Röportaj: Cengizhan Kaya

Öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz?

Siirt’te doğdum ve büyüdüm. Yaz tatillerini İstanbul’da geçirdim küçüklüğümden beri İstanbul’u büyülü bir şehir olduğunu düşünürdüm .küçüklüğümden beri hep bir şeylerle uğraşmayı severdim, boş zamanlarımda kurslara giderdim dikiş örgü dantel iğne oyası normal hayatta hiç ilgimi çekmeyecek hobileri bile denedim. Küçük yaşlarda siyasetle tanıştım ve o yaşa büyük gelebilecek büyük başarılara imza attım, Lakin siyaseti sevmedim ara ara hayatıma bir yerlerden pencere açsa da uzak durmaya çalıştım. Normalde mesleğim editör  ama şu an ki mesleğim de hayalimdi. Bazen hayal kurarsın bir bakmışsın gerçekleşmiş, işte öyle bir şey oldu benim hikayem, işimin dışında seyahat etmeyi çok severim .özellikle tarihi mekanlar eski yapılardaki yaşanmışlıklar müthiş bir şekilde cezbeder beni dakikalarca orda kalır gittiğim eski evde bir günün nasıl geçtiğini evin iç yapısındaki dizayndan gözümün önünde tasavvur etmeye çalışırım bu bana zamanda yolculuk hazzı verir, ayı okuduğum kitaplarda ki kahramanların beynimizde vücut bulması gibi .Kitap okumayı çok severim zamanı boşa geçirmediğimi düşünürüm kitap okurken boş zamanlarda kitap okumaya karşıyım kitap vakit öldürmeye yarayan bir araç değildir hayatımızın her alanında ihtiyaç duyabileceğimiz her şeyi bize hazır sunan harika bir kılavuzdur. Ve Çay olmazsa olmaz içeceğim :)

Neden Medya?

Çünkü medya kitle iletişim aracı. Topluma en yakın olduğunuz yer diyebilirim, kendini harika hissettiriyor büyük topluluğa hitap edebilme ve kabul görme muhteşem bir duygu ben programımda nasıl faydalı olurum beni izleyen veya dinleyenlerime ne kadar doğru ve lezzetli bilgiler sunabilirim sancısını duydum her zaman yaptığım işin büyük bir sorumluluk olduğunun farkındaydım göz önünde olmak beyaz camın büyüsüne kapılmak çok güzel lakin ekranı anlamsız işler meşgul etmek bana göre izleyici ve dinleyicilere yapılmış en büyük haksızlık. işte ben bu yüzden her bölümde programa başlarken aynı heyecanı duyuyorum çünkü konuklarıma ve değer verip bizi izleyen izleyiciye saygım sonsuz.

Medyaya ilk adımı ne zaman attınız?

Küçük yaşlarda arkadaş çevremin etkisiyle siyasi platformda buldum kendimi o zamana kadar sessiz kendi halinde bir kişiydim fakat insanlarla konuştukça kendime öz güvenim olduğunu fark ettim bu bana güzel kapıların açılacağı günlerdi konuştukça kabul gördüm ve kitlelere hitap etme bende bir yetenekti bunu fark ettim. Siyasi platformda Ankara’dan Türkiye çapında teklifler almaya başladım. O Sıralarda şu an aramızda bulunmayan Mavi Marmara gemisinde şehit düşen Saygı değer İbrahim Bilgen’in tv kanalı mevcut idi kadın programı için kamera önüne geçişim İbrahim Bey’in teklifi ile oldu ,madem medya dünyasına adım attım kendimi geliştirmem gerekirdi bu yüzden o sıralarda Amerika’da colombus üniversitesinde Öğretim Görevlisi olan Abimden destek gördüm radyo televizyonculuk hakkında eğitim almamı sağladı. 

Medya dışında yapmak istediğiniz çalışmalar var mı?

Medya nankör bir meslektir yaptığın işler seni ayakta tutar veya tutmaz :) Ben şu an başka bir şey düşünmüyorum çünkü yaptığım işi seviyorum ,ayrıca ben bırakmak istesem de sağ olsun izleyicilerin sevgisi ve yoğun talebi devam etmek için en güzel motiveyi sağlıyor.

Ama bir gün başka iş yapmak istersem yine medya sektörü ile ilgili olabilir diye düşünüyorum.

Örnek aldığınız isimler var mı?

Tabi ki var; ama öncelikle şunu söylemeliyim küçüklüğümden beri sunumunu beğendiğim isimler TRT sunucuları oldu. Türkçeyi düzgün kullanım ,seyirciye saygı, duruş  bunlar benim önem verdiğim kriterler maalesef günümüz medya sektöründe belki de her şeyin daha kolaya indirgenmesi çoğalması bazı değerlerin yerini başka şeylere bırakmasına yol açtı bana göre hiç doğru değil bu yüzden özellikle bir çok tv ve radyoda bu konu trajedi niteliği taşıyor örnek olunması gerektiği unutulmuş durumda. Yakın zaman önce vefat eden TRT Haber spikeri sayın Mesut Mertcan herkes gibi benimde idolüm diyebilirim haberi sunarken gösterdiği nezaket seyirciye duyduğu saygı hitabetinin yanında vücut dilini en doğru biçimde kullanışı beni kendisine hayran bırakmıştır, ben haber programı sunmadım buna rağmen yaptığım ve sunduğum programın ağırlığının her zaman farkında olmaya çalıştım. Gerek seyircilerime gerekse program konuklarıma bu olguyla yaklaştım ve hep iyi tepkiler aldım ve anladım ki doğru yoldayım güzel Türkçemizi yanlış kullanmaya yönelik yeni nesile zarar verecek kadar lakayt başıboş program ve sunumları programım içerisinde dile getirdim ve eleştirdim. Medya’nın sorumluluğunun çok büyük olduğunu ve geleceğe yönelik tamiri imkansız tahribatlara neden olabileceği şuuru ile hareket etmeye çalıştı, bu yöndeki isim en yakın sevgili Pelin Çift olarak düşünüyorum.

Mesleğinizde rekabet baskısı/etkisi hissediyor musunuz? Eğer hissediyorsanız bu mesleğinize nasıl yansıyor? Bu rekabet ortamının size ve mesleğinize olumlu-olumsuz etkileri nelerdir?

Rekabet her platformda vardır. Tabi ki benim mesleğimde de ama rekabet duruma göre faydaya veya zarara dönüşebilen bir şey hırsa yol açmadığı durumlarda kaliteyi yükselttiğini bile söyleyebilirim. Daha iyisini sunma adına ortaya çıkan sonuçlar daima kişilerin lehlerine olur, fakat kişisel rekabet bazen diğerinin başarısını kalitesini hazmedememe gibi olumsuz hislere yol açar işte o evrede olmaması gereken yanlış davranışlar ortaya çıkabilir ve nitekim bu gibi olaylarla da karşılaştım ve mağdur olduğum vuku bulmuştur. En basit örnek geçen sezon yaşadım. Bir özel kanalda sağlık programı sunmam için teklif aldım, son aşamada kimin sözü geçer savaşında mağdur olan ben oldum yani tarafların rekabeti benim aleyhime sonuçlandı dediğim gibi rekabet kimin elinde olduğuna bağlı; olumlu sonuçlar da doğurabilir olumsuz sonuçta..

Medya dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Medya dünyasının içini tamamen boşaltırdım diyebilirim. Yapılan programlar, sunulan haberler, kitleye verilmesi gerekenle verilenler o kadar birbirinden ayrı ki; İlimle bilimle alakası olmayan eğlence anlayışını bile tümüyle yozlaştıran ,içi boş düşünemeyen adeta bizi zombileştirmeye yönelik bir medya dünyası ile karşı karşıyayız maalesef ana haber bültenleri bile son derece dikkatsiz hazırlanıyor bana göre haber niteliği taşımayan toplumun psikolojisi düşünülmeden sadece süre doldurmak veya haber olsun diye yapıldığını düşünüyorum ve izlemiyorum, sadece 20 dakika olup ülkemizi ilgilendiren ana konuları bilgimize sunarlarsa çok daha memnun oluruz gibi geliyor. Topluma faydası olmayan her türlü medya yayınına karşıyım

Yaptığınız iş için kurs eğitimi yapmak şart mı? Ya da bu işi yapmak için iletişim mezunu olmak gerekiyor mu?

Eğitim hayatımızın her alanında şart yanlış benim mesleğim değil. Eğitim doğruyu yapma adına gerekli lakin mesleği icra etme söz konusu olduğunda yeteneğin ve sevginin rolü küçümsenmemelidir. Benim mesleğim de bunlardan biri ben tv ve radyo programcılığını çok seviyorum ama sadece sevdiğim için yapmıyorum eğer olumlu tepkiler almasaydım yapmamayı tercih ederdim çünkü bu iş ekrandan veya mikrofonun ucundan karşıya geçen doğru sinyallerle devam eden bir iş iletişim mezunu şart olmayabilir lakin kendini bilmek önemli.

Kendinizde bir şeyleri değiştirme imkanınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Sabırsızlık gibi kötü bir huyum var bu beni bir çok alanda zor durumda bırakıyor sanırım o huyumu değiştirirdim.

Medya ile aranız nasıl? Televizyon, gazete, dergilerden ne kadar faydalanıyorsunuz? Sosyal medya ile aranız nasıl?

Medya ile aram iyi ,dünyayı kenardan izlemeyi hiç bir zaman sevmedim iyi bir gözlemci olduğumu düşünüyorum bu özel yaşantımda da böyle iyi bir programcı olmak istiyorsanız medyadan uzak kalmanız zaten düşünülemez her konu ile ilgi bilgi sahibi olmak zaruridir ben kültür programı yapıyorum gündemden bihaber kalmam programın kalitesini düşürür çünkü gündem sürkülasyonu yaşadığımız bir dönem yaşıyoruz bunun dışında kalmak neredeyse imkansız hele ki bizim mesleğimizde .kitap okumayı severim program formatım dolayısıyla mecburi olarak ta okuduğum zamanlar oluyor gazete ve dergi okuduğum söylenemez çünkü; aynı bilgileri çok daha taze bir şekilde sosyal medyadan öğrenebiliyorum. sosyal medya ile aram iyi ama bilgi ve görüntü kirliliğine tahammülüm yok sosyal medyayı da aynı diğerleri gibi ben istediğim gibi kullanıyorum dayatmalara ve algılara karşı koyarak.

Nesr-i İstanbul programından söz eder misiniz?

Tabi ki söz ederim hem de zevkle Bundan 5 yıl önce var oldu Nesr-i İstanbul İstanbul Valiliği’nin bünyesinde bulunan İstanbul Ajansı adlı haber kanalının bir kolu olan Radyo İstanbul Ajansı’nda başladık. Radyo istabul ajansındaki tüm programlar kültür ağırlıklı idi benim yapabileceğim Edebiyat programı olmalıydı, çok değerli hocam aile büyüğüm sayın Mehmet Nuri Yardım program danışmanım oldu programın başından beri desteğini esirgemedi itiraf edeyim ilk başta yapamayacağım diye çok korkmuştum konuklarım edebiyat dünyasının en değerli mensupları idi ve ben karşılarında titriyordum hem heyecan hem saygı hem de hata yapma endişesi ; çok muhteşem duygularla başlayan Nesr-i İstanbul kısa zamanda çok sevildi yurt dışından dinleyicilere ulaştı bu günlere kadar geldi tek hayalim Nesr-i İstanbul programının marka olması ve edebiyatın ekrandaki gülen yüzü adını alması.

Gelecekte ne gibi projeleriniz var?

Öncelikle Nesr-i İstanbul’u çok daha yukarılara taşımayı hedefliyorum, malesef medya dünyası acımasız  bir anda zirvedeyken bir anda olduğunuz yerde bulabiliyorsunuz kendinizi o yüzden uçuk hedeflerle yormuyorum kendimi ağır ve emin adımlarla en doğru şekilde  ilerlemeyi istiyorum.

İyi sunuculuğu nasıl tarif edersiniz?

Bana göre iyi bir sunum yapmak istiyorsanız hitabet yönünüz iyi olmalı dili doğru kullanmalı derli toplu giyinmeli .toplum önünde olmak her zaman bir görev yükler bunun bilincinde olunmalı ona göre davranmalıdır ,bir magazin programı sunan sunucuyla haber programı sunan sunucu tabi ki aynı değil lakin ekrandan yansıyan her zaman aynı olmalıdır, seyirciye duyulan saygı ve samimiyet bu sunucuyu her zaman kalıcı yapar unutulmamalıdır izleyici ne kadar isterse sunucu o kadar kalıcılığını sürdürebilir.

Haber spikerliğini düşünüyor musunuz?

Bence bana yakışır yani hiç düşünmedim ama günün birinde böyle bir teklifle karşılaşırsam neden olması derim sanırım çünkü benim program formatım çok farklı değil sonuçta ben de edebiyat haberi sunuyorum Kitap konulu TV programına gösterilen ilgiden memnun musunuz?

Hem de nasıl gerek izleyicilerden gerekse camiadan bununla alakalı çok güzel tepkiler alıyorum belki farkında değiliz fakat ülkemizde ve dünyada kitap okuma oranı hayli yüksek bu tür programla müthiş bir açlık var belki de bu yüzden Nesr-i İstanbul çok benimsendi ayrıca benim sunum tarzım da çok beğenildi ;sanki stüdyoda değil de bir dost meclisindeymiş gibi geçen programda seyircilerin hem fikir olarak belirttiği bir güzellik var ki buna çok memnun oluyorum; ben konuğumla sohbet ederken izleyici de bizi televizyon ekranından değil de stüdyonun bir köşesinde sohbeti en tatlı şekliyle dinliyormuş ve hatta sohbete katılacakmış hissiyle izlediklerini belirttiklerinde işte budur dediğimi hatırlıyorum 

Yeni medyanın (sosyal medya ve internet) geleneksel medyayı (radyo-televizyon-gazete) yok edeceği söyleniyor siz buna ne dersiniz?

Ben kesinlikle katılmıyorum hele ki radyonun tekrar dirildiği şu dönemde mümkün değil. Evet sosyal medya çok güçlü bunu kabul etmek gerekiyor ama şunu da unutmamamız lazım medya sadece haber alma aracı değildir aynı zamanda keyifli zaman geçirmek için kullanılır, televizyon kanallarına bakın hala 70’ li yıllarda çekilen Yeşilçam filmleri tekrar gösteriliyor bu size bir şey anlatmalı aslında demek ki izleyici keyif aldığı hiç bir şeyi terk etmez

Boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Arkadaşlarımla dostlarımla birlikte sohbet etmeyi çok severim, sinemaya tiyatroya gitmeyi severim, fırsat bulursam gezerim.

Hayatımın kitabı/filmi diyebileceğiniz kitap/film var mı?

O kadar çok kitap okudum ki aklımda kalan çok az ama bir kitap var ki beni çok etkilemişti Ayşe Kulin’in “Leyla’nın Evi” adlı kitabı hala ara ara aklıma gelir, film olarak ta “Titanik” adlı film.

Gelecek planlarınız nelerdir? Şu an bulunudğunuz konumdan memnun musunuz ve gelecekte kendinizi nerelerde görmek istersiniz?

Kariyer olarak tabi ki bir hayalim var. Kültür ve sanat alanında çok daha fazla sayıda programa imza atmak, şu an bulunduğum konumun yeterli olduğunu düşünmüyorum, kendimi TRT ‘de görmek en büyük hayalim..

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Öncelikle Nesr-i İstanbul olarak akabinde şahsım adına gösterdiğiniz alakaya cok teşekkür ederim. Son olarak değerli okuyucu ve izleyicilerden şu ricam olur ki; lütfen medyanın dayattığı programları takip etmeyin sizlere ve yeni nesillere dikte ettirilen yaşam yerine geleceğinizi siz belirleyin. Sevgi ve saygılarımla..