Kurtlar Vadisi, Hangimiz Sevmedik, Bu Şehir Arkandan Gelecek, Kırgın Çiçekler, Kertenkele ve Hayat Şarkısı gibi birçok önemli dizilerinde rol alan başarılı oyuncu Selçuk Kılıç ile önceki gün Önce Vatan Gazetesi olarak bir araya geldik. Yıldız oyuncuyla oyunculuğun inceliklerini ve oyunculuk eğitiminin gerekliliğini konuştuğumuz özel söyleşimizi siz değerli okuyucularımla buluşturuyoruz.

Selçuk Kılıç kimliğinin oluşum sürecinden bahseder misiniz?

1983 Hollanda doğumlu afyon Emirdağlı ailenin en büyük evladıyım evli ve 2 Arslan babasıyım. Konumuza gelince 2002 yılında kickboks yapan bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine kickboksa antrenmanlarına başladım ve hayatım buradan başlıyor. 2006 yılında Belçika, 2007 yılında Hollanda, 2008 yılında Avrupa Şampiyonu oldum. Kendimi daha çok geliştirerek 2017 yılında Dünya Şampiyonluğuna kadar yükseldim. Arkadaşlarımın birçoğu bu işi bıraksa da ben asla pes etmedim ve etmeyecektim çünkü yolumda kararlıydım ve dediğim gibide şanlı Türk bayrağımızı dünyanın her yerinde dalgalandırdım.2012-2014 yılları arasında hobi olarak Amsterdam’ da oyunculuk eğitimi aldım ve bir kaç dizide ekranlara geldim. Başarılı olduğumu gördüğümde neden bende oyunculuk sektörüne girmiyorum diye kendi kendime sordum ve oyunculuk sektörüne girdim ve şu ana kadar profesyonel olarak oynadığım dizi ve filmler mevcut.

En büyük ütopyanız nedir? Oyuncunun en büyük rüyası yeni bir karakter midir? Bu işin zirvesi neresi?

En büyük dileğim kickboks’da en üst mertebeye geldiğim gibi oyunculukta da en üst mertebeye gelmek ve orada kalıcı olabilmemdir. Bir oyuncunun en büyük rüyası kişiden kişiye göre değişir ama benim en büyük rüyam kendime has olan bu karakterleri daha da farklı şekillere taşıyıp diğer karakterlerden daha farklı bir pozisyonda olmaktır. Bu işin zirvesi başrol oyuncusu olabilmektir ve insanların aklında kalıcılığı sağlayıp yer edinebilmektir. Eğer bu dediklerimi karşılıyorsanız siz bu işin zirvesine gelmişsiniz demektir.

Sizi oyunculuğa teşvik eden etkenler neler?

Beni oyunculuğa teşvik eden etkenlerin başında hobi olarak oyunculuğu sevmemdir. 2012 yılında büyük bir hevesle oyunculuk eğitimi almak istedim ve eğitimlere başladım. Açıkçası benim oyunculuk serüvenim tamamen bir hobi sonucu başladı, bu yolu sevdim ve devam ediyorum, etmeğe de devam edeceğim.

Tescili bir oyuncu ve boksör olarak sabah ilk uyandığınızda ruhunuzda hangi mesleğiniz ağır basıyor?

Elbette ilk önce spor ile tanıştığım ve çok uzun süredir yaptığım için sabah ilk uyandığımda sporcu ruhuyla uyanıyorum fakat bu oyunculuğu sevmediğim ya da bırakacağım anlamına gelmiyor. Oyunculuğu baya sevdim ve kesinlikle iyi yerde olmak istiyorum.

Dünya Boks şampiyonluğunuz var. Peki, sizi boks yapmaya teşvik eden etkenler neler oldu?

Dünya şampiyonu oldum. Beni boks hayatına teşvik eden kişi arkadaşım. Onun tavsiyesi üzerine boks yapmaya başladım ve bu yolda birçok başarıya imza attım.

Boks ve oyunculuk ikisi bir arada ve ikisi bambaşka alanlara giriyor.  Zor olmuyor mu?

Tabii ki 2 dalı bir arada yürütmek kesinlikle zor ama 2017 dünya şampiyonu olduktan sonra kickboksu sadece hobi ve antrenman olarak yapıyorum şuan, artık hedef oyunculukta en iyi seviyeye gelmek. kickboksta en üst düzeye vardık ve altın kemeri ülkeme getirdim. kickboksu artık sadece hobi olarak devam edeceğim ve maça çıkmayı düşünmüyorum.

Kendi sıkletinizde en beğendiğiniz boksörler kimler? Hangi yönlerini beğeniyorsunuz?

Bizim sıklet 70/73kg en hızlı sıklettir bu sporda, çok iyi sporcular var ama özellikle hayran olduğum bir sporcu yok, onlar bana hayran olsun. Tabii ki çocukluğumda hayranlıkla Mike Tyson’ı izlerdim ve her zaman hırslı olması yönünü beğenirdim.

Oyuncu olmaya ilk ne zaman karar verdiniz? İlk oynadığınız ya da okuduğunuz oyun neydi?

Oyuncu olmaya ilk 2012 yılında karar verdim ve bunun üzerine oyunculuk eğitimi almaya başladım. İlk oynadığım ve okuduğum oyun ise Türk yapımı olan “Şeref Meselesi” adında bir dizi.

Oyunculuğu hayatınızda nasıl bir yere koyuyorsunuz?

Şöyle söyleyeyim, artık geleceğimi tamamen oyunculuğa verdiğim için ve kendime büyük bir hedef koyduğum için kesinlikle çok önemli hayatımda şuan, hiçbir zaman hayal kırıklığına uğramadım ve inşallah bu sektörde Allah inşallah utandırmaz.

Oyuncu olmaya karar verdiğinizde ailenizin tepkisi ne oldu?

İlk söylediğim zaman bana sen sporcusun, nereden böyle fikirler buldun diye bir sürü soru sordular ve şaşırmışlardı hepsinin konuşmalarından ve yüz ifadelerinden belli oluyordu. Ama şu bir gerçek ki hepsinin bir tek ortak cevabı vardı o da “umarız en iyi şekilde kendini gösterirsin ve çok başarılı olursun.” Bu zamana kadar beni hep desteklediler ve desteklemeye devam edecekler. Eğer onların bana verdikleri destekler olmasaydı belki de ben bugün bu noktalara gelemeyecektim. Eşimin çok büyük desteği vardır ve her konuda sağ olsun arkamda durmuştur.

Dizi-sinema projelerinde özellikle oynamak istemediğiniz bir karakter var mı?

Açıkçası istemediğim karakter tipleri var elbette. Şöyle söyleyeyim yüz kızartıcı bir rolde oynamayı asla istemem. Çünkü hem benim yapıma ters hem de izleyici kitlesinin beni o tür rollerden hatırlamalarını istemem. Bu rollere örnek olarak “aldatma, cinsellik içeren sahneler vb...” sahnelerde rol almayı asla istemiyorum.

Kamera karşısına geçmeden önce uyguladığınız belli ritüelleriniz var mı?

Kamera karşısına çıkmadan yaptığım pek bir şey yok aslında. Sadece iyice rolümü ezberliyorum ve karakterime bürünüp çekimlere çıkıyorum.

“Hiç düşünmeden kabul ederim” dediğiniz bir rol var mı?

Hiç reddetmeden gireceğim rol elbette var. Mesela “Osmanlı Ordusu” askerleri rolünde oynamak çok büyük bir şeref ve böyle bir teklif gelirse asla reddetmem aksine çok memnun olurum ve kabul etmekten onur duyarım. Mesela “Diriliş Ertuğrul” dizisinden rol teklifi alırsam hangi rol olursa olsun sorun değil yeter ki ordudaki askerlerden birisinin rolünde oynayayım o bana yeter. Buradan da Diriliş Ertuğrul’ un yapım şirketine duyurulur.

Birlikte oynamak istediğiniz oyuncu veya oyuncular var mı?

Elbette oynamak istediğim oyuncular var başta Kenan İmirzalıoğlu, Ali Burak Ceylan ve Engin Altan Düzyatan ile beraber oynamak isterim.

Bir oyuncuda mimik ve vücut dili ne kadar önemli?

Bir oyuncuda mimik ve beden dili en az oyuncunun oyununu ezberlemesinden daha önemlidir. Çünkü oyunu ezberleseniz de eğer rolünüzü iyi yapamazsanız, daha açık dille konuşmak gerekirse “yapmacık” bir şekilde rol yaparsanız insanlar sizi beğenmeyecektir ve gözden düşmenize sebep olur. Mimikleri ve beden dilini ne aşırı derece yapın nede çok az yapın, en ideali her şeyi gerektiği gibi yapmak ve gerektiği yerde kullanmaktır.

Mesleğinizin ne tür zorlukları ve keyfi yanları var?

Elbette her işin olduğu gibi kickboks ve oyunculuğunda keyif veren ve zorluk veren yanları var. İlk önce kickboks’dan başlamak gerekirse zorlukları şu; sonuçta kickboks bir dövüş sporu ve bu sporda yumruk, tekme diz atmak da var aynı şekilde yumruk ve tekme diz yemek de var. Hatta vücudunuzda bir yerinizin kırılma burkulma ya da incinme gibi büyük sonuçlar doğuran riskleride var. Oyunculuğa gelirsek onunda zor yanları var şöyle anlatayım ezber yeteneğinin iyi olması gerekir, mimiklerin ve beden dilini iyi bir şekilde kullanıyor olman gerekir. Ama gene de iki mesleğinde en keyif veren özelliği “Beni mutlu etmeleridir.

Yeni projeleriniz var mı? Bizimle paylaşır mısınız?

Evet Ekim ayında vizyona girecek olan bir sinema filmim var. Orada “Kral” karakterini canlandırıyorum. Yakında yeni bir sinema filmi daha olacak ve Ekim ayında çekimlerine başlanacak. Menajerim bir kaç dizi ile halen görüşmekte ve nasip kısmet diyorum.

Örnek aldığınız bir oyuncu tiplemesi var mı?

Bu sektör biraz değişik, şöyle söylemek gerekirse bütün oyuncuları izliyorum çünkü herkesin rol yapısı farklı ve o kişiden bir özellik öğrenebilirsin ama aralarında en çok örnek aldığım iki kişi var onlar “Kadir İnanır ve Kenan İmirzalıoğlu.” Bu iki karakterin rollerini diğer kişilerin rollerine göre daha çok örnek alıyorum.

Hedeflerinize ulaşmanın yaratacağı en büyük etki ne olurdu?

Çalışmak, çalışmak ve bir daha çalışmak. Hayatta başarılı olabilmek için her zaman çalışmak gerek.

Günümüzde sizce insanların sanata ilgisi ne durumda? Özellikle gençlerin.

Şimdi sanat dediğiniz çok fazla alandan oluşuyor. Örneğin “resim, spor, aktörlük, şarkıcı vb...” birçok alan var. Günümüz gençleri daha çok “Aktör ve dövüş sanatlarına” merak sarmış durumdalar. En az ilgi duyulan sanat dalı ise bana kalırsa “Ressamlık” çünkü gençler bu tür şeyleri pek sevmiyorlar ama bana göre her sanat dalının kendine has bir güzelliği var.

Son olarak, neler söylemek istersiniz?

Söylemek istediğim pek bir şey yok aslında sadece şunları söylemek istiyorum; Eğer hayatta iyi yerlere ve iyi pozisyonlara gelmek, başkalarının altında ezilmek istemiyorsanız çok çalışmanız lazım. Şunu unutmayın ki çalışmadan hiç bir şey olmaz. Size de ayrıca bu röportaj için çok teşekkür ederim.

Bizde Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…