Dark’n Dark Music etiketiyle yeni parçası "Kalbim"i sevenleriyle buluşturan Kürşat Zengin, bu şarkısıyla büyük beğeni topluyor.

Kendisini “Kalp Yolu" şarkısıyla yaptığı büyük çıkışıyla tanıdığımız yakışıklı şarkıcı, ikinci çalışması "Mutlak Bir Aşk" ile de hayran kitlesini günden güne artırmaya devam etmişti. 

Bizler de kendisiyle bir araya geldik. Hayata, müziğe ve bilinmeyen yönlere dair konuştuk. Şimdi sizlerle….

Merhaba Kürşat nasılsın?

Teşekkürler, Elif. Sen nasılsın?

Ne güzel bir yaz şarkısı olmuş. ‘Kalbim’ dedirttin hepimize… ‘Kalbim’ ile başlayalım istiyorum. Bize gelene kadar neler yaşadınız?

‘Kalbim’ şarkısı söz müzik Umut Timur’a ait. Aranjörü Hollandalı bir arkadaş. Farklı bir soundla bir iş çıkarmak istedim. Bu sebeple yabancı bir aranjörle çalışmayı tercih ettim, çokta güzel oldu. Ve o yabancı aranjörün kendinden yabancı motifler katarak hazırladığı aranjeye ben ekstra Türk motifleri ekledim. Modern Hip Hop ve Hint dansları ekledik. Yurt dışında MTV Euro ve yabacı radyolarda çalınıyor. Yabancı radyolarda Tarkan’ın Şımarık şarkısından sonra çalınan ikinci Türk şarkı benim şarkım ‘Kalbim’ oldu. 

Müziğin tarzı nedir? Yurt dışında kullanılan tarzlardan bunların örnekleri neler?

Şarkının tarzı Latin Amerika tarzına sahip. Biz bunu Türk müzik motifleriyle birleştirdik. Türkiye’de de bu tarz müziğin öncüsü ben olacağım. 

Bir hikayesi var mı ‘Kalbim’in?

Genelde kendi şarkılarımı ben kendim yapıyorum. Aslında eylül ayında başka bir şarkı çıkarıp bu aylarda dinlenecektim fakat bu şarkıyı duyunca reddedemedim. Hikâyesine gelince bence Umut’un yaşadığı bir aşk hikâyesi diye tahmin ediyorum. Açıkçası beni ilgilendiren kısmı şarkının bana gelişidir. Fransa’da ünlü bir şarkıcının alacağı bir şarkı iken, bana nasip oldu. 

Klibine değinelim istiyorum. 70 kişilik bir ekiple yapılmış ve büyük bir titizlikle yapıldığı da anlaşılıyor. Nasıl geçti çekimler?

Çok eğlenceli geçti Elif. Çok keyifliydi. Yalnız başında bir sıkıntı yaşandı. Şöyle tatsız bir olay oldu; çekime gelen arkadaşların aracı bir köpeğe çarptı. O köpeği ben bizzat veterinere götürdüm. İşlerimiz biraz aksadı ama köpek kurtuldu. Benim için en önemlisi oydu. Ve inanıyorum ki o köpeğin şansıyla, onun kısmetiyle klibimiz çok beğenildi. Her yerden onlarca, yüzlerce videolar geliyor. Youtube’da da çok iyi izlenimler yakaladık. 

Peki, hayvan sevgisi ve hayvanlara veremediğimiz haklar ile ilgili ne söyleyeceksin?

Ben Belçika’da yaşıyorum ve oralarda her üç evin birinde mutlaka bir köpek var diyebilirim. Benimde bir köpeğim var. Bir insanın en iyi dostudur zaten köpek.  

“Yakınındakiler Kalbindir”

O kadar “kalbim” demişken sormak istiyorum kimler kalbimiz?

En yakınımızdakiler. Sevdiğin kişi, annen, baban, kardeşlerin… Ve benim için bir de köpeğim. 

Geçtiğimiz sene bu zamanlarda ikinci çalışman olan ‘Mutlak Bir Aşk’ı bizlerle buluşturmuştun. Nasıldı geri dönüşleri?

Mutlak Bir Aşk’ın en büyük sıkıntısı çıkış tarihinin azizliği oldu. Biz o şarkıyı çıkardığımızda, o dönem çok şarkı çıkmıştı ve arada kaynamış oldu. Ama şu an tekrar yeni yeni keşfediliyor ve çok beğeniliyor. Ben inanıyorum ki ‘Kalbim’ beğenildikçe diğer şarkılarım da çok beğenilecek. Zaten biliyorsun ki ‘Kalp Yolu’ hala dinleniliyor. 

Biz aslında seni ilk çalışman olan ‘Kalp Yolu’ ile tanıyoruz. Çok güzel bir çıkış yapmıştın. Sana çok iyi geldi diyebilir miyiz o şarkı için?

‘Kalp Yolu’ benim hayatımı değiştirdi Elif. Biz ‘Kalp Yolu’nu Burak Ayvaz ile yapmıştık. Burak’ın sözleri çok başkaydı ve çok beğenmemiştim. Uyuduğumda sözlerini rüyamda gördüm. Gitarım her zaman yanı başımdadır. Uyanır uyanmaz çalmaya başladım ve kaydettim. Hatta Türkçe “seninle hayırlısını diliyorum demek rahatsız edici olur mu” diye düşünüp Türkiye’de yaşayan arkadaşlarıma danıştım. “Hayır, hatta çok güzel” dediler. Herkes dua gibi bir şarkı yaptığımı söylüyor. 

Sibel Can yeni çıkardığı ‘Yeni Aşkım’ albümüne senin 'Kalp Yolu’ şarkını da koydu. Şarkı Sibel Can’a nasıl gitti? Şarkıyı beğenip söylemesi sana ne hissettirdi?

‘Kalp Yolu'nun tek bahtsızlığı; 15 Temmuz Darbesi’nden bir- iki gün önce çıkmış olmasıdır. İlk iki gün çok beğenilmişti sonra darbe ve ohal olunca, gündem değişti ve şarkı durağan döneme mecbur girmek zorunda kaldı. Şimdilerde ise toparladı, organik 25 milyona ulaştı. Sibel Hanım’ın şarkıyı söylemesi ise: beni organizatör bir tanıdığım aradı. Yanında Sibel Can varmış ve Sibel Hanım benimle bir telefon görüşmesi yaptı. “Ben ‘Mutlak Bir Aşkı’ çok sevdim. İleride onu da değerlendirmek isterim ama ‘Kalp Yolu’nu ‘Yeni Aşkım’ albümümde söylemek istiyorum” dedi. Bunun karşılığında ne istediğimi sordu. “Hiçbir şey istemiyorum, siz okuyun bana yeter” dedim. Kendisi de bu sözüme karşılık; “benim sesime uyan bir şarkın olursa seve seve sana eşlik edeceğim, bir düet yapalım” dedi. Böylece Sibel Can albümüne ‘Kalp Yolu’ şarkımı almış oldu. Şimdi elimizde Sibel Hanım’ın da sesine gidecek muhteşem bir şarkı hazırladık. Sibel Hanım da ne zaman uygun olursa o şarkıyı çıkarmayı istiyorum. 

“Telefonun başında çaresiz bekleyemeyeceğime göre, hayırlısını Allah'tan diledik”

Biz bir dönem hemen hemen her düğünde hep ‘Kalp Yolu'nu dinledik. İnsanlar neden bu kadar çok sevmişti bu şarkıyı?

Ben şarkıyı yazarken halktan olsun, halka dokunsun istedim. Kendimi evlenecekmiş gibi düşünerek “düğünümde nasıl bir şarkı çalsın isterim” diye düşünmüştüm. Telefonun başında çaresiz bekleyemeyeceğime göre çok naif, cinsellikten uzak, samimiyet dolu, yaşça büyüklerimizin de dinleyip sevebileceği aile şarkısı olsun istedim. Şarkıda da sözü geçtiği gibi hayırlısını da Allah'tan diledik… Senin de dediğin gibi evlilik programlarında ve düğünlerde de çok çaldı Elif, hatta hala çalıyor. 

Etkilendiğim muhteşem olaylar;

Benim için en gurur verici anlardan bir tanesi İstanbul’a geldiğimde Marmaray'a bindim. Ve metro girişinde sokak müzisyeni arkadaş ‘Kalp Yolu’ şarkımı söylüyordu. Ben de karşısına geçip videosunu çektim. O an çok duygulanmıştım. 

Bir de Şanlıurfa’da bir ilkokulda sınıftaki öğrenciler hep bir ağızdan ‘Kalp Yolu’nu söylemişlerdi. Ben yurt dışında yaşayan kendi memleketine âşık bir müzisyen olarak şarkılarımın milletimin insanları tarafından bu kadar değer görmesine çok seviniyorum ve çok duygulanıyorum.  Herkese çok teşekkür ederim. Ayrıca Belçika’da huzur evlerinde yaşlılarımıza gönüllü şarkı söylüyorum. Orada bulunmak benim için çok değerli. 

“Ben Dua Gibi Bir Şarkı Yaptım”

Peki, bizim Türk milletimiz olarak unutamadığımız nasıl bir değer var ki senin şarkıların bize bu kadar dokunuyor?

Bence şarkılar bu dönemde halktan uzak olmaya başladı. Duygudan uzak ve samimiyetsiz oldu. Benim şarkım insanların gönül tellerine dokundu diye düşünüyorum. Şarkıda tamamen pozitiflik var. Ben dua gibi bir şarkı yaptım. İnsanlar en güzel anlarında benim şarkımı paylaşıyor. Yüzlerce düğün, yüzlerce evlenme teklifi, yüzlerce yeni doğmuş bebek videolarında benim şarkımı çalıyorlar. 

Seni tanıyalım istiyorum. Nerelisin ve nerede  yaşıyorsun?

Aslen Malatyalıyız ama doğma büyüme Belçikalıyım. Muhasebe bölümü mezunuyum.

Belçika'nın sayılı kolejlerinden birinden mezun olmuşsun, bunun sana ne gibi bir katkısı oldu?

Mezun olduğum okul belirli bir saygınlığı yakalamış ailelerin çocuklarını alan bir okuldu, bir şekilde beni de aldılar. O dönemde okulun tek Müslüman öğrencisi bendim.  Perşembe günleri ayinleri olurdu. Benim de sesim güzeldi bunu da biliyorlardı ben de baş solist olarak ayinlere eşlik ederdim. Çeşitli kültürleri tanımak amacı ile arada bana ezan okuturlardı.

“Türk olduğum için çok kez dışlandım”

Peki, Müslümanlar zorluk çekiyorlar mıydı?

İnanılmaz zorluklar çektim. Sadece Müslüman olduğum için değil, Türk olduğum için de çoğu şeye katlandım. Sokakta bir avukat ile doktorun çocukları kavga ediyor fakat polis gelip beni buluyor.  Okul eski değerlerine bağlı bir okul dolayısı ile şiddette vardı.

Yurt dışında ki eğitim sistemi ile ülkemizde ki eğitim sistemini karşılaştırır mısın? Ne tür farklılıklar var?

Kendi kanaatim fotoğrafa biraz uzaktan baktığımız zaman genel resmin gayet iyiye gittiğini görüyorum. Yurt dışındaki öğrenciler buraya gelmek istiyor. Mesela Turizm okuyan bir öğrenci için en iyi alternatif ülkeyiz.

Dört dil biliyorsun; Almanca, Flamenkçe, Fransızca, İngilizce. Bu büyük bir şans. Sana ne tür katkıları var?

Bu öncelikle okulun verdiği bir avantaj. Bana katkısı ise, her dilde şarkı söyleyebiliyorum. Belçika'da festivallere çıktığım zaman hiç beklemedikleri anda kendi ana dillerinde kimsenin artık söylemediği şarkıları okuduğum zaman, önümde hüngür hüngür ağlayan insanlar oldu.

Bu arada birçok dilde bir albüm yapmayı düşünüyor musun?

İleride sevdiğim şarkıları hafif Türkçe katıp orijinalde kim söylediyse onunla bir düet şeklinde bir albüm projem var.

“Asla yapmam” dediğin bir albüm tarzı var mı?

Ben kendimi birçok tarzda görüyorum. O hissi alabiliyorsam çok sıkıntı çekmiyorum.  Bazen kendi repertuarım bana yetmediği zaman ben yabancı şarkılar söylüyorum ve insanlar ağlamaya başlıyor. Piyasadaki çoğu sanatçıda bu yok.

Peki, müziğe nasıl karar verdin?

Biraz munzur bir çocuktum Elif. Bir hocam vardı kulaklarımdan tutup oturttu karşısına ve bana: “sen müziğe başlayacaksın” dedi. Ben üç buçuk yıl boksörlük yaptım. Daha sonra bırakmak zorunda kaldım. İlk etapta hafif mırıldanarak gitar ile şarkı söylemeye başladım, sonra üstüne ekleyerek bu noktaya kadar geldim.

Ailende müzikle uğraşan var mı?

Hayır yok.

Müziği seçtiğinde ailenin tepkisi ne oldu?

Şuan destekliyorlar fakat ilk etapta “Ne işin var müzikle? Çabuk evlen, çoluk çocuğa” karış tarzı yaklaşımları olmuştu.

İstanbul'a temelli yerleşmeyi düşünüyor musun?

Temelli olacağını sanmıyorum çünkü, “bağını temelli koparmak” zor bir eylem.

Hedefin nedir?

Hedefim Türkiye'ye yeni bir soluk getirmek. Hep aynı ritimler, aynı sözler, aynı alt yapılar, aynı kişiler… Bu işin içerisinde olduğu için bir zaman sonra kısır döngü oluşuyor. Avrupa'da bu durum farklı.  Örneğin, Avrupa’da Rihanna'yı her kanal yayınına koyar ama ben burada elime bir gitar alıp şarkı söylemeye başlasam, klibim manzara ben ve gitar da olsa o klibi yine yayınlarlar. İki yüz elli bin Euro’ya çekilen bir klipte aynı kanalda yer alabiliyorken, beş bin Euro bütçeyle çekilen bir klip aynı kanalda yayınlanabiliyor. Bu noktada klibin bütçesine bakmadan daha adil davranıyorlar. Ne kadar insana ulaşabilirsem benim için müzikte en büyük nokta odur.

O zaman müzik Türkiye'deki değerini kaybediyor diyebilir miyiz?

İşin maddi gelir boyutu, sanat boyutunun üstüne çıktı diyebiliriz.

Türk kültürü ile ilgili neler söyleyeceksin? Geleneksel olarak devam ettirdiğiniz bir şeyler var mı?

Yurtdışında doğmuş büyümüş birinin vatan sevgisi buradaki ile eşit olmuyor. Orada ki daha içten yaşıyor, uzak olduğu için daha kabarık, gururlu, dik başlı olarak yürüyor. Türkiye'de "ben Türküm" cümlesini kaç kişi kurabiliyor? Fakat yurtdışında bunu kullanmak zorundasın. Kardeşimin gözleri çekik ve Uzak Doğululara benziyor diye işe alıyorlar ve Türk olduğunu anladıktan sonra işten çıkartıyorlar. Kültür olarak da kesinlikle bir şey kaybetmedik.  

Günümüzde Türkiye'de müziği nasıl değerlendiriyorsun?

Tarz artık çok yaşlı. Gelişim eksikliği olduğunu düşünüyorum. Kimse tahtını bırakmıyor. Mum etrafını aydınlatırken kendi ışığından bir şey kaybetmiyorsa, ülkemizdeki sanatçıların da aynı şeyi uygulaması gerekiyor.

Sosyal medyanın bu kadar hayatımızda olması doğru mu sence?

Sosyal medya, radyoları biraz televizyonları, biraz da basını öldürdü. Sosyal medya yokken insanlar “televizyonu açalım da şarkı dinleyelim” derken şimdi daha kolay bir şekilde istediğini elde edebiliyorlar. Çok çabuk gündem olup çok çabuk unutulabiliyorsun.

Şu sıralar kimleri dinliyorsun?

Merve Özbey- Vuracak ve Emrah Karaduman’ın yaptığı şarkıları. 

Eğer bir düet yapma şansın olsa, kiminle gerçekleştirmek istersin?

Sibel Can diyebilirim rahatlıkla. Zaten gerçekleştireceğiz. 

Sence popüler olmak nedir? Popüler olmak aynı zamanda medyatik olmak mıdır?

Ünlü olmak birçok insanın nazarında, bir yere gittiği zaman insanlar beni tanısın diye hatta sadece bunun için ünlü olmaya çalışıyorlar. Bende öyle bir durum yok.  Yaptığım işi daha çok insanlara duyurmaya çalışıyorum ve bu sayede tanınırsam ne ala.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersin Kürşat?

Beni dinlerken sıradan bir popçuyu dinliyormuş gibi değil acaba farklı ne varmış bu adamın şarkılarında deyip şarkılarımdaki yeniliklere baksınlar.  Ayrıca “bu çocuk yurtdışından gelmiş Türkçe'yi unutmamış” bakış açısıyla bakılırsa bu da beni çok sevindirecektir. Sana da çok teşekkür ederim Elif, çok güzel bir sohbetti. Herkese sevgiler…

Doğum: 06.11.1989

Burç: İkizler

En sevdiğiniz huy: Çok çalışkan

en sevmedi huy: Duygu değişiklikleri

Uğurlu sayı: 3

Gün: Pazartesi 

Renk: Yeşil

Çizgi film: Tom ve Jerry

Söz: Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste…

Söyleşi: Elif Günay

Fotoğraf: Honeybee Stüdyoları