Nihan Hanım merhaba nasılsınız?
Merhabalar Elif’ciğim. Çok iyiyim çünkü sizin gibi değerli bir gazeteci ile yapmış olduğum bu röportajla dinleyicilerime ve hayranlarıma ulaşacağım.
Nasıl gidiyor yaz sıcaklarıyla aranız?
Ben yaz kızıyım. Temmuz doğumluyum. Yani kendimi en iyi hissettiğim mevsimdeyim.
Şubat ayında hayalleri ve hayatları yarım kalan kadınlarımız için takdir edilecek bir projeye imza attınız ve 'Mor Gözyaşları' adında bir şarkıyla karşımıza çıktınız. Öncelikle nereden çıktı böyle bir şarkı yapmak? Bir hikayesi var mı?
Şöyle söyleyebilirim Elif, uzun zamandır Sosyal Sorumluluk projelerinde yer almak istiyordum. Sevgili Selcen Gürün besteleyip sözlerini yazdığı bu şarkı stüdyoda karşıma geldiğinde çok etkilendim.
Hikayesine gelince, aslında ben şarkının demosunu okumak için stüdyoya çağrıldım. Parçanın daha büyük kitlelere hızlıca ulaşması için ünlü isimlerden birilerine okutulması düşünülüyordu. Proje sahibi Fox TV de “Çalar Saat” programını yapan İsmail Küçükkaya‘ya demoyu dinletip şarkıyı kime okutsak sizce diye sorduğunda, Küçükkaya; ‘bence şarkı Nihan’la bütünleşmiş duygusunu hiç bozmayın. İzin verirsen yarın fox TV’de bu şarkıya şiddet mağdurlarının görüntülerinden bir klip hazırlayıp yayınlamak isterim’ demiş. Bende şarkının yorumcusu olarak yer aldım.
Adı neden 'Mor Gözyaşları'? Renk neden Mor?
Birinci anlamı, şiddete dayalı vücutta oluşan mor renkler.
İkinci anlamı “Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı” ile yapılan bir proje olmasıdır. Mor gözyaşları bunlara bir göndermedir.
Biraz şarkıdan söz edelim istiyorum. Kimlerin emeği var bu şarkıda?
Bu projenin mutfağındaki kadınlar var öncelikle. Şarkının söz ve müziği Selcen Gür’e, Aranjesi; Oya Erkaya ait. Ayrıca emeği geçenler olarak yönetmen; Şafak Türkel, Dansçılar; Gizem Topal – Murat Özdemir ve benim danışmanım; Levent Ağaoğlu var diyebilirim. Ayrıca projeyi köşesinde destekleyen değerli ve usta gazeteci Ali Eyüboğlu‘na gönülden teşekkür ederim.
Çok da güzel bir klip çektiniz. Kliple ilgili detay verir misiniz?
Klip çekimlerimiz 3 gün sürdü. Çubuklu’da bir villada gerçekleşti. Çekimler sırasında kar yolları kapadığı için tüm ekip mahsur kaldık. Fakat bu sayede gece gündüz çalışma fırsatımız oldu. Yukarda saydığımız isimler dışında tabi ki bu klibin arkasında canla başla çalışan kocaman bir ekip vardı. Bunlardan biri de her projemde destekleyicim olan eşim Vecihi Akın’dır.
Bildiğim kadarıyla bu şarkının klibini her tıkladığımızda bu dinleme "Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı"na ulaşıyor ve buradan kadınlarımıza yardım gidiyor. Bu projeyi biraz açar mısınız?
Evet doğru. Şarkının youtube tıklanmaları, ıtunestaki singleımızın gelirleri ve sosyal sorumluluk projesi kapsamında yapılacak olan tüm konser gelirleri ‘Kadına Şiddet Acil Yardım Hattı’na bağışlanacak. Projenin youtube kanalımızda daha fazla kişinin desteklemesine paylaşımına ihtiyacımız var her bir tık çok önemlidir. Bunu da röportajımızı okuyan herkesten rica ediyorum.
Youtube kanalımız: Mor Gözyaşları
Peki, bu kadar kadın demişken sizde bir kadın olarak ülkemizdeki kadınlar ve dünya kadınları hakkında neler söylersiniz?
Türkiye’de yılda ne yazık ki 300’ün üzerinde kadın cinayeti işleniyor.
Şiddet dendiğinde ilk akla gelen fiziksel şiddet olur ama Türkiye ve dünyadaki çoğu kadının diğer büyük sorunu da fiziksel olmayan şiddet biçimleridir ve bu son derece yaygındır. Örneğin hakaret, aşağılama, ev dışında çalışmasına izin vermeme, gelirine el koyma,eve kapama gibi psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddetler en az fiziksel şiddet kadar olumsuz izler bırakır.
Dünyada medeni olarak gördüğümüz çoğu Avrupa ülkesinde de maalesef kadına şiddetin oranı çok yüksek. AB ye üye olan ülkeler için çıkarılan raporlarda kadının en çok şiddet gördüğü ülkeler Danimarka (%52), Finlandiya (%47) ve İsveç (%46)’ İngiltere( %44) Almanya( %35) tür.
İki sene önce sözü müziği usta kadın Sezen Aksu'ya ait olan fakat bizlerin ülkemizin değerli isimlerinden Sertab Erener'den dinlediğimiz “Gel Barışalım Artık” şarkısıyla karşımıza çıktınız. Radio ve Club Remix versiyonu olarak Harun Erkezen ile yaptığınız bir cover olmuştu. Şarkı milyonları aştı değil mi?
Şarkımızın izlenmesi 2 yılda 3 milyona yaklaştı. Tabi yeni bir şarkıcı bir anda piyasaya çıkıyor ve şarkısı 3 günde 30-50 ve bir de bakıyorsunuz 100 milyon oluyor. Bunlar asla gerçek rakamlar değil. Benim sanat ahlakıma asla uygun değil. Eğer sosyal ağda takip sayımız az ise satın almak yerine biz bunu kendi eksiğimiz olarak görüp daha çok promosyon ve PR yaparız.
En çok beğenenlerden biri klibi olmuştu. Nasıl bir detay vardı klipte?
Enerji vardı, samimiyet vardı. Ekibimizde güzel projelere imza atmış tecrübeli isimlerdi.
Şarkıyı Sertap Erener ya da Sezen Aksu dinledi mi? Size bir dönüşleri oldu mu?
Ben o dönem Sezen Aksu’nun Nişantaşı’ndaki “Frankie” isimli mekanında sahne alıyordum. Sahneme ve yorumuma hem kendisi hem de ekibi yakından şahit olmuşlardı. Şarkıyı okumak istediğimde Sezen hanımdan hemen onay geldi.
Usta isimlerin şarkılarını cover yapmak sizce bir risk mi?
Çok meşhur bir şarkıcının çok sevilen bir parçasını okuduğunuzda mutlaka mukayeseler yapılacaktır. Bunu bilerek söylersiniz fakat her yorum kendine özgüdür farklı bir şerbeti vardır.
2009 yılında ‘Başka Biri’ isimli adlı albümle karşımızdaydınız. O süreç nasıl geçti?
2006’da İlk albümümde yakaladığım başarı aldığım ödüller , sevgili Bülent Seyhan’ın dikkatini çekti. Beni Ozan videodan kendi şirketi Seyhan Müzik’e transfer etmesiyle başladı ikinci albüm yolculuğumuz.
Aslında bizler sizi 11 sene önce “Terk-i Diyar” ve “Üzgünüm” (Ben Bir Kez Sevenlerdenim…) şarkıları ile tanıdık. İkisine de ayrı ayrı değinmek istiyorum. İkisi de muhteşem şarkılar ve o yıla rağmen büyük dinlemeler yaptı. Bizler on sene geçmesine rağmen ve bu kadar çok şarkı varken hala bu şarkıları dinliyorsak bu sizin başarınızdır.
“Terk-i Diyar” nasıl çıkmıştı peki?
Terk-i Diyar’ın melodisi ritmi ve aranjesi benim tariflerime göre şekillendi.
Müzik ortaya çıktığında yakın arkadaşım yetenekli söz yazarı ve besteci Murat Güneş’i heyecanla stüdyoya davet ettik. Bu şarkıya söz yazmalısın dedim ve şarkıyı teslim ettim. Murat da şarkıyı çok sevdi. Sanıyorum ya bir gün ya da iki gün sonra şarkı Murat’ın sözleriyle hayat buldu.
Çok kısa da “Üzgünüm”den bahsedelim istiyorum. Neler söylersiniz?
Üzgünüm şarkısı benim dönüm noktamdır. Sanat hayatımdaki ilk büyük başarım diyebilirim.
Bu şarkılarla 2006 yılının en iyi çıkış yapan şarkı ve şarkıcısı ödülüne layık görüldünüz ve hala bu şarkılarla ilgili ödüller alıyorsunuz. Kaç ödülünüz var?
İstanbul FM “En İyi Çıkış Yapan Sanatçı” ödülünü vermişti. Bu şarkıyla pek çok yerde adaylığım ve ödüllerim oldu.
Ben biraz sizi tanıyalım istiyorum Nihan nasıl bir çocuktu?
Hep müzikle iç içeydim. Babamın bebekken bana aldığı ilk oyuncaklardan biri mini bir piyano idi. ilkokulda kendi isteğimle müzik derslerine başladım. Ortaokulda korolarda solisttim. Lise de gitar dersleri derken yarı zamanlı İstanbul Üniversitesi Türk Sanat Müziği bölümünü kazandım. İlkokulda müzik derslerini hocamız bana yaptırtırdı tüm sınıfa şarkılar söyletirdim. Çocukken kendi aramızda oynadığımız oyunlarda bile ben hep şarkıcı olurdum. Tüm aileyi karşıma dizer kendimi alkışlatırdım. 90’ların başında babamın el kamerasıyla klipler çektirirdim kendime…
İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı Müzikoloji bölümüne birincilik derecesiyle giren biri olarak müzik eğitimi almış biriyle alaylı şarkıcı arasındaki farkla ilgili neler söylersiniz?
Ben yorumculuğumun yanında aynı zamanda bir eğitmen olarak mutlaka öncelikle yapacağınız sanatının eğitiminin alınması taraftarıyım. Çünkü nota eğitimi, prozodi bilgisi (müziğin sözlere, sözlerin nağmelere uyumu), sahne eğitimi, armoni bilgisi bir müzisyenin olmazsa olmazıdır. Okulda aldığımız eğitim ve alt yapı bizim kendimize olan güvenimizi arttırır.
Mesela Tarkan’ın son albümündeki ‘KEDİ GİBİ’ şarkısında prozodi hataları var. Bunu eğitmenliğim ve aldığım eğitim sayesinde fark edebiliyorum. Fakat Tarkan alaylı da olsa ülkemizde ve dünyada kabul görmüş değerli bir star!
Müziği ilk seçtiğiniz dönemlerde ailenizin tepkisi ne oldu?
Annem 1975 yılında liseler arası şarkı yarışmasında birinci olmuş. İstanbul Radyosu’ndan Aziz Şenses annemi keşfedip radyo sanatçısı olmasını teklif etmiş. Yalova’da yaşadığı için İstanbul’a gelememiş ve fırsatı kaçırmış. O günden sonra da hayallerini benimle gerçekleştirdi. Annem de babam da beni çok desteklediler.
Müjdat Gezen Sanat Merkezi Konservatuarında öğretmenlik , “O Ses Türkiye’’ yarışmasında vokal koçluğu yaptınız değil mi?
Evet Elif. Ben yeteneğimi ve bilgimi sahne dışında farklı alanlarda da kullanmayı seviyorum. Kimsenin çok bilmediği bir yanım daha var. Jıngle okumayı da çok severim. Dizi, film müziği ve birçok reklamda benim sesim var. Mesela; Konfor, Bilyoner, Ege Pen , Filinta dizisi gibi…
İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Portekizce, Yunanca, İtalyanca, Arapça ve Japonca gibi birçok farklı dilde şarkıları repertuarınıza alıyorsunuz. Bu nereden geliyor?
Sahne aldığım uluslararası birçok kongre ve gala oldu. 8 dilde şarkı söylüyorum. Yabancıların ağırlıkta olduğu galalarda onlara jestler yapmayı çok seviyorum. Mesela İstanbul’da 5 yıldızlı bir otelde düzenlenen bir Japon kongresinde Japonya’nın önemli bir starının şarkısını seslendirdiğimde davetliler büyük şaşkınlık ve sevinç yaşadılar. Şarkıyı bana o gece tam 3 kez söylettiler.
Muhteşem bir sesiniz var gerçekten sizde öyle düşünüyor musunuz?
Sesimin tınısının farklı olduğunu bende düşünüyorum ve sesime güveniyorum.
Sahneleriniz nasıl geçiyor?
Sahnede nefes alanlardanım. Adeta şarkıları yaşayarak söylüyorum ve sahnede nefes aldığım her an şükür sebebim. Sahnede dinleyicileri eğlendirdiğim kadar kendimde dans edip eğlenmeyi çok seviyorum.
Geçtiğimiz günlerde Mega Star Tarkan'ın günlerce süren Harbiye konserleri oldu. Sizlerin de konserde olduğunuzu gördük. Biliyorsunuz ki Tarkan 10. albümüne imza attı. Albümü nasıl buldunuz ve sizce ülkemizin tek Mega Starı Tarkan mı? Tarkan da kalır mı?
Tarkan’ın bence Mega Star olduğunu anlamak için sadece Harbiye konserleri değil yurt dışı konserlerini de izlemek lazım. Elbette Tarkan sadece Türkiye’de değil dünyada kabul görmüş bir sanatçımız. Bence Türkiye’de başka starlar da doğacaktır ama bazı insanlar özeldir. Tarkan’ın yerinin doldurulabileceğini sanmıyorum.
Ülkemizde dünya starı olmaya yakın bir kadın sanatçı görebiliyor musunuz?
Elbette dünya starı olacak şarkıcılarımız bir dönem vardı. Bunlardan bir tanesi de yurt dışında birçok çalışmaya imza atmış Ajda Pekkan’dır. Ama maalesef bir kadın olarak kendi memleketinizde bile zorlanırken yurt dışında yer edinebilmeniz için çok büyük projelerde yer almanız gerekiyor. Yurt dışında yaşamanız yaşadığınız ülkedeki insanlar gibi hareket etmeniz onlara kendinizi kabul ettirmeniz lazım. Dünyada müzik sektörünün 500 milyar dolar cirosu var. Burada yer almak istiyorsanız orda yaşamak zorundasınız ve büyük oynamak zorundasınız. Başka türlü başarı elde edilmesi çok zordur.
Son dönemlerde o kadar çok şarkı çıktı ki peki sizin severek dinlediğiniz beğendiğiniz 5 şarkı desem neyi söylersiniz?
1 - Tarkan / Sevdam tek nefes
2- Murat Güneş / Kalp Farkıyla
3- Ayşe Hatun Önal / Olay
4- ED sheeran / shape of you
5- Bruno Mars/ chunky
Sizin farkı bir enerjiniz farklı bir ruhunuz var. Bunu ben sizi tanımadan almıştım. İnsanlardan da bunu duyuyor musunuz?
Elbette duyuyorum. Üstelikte o kadar duyuyorum ki bu enerjiyle beslenen bir şarkıcıyım ben. Aldığım övgüler bugüne kadar yaptıklarımı doğrular nitelikte ve özgüvenimi arttırıyor. Daha büyük bir iştahla ve sıkı sıkıya bağlanıyorum sanatıma her geçen gün. Sahneye aşığım, şarkı söylemeye aşığım, dinleyicilerimin karşısına çıktığımda kalbimin küt küt atıp heyecanlanmasına aşığım. Ben iyi ki bu iş için doğmuşum. Rabbime şükrediyorum…
Sizce bu neye bağlı?
Müziği iş olarak değil yaşam biçimim olarak görüyorum. Para asla önceliğim olmadı. Başarıyı ve alkışı hep ön planda tuttum.
Nihan Akın aşk kadını mı?
Ahh olmaz mı? Ben bir yengeç kadınıyım. Duygularıyla yaşayan, kalbiyle hareket eden ve kalbinin peşinden giden…
Sosyal Medya’nın bu kadar yoğun yaşandığı bu zamanlarda sanatçıların halk tarafından bu kadar bilinmesi takip edilmesi size ne hissettiriyor. Doğru buluyor musunuz?
Sosyal Medya’nın hem olumlu hem de olumsuz etkileri olduğunu düşünüyorum. Artık insanlar neredeyse randevularını bile sosyal ağlardan düzenliyorlar. Hızlı iletişim ve tanıtımda çok güçlü bir konjektör ama maalesef dışarda olduğu gibi sosyal ağlarda da kötü niyetli insanlar mevcut. Tüketimi hızlandırdığı ve sanatçıların gizemini yok ettiği de bir gerçek.
Günümüzde tekli single karşımıza çıkan bir çok ses var sizde doğru buluyor musunuz bu kadar yoğunluğu bu kadar çok ismin olmasını?
Albümlerin singl a dönmesi bir nevi kolaylaştırdı her şeyi. Eskiden albüm yaptığımız dönemlerde 2000’lerin başında bir albüme 1,5- 2 yıl harcardık en az ve maliyetlerde yüksek olurdu. Yani canı isteyen herkes şarkıcı olamazdı. Singlelar bunu kolaylaştırdı. Hem maliyeti düşük hem de çok kısa zamanda hazırlanabiliyor. Yapım şirketlerine gerek kalmadan herkes ürettiğini yayınlayabilir hale geldi. Tabi ki bu bir erozyon yaşatıyor sektöre..
Nihan Akın nasıl bir albüm asla yapmaz?
Nihan Akın samimiyetsiz, piyasa diye nitelendirilen sabun köpüğü şarkılarla dolu bir albüm asla yapmaz! Şarkılarım mutlaka kalbe duygulara hitap etmelidir. “Üzgünüm” de buna bir örnektir. Samimi ve gerçek bir okuma, yaşanmış sözler ile 11 yıl sonra hala dinleniyor. Ben bu yoldayım.
Yakın tarihte ne tür projeler bizleri bekliyor?
Bir albüm ya da maxi single çalışması düşünüyorum. Benim ve dinleyicilerimin beklediğine değecek bir proje ve klip çalışması için çok çalışıyorum.
Son olarak okuyucularımıza neler söylersiniz?
Albümlerimde sadece “Nihan” ismini kullanmıştım ama sahnede ve yeni projelerimde 2010’dan itibaren “Nihan Akın” olarak kullanmaya devam ediyorum. Sevenlerimin beni ve konserlerimi sosyal medya hesaplarımdan takip etmelerini isterim. Bizim sosyal ağlarımızdaki takipçilerimiz tamamen organiktir. Instagram : @nihanakin
Facebook: nihanakinofficial
Twitter: nihanakn
Youtube channel : Nihan Akın
Doğum Tarihi: Temmuz 6
Burcu: Yengeç
En sevdiği huyu: Mükemmeliyetçilik
En sevmediği huyu: Kaygı
Uğurlu sayısı: 6
Uğurlu günü: Cumartesi
En sevdiği renk: Vizon
En sevdiği çizgi film: Red Kit
En sevdiği söz: Hayat narindir incitilmeye gelmez
Röportaj: Elif Günay
