Merhaba İlker Bey nasılsınız?

Merhabalar efendim çok teşekkür ediyorum, iyiyim. Umarım sizlerde iyisinizdir.

"Yağmurlar" adında ilk solo albümünüzü çıkardınız. Hayırlı olsun. Albümün adı neden "Yağmurlar"?

Evet, yağmurlar adındaki ilk solo albümümüzü çıkardık. Uzun yıllar dinleyebileceğiniz, emek harcanmış bir müzisyen albümü diyebilirim. Murat Engin aranjörlüğünde ve ülkemizin dallarında en önemli müzisyenlerinin eşliğiyle tamamen akustik kaydedildi. Şarkıları belirlerken kendi bestelerim ve sözlerim haricinde içime sinen ve albüm geneline yakışacağını düşündüğümüz şarkıları seçtim. Bu albümü yapmaya beni teşvik eden müzisyen dostlarımla ilk belirlediğimiz şarkımız “Yağmurlar” isimli sözü ve müziği tarafıma ait şarkıydı. İlk kayıt ettiğimiz şarkıda bu. İlk albümüme “Yağmurlar” ismini de bu sebeple verdim.

Albümde kaç şarkı var? 

Albümümde kendi sözlerim ve müziklerim dışında, Suavi 'den "Yıllar Sonra ", Barış Bilgili‘den "Çalsın Sazlar", İlhan Şeşen'den "New York", Kubat’tan "Yandım Yandım ", Aysel Gürel sözleri ile bestelediğim "Martı" isimli eserlerle birlikte 7 şarkı ve 2 versiyon ile dokuz track var.

İlk klibinizi "Yağmurlar" şarkısına çektiniz. Çok güzel bir klip olmuş. Klip nerede çekildi, ne kadar sürdü?

İlk klibimiz “Yağmurlar” Beykoz Ormanları ve Zerrin Özer'in evinde Gökhan Özdemir yönetmenliğinde çekildi. Hazırlığı ile beraber iki gün sürdü diyebiliriz. Beğenmenize çok sevindim.

Şarkıya sevgili Zerrin Özer'de eşlik ediyor. Size eşlik etme fikri nasıl ortaya çıktı?

Albümü yapmaya karar verdiğimizde ilk belirlenen şarkı buydu. Sevgili Zerrin Özer'i aradım ve “bir şarkı yaptım beraber seslendirirsek güzel olacağını düşünüyorum. Olabilir mi?” diye sordum. Şarkıyı dinlemeden “tamam yapalım” dedi. Şarkıyı dinleyince çok beğendi. Seslerimiz de uyuşunca ortaya uzun yıllar dinleneceğini düşündüğüm şarkımız çıktı.

Zerrin Özer'in çok uzun zamandır yanında çalıştığınızı biliyorum. Zerrin Hanım'la çalışmak nasıl bir duygu?

Çok uzun yıllara dayanan bir kardeşlik bağımız var. Her şeyden önce bu bağı kuran kişi tabii ki, Aysel Gürel. İkimizde onun evladıyız. Beraber çok güzel zamanlar geçirdik. Beraber güldük, beraber ağladık, yedik, içtik, ürettik… Hayatı paylaştık, yaşanmışlıklar var çokça saymakla bitmez. İlk defa ekranlarda Zerrin Hanım’ın "Paşa Gönlüm " şarkısının klibinde uzun süre göründüm. O albüme vokal de yapmıştım. Okul hayatımdan sonra başlayan profesyonel müzik yolculuğumda birçok isimle çalıştım ama Zerrin Özer benim gerçek Divam. Hayran olduğumuz sesini yorumunu tartışmak mümkün değil tabii ama onu çok özel kılan taşıdığı muhteşem kalbi merhameti ve insan sevgisi, dürüstlüğü ve dobralığıdır. Zaman zaman yanlış anlaşılsa da o bizim kıymetlimiz. İyi ki yollarımız kesişmiş onu çok seviyorum. Ömrümün sonuna kadar ne konuda ihtiyacı olursa elimden geldiğince her zaman yanındayım. Onu tanımak, onunla aynı sahneyi paylaşmak ve şarkı söylemek çok büyük gurur ❤

"Martı" diye bir şarkınız var bu şarkıyı Betül Demir ile düet yaptınız? Neden Betül Demir ve şarkıya olan geri dönüşleri nasıl oldu?

Martı daha önce prodüktörlüğünü yaptığım Aysel Gürel “Çınar” isimli albümde yer alan solo seslendirdiğim bir şarkı. Aranjörüm Murat ile başka bir versiyon yapmaya karar verdiğimizde ses aralıklarımızın uyum göstereceğini düşündüğümüz çok sevdiğim arkadaşım Betül'e teklif götürdüm o da beni kırmadı sağ olsun. Hatta tüm albüme vokalleri ile destek oldu. Bence şarkımız beğenildi. İnternet ortamında ve radyolarda çalındığında çok olumlu tepkiler alıyorum keşke kliplenebilse...

Yurt içi ve yurt dışı sahne performanslarınızın çok iyi olduğu hakkında neler söyleyeceksiniz. Bu zamana kadar nerelerde sahneleriniz oldu?

Sahne performansımın beğenilmesi gurur verici tabi bu zamanla ve tecrübeyle oluştu. Uzun yıllardır sahne yaparak geçimimi sağlıyorum. Bunu severek yapıyorum. İşim sayesinde yurtiçi ve yurtdışında cruise gemilerinde bayii toplantıları ve kurumsal organizasyonlarda davetlerde, Belediye festivallerinde, Otel ve barlarda birçok sahnede yer aldım. Avrupa, Balkanlar ve Rusya’da Sahne çalışmalarım oldu, oluyor. Dolayısıyla müzik benim için hayatı ifade ediyor. Sahnede olmayı, insanlarla etkileşimde bulunmayı, yüzlerindeki tebessümü görmeyi, mutlu etmeyi seviyorum. Müziğin hayatımda olmadığını düşünemiyorum Elif.

Eğer müzik hayatınızda olmasaydı ne olurdu?

Tabii ki birçok hayat adına edindiğim şeyleri müzik yaptığım için sahip oldum. Düşünemiyorum ki öyle bir şeyi. Ben müzikle var olduğumu düşünüyorum. Öyle donatılıp, dünyaya da öyle gönderildiğimi düşünüyorum. 

Aynı zamanda buradan rahmetle anıyoruz sevgili Aysel Gürel'in manevi oğlu olduğunuzu biliyoruz. Nasıl manevi oğlu oldunuz?

Ben 1995 yılında Eurovision yarışmasına katıldım. Aysel gürelin şarkısını söyleyen 4 kişiden biriydim. Hatta Müjdat Gezen’in kızı da vardı grubumuzda. Ki onun öncesinde daha liseden yeni mezun olmuştum Kuşadası’nda yeni bir yere başlamıştım, sahneye çıkıyordum. Aysel Gürel’de Altın Güvercin Festivali’nde ödül almaya gelmişti ve ilk o zaman karşılaşmıştık. Kendisiyle sohbet etmiştim, müzikle uğraştığımı söylemiştim. Aradan bir iki yıl geçti Eurovision yarışmasına katılmak için seçmelerin finallerine kaldığımızda Ankara’ya gitmiştik. Orada Arı Stüdyoları’nda provalara başlamıştık. (Bence Türkiye’de yeni müziğe başlayan gençler için büyük kayıptır, eskisi gibi orkestralar yok) yarışmalara katılıyorduk. O provada Aysel Gürel’de oradaydı beni hatırladı ve o günden sonra hiç yanından ayrılmadım. Vefatına kadar da yanında oldum. Ona hiç bir zaman meşhur olmak için yanaşmadım. Çok kişi geliyordu yanına ben öyle bir yaradılışta olmadığım için sürekli öğrenmeye açık olduğum için bana öğretti. Şarkı yazmayı öğretti. Bugün bir çok hit benim yanımda yazıldı. Biz onun tahta masasına otururduk, ben ölçüleri çıkarırdım o sözleri yerleştirir, bana sorardı. Birçok şarkı benimle yazıldı. Mesela Sertap Erener’in albümleri, Ağır Roman filmi müzikleri ve niceleri… Bu kadar yıl içinde en uzun süre görüşmediğimiz zaman 2 haftadır. Müzikten para kazanmanın zor olduğunu bildiği için bana “para kazanabildin mi” diye sorardı ve gerçekten 2. annemdi. Hayatıma birçok şeyi ondan öğrendim diyebilirim. Ondan aldığım sırlar var, o sırlarlalar bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Onun yeri asla doymayacak. Işıklar içinde uyusun…

Nasıl bir çocuktunuz?

Tabiata ilgili, hayvanları çok seven, haylazlık yapan; ağaca tırmanan, çamurla oynayan, Arıkovanı deşecek kadar yaramaz olan bir çocuktum.

Ailenizin müziği seçmenizdeki tepsisi nasıl oldu?

Ailem pek müzikle uğraşmamı istemedi. Onlar mühendis olayım, bankacı olayım, vs.nin derdindeydi.

Bu zamana kadar size en çok desteği olan ünlüler desem?

Hayatımda ünlü anlamında çalıştığım birçok isim var ama ben hiç kimseden bir yardım istemedim. Çoğu da dostumdur. Albümleri çıkmadan önce tanıdığım için iletişimimiz olduğu için tabi bu Aysel Gürel'le sürekli çalışmamızla da kaynaklı. Onun eserlerinin izinlerini de kızı ile beraber ben veriyorum. Kullanmak isteyen herkes beni arıyor mesela ve 

Günümüzün sanatçılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok değerli sanatçılarımız var. Her şeyi kolaylaştıran günümüz teknolojisinden önce adını gönüllere kazımış büyüklerimiz, onlar sonuna kadar bileklerinin hakkı ile sanatkâr sıfatını edinmiş kişiler, üreten yol gösteren ekol olanlar... Şimdi popüler olan sanatçı, söz sahibi mal mülk para sahibi... Ve birçoğu üretmeyi bırakın canlı performans sergileyemiyor bile. Yine de gençlik fena geliyor. Çok güzel müzik yapan gruplar var kendine özgü şarkıları olan insanlar var. Kalabilmek önemli!

“Herhangi bir ünlüyle aklınıza gelen ilk hikayeniz” nedir desem neyi benimle paylaşırsınız?

Komik bir anımı anlatayım yıllar önce Sevgili Hakan Peker ile bir halk konserindeydik. Konserde iğne atsan yere düşmez. “Ateşini Yolla Bana” isimli hitini söylerken bir anda “çakmağını yolla bana” dedi. Hakan Ağabeyim der demez gökten binlerce çakmak kafamıza yağmıştı ....