti. 

Peki yeni bir klip hangi şarkıya gelir?

 Markiz, Aşk Bozumu, Şerbet, Şehir Yalnızlığı… Hangisini seçeceğimi ben de bilemiyorum.

 

Geçtiğimiz sene Cüneyt Tek’in "Gel Gel" şarkısında düetiniz var. Şarkı çok sevildi. Şarkıya klip çekildi ve kilipte siz de yer aldınız. Sizin düeti kabul etmenizin nedeni de şarkıya inanmak mı oldu?

Cüneyt çok sevdiğim bir müzisyen kardeşimdir. O’nun şarkılarını, sözlerini ve duygularını seviyorum. Belki bir gün onun bir şarkısını da söylerim, kim bilir…

Düet demişken Yıldız Usmonova ile “Seni Severdim” düeti yapmıştınız ve  o kadar çok beğenilmişi. Ender düetlerden biri diyebilir miyiz? Tekrar bir dünya starı ile bir araya gelip bir düet yapma düşünceniz var mı?

Yıldız Usmanova’nın bir sonraki albümünde de sözlerini Murat Güneş’in yazdığı, müziğini Usmanova’nın yaptığı “Vur Vur” şarkısında da bir düetimiz daha olmuştu. Böyle projelerde yer almayı seviyorum.

İzin verirseniz çok kısa geçmişe gitmek istiyorum. 96 senesinde Divane albümü yaptınız. Ve albüm ülkemizin sınırlarını aşıp en iyi 10 albümden biri seçildi ne söyleyeceksiniz? 

 Gelmiş geçmiş en iyi pop albümlerinde 7. sırada olduğunu bilmek elbette gurur verici ve motive edici.

Peki, şarkılar sevilip, tanınmaya başlayınca ilk kazancınızla ne aldınız?

 Anneme bir hediye almıştım. Ne olduğu da bende kalsın.

Ve o albüm yerini Esirinim’e Masal’a Sevdiğim Şarkılar’a, Hatırla’ya ve şimdi de Şehir Yalnızlığı’na bıraktı. Bu kadar başarılı albümlere imza atmak size ne hissettiriyor?

 İyi hissettiriyor   Tatlı bir havada bir yazlık sinemada çekirdek çitleyerek film seyretmek gibi bir şey.

Baba’ya evlatları arasında seçim yaptırmak ne kadar doğru bilmiyorum ama "her anlamda en çok sevdiğiniz 5 şarkınız" desem benimle paylaşır mısınız?

En sevdiğim 5 şarkımı değil ama albümlerim arasında en sevdiğimin ’’Masal‘’ olduğunu söyleyebilirim sana Elif.

O kadar çok şarkınızı seviyoruz ki, o kadar çok hepsini söyler devam ederiz ki sizce Yaşar şarkılarının bu kadar beğenilmesinin nedeni nedir?

 Bu sorunun cevabını senelerdir ben de arıyorum  Bunca yıldır beni ve şarkılarımı dinleyip sevdiğiniz için sizlere çok teşekkür ederim.

  

Şiirlerin ustası rahmetle anıyorum. Cemal Süreya hayranı olduğunuzu biliyoruz. Ne hissettiriyor size Cemal Süreya? Birde iki şiirini aldığınız Attila İlhan var öyle değil mi?

 Attila İlhan’ın “Ağustos Çıkmazı” adlı şiirini “Beni Koyup Gitme” adıyla ve “Gece Buluşması” şiirini “Beş Dakika Bekle Git” adıyla besteleyip albümlerime aldım. Sevgili Attila İlhan ile tanışma, sohbet etme fırsatına sahip olduğum için kendimi şanslı sayıyorum. Cemal Süreya ise hiç tanıyıp görmediğim halde şiirde ve söz sanatında üstadımdır.

Adana’dan İstanbul’a uzanan müzik dolu bir hayatın kadercisisiniz. Nasıl bir çocuktunuz?

 Şimdilerin hiperaktif diye adlandırdığı o zamanların ‘’Amaaaan ne yaramaz çocuk! ‘’ dedikleri türden bir çocuktum  Ama akıllı çocuk, yaramaz olur 

Bu kadar çok koşuşturmanın, teknolojinin imkânların olmadığı belki de daha samimi daha masumca yaşanılan 90’lar döneminde çıkış yapmak nasıl bir duygu? 

 90’lar müziğin güçlü dönemlerinden biriydi. O dönemde müzik yapmak güzel olduğu kadar eğitici ve öğreticiydi de. 90’lar hiç unutulmayacak ve hep sevilecek.

Yakın tarihte konserler var mı?

En yakın tarih 8 Temmuz Nevizade Sanat Performans Hall, 18 Temmuz İzmir Bostanlı Suat Taşel Açık Hava Tiyatrosu konserimiz var. Sonraki ve eklenen tarihler için de; www.yasaronline.net ‘den ve Sosyal Medya için de  yasar_gunacgun  adresinden konser ve etkinlik takvimini takip edebilirsiniz.

Konser paylaşımlarınız da genellikle "Sebepsiz Fırtına" şarkısının videolarına yer veriyorsunuz. Bunun özel bir nedeni var mı?

 O’nu gelenekselleştirdik artık Elif’ciğim.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

 Müzikle, sanatla, sağlıkla ve sevgiyle kalın diyebilirim.

Benimle bir araya gelip bu güzel röportajı yapmamı sağladığınız için tüm samimiyetimle, gönülden teşekkür ederim Yaşar Bey… 

Doğum Tarihi: 5 Nisan 1970

Burcu: Koç

En sevdiği huyu: Titiz, detaycı ve disiplinli olmam

En sevmediği huyu: Gereksiz detaylara fazla takılıyor olmam

En sevdiği renk: Gökkuşağı

Uğurlu sayısı: Yok

Uğurlu günü: Salı

En sevdiği çizgi film: Shrek

En sevdiği söz: Müziksiz bir hayat hatadır.

Röportaj: Elif Günay

fotoğraf: Fatma Demir