Canım Gülaycığım iş kadınlığı ve sanatçı kimliği ile tüm çevrede tanınıyorsun fakat okurlarımıza seni, senin ağzından tanıtmak isterim.

Çok teşekkür ederim Fundacığım. İşim, sanatçı kimliğim, anneliğim. Aslında hepsi benim hayatımda hep iç içe. Her an iş kadını kimliğim, sanatçı kimliğim ve anneliğim ortaya çıkabiliyor. Bunların hepsi birbirini tamamlıyor aslında. Mesela sanatçı kimliğim resim yaptığım zaman ortaya çıkıyor, bu da genelde geceleri oluyor. Çünkü ben geceleri kendimle baş başa kalabiliyorum ve kendime zaman ayırabiliyorum. Mutlaka herkesin de kendine zaman ayırması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü insan o zaman kendindeki özel şeyleri keşfetmeye başlıyor. Ben de evimin içindeki stüdyomda çalışıyorum ve sanatımı yaparken kendime bu atmosferi yaratıyorum. Benim dostlarım da geliyor, onlara da resim yaptırıyorum. Bahar gelsin bahçedeki kayığın üzerine sen de resim yapacaksın Fundacığım. İnşallah beraber de resimler yapacağız seninle.

Biz senin sergilerine de geldik. Senin resmine baktığımız anda “bu resim Gülay Alpay” resmidir diyebiliriz. Sen aynı zamanda değişik objelere de tasarım yaptın. Onlardan da bahseder misin?

Evet, öyle diyorlar. Ben sanatsal objeler yaptım, tasarımlar yaptım. Yılmaz Zenger ile  ışıklı aydınlatmalar yaptık. Bunlar benim çizgilerim, resimlerimdir. Dönem dönem çok sevdiğim sanatçı dostlarımla bir araya gelerek güzel üretimlerde bulunabiliyoruz. Çünkü şöyle bir şey var; ben bir şey katıyorum, onlar bir şey katıyor ve ortaya çok güzel çalışmalar çıkıyor. Biz bir araya gelince  tamamlanıyor sanki her şey. 

Geçtiğimiz günlerde Gelin Damat dergisinin hazırladığı bir defile vardı. Orada elbiselerin sergilendi. Çok güzeldi gerçekten.

Çok teşekkür ederim. Gelin Damat dergisinin organizasyonuydu bu defile. Ben de Gülten Modaevi ile birlikte çalıştım. Tasarımlar, resimler yaptım. Gülten Modaevi de çok değerli modelleri ile benim eserlerimi gelinliklere taşıdılar. Ve çok güzel sonuçlar aldık. Hatta başka defile önerileri de aldık. Düşünüyoruz değişik konseptler yapmayı. Biz bu tip şeylerle hayatı güzelleştiriyoruz. Sanatçı böyledir; elinin değdiği her şeye renk katar, zevk ve keyif katar.

Farklı iş alanların da olduğunu biliyoruz. Onlardan da söz eder misin?   

Promedia’da Medya-basın ve sanat direktörlüğü yapıyorum. Yıllardır süregelen bir durum. Ve yıllardır da devam ediyor sanat ve iş hayatı. Artık benim bir parçam oldular diyebilirim. İnsan istedikten sevdikten sonra he şeyi aynı anda yapabiliyor. Bu yüzden de hepsine aynı şekilde önem ve özen göstermeye çalışıyorum. Zamanım ve gücüm yettiğince de bu şekilde devam etsin istiyorum. Promediadaki ortaklarım ile yıllardır artık aile gibi olduk.

Sen çok iyi bir annesin. Bütün içgüdüsel zenginliğin anneliğine de yansıyor. Biricik kızınla ilişkin nasıl? 

İşin sırrı sevgi. Bebekken nasıl uykusuz kalıyorsun, onun başında bekliyorsun ve yoruluyorsun ama biliyorsun ki o çocuğun sana ihtiyacı var. Ve “hayır, şu an uyumamam lazım” diyorsun kendine. İçgüdüsel bir şey sanırım bu annelik duygusu. Öğretilen bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bu tamamen kendiliğinden oluşan ve gelişen bir duygu.

Sanata yaklaşımın tıpkı  anneliğin gibi içgüdüsel olarak ortaya çıkıyor sanırım. Sende bunu yakaladım

Evet, kesinlikle. Sanat da annelik duygusu gibi içten gelen bir şey. Diyorum ki, o da kendim için aslında. Tıkandığım, çözümleyemediğim noktalar oluyor bazen. İşte orada sanat bana bir yol açıyor. Benim kaçış alanım orası, sığınağım diyebilirim. Orada rahatlıyorum. 

Sanat ile uğraşmak insan üzerinde terapi olmuş gibi bir his bırakıyor, rahatlatıyor, insan kendini buluyor. Sanatın insan üzerindeki etkileri için ne düşünüyorsun?

Evet, çok doğru. Ben sanat ve terapi ile ilgili de çok işler yaptım. Bu ikisi insanı kendi içinde bir aydınlanma yolculuğuna çıkarıyor. Adeta insanın tüm algıları açılıyor. 7 çakramızı harekete geçiriyoruz, kullanmayı öğreniyoruz. Sanatın iyileştirici ve onarıcı gücü var. Sanat benim için uluslararası dil ve paylaşım aracı.  En son Hawaii’de ArtForallpeople ile çok güzel art terapi çalışmaları yaptık. Bendeki yansıması harika oldu. Bu seyahatten arınmış ve yenilenmiş olarak geri dönüyorum. Hatta kızım ordan dönüşte, “Anne senin konuşman bile değişti, çok sakin konuşuyorsun” demişti. Bu olumlu etkileri görmek harika bir şey. Ağustos’ta yine davetliyim, belki birlikte gideriz seninle de gitmek isterim ve pozitif enerjinle seyahatime çok şey katacağına eminim. Oraya 7 kişilik bir grup olarak gidiyoruz. Resim yapıyoruz ve yaptığımız işleri sergiliyoruz. Hepsinin de bir hikâyesi oluyor ve o hikayeleri de anlatıyoruz. Bu sayede negatifliklerden de kurtuluyoruz. Çeşitli teknikler kullanılıyor orada; ses, müzik, resim ve tüm terapiler oluyor. 

8 Mart Kadınlar Günü’nde bu yıl, seni Başarılı Kadın seçtik çünkü çok aktif, üretken, sevgi dolu ve başarılı bir kadınsın. Örnek bir kadın olarak neler söylemek istersin, kadınlarımıza?

Canım çok teşekkür ederim. Kadınlar önce kendilerine çok değer vermeli ve kendilerine olan sorumluluklarını yerine getirebilecek donanımlara sahip olmalılar. Hep üretmeliler. Güçlü vizyon sahibi bir duruşları olabilmeli ve hayallerinin peşinden gitmeliler. Mutlu olmak için iyi ki hayallerimiz var.

Çok güzel giyiniyorsun. Saçını, makyajın, kıyafetlerin, takıların hepsi çok güzel hepsi tarz ve seni yansıtıyor. Tarzını nasıl oluşturuyorsun? Kendi tasarladığın ayakkabı ve kıyafetleri de giyiyorsun, gerçekten enfesler ve dünyada bir tane! 

Çok pratiğim ben aslında. Çok kısa sürede rahat bir kombin yapabiliyorum. Çünkü gerçekten zaman sorunum var. Bu aralar yoğun bir şekilde spora başladım. Çünkü sağlık çok önemli. Sağlıklı yaşam için mutlaka spor yapmak kendimize bu anlamda zaman ayırmamız gerekiyor. Formda kalmak daha enerji dolu olmak ve kendi hızıma erişmek için ve sağlık için spor yapıyorum.

Bundan sonraki projelerin nedir?

Emre Ertürk ile birlikte Londra’da tasarım resim ve sanatsal kreasyonlarımızın yer alacağı Art Fashion Show yapmayı planlıyoruz. 

Son olarak neler söylemek istersin?

Sağlıklı olduğumuz zaman bu her şeyimize yansıyor. Duruşumuza, kıyafetimize, yüzümüze yansıyor. Bu yüzden önce sağlık diyoruz. Sonra da sevgi. Yaptığımız her şeyi sevgi ile yapmalıyız. Sana çok ama çok teşekkür ediyorum. Seni çok seviyorum, çok iyi bir dostsun. Birlikte de seninle çalışmalar yapalım istiyorum, senin zevklerine gerçekten çok güveniyorum. Okuyucularımıza sevgiler, selamlar gönderiyorum.

GÜLAY ALPAY KİMDİR?

Gülay Alpay, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Profesör Özdemir Altan Atölyesi’nden mezun olduktan sonra aynı bölümde master yaptı.

Yurt içinde ve yurt dışında birçok kişisel ve karma sergi, performans ve workshoplar düzenleyen   seminer ve sempozyumlara katılan Alpay’ın katıldığı sergilerden örnekler: 

1990- Almanya Kassel-Üniversitesi ve MSGS Fakültesi Resim Bölümü ortak sanat projesinde yer aldı. MSGSF tarafından proje oluşturma geliştirme ve kurulumu ekibiyle Kassel’e gönderildi. Kassel’de oluşturduğu resimleri ilgi buldu. 

1990- İlk Kişisel Sergisini İstanbul Basın Müzesi’nde açtı.

1991- 8 Modern Sanatçı Sergisi Mimar Sinan Üniversitesi Sergi Salonu

1995- 100 Çağdaş Sanatçı Sergisi Artemis Sanat Merkezi

2001- Detroit Museum yeni eğilimler sergisi documenta USA

2002- 4. Kişisel Sergisi Artemis Sanat Merkezi

2004- 5. Kişisel Sergi Gora Art Galeri Montreal

2006- Biennale 3000 Sao Paolo

2012- 11. Kişisel Sergisi Venedik Scoletta di San Giovanni Battista e del SS Sacremento in Brogora

2014- Halka Açık İnteraktif Performans NY Times Square’da

2015- Marmara Üniversitesi Sanat günü için düzenlenen resim yarışmasında jüri üyesi oldu ve  Marmara Üniversitesi’nin Sanat gününde 3D interaktif resim odası kurulumunu gerçekleştirdi.

2016- Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde solo sergi.

2017- Art &fashion Show Feriye Palace’ta sanatsal tasarımları ile katıldığı defile.

Gülay Alpay’ın tasarımları gelinliklere hayat verdi

Türkiye’nin önde gelen modacıları 2017 gelinlik modellerini Feriye Palace'da gerçekleşen defilede sergiledi. 

Etkinlikte sanatçı Gülay Alpay’ın tasarımları modacı Gülten Memeoğlu'nun gelinliklerinde hayat buldu. Tuğba Özay'ın sunuculuğu yaptığı muhteşem defileden kareler