‘’Zehir Zaman’’ singlesi ile karşımıza çıkan İlknur Akdemir, yeni şarkısının beğenilmesinin mutluluğunu yaşıyor.

Ege Üniversitesi tıp fakültesi mezunu aynı zamanda Op. Dr. Kalp Damar Cerrahı olan güzel şarkıcı, mesleği gereği bugüne kadar kongreler, gala geceleri ve yardım konserlerinde sahne aldı ve  Kickbox antrenmanları sırasında tanıştığı Mustafa Ceceli ve Sinan Ceceli’nin kayıtlarını dinlemesi üzerine profesyonel anlamda müzik yapmaya karar verdi.

Bizlerde on parmağında on marifet bulunan İlknur Akdemir ile bir araya geldik. Şimdi sizlerle…

İlknur Hanım merhaba nasılsınız?

Çok iyiyim Elif, teşekkürler. Sen nasılsın?

Güzel bir şarkıyla karşımıza çıktınız. Nasıl gidiyor tepkiler?

Doğrusunu istersen, beklentimin üstünde gidiyor. Beni, bana mahcup eden dinleyicilerime selam olsun :)

'Zehir Zaman' olan ilk singleniz hakkında detay verir misiniz?

‘Zehir Zaman’ 2015 yılı kasım ayında bir gece nöbetinde, yoğun bakımda yazdığım şarkılarımdan birisidir. Bilirsiniz hep kullandığımız bir sözdür 'Zaman Her şeyin İlacı'! Bana göreyse bazı olaylar yaşarsınız ki zaman ilaç gibi gelmez de günbegün sizi zehirler.. Sadece aşk acısından bahsetmiyorum, her türlü kayıptan ve dayanılmaz acılardan bahsediyorum aslında. Bestedeki hareket ise umudu simgeliyor.

Çok ilginç Kickbox antrenmanları sırasında Mustafa Ceceli ve Sinan Ceceli ile taşımışsınız. Şarkı Sinan Ceceli'nin aranjesinden geçmiş ne diyeceksiniz?

Sanat dünyasında profesyonel olarak yer alabilmek her zaman hayallerimde de planlarımda da vardı. Bu noktada aslında, Mustafa ve Sinan Bey'e kayıtlarımı sunan kickbox hocam Hünkar Kılıç'ın katkısı büyüktür. Hünkar Hoca biliyorsunuz ki Mustafa Beyin kickbox Antrenörü, kendisiyle şarkılar mırıldandığımız çok olmuştur :)  Çok beğendiği kayıtlarımdan birini bir antrenman sonrası Mustafa Beye dinletmiş. Sonuç olarak bir gün telefonum çaldı 'Efendim' dedim, 'Merhabalar ben Mustafa Ceceli' dedi telefonun ucundaki ses, tabii ben şok :) 'İlknur Hanım bu sesi değerlendirmelisiniz' dedi ve hikaye böyle başladı. Bu parçayı ilk dinleyen sevgili Cihan Okan'dır aslında 2015’te, beni çok güzel yönlendirdi parçanın oluşumunda, hatta back vocal de yaptı parçaya. Çok sever ve saygı duyarım kendisine. Her daim alo dediğim ve hep yardımıma koşan canım hocam diyebilirim :) Sinan Ceceli ile bir araya geldiğimizde de aranjman esnasında sözleri ve müziği yeniden ele aldık ve şimdi dinlediğiniz halini aldı, bence Sinan bu piyasada işini en iyi yapanlardan, her stüdyo kaydında beni cesaretlendirip sınırlarımı zorlayan adam, ona çok şey borçluyum.

Şimdilerde aranız nasıl? İyi bir arkadaşlık yakaladınız mı?

Mustafa Ceceli ile zaten antrenmanlarda sık sık bir araya gelip karşılaşıyoruz, stüdyoda da uzun sohbetlerimiz oluyor tabi iki. Sinan Ceceli'yle ise yakın bir aile dostluğumuz başladı diyebilirim, zira tepkilerimiz, inançlarımız ve isteklerimizde birçok ortak noktamız olduğunu gördük ve görünüşe göre Allah izin verirse daha çok birlikte çalışacağız.

Klibe biraz değinelim istiyorum nasıl geçti klip çekimleri?

Tedirginlik, tatlı bir heyecan ve gülme krizlerinin olduğu bir duygu karmaşasında geçti diyebilirim :) Benim kliple ilgili iki isteğim vardı. Biri kısacık bi sahnede hekim kimliğimle var olmak, biri de klibin iyi bir hikayesinin olmasıydı. Yönetmenimiz Emrah Özbilen ikisini de çok iyi birleştirdi. Çekimler sırasında bir zorluk yaşatmadığımı düşünüyorum (tabii bunu Emrah Beye sormak lazım :)) fakat bazen kendimi rolüme fazla kaptırdığım anlar oldu o zamanlarda da krizlere girildi ekipçe. Bir yer silme sahnesi vardı mesela; öyle bir oturup yere hırsla silmeye çalıştım ki, 'Stop stop Hocam ne yapıyorsunuz, gerek yok bu kadarına, siliyormuş gibi yapın yeter' diye Emrah Bey ve tüm ekip kahkahaya boğuldu, ben de “Ne yapalım annem öyle öğretti, saçımı yolar öyle ucundan silsem” diye savunma yaptım. Hayır, ben annemin korkusundan o hırsla silmişim, kadın klibi izlediğinde 'Bir gün eline bez almışlığın var sanki, klipte temizlik yapmışsın diye sitem ediyor' :).  İşte Türkiye'nin az sayıda Kadın Kalp Cerrahlarından da olsan annenin iş bilmez kızısın, yapacak bir şey yok :))

HAYATA KATLANMAK ZOR

Şarkıda da dediğiniz gibi zaman büyük zehir mi?

Valla her zaman ilaç olmadığı kesin. Ayrılıklar, hastalıklar, kısacası katlanmakta zorlandığınız her durum günden güne sizi eritebiliyor. İşte o zamanlarda bir zehir gibi bence…

Peki, aşk da zaman kadar hain diyebilir miyiz?

Hem de nasıl :) daha beter de diyebiliriz bence. Bir kere yerinde durmayan sizi de yerinizde tutmayan inişli çıkışlı bir duygudur. O yüzden yumruğu nereden yiyeceğinize dair en ufak bir fikriniz olmaz. Ve aşk kafasıyla verdiğiniz kararlar, bütün hayatınızı etkiliyorsa ayıklayın pirincin taşını :)

Aynı zamanda  Operatör Doktor Kalp Damar Cerrahısınız. Doktor olmak nasıl bir duygu?

Doktor olmak hele de Cerrah olmak… Ben branşım gereği ölümle kalım arasındayım hep. O yüzden biraz daha farklı yaşadıklarımız. Acil servislerle çok sıkı fıkıyızdır mesela. neredeyse her trafik kazasına, ateşli silah yaralanmalarına, bıçaklanma, yüksekten düşme, kalp krizleri, damar yırtılmaları ve daha birçok aniden sizi ölüme ya da uzuv kaybına götürecek durumlara ilk müdahale edenlerdeniz. Hastasını kaybedenlere haber veren ve elini omzuna koyanlardanız. Bunun yanında daha anne karnında tanı alan kalp anomalili çocukların aileleriyle birlikte yaşam mücadelesine tanık olanlardanız. İşte bu zor durumlar size öyle bir misyon yüklüyor ki inanın her gün Allah’ın sizi vesile bahşettiği o elle mucizelere imza atmak istiyorsunuz ve tabi iki mahcup olmamak, en doğrusunu yapmak. Bu da sizi mükemmeliyetçi yapıyor.

Kalp hekimi olduğunuz için sormak istiyorum. Müzik kalbi ve insanı ne kadar etkiliyor?

Kesinlikle çok etkiliyor Elif. Melodiler ruhunuza ve bedeninize inanılmaz güçlü dokunuşlardır. Çalıştığım tüm hastanelerde özellikle yoğun bakımlarda, dinlendirici müzikler çaldırdığımı birçok hastam bilir. Ben moduna göre müzik dinleyenlerden ve  icra edenlerdenim. Herkes duygularını rahatlıkla aktaramaz, bu yüzden birilerinin yazdığı ve bestelediği yapıtlarda kendinizi bulur ve ifade edersiniz. Kendini ifade edebilmek ve söyleyemediklerini bir şarkıda haykırabilmek emin olun kalbinizi de bedeninizi de rahatlatacak en etkili yollardandır.

Kalbimizi korumak için ne yapmalıyız? Bu kadar değerli bir organımıza ne kadar değer veriyoruz?

Üzülerek söylüyorum ki hak ettiği değeri vermediğimiz kesin. Hele ki toplumumuzdaki; sigara kullanma, beslenme tarzı, stresli iş hayatları vs. göz önünde bulundurduğunuzda çocuk olmak da, öğrenci olmak da, anne baba olmak ya da yalnız yaşamak da zor… .Her şeyden önce ilk işimiz kendimizi tanımak olmalı ve tabii ki sevmek, inanıyorum ki kendine değer vermeyen hiç kimse başkasına saygı duyamaz. Ben Kimim? E cevabınız oluşup, sizi koruyan ve mutlu eden şeyleri bildiğinizde zaten kuvvetli mutlu bir çemberin içinde yaşamaya başlıyorsunuz. Buna ilk cevap da sağlıklı bir kalp ve beden oluyor.

Genel olarak kalplerimiz bizden neler istiyor ve nasıl mutlu oluyor?

Aslında bencilce istediğimiz her şey bizi mutlu eder bunu kalbimize yüklemek ne kadar doğru bilmiyorum :) Bence kalp; sınırlamak zorunda olduğunuz bir çocuk gibi, biz ona ebeveyn olarak “Beyni” veriyoruz. Düşünerek hareket edebilmek ve zarar görmesini önlemek için. Bu ilişkide hangi taraf daha ağır basıyorsa ona göre yaşıyor, o kadar mutlu oluyorsunuz.

Müzik hayatınıza nasıl girdi?

Babam Bebek Maksim Gazinosu’nda dönemin güçlü sesleriyle sahne almış bir saz ustası. Bizim doğumlarımızda bile eline sazı alıp şarkılar söylermiş başımızda. O yüzden kundaktan müzikliyim diyebiliriz.

Daha önce de sahne alıyor muydunuz?

Evet, pek çok kere; orkestralarda solist olarak sahne aldım. ''Özgen Akçagül & Blu Notte Orkestrası'' başta olmak üzere, Akademisyenler Orkestrası da üniversite hayatımda sahne aldığım değerli gruplardan. Bunların dışında liseler arası yarışmalar, kongreler, gala geceleri ve yardım konserlerinde bireysel performanslarım da oldu.

Şimdi nasıl bir seçim yapacaksınız? Doktorluğu bırakıp sadece müziğe yönelir misiniz?

Doktorluğu bırakmak gibi bir niyetim hiçbir zaman olmadı, büyük konuşmak istemem hayatın ne getireceğini görmek lazım fakat bu soruya cevabım şu ki ''Ben müziği profesyonel olarak icra etmek ve sanat camiasında bulunmak istedim. Ancak bu icrayı evimin mutfağıyla, Harbiye arası bir yerde mi yaparım bunu halkın takdiri gösterecek :)''

Başta Erol Köse,  Ferhat göçer, Mabel Matiz gibi doktor sanatçılarımız var. Sizde daha sonradan sanatçı olmuş isimleri başarılı buluyor musunuz? Doktorların ya da tıp sektöründeki kişilerin müzik camiasına girmesi ile ilgili ne söylersiniz?

Kesinlikle çok başarılı buluyorum ki bugün onların ismini zikrediyoruz hep birlikte. Düşündüğünüzden çok fazla hekim ve sağlık personelinin sanatın birçok dalıyla ilgilendiğini söyleyebilirim. Çünkü bu yollar bizim zorlukları dışa vurum yollarımızdır. Umarım artarak devam eder.

Şu sıralar dinlediğiniz ilk beş şarkı desem neleri söylersiniz?

Kendi şarkımı geçerek sıralayayım o zaman :)

Mabel Matiz - Öyle Kolaysa

Ceylan Ertem- Esmer

Mustafa Ceceli- Simsiyah

İdo Tatlıses - Sen

Oğuzhan Koç - Beni iyi sanıyorlar

Edis- Roman

Gündemdeki yeni işimler hakkında neler söylersiniz?

Tüm çalışmaların içinde gördüğüm şu ki; bu yola çıkan herkes dinleyicilerin düşündüğünden çok daha fazla emekle, hatta maddi manevi yıpranarak, birçok karşılaşacağı zorluğu göze alarak bu yola çıkıyor. Ve sektörün tabiriyle ''İsim Olmak'' öyle kolay değil. Bir kere sırf yenisiniz diye sizinle çalışmak istemeyen binlerce kişiyle karşılaşıyorsunuz. Demem o ki sadece sesinizin olması yetmiyor, ne 80’ler ne 90’lardayız. O yüzden bu camiaya adım bile atabildiyseniz bence başarıyı aralamışsınız demektir. Yeni isimler hakkında yorumda bulunacak kadar bu camianın tecrübeli bir sanatçısı değilim. Diyebileceğim dilerim kimsenin emeği boşa gitmesin, Allah utandırmasın. Herkese başarılar :)

Sosyal medyada ne kadar aktifsiniz ve bu kadar hayatımızın içinde olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kendimi dozunda aktiflerden görüyorum diyebilirim. Sosyal medya kendinizi dünyaya anlattığınız bir mecra o yüzden yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermeyecek, sizi yıpratmayacak paylaşımlarda bulunmak önemli. Zira insanoğlunu işte bilirsiniz, niyet her zaman iyi olmuyor maalesef!

Yeni bir şarkı gelir mi?

Yeni şarkılar çok da seçim yapıyoruz diyelim. Sonbaharda güzel bir çalışma daha sunulacak inşallah.  Zehir Zaman benim merhabamdı. Artık uzun uzun sohbet ederiz inşallah :)

Yakın gelecekte ne tür projeleriniz olacak?

Sosyal sorumluluk projelerinde yer almayı çok istiyorum, kamu spotlarında!! Zira bir Hekim ve layığıyla yapabilirsem inşallah bir Sanatçı olarak, halkımızın bilinçlenmesine katkım olsun istiyorum. Ülke olarak gidilecek yollarda tuzum olsun istiyorum. Tabii ki bir de gençlik var hayallerinin pesinden koşan, bir nebze ışık tutabilirsem yollarına ne mutlu bana.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Bu röportajı yaparak, kendimi tanıtma fırsatı sağladığınız için öncelikle sana ve ekibinize teşekkürlerimi sunuyorum Elif’ciğim. Dilerim nağmelerimizle okuyucularınızın gönüllerine huzur, anlatamadıklarına dil olur, söz oluruz. Sevgi ve Saygılarımla…

Doğum tarihi: 2 Mayıs 1982

Burcu: Boğa

En sevdiği yönü: Pratik zeka

En sevmediği yönü: Sivri cevaplar

Uğurlu sayısı: 4

Uğurlu günü: Cuma

En sevdiği renk: Mor

En sevdiği çizgi film: Jetgiller

En sevdiği söz: Hayırlısı Allahtan

Söyleşi: Elif Günay

Fotoğraf: Burçin Sel