Röportaj: Sacide Z. Saraç

Sıcacık Merhabımı bırakıyorum bugün, Önce Vatan Gazetesinin sayfasına. Soğuk havaların üşüttüğü siz sevgili okurlarımızı ısıtmak için. Bugün ki sohbet konuğum öğrencilerinin “Canım Öğretmenimi’’ Yazar Sayın Şirin Karakaş Özbilen Hanımefendi. Şirinin sözcük anlamı, sevimli, cana yakın, tatlı, hoş demek, Sayın Şirin Karakaş Özbilen Hanımefendinin kendisi gibi. Hatta diyebilirim ki daha fazlasına sahip canımız öğretmenimiz. Tanısaydınız benimle aynı fikirde olurdunuz. Üzülmeyin sevgi okurlar, ben tanıtmaya çalışacağım Yazar Sayın Şirin Karakaş Özbilen Hanımefendiyi sizlere.

 25 Ocak 1948 yılında Kastamonu ilinin Taşköprü ilçesinde dünyaya merhaba dedi. Her çocuk gibi mutluydu, ailesinin, arkadaşlarının  tatlı Şirin’iydi. O günleri hatırlamıyor canımız öğretmenimiz, hatırlamak için önce unutmak gerek olduğunu bildiğinden. Unutmadı ki o günleri. Çünkü yaşanılan güzelliklere ihanet edilemeze inanan mükemmel karakterin sahibi  kendisi.

Yedi yaşında ilkokula başlayan güzel Şirin,  her öğretmenin sahip olmayı istediği başarılı bir öğrenci. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında okumak için,  arkadaşlarından şiir ister ve arkadaşları vermez şiiri. Kimbilir ne kadar çok üzüldü arkadaşlarının hayır cevabına. Genelde çocuklar üzülünce küserler arkadaşlarına. Tatlı Şirin ‘’yaşım küçük ama aklım büyük benim’’ diyerek oturdu masasına okuyacağı şiiri küçücük parmaklarıyla kendisi yazdı. Öğretmeni çok beğendi yazdığı şiirini ve yazarlık hayatı başladı.

Kastamonu Kız İlköğretmen Okulunun parasız yatılı sınavlarını kazandı. Daha sonra kura çekimi ile Sinop Kız İlköğretmen Okulunda okumaya hak kazandı. Sinoplular da Yazar Sayın Şirin Karakaş Özbilen’i kazandı. 1964-1965 dönemin de 17 yaşında öğretmen olarak mezun oldu. 17 yaşında genç bir kız ve de öğretmen,  öğrencilerine okuma ve yazmayı öğretirken, kendisi de çok şey öğrendi iyi bir öğretmen nasıl olunur ve hayata dair. Öğretirken, öğrenirken büyüdü, büyüdü.

Yedi yaşından sonra bir çocuğun geri kalan hayatının pusulasıdır ilkokul öğretmeni. Ne mutlu ki öğrencilerine, pusulanın adı Sayın Şirin Karakaş Özbilen.

Aşk rüzgarları da esmeye başladı Yazar Sayın Şirin Karakaş Özbilen’in gökyüzünde. Yalnızca nikah defterine atmadı imzasını, benim Servet’im aşkım, eşim diyerek kalbine de attı imzasını sevgimiz sonsuzdur diyerek.

Servet Özbilen’in sağlam dişini avucuna bıraktığı sevdiği, Özlen’in, Özler’in ve Özgür’ün canlarına can katan anneleri, Öykü Hare’nin  şiir kitabına adını verdiği annanesi, Nini Kıpır’ı okşayan yumuşacık ellerin sahibi annanesi. Kocaman yürekli Yazar Sayın Şirin Karakaş Özbilen.

Sinop’ta yaşayan, Sinoplu bir bayanım diye başlayan cümleler kuruyor kendini anlatırken. Sinop’u görmeden, denizinin kokusunu almadan, deniz kızı gibi yüzmeden yaşayamayacağına öylesine inanmış ki,  Yazar Sayın Şirin Karakaş Özbilen.

Üç harika kitap yazarak yüreklerde kalıcı bir iz bırakmaktan onur ve gurur duyan önemli bir yazar. Kitaplarının adı, Öykülerle Şiirler, Genç Bir Öğretmenin Anıları, Genç Bir Öğretmenin Anıları 2. Okumaktan keyif duyacağınızın ve haz alacağınızın garantisini veriyorum siz değerli okuyuculara. Kitap fuarlarının özlenen yüzü, imza günlerinin aranan kalemi  Yazar Sayın Şirin Karakaş Özbilen.

Yaşamına eşlik edenlerin, canım öğretmenimi,  Şirin ablası, Şirin teyzesi, arkadaş Şirin’i, dost Şirin’i. Evinin kapılarını ardına kadar açan, yalı kahvesinde simitini ve çayını paylaşmaktan zevk alan, harika bir konuksever. Sinop ile özleşmiş yüreğin sahibi, Sevgili Yazar Sayın Şirin Karakaş Özbilen.

Kucağına aldığı ilk günkü gibi çocuklarına aynı sevgi ve şevkatla yavrum diyebilen tek anne olduğuna inandığım ve yüreğini görebildiğim kıymetlinin adı Yazar Sayın Şirin Karakaş Özbilen.

Geçen yıllara rağmen hala öğrencileri ile sevgi ve saygı çerçevesi içinde görüşmeye devam eden, canım öğretmenimden daha fazlası artık Onlara, anne, abla, teyze, dost.

İçimizden Biri Yazar Sayın Şirin Karakaş Hanımefendi Bende Bugün. Buyurun lütfen.

Merhaba.  Hoş geldiniz. Kendinizi anlatır mısınız?

Merhaba. Hoş bulduk. Ben Şirin Karakaş Özbilen. 30 Haziran 1947 Taşköprü doğumluyum. Emekli öğretmen, şair, yazarım.

Hemen şimdi öğrenebileceğiniz bir şey olsa bu ne olurdu?

En azından iki yabancı dil öğrenmek isterdim.

Kendi kendine konuşanlar delimi?

Hayır deli değildir. Kafası çok dolu, çözüm arayan kişilerdir.

Hayat felsefeniz nedir?

Sevgi, saygı, güven. Bunlar olmazsa hayat çekilmez olur.

Dünyaya ikinci kez gelme şansınız olsa, nasıl bir hayat yaşamak istersiniz?

Şimdi ki hayatımı yaşamak isterim.

Dünyada istediğiniz her türlü değişikliği yapabilecek kadar gücünüz olsa, sihirli  değneğinizi dokunduracağınız 3 şey ne   olurdu?

Merhametten yoksun olanlara merhamet.

Bencilliği yok etmek.

Kanunları herkes için eşit uygulamak.

Tüm koşullar uygun olsa ve size bir iş kurma şansı verilse, nasıl bir şirketin patroniçesi/patronu olurdunuz?

Patroniçe değil ama, işini layıkıyla yapan, emeğinin karşılığını alabilen bir emekçi olmak isterim.

Yeteneklerinizi başka bir kişiyle değiştirme şansınız olsa, şu anda yaşayan, yada bir zamanlar yaşamış olan hangi kişinin yeteneklerine sahip olmak isterdiniz?

Üzgünüm ama yine kendim olmak isterdim.

Çocukluğunuzda sizi en  çok mutlu eden kişiler ve olaylar kimlerdi, ve de nelerdi?

Başta ailem ve öğretmenlerimdi. Bir de dayım Hüseyin Şahin. O bana ilk oyuncak bebeğimi hediye etmiş, beni mutlu etmişti.

Sizi dünyanın en mutlu  insanı yapabilecek şey ne olabilir?

Ailemin, yavrularımın, Ülkemin huzuru ve mutluluğu.

Bugüne kadar attığınız en gururlu zafer çığlığı hangi başarınıza ait?

İlk bebeğimi kucağıma aldığım an ki mucize karşısında ki çığlığım.

Gözlerinizi dolduran en son olay nedir?

52 yıl sonra kavuştuğum okul arkadaşım Güler İleri ile buluşmam.

Hafızanızda iz bırakmış 3 çocukluk anınız nedir?

Gece yarısı dedemin dükkan açtırıp aldığı kalemtraş ve boyalar. Gökırmak’da annemin ekmek teknesini sandal yapıp yüzmeye çalışmam. Bayramlarda alınan ayakkabılarım.

Bir mucize olsa geçmişinizdeki hangi hatalarınızı düzeltmek istersiniz?

Kavgacı çocuk ruhumu değiştirmek isterdim.

Aklınıza her geldiğinde sizi gülümseten bir anınızı anlatır mısınız?

İlkokul birinci sınıfta iken, oruçluyum deyip dersten çıkıp su içerdim. Hala aklıma geldikçe gülerim.

Şimdiye kadar yaptığınız en çılgınca şey nedir?

Hiç çılgınlıklarım olmadı. Hep dengeli olmaya çalıştım.

17-18 yaşlarınıza geri dönme şansınız olsa yine aynı hayatımı yaşardınız, yoksa başka bir hayat mı yaşardınız?

Aynı hayatımı yaşamak isterim.

Kendinizi dünyanın en güçlü insanıymışçasına başarılı ve mağrur hissettiğiniz en son deneyiminiz nedir?

İlk kitabımın yayınlandığı gün.

Şu anda kişi olmanızda payı olduğunu düşündüğünüz kişiler kimler?

Ailem, öğretmenlerim, eşim, çocuklarım.

Çocukken ne olmak ve kim olmak isterdiniz?

Avukat olmak isterdim.

Gerçekleştirmeyi istediğiniz en büyük hayaliniz nedir? Ve gerçekleşti mi hayaliniz?

Geleceğe bir iz bırakmak isterdim. Sanırım kitaplarımla az da olsa bir iz bırakmışımdır.

TV Programcısı olsaydınız, nasıl bir proğram yapmak isterdiniz?

Eğitim sistemi yada kitaplar üzerine yapmak isterdim.

Karşınızdaki kişiyi tanımak için hangi davranışına bakarsınız?

Sadece gözlerine bakmam yeterlidir.

Birine ya da bir olaya sinirlendiğinizde tepkiniz ne olur?

Hiç belli olmaz. Olayın durumuna göre bazen sessizce gülüp geçtim. Bazen de hırçın bir sesle itirazımı dile getiririm.

Kendinizde neleri değiştirmek istersiniz?

Övünmek gibi olmasın ama, sanırım değişime uğramak istemiyorum.

Motive olmak için başvurduğunuz ilk yöntemler nelerdir?

Beynimi programlamak. Telkinlerle motive etmek.

Sonsuza kadar yaşlanmayacaksınız diyelim, hangi yaşta kalmayı istersiniz?

70 iyidir.

Bu yıl hayatınızın sona ereceğini bilseniz, neyi daha farklı yaparsınız?

Hayatımdan gurbet olayını çıkartmak, yavrularımla, sevdiklerimle hep bir arada olmak isterdim.

Akıl hocasına ihtiyaç duysanız, bu kim olurdu?

Kesinlikle eşim olurdu. Sezgisi ve öngörüsü çok güçlü birisidir.

Ölü ya da yaşayan biriyle tanışabilecek olsanız, bu kim olurdu? Ve ne sorardınız O’na?

Mustafa Kemal Atatürk olurdu kesinlikle. Dünya nereye gidiyor? Diye sorardım

Başardığınız en zor şey neydi?

Öğretmenlik mesleğimde zirveyi zorlamak.

Kendi paranız ile aldığınız ilk şey neydi?

Köyde giymek için aldığım lastik çizme.

Çekingen mi, yoksa atılgan mısınız?

Önceden çekingendim. Ama 25 yaşımdan sonra, atak ve atılgan oldum.

Kimi dört gözle bekliyorsunuz?

Sevdiklerimi.

Tesadüflere ve mucizelere inanır mısınız? Neden?

Evet. Hiçbir tesadüf sebepsiz değildir. Kastamonu’da okul kazanıp Sinop’a gönderilmem, eşimle tanışmam gibi.

Güven problemi yaşar mısınız?

Herkese güvenmem.

Uzay boşluğuna çıkmak mı, okyanusun dibine inmek mi? Neden?

Sanırım okyanusun dibine inmek. Çünkü deniz aşığıyım.

Geçmişten birini özlüyor musunuz? Özlüyorsanız ne sıklıkla?

Annemi, babamı. Hemen hemen hergün.

En son kimin önünde ağladınız ve nedeni neydi?

Ablamı kaybettiğimde, herkesin önünde ağladım.

Gecemi, gündüz mü? Neden?

Gece. Çünkü ben geceleri yazıyor, okuyorum. Gündüzleri kapı, telefon zillerim hiç susmuyor. Geceleri ise daha sessiz ve dingin.

Aşk her şeyi affeder mi?

Evet.

Ne zaman konuşmanız gerektiği halde sessiz kaldınız?

Konuşmam gerektiğinde, pek susmam.

İnsanların sizin hayatınızdan çıkardıkları en büyük ders ne olabilir?

Hoşgörü, özgüven, sevgi, sabır.

İçinizdeki ses son zamanlarda ne diyor?

Hiç güzel şeyler söylemiyor. Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete gibi.

Gitmesine izin vermeniz gereken neleri hayatınızda tutuyorsunuz?

Komik belki ama, tuz ve şeker.

Uçurumdan tam atlamak üzereydiniz, durdunuz aklınıza ne geldi?

Kesin yavrularım gelmiştir.

Gözyaşının yıkayamadığı şeyler nelerdir?

Namus kirliliği.

Bir dalga olsanız ilk nereye vururdunuz?

Yobaz zihniyetlere.

Cehennemin çıkışında yazması muhtemel sözler nelerdir?

Yine bekleriz.

Yolda gidiyorsunuz köşeyi döndünüz ve karşınıza siz çıktınız ne yapardınız?

Gülümser, merhaba derim.

Arkadaşlarınızın sizin için genel düşüncesi nedir?

Sanırım; iyi niyetli, sevecen, arkadaş canlısı derler.

Hayatınızda olmazsa olmaz dedikleriniz?

Sevgi, saygı, sadakat.

Sizi geleceğe dair en çok ne endişelendiriyor?

Ülkemin geleceği.

Hatalarımızdan ders çıkarıyorsak neden hata yapmaktan korkuyoruz?

Çünkü, çoğu kez korktuklarımız başımıza geliyor.

Dünyaya nasıl bir iz bırakmak istiyorsunuz?

Yaşadıklarımla, yetiştirdiğim öğrencilerimle, ailemle, kitaplarımla olumlu bir iz bırakmak isterim.

Günlük hayatımızı telaşla yaşarken neleri gözümüzden kaçırıyoruz?

Kendimizi dünyanın merkezi sanıyoruz. Bu dünya hepimizin. Korunması gereken kaynakların yok edilişine seyirci kalıyoruz.

Kendi hayatınızdan çıkardığınız en büyük ders ne?

Sabırla koruk, helva olur.

İleriye dönük planlar yapanlardan mısınız, yoksa anı yaşamak daha mı önemli?

Çoğu zaman anı yaşadım. Ama ileriye dönük planlarım da oldu.

Ruhunuzu besleyen şeyler var mı, neler?

Şiir, müzik, kitaplar ve sanata dair ne varsa.

Hayatta neyin peşinden koşuyorsunuz?

Sadece insan kalabilmenin.

Neleri asla yapmam dersiniz?

Asla ihanet etmem.

Korkularınız nelerdir?

Korkum, sadece sevdiklerimi kaybetmektir.

Yaşayamadığınız için pişmanlık duyduğunuz ne var?

Hiç pişmanlığım yok. Hayatımı dolu dolu yaşadım.

Hangi hataları kabul edersiniz, hangileri etmezsiniz?

İstemsiz yapılan hatalar kabulümdür. İsteyerek canımı acıtmak için yapılanları pek kabul edemem.

Beyaz yalanlar söyler misiniz, neler söylersiniz?

Belki de durumu kurtarmak için söylemişimdir. Hatırlamıyorum.

Sevdiğiniz için neleri göze alırsınız?

Ölümü.

Şu an ruhunuzun olmak istediği yer neresi?

Eşimle birlikte, yavrularımın yanında.

Yakın bir arkadaşınız kanunsuz bir iş yapsa polisi arar mısınız?

 Zor bir soru. Muhbir olmayı hiç düşünmem.

Herhangi bir kişinin favori insanı mısınız?

Çocuklarım öyle diyor.

Özünüzden kaybetmek istemediğiniz ne var?

Dürüstlük, samimiyet, sevecenlik.

Hayatınızdaki dalgalı dönemleri nasıl atlatıyorsunuz?

Sabırla.

Sizce yaşamayı en değerli kılan şey ne?

Sevgi.

Mesleğinizi seçmenizde ki en önemli neden neydi?

Sınavı kazanmak.

Ne zaman, hangi olayla çaresizim dediniz?

Hastalıklarımla savaşırken.

Keşkeniz var mı?

Evet. Keşke kitaplarımı daha gençken yayınlasaydım.

Hayatta ne olmasa her şey çok daha güzel olurdu?

Yetim hakkı yemeseler.

Harama el uzatmasalar.

Emeğe saygı olsaydı.

Her şey daha güzel olurdu.

Hiç kimsenin göremediği bir özelliğiniz var mı? Varsa neden bugüne kadar gizli kaldı?

Belki de vardır. Bilmiyorum.

Son olarak soruları nasıl buldunuz?

Samimi ve içten.