ARTVİN; DAĞLARIN SAKLI CENNETİ

Röportaj: Hülya Aslan

M.Ö. 680 senesinde İskit Türklerinin Artvin’e hakim olduğu ve o devirde en medeni topluluğun İskitler olduğu tarihi belgelerle ispatlanmıştır.

1071 Malazgirt Zaferinden sonra Selçuklu Türkleri’nin eğemenliğine giren Artvin ve çevresi ; oldukça köklü ve zengin uygarlıkların yaşadığı kültür kaynakları yönünden zengin bir bölgemizdir.

Günümüzde ise  Artvin; okuma yazma oranının en yüksek olduğu aydın, çağdaş illerimizden biridir ve Türkiye'nin en dağlık bölgesi olarak % 95'i ormanlarla kaplıdır, dolayısıyla Artvin denilince aklımıza yemyeşil ormanlarla kaplı dağlar, çağıldayarak akan dereler, kuş sesleri harika doğası ve bu coğrafyanın dost yürekli mert insanları gelir. 

Ayrıca bu iklimde yetişen insanlar yüksek eğitim almış  aydın ve sanatçı ruhludurlar.

Karadeniz Bölgemize gerek kültürel gerekse tatil amaçlı bir gezi turuna katılmak nicedir aklımda, fakat öncesinde o bölgeyi bana tanımlayan, şiirleriyle müziği ile yaşatan bir sanatçıyı ziyaret ettim.

Artvin’li  çok yönlü sanatçı (Besteci, şair, yazar, Tv Program sunucusu, yönetmen) Fuat BAHÇECİ.

Fuat Bey Mecidiyeköy’de SONARE Müzik yapım stüdyosunun mini bahçesinde Karadeniz’in o kendine has  tavşan kanı çayını demlemiş beni bekliyordu, bir müddet sonra bu çay bahçesinin İstanbul’daki her evin balkonunda yahut bahçesindeki bir köşede olması gerektiğine inandım o kadar dinlendim ki tüm yol yorgunluğum trafik stresim yok oldu. Son zamanlarda parklarda ve büyük bahçelerde Japon bahçesi adlı bahçe düzenlemeleri yaptıklarını duymuştum. Fakat Karadeniz insanının o güzel doğasını gittiği yerlere taşıdığını ÇAY BAHÇESİ adıyla çok güzel minyatür doğa çalışmaları yaptıklarına bir kez daha şahit oldum. 

Hülya ASLAN: Merhaba  Fuat bey, müziğinizi, güfte ve bestelerinizi dinleyenler yani hayranlarınız sizin için; YÜKSEK DAĞLARIN ÇOCUĞU’ diyorlar. 

SİZ KENDİNİZİ BİZE

NASIL TANIMLARSINIZ? 

Fuat BAHÇECİ: Öncelikle sanata ve sanatçıya vermiş olduğunuz değer için size ve ‘Önce Vatan Gazetesi’ne teşekkür etmekle başlamak istiyorum;

Artvin Şavşat Tepeköy doğumluyum, kendimi tanımlarken sanatçı toplumun aynasıdır sözünden hareketle kendime  daima sevenlerimin gözüyle bakmak ve biyografimi  onların sözleriyle ifade etmek isterim, dinleyenlerim bana Yüksek Dağların Çocuğu diyorsa bende evet öyleyim diyorum, bu anlamlı ve değerli ünvanımın bendeki anısı kısaca şöyle; Ankara da bir konserimde seyircilerden birinin;

(Hoş geldin yüksek dağların çocuğu) diyerek tezahüratta bulunması ve bu sözü yüzlerce dinleyicinin de koro halinde tekrarlamasıyla büyük mutluluk duymuş onure olmuştum.

Bu coşkuyla yaşadığım duygularım güfteye ve besteye dönüştü: (Umutlarım yarınlarda yüksek dağların çocuğuyum, kurşun geçmez sevdamıza , ölüm bize yoldaş olur) dizeleriyle başlayan şarkımı halk çok sevdi, biz sanatçı ruhlu bir halkız, hem bu ünvanı halk bana yakıştırdı,hem şarkıyı yazdırdı, hem de çok sevdi yani halkla sanatçı kaynaşmasına örnektir diyebilirim.

(YÜKSEK DAĞLARIN ÇOCUĞU) aynı zamanda  albüm çalışmamın da ismi oldu.buradan sevenlerime kadir şinas halkımıza gönülden teşekkürlerimi sunuyorum, şarkıların en güzeline layıklar sazım onlar için, sözüm onlar için.

Hülya ASLAN: Siz Artvin, Şavşat, Tepeköy’lüsünüz  KAÇKAR DAĞI’nda Tepeköyünüz önce bir taneydi, şimdi yedi tepesi olan ISTRANCA (YILDIZ) Dağın İstanbul’lusu bir şehirli oldunuz.

BU SANATSAL GÖÇÜNÜZ 

MÜZİK YAŞAMINIZI NASIL ETKİLEDİ?

Fuat BAHÇECİ: Artvin Şavşat Tepeköy doğumluyum, doğasıyla yeşiliyle saflığıyla insanlığıyla ünlü memleketimin tüm özelliklerini İstanbul’un yedi tepesine taşıdım diyebilirim. Sanatım Tepeköyden İstanbul tepelerine uzanıp çoğaldı, dostluklarım da öyle, dünyanın Kültür sanat merkezi İstanbulumuzda sanat duayenleriyle tanışmak fırsatını buldum. Sanatçılar ve sanatseverler olarak  biz büyük bir aileyiz diyorum, kıymetli sanatsever dost ve sevenlerimle beraber sanat ortamında kalıcı olabilmeyi halkımdan aldığım sevgi gücüne borçluyum. O güç bana bu piyasada ayakta durmam için kırbaç oluyor, İstanbul, bestelerimi çoğaltan yeditepeli şehir.

300’ü aşkın beste çalışmam var yeni albümden birkaç bestemi paylaşayım

BESTELERİM:

1- TÜRKÜ BAKIŞLIM

2- AY GÖZLÜM

3- TATLI DÜŞÜM 

4- BİR TEK SANA VURULDUM

5- SIRÇA YÜREKLİM 

6- ARTVİN’E SİSLER ÇÖKER

7- TADI YOK

8- YANAR YÜREĞİM

9- DERTLER DİZ BOYU

10- YÜREK SIZIM

Hülya ASLAN: Anadolu'nun en belirgin yeşiline, hırçın coğrafyasına sahip, Kaçkar Dağlarına  ve o dağların oğlu olmanıza rağmen, müziğiniz, yorumunuz ve besteleriniz bir o kadar sakin ve huzur verici.

BU ÖZELLİĞİNİZİ NEYE BORÇLUSUNUZ, 

ARTVİN SANDIĞINIZDAKİ SAKLI MİRASINIZ NEDİR?

Fuat BAHÇECİ: Eserlerimde halkımın sesi olmaya gayret ederim, onlar mutlu huzurluysa şarkılarımın ahengide öyledir. Eğer halkım kederliyse bu elbette ilk biz  sanatçıların duygularına yansır ve hüzünlü nağmeler düşer gönlümüze. Halkım  bestelerim de kendinden bir parça ortak duygular paydaş umutlar bulmalıdır. Etki eşittir tepki meselesi yani  sanatçıyla sanatsever arasında böyle bir iletişim vardır. Sanatçı yeteneğim doğuştandır ancak; bestelerimde ki ilhamı duygularımın mimarı halkıma borçluyum.  

Artvin Sandığı’mda sanat çeyizlerim dediğim piyasaya çıkmış yüzlerce bestemden oluşan albümlerim, yüzlerce  şiir ve güfteyle harmanlanmış kitaplarım  ve  Antoloji çalışmalarımı kapsayan eserlerim bulunuyor. Onları saklamak ve geleceğe taşımak da bu sandığın görevidir.

ESERLERİM

-14 eserden oluşan 2013 yılında  piyasaya çıkan ’SEVDAN BENDEN GEÇTİ’ adlı müzik CD. 

-14 eserden oluşan 2009 yılında piyasaya çıkan ‘YÜKSEK DAĞLARIN ÇOCUĞU’ adlı müzik CD.

-12 eserden oluşan 2003 yılında piyasaya çıkan ‘YALNIZSIN BU ŞEHİRDE’ adlı   müzik CD.

200 şiirden oluşan 2015 yılında  piyasaya çıkan ’SU GİBİ’ adlı kitabım.

BESTE ANTOLOJİ ÇALIŞMALARIM: 2016  yılında piyasa çıkan 36 şairin 55 adet güftesinden oluşan Müziği ve yorumu bana ait 

‘ŞİİRDEN TELE GÖNÜLDEN DİLE-1’ adlı 3-Adet CD. Antolojimiz.

‘ŞİİRDEN TELE GÖNÜLDEN  DİLE-2’ adlı Antoloji çalışmamız için Eylül ayında tekrar start vereceğim kayıtlar devam etmektedir.

RUMELİ TV’de her Çarşamba 21.30-24.00 saatleri arasında YÜREKTEKİ EZGİLER (Umuda türküler, aydınlığa şiirler) programım devam etmektedir.

Hülya ASLAN: Şiirlerinin bestelenmesini arzu eden şairlerin düşlerini, gerek antoloji çalışmalarınızla, gerekse beste çalışmalarınızla gerçekleştiriyorsunuz. Siz bir bakıma sanatçı halkındır halkın sesini duyurandır veciz sözü uyguluyorsunuz, kültürümüze verdiğiniz sanatsal katkı takdire şayan çalışma ekibiniz de çok tecrübeli ve ünlü kişiler.

BU SANATSAL BİRLİKTELİĞİNİZDEKİ

EKİP ÇALIŞMANIZDAN BAHSEDER MİSİNİZ?    

Fuat BAHÇECİ: ‘SONARE MÜZİK YAPIM FİRMAMIZ Mecidiyeköy de hizmet vermektedir. 400 metrekarelik alanda iki ses kayıt studyosu ve enstrüman dersleri verdiğimiz büyük bir sanat okuludur aslında. Elbette ekip çalışması başarının gereğidir, asistanlığımı yapan eşim Yeliz hanıma sizlerin huzurunda teşekkür ederim.

Bestelenecek şiirler antoloji çalışma ekibimiz değerli üstad şair besteci,güfte yazarı Vural ŞAHİN hocamız onursal başkanımızdır, kendisiyle aynı projede çalışmaktan onur duymaktayım.

Yine bir diğer ekip arkadaşım Mehmet Ali  DEMİRCAN  Şair, radyo programcısı,güftekar ve şiir yorumcusu Vural bey ve Mehmet beyle “RUMELİ TV YÜREKTEKİ EZGİLER Programım da şairlerin şiirlerini seçki  ve yönetim kurulunda yine birlikte çalışmaktayız.

Hülya ASLAN: Hocam bağlama çalarım enstrümanların hepsini çok severim ama telli sazlara daha çok hakimim,diyorsunuz Kemençe-tulum  ve etnik müzikle aranız nasıldır, 7. ULUSLARARASI  TULUM  VE  MÜZİK FESTİVALİ  GALASI  ARTVİN’de  yapıldı, bu festivale katılmışmıydınız, ekibinizle birlikte sizi izleyen çalışmalarını değerlendirdiğiniz  hayli yüksek oranda bir şair topluluğu var onlar için,Karadeniz Bölgemize özellikle ARTVİN’e  kültür (Müzik konserleri,Şiir dinletileri,Tarihi mekânlara gezi) etkinlikleri düzenlemeyi    düşünüyormusunuz.

YENİ PROJELERİNİZDEN 

BAHSEDER MİSİNİZ?

Fuat BAHÇECİ: Artvin’ e her yıl giderim oradaki festivallerde türkülerimi söylerim. Etnik müzik yapmıyorum ben daha evrensel düşünüyorum, müziğimle  daha çok kitlelere ulaşmak istiyorum. Benim  müzik tarzımı Artvinliler çok seviyor. Birçok eserimi(DÜĞÜM KÖRDÜĞÜM,BİR GÜLÜŞÜN ÖMRE BEDEL,ZÜMRÜT GÖZLÜM) ezbere biliyorlar, bu benim için tarifsiz bir mutluluk.

‘ARTVİN’DE BİR ÇOCUĞUM

YARINI HES’LERE SATILAN’

Adlı eserimi doğamızı katleden HES ve maden projelerini protesto etmek için yapmıştım Artvinimizin güncelliğiyle örtüştü henüz doğal güzelliklerimiz yok edilmeden şair dostlardan gelecek isteğe göre  memleketim Artvin’e  kültür gezisi düzenlemek isterim, bunun için kültür ve turizm bakanlığından yetkililerce izin ve destek görmek lazım sanatsal çalışmalarımdan fırsat bulursam bu önerinizi yeni projelerim arasında değerlendireceğim teşekkür ederim.

Hülya ASLAN: Toplumsal erozyonun ve yıkımın sancılarını çok derinden hissetiğimiz bugünlerde; sanatın birleştirici gücü her zamankinden daha çok önem kazanıyor. Sanatın çatısı altında bir araya gelen sanatçılar ve sanat severler, hep birlikte geleceğe dair umutlar yeşertiyoruz. Sanat ve sanatçı maddi, manevi anlamda toplumdan  gerekli  ilgi ve takdiri görüp desteklenmelidir, siz sanatçılar  toplum sorunlarına ilk tepki veren, Tv prgramlarınız ve sosyal ağlardaki, faaliyetlerinizle topluma hızlı ulaşıp iletişim kurabilen kişiler  olarak, günümüzde tartışılan bir konu hakkında ki fikrinizi bizimle paylaşırmısınız lütfen.

SANAT SANAT İÇİN Mİ

SANAT TOPLUM İÇİN MİDİR?

Fuat BAHÇECİ: Ben sanatın  toplum için yapılması taraftarıyım. Maalesef ülkemiz ciddi bir sanat erezyonu yaşamaktadır. Üreten sanatçı yoktur, varsa da küstürülmüştür. Ben bu ülkeyi sanatsız bırakmamak için direniyorum. 19. Yüzyılın sanat eserleriyle 20. Yüzyılı bitiriyoruz Mahzuniler, Ruhi Sular, Neşet Ertaş’lardan sonra kimi sayabiliriz üreten sanatçı maalesef kalmadı, varsa da desteklenmiyor ülkemizde. Sanat can çekişiyor tiyatrolar sahneler, gazinolar, festivaller yok oluyor. Sanatçılar sahne tozuyla yaşar alkışla beslenir. Son beş senede kaç tane sanatçı rahmetli oldu, eğer alkış yoksa, sahne yoksa sanatçı yok olmaya mahkumdur, teker-teker yaprak dökümü gibi düşerler birer-birer, kaybeden toplum olur. Bu sebeplen toplum sanata ,sanatçıya ,yaşayan değerlerine  sahip çıkmalıdır .

Hülya ASLAN: Son zamanlarda ülkemizde yoz bir sanat-siyaset ilişkisi mevcut.

SİZİN SANAT SİYASET İLİŞKİSİNE 

BAKIŞ AÇINIZ NEDİR? 

Fuat BAHÇECİ: Benim siyasi görüşüm partiler üstüdür insan haklarının evrensilliğine hukukun üstünlüğüne inanırım bana cevap verecek hiçbir parti anlayışı ülkemizde mevcut değildir. Eğer bir ülkede adalet yoksa sınıf farkı uçurum boyutundaysa, işsizlik, açlık, sefalet diz boyuysa, o temiz saf halkımız siyasetle kandırılıp, dinle uyutuluyorsa bir sanatçı olarak bana da sazımı alıp bunları anlatmak mecburiyeti doğar, sanat ve sanatçı evrensel olmalı -sanat siyasete ve ticarete alet edilmemelidir.

Hülya ASLAN: GENÇ SANATÇILARA VE SANATÇI OLMAK İSTEYENLERE ÖNERİLERİNİZ NE OLURDU? 

Fuat BAHÇECİ: Şiddetin tırmandığı ve insani değerlerin yok olduğu çağımızda her insanın  küçük yaştan itibaren bir sanat dalına yönlenmesi gerekir, yaşamın stres ve yorgunluğundan kaçıp sığınılacak önemli bir limandır sanat, hele de müzik ruhun gıdasıdır, sanatçı olmak isteyenlere destek olmak gerek, genç sanatçılara da sözüm çok çalışıp aza kanaat etsinler fakat kaliteden ödün vermesinler, en iyisini yapmak için üretmek için çaba göstersinler derim, temennim bu olur, benim projelerimde zaten hep gençler var imkânlarım yettiği sürece hep desteklerim, hepsine güzel bir gelecek mutlu yarınlar ve  başarılar diliyorum.

Hülya ASLAN: Biz de sizin genç sanatçılar için dileklerinize katılıyoruz. Bu güzel söyleşi için, konukseverliğiniz için kültür sanata verdiğiniz emek için gönülden teşekkür ediyoruz. Rumeli TV programlarınızı zevkle izliyoruz.