Röportaj: Aziz Karataş

Dönemin en başarılı sanatçılarından olan Ahmet Kaya’nın hikâyesini kendisi gibi sanatçı olan kardeşi Mustafa Kaya’dan dinledik. Şarkıları bugün bile dillerden düşmeyen başarılı sanatçı Ahmet Kaya hakkında bilinmeyenleri Önce Vatan Gazetesi olarak kardeşi Mustafa Kaya’ya sorduk ve çok samimi cevaplar aldık. 

Müzik hayatınıza nasıl başladınız?

Malatya küçük bir yerdi. İmkânlar çok geniş değildi. Bir müzik grubumuz vardı o dönemler gençtim. Ahmet ise çocuktu 10 yaşlarındaydı. Müziğe ilk olarak ben başladım. Bir gün sahnemiz varken Ahmet geldi ben de bağlama çalmak istiyorum dedi. İçindeki hevesi yüceltmek adına bağlamayı aldı eline ve o yaşta Mahsun-i Şerif'in Haydar parçasını çaldı. Ama nasıl bir hevesle çalıyordu görmeniz lazımdı. O yaşta bir çocuğun daha 10 yaşında ve öyle bir eseri çalması hepimizi çok şaşırtmıştı.

Okul hayatınıza müzik dışında bir bölümle devam ettiniz. İyi bir Ressam olduğunuzu biliyoruz. Biraz söz eder misiniz?

İlk olarak Akademiyi bitirdim resim bölümünü ve ardından yüksek lisans yaptım. O arada Ahmet askerden geldi. Müziğe de devam ediyorduk. Özel bir Üniversitede Akademisyendim aynı zamanda.

Üniversite Akademisyenliği devam ediyor mu?

Yok hayır. Barış bildirgesini imzaladığım için görevimden alındım. Maalesef. Atölyem var. Orda devam ediyorum Ressamlığa. Sergilerim oldu birçok yerde ve sergiler devam edecek.

Yaptığınız müziklerde ve sanatta hep bir duruşunuz oldu ailece. Sanat duruşunuzu toplum çok sevdi. Bunun neye borçlusunuz?

Sanatçının bir duruşu olmalı. Yüzyıllar öncesine baktığımız zaman birçok kültürde sanatla iz bıraktılar. Resimle, müzikle, yapıtlar ve sanat eserleriyle. O zaman matematik yoktu, coğrafya yoktu. Sadece sanat vardı. Bir toplumun sanatı o toplumun kültürünü oluşturur. Biz de kendi kültürümüzü sanatımızla koruduk.

Başkaldırı olarak görenler de oldu. Bir dönem yurt dışında yaşadınız. Bir sanatçının ilk üç kuralı nedir?

Sanatta korku, yasak yoktur. Düşüncelerin, fikirlerin özgürce yansıtılma şeklidir. Düşüncelerimizi ve sanatımızı korkarak yansıtacaksak bu sanat olamaz. Akademide bize ilk öğretilen şey ''Sanatta korku yoktur, sanat özgürce olmalı'. Çizdiğimiz resimlerde bile özellikle bazı renkleri kullandığımız zaman hemen farklı gözlerle bakılıyor. Farklı bir algı yaratılmak isteniyor. Doğanın tüm renklerini kullanmak lazım Tanrının tabiatının en büyük parçasıdır renkler.

Ailenizden söz eder misiniz?

İki evladım var. Bir kızım bir de oğlum. İkisi de kendi alanlarında çok başarılı mesleklerde. Kızım Cerrah oğlum ise Sinema sektöründe başarılı işler yapmakta. Aile bizde en kutsal kavram.

Başarılı bir şekilde konserleriniz devam ediyor aynı zamanda. Aksilikler yaşadığınız oldu mu? Son Antalya konseriniz nasıl geçti?

Hayır, sanat ve düşünsel olarak olmadı. Son konserimde Antalya Manavgat şelalesinde yaptık. Kötü bir organizasyonu dinleyicilere yansıtmasak ta. Sanatçıya Organizasyon yapanların verdiği değer gerçekten içler acısıydı. Sanatçıya yapılan en büyük saygısızlığı gördüm. Hakkı ödenmediği gibi edep maalesef yerlerdeydi. Tek teselli orda dinlemeye gelen sevenlerimizdi.

Sizi ''Fikrimin ince gülü beni yanlış anladın'' adlı eserle çok sevdik. Yeni projelerini var mı?

Çok yakında yepyeni bir albüm çalışmasıyla döneceğim. Hatta Ahmet Kaya'nın bugüne kadar hiç kullanılmamış bir sözünü Gülten hanımdan müsaade isteyerek bestelemeyi planlıyorum. Kanı en iyi kan yorumlar. Bir kardeşi en iyi bir abi besteler.

Ahmet Kaya'nın en büyük korkusu neydi?

O el bebek gül bebek sevgiyle büyüttük. Son zamanlarında hep öleceğinden söz ederdi. Hissetmişti öleceğini bir yıl aradan geçmeden hayata gözlerini yumdu. En büyük korkusu yalnızlıktı.

Serdar Ortaç o gün sizce suçlu muydu? Gelse helalleşse kucaklar mısınız?

Tabi ki de. Serdar o zamanlar 19 yaşında bir gençti ve toydu. O halen sahnesinde Ahmet Kaya şarkıları okuyor. Serdar Ortaç Günah keçisi ilan edildi. Oysa o gece orda birçok isim vardı. Ama kimi lavaboda kimi sigara içmeye çıktım dedi. Bugün gelse helalleşse tabi ki de sevgiyle kucaklarım Serdarı. 

Ebru Gündeş için aynı şeyleri söyleyebilir misiniz?

Hayır. Kesinlikle samimiyetsiz buluyorum Ebru Gündeş'i

Ertuğrul Özkök size ne ifade ediyor?

O vatan haini ilan etmişti yazdığı yazıyla. Kalem herkesin taşıyabileceği ağırlıkta değil tabi. Vebalinin altında ezilir bir gün kalemine ihanet eden kişi.

Ahmet Kaya ölmedi diye düşünen yüzlerce hatta binlerce insan var? Siz ne diyeceksiniz bu konuda?

Ansızın bir gün çıkıp gelebilir umuduyla insanlar çok sevdiklerinin ölümüne inanmak istemezler. Ahmet Kaya korkusuz ve cesur bir adamdı. Eğer yaşasaydı saklanmaya ihtiyaç duymazdı zaten. Kocaman bir yüreği vardı. Kim bilir belki de ansızın bir gün gelebilir. Keşke...

Ahmet kaya kesinlikle en çok nefret ediyorum diyenin bile gizli gizli dinlediği dev bir sanatçıdır.

Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli sanat yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…