RÖPORTAJ: SACİDE Z. SARAÇ

Merhaba sevgili okurlar. Bugünkü konuğum, Kağızman’da adı Sevgi olan, bahçesinde sevgi çiçekleri açan, karşıki dağları gökyüzüne sevgi ile uzanan, sevgi cümlelerinin kurulduğu bir evde, yürekleri sevgi ile çarpan anne ve babanın çocuğu olarak açar dünyaya, umudun rengi olan mavi gözlerini. “Yazarsan Yaşar” İlkesi ile hayata sımsıkı tutunan, yerel tarihin yaşatılması için önemli katkılar sunmaya devam eden, emekli Tarih Öğretmeni Günür Karaağaç.

Kendisi ile bugüne kadar tanışamadığım için utanç duydum, fakat geç te olsa tanışma şansını yakaladığım için de mutluluk duydum. Hayat bazen çok garip olabiliyor, utancı, şansı, mutluluğu aynı anda yaşatabiliyor insana, benim Günür Karaağaç Beyefendi ile tanıştıktan sonraki duygularımın örneğini gösterebilirim size. Kendisi ile tanıştık isimlerimizi söyledik birbirimize. Başladık konuşmaya ve ben isminin Günnur olduğunu anlayıp Günnur Bey dedim. Kendisi “hayır ismim Günnur değil, Günür” dedi. Ve başladı anlatmaya isminin nasıl Günür olduğunu. Aslında ailesi kendisine Güngör adını koymuş fakat o zaman ki nüfus memuru Güngör adını Günür olarak yazıyor kimliğine ve böylece Güngör oluyor Günür. Hatta iyi ki dünür yazmamış nüfus memuru diyerek atıyor kahkalarını, sıcacık ısıtıyor masamızı.

Günür Karaağaç, Mustafa Kemal Atatürk sevgisini yaşayan ve yaşatan Türkiye Cumhuriyeti hayranı. Bir kez daha anlıyoruz ki, Mustafa Kemal Atatürk’ü sevenler hep doğru, dürüst, karekteri insanlık adına zirve yapanlar, ne mutlu ki onlara ve içind ki Günür Karaağaç’a.

Günür Karaağaç, "Köyceğiz" isimli kitabını bastırabilmek için aylarca sokaklarda hurda kağıt toplayan ender yazarlardan biri. Bilgi birikimlerini 25 kitap yazarak okuyucuları ile paylaşmaktan gurur duyan güzel bir insan.

Günür Karaağaç sanata aşık, kitap yazmak yaşama  nedeni, okudukça yelken açıyor uçsuz bucaksız engin denizlere evindeki dev kütüphanesi ile, sevginin ışığı ile aydınlanıyor, paylaşmazsa yok olacağına inanıyor, zor şartlarda okumaya çalışan öğrencilerin kanatsız meleği, sokakta yaşayan tüm sessiz kulların sesi, eli ve ayağı, konuştukça sözcükler ağzında derinlerden gelen melodi eşliğinde dans ediyor sanki, düşünsenize hem müzik dinliyorsunuz kulaklarınızı açarak, hem de dans gösterisi izliyorsunuz gözlerinizi kırpmadan, aydınlanıyorsunuz engin bilgisi ile ve diyorsunuz ki sizde iç sesinizle keşke hiç susmasa, anlatsa bıkmadan,  usanmadan, eşi ve eşine sevgisi vazgeçilmezi, babaları ve kızları ilk aşkın adıdır Günür ve Emel mesela, güzeller güzeli torununun sesini duymadan uyuyamayan, torununun varlığıyla canına can katılan bir dede. Bu kadar mükemmel özelliklerin masal kahramanlarında olabileceğine inanarak yaşadık. Gerçek dünyada bu özellikleri taşıyan insanlar varmıdır ki diye bir soru bile gelmedi aklımıza, çünkü olamayacağına öylesine inanmıştık ki. Ta ki Günür Karaağaç’a rastlayana kadar. İçimizden Biri Günür Karaağaç Bende Bugün. Buyurun lütfen! 

Merhaba. Hoş geldiniz. Kendinizi anlatır mısınız?

Ben Günür Karaağaç. 1955 yılında Kars’ın Kağızman ilçesinde dünyaya geldim. Aynı ilçede; ilkokul, ortaokul ve lise öğrenimimi tamamladım. 1974 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine girdim. 1979 yılında İstanbul Üniversitesinden mezun oldum. Aynı yıl Isparta Yalvaç Atatürk Lisesi’nde göreve başladım. Sırasıyla, Konya Çumra, Artvin, Ardanuç, Murgul, Köyceğiz, Dalaman, Fethiye ve Ortaca’da Tarih öğretmenliği yaptım. 2005 yılında emekli oldum. 1981 yılında evlendim. 1 kız çocuğum var. Dedesi olmaktan gurur duyduğum torunum var.

Hemen şimdi öğrenebileceğiniz bir şey olsa bu ne olurdu?

Sanat. Sanat konulu herşeye, her an hazırım.

Kendi kendine konuşanlar deli mi?

Hayır değil. Bende konuşurum. İçimdeki sessiz dünyamı böylelikle seslendirmiş olurum ve rahatlarım.

Bir süper kahraman olsanız, hangi karekteri seçerdiniz?

Bende bütün yollar sanata çıkar. Benim sanatçı rurhumla barışan, bütünleşen tüm kahramanlar.

Dünyaya ikinci kez gelme şansınız olsa, nasıl bir hayat yaşamak istersiniz?

Öğretmen ve yazar olarak yeniden yaşamak isterim. Bu uğraşımdan hiç usanmadım. Tüm sevdalarım bu iki şeyde birleşti.

Dünyada istediğiniz her türlü değişikliği yapabilecek kadar gücünüz olsa, sihirli değneğinizi dokunduracağınız 3 şey ne olurdu?

Birincisi, gerçekten tüm muhtaç öğrencilerin rahat bir dünyada yaşamasını isterdim. İkincisi, elimden gelse bütün ihtiyaçlara yanıt verecek bir kültür merkezinin yapılmasını isterim. Bu çok önemli çünkü. Üçüncüsü, bir Yaşar Kemal düzeyinde yazar olmak isterim.

Tüm koşullar uygun olsa ve size bir iş kurma şansı verilse, nasıl bir şirketin patronu olurdunuz?

Yine kültür ve sanat amaçlı çalışabilen ve üretebilen bir şirketin yöneticisi olurdum.

Yeteneklerinizi başka bir kişiyle değiştirme şansınız olsa, şu anda yaşayan, yada bir zamanlar yaşamış olan hangi kişinin yeteneklerine sahip olmak isterdiniz?

Nobel ödüllü bir sanatçının gücüne erişmek isterdim.

Çocukluğunuzda sizi en en çok mutlu eden kişiler ve olaylar kimlerdi ve de nelerdi?

Babam ve annem. Onlarla birlikte yaşadıklarım. Ama annemin masalları, babamın tarihsel anlatımları.

Sizi dünyanın en mutlu insanı yapabilecek şey ne olabilir?

Her eserimin basıldığı ve elime ulaştığı gün en mutlu günümdür.

Bugüne kadar attığınız en gururlu zafer çığlığı hangi başarınıza ait?

Üniversiteye girdiğim gün.

Gözlerinizi dolduran en son olay nedir?

O kadar çok ki. Fakat bir cevap vermem gerekiyorsa, Atatürk’ü sesinden dinlemek ve torunumla yan yana olmak.

Bugüne kadar kendinizi hiç dünyanın en mutlu insanıymış gibi hissettiniz mi?

Evet çok fazla.

Hafızanızda iz bırakmış 3 çocukluk anınız nedir?

5 yaşımdayken,  ilk doğduğum evin bahçesi ve bahçenin çiçekleri. Amcamın kış gecelerinde anlattığı hikayeler ve söylediği türküler, ilkokuldayken okulumuza haftalık gelen dergiler ve öğretmenimizin onları bize dağıtması.

Bir mucize olsa geçmişinizdeki hangi hatalarınızı düzeltmek istersiniz?

Evlilik kararımı çok erken aldım. Onu değiştirmek isterdim.

Aklınıza her geldiğinde sizi gülümseten bir anınızı sorsam?

Bir gün, bir kitabımın imza günü için belediye hopörlerinden etkinliğimin duyurulmasını bekliyordum öğrencilerimle sınıfta, hatta öğrencilerime sessiz olmalarını ve iyi anlamalarını isterken, duyuru yapan arkadaşın Dalko’ya taze kefal balığı gelmiştir deyip, arkasından da benim kitap imza günümü anons etmesi öğrencilerimin karşısında hem üzüldüm, bir o kadar da güldüm. Ders çıkışı belediyeye gittim. Beni kefal balığının altına düşürdünüz. Lütfen öğleden sonra ki anons da beni kefal balığının üstünde duyurun dedim. Buna kafam bozuldu. İlan memuru da gülerek, kefal balığının da size kafası bozuluyor hocam dedi. Ve öğleden sonra kefal balığının üstünde anons edildim.

Şimdiye kadar yaptığınız en çılgınca şey nedir?

01 Nisan 2008 de başlayıp, 01 Nisan 2009 da bitirdiğim çılgınlığımı anlatmak istiyorum. Bir yıl boyunca her gün, kendi bisikletimin üstünde yüz gazeteyi okuyuculara ulaştırmamdı. Bu gazeteleri tamamen ücretsiz olarak dağıttım. Dağıttığım gazetenin giderleri gazete seven okurların desteğiyle gerçekleştirilmiştir.

17-18 yaşlarınıza geri dönme şansınız olsa yine aynı hayatımı yaşardınız, yoksa başka bir hayat mı yaşardınız?

Aynı hayatımı yeniden yaşardım. İçinde acıların olmasına rağmen çok güzel bir hayatım var.

Kendinizi dünyanın en güçlü insanıymışçasına başarılı ve mağrur hissettiğiniz en son deneyiminiz nedir?

Muğla Üniversitesi rektörlüğünden almış olduğum, Sözlü Kültüre Hizmet ödülüm.

Şu anda kişi olmanızda payı olduğunu düşündüğünüz kişiler kimler?

Babam, Annem ve öğretmenlerim.

Çocukken ne olmak ve kim olmak isterdiniz?

Çocukken hep aklımda gazeteci ve siyasetçi olmak vardı. En büyük tutkumdu.

Gerçekleştirmeyi istediğiniz en büyük hayaliniz nedir? Veee gerçekleşti mi hayaliniz?

Hayallerimdeki romanlarımın yazımını bitirmek.

Hayatınızı anlatan bir kitap yazılsa yada filim çekilse adı ve konusu ne olsun istersiniz?

Benim değil de dostlarım bir yıl boyunca bisikletimle her gün bedava gazete dağıtımımı ve o günlerdeki yaşamımı filimleştirmek istiyorlar.

Genel olarak yapmaktan zevk aldığın vede zevk almadığın şeyler nelerdir?

Zevk aldığım herhangi bir araştırma anım. Zevk almadığımsa para konulu bir şey yapma k. Yunus Emre’nin söylediği ‘’Bir lokma, bir hırka’’ örneğindeki gibi yaşamak.

Karşınızdaki kişiyi tanımak için hangi davranışına bakarsınız?

Yüzündeki ifade çok önemli benim için. Yüzüne bakarım.

Birine ya da bir olaya sinirlendiğinde tepkin ne olur?

Olayın gelişine göre ani tepki gösteririm, ani karar veririm. Sonrasında yanlış yaptıysam pişman olurum. Hatamı tamir etmeye çalışırım.

Kendinizde neleri değiştirmek istersiniz?

Her insanın kötü alışkanlığı vardır. Özellikle kimseyle paylaşmadığım kötü alışkanlıklarımdan kopmak isterim.

Motive olmak için başvurduğunuz ilk yöntemler nelerdir?

Yararlı streslerimden ayrılmak istemem, çünkü beni motive eder ve çalışmaya sürükler.

Sonsuza kadar yaşlanmayacaksınız diyelim, hangi yaşta kalmayı istersiniz?

Herhalde gençlik çağlarımda kalmak isterim. Tüm yanlışlıklarına rağmen.

Bu yıl hayatının sona ereceğini bilseniz, neyi daha farklı yaparsınız?

Çok zor bir soru. Çünkü ne zaman, nasıl ve nerede öleceğimizi bilmeden yaşamak çok güzel.

Akıl hocasına ihtiyaç duysanız, bu kim olurdu?

Benden bir adım önde olan herkes beni büyüler, orada eksikliğimi hissederim.

Ölü ya da yaşayan biriyle tanışabilecek olsanız, bu kim olurdu? Ve ne sorardınız ona?

Atatürk olurdu .Sorularım olmazdı ama öngörülerinin gücünü nereden aldığını öğrenmek isterdim. Çünkü O tarihe karşı hiç yanılmadı. Tespitleri çok doğru.

Başardığınız en zor şey neydi?

Üniversiteye girmekti.

Kendi paranız ile aldığınız ilk şey neydi?

Mahalle aralarında sattığım çay bardaklarından kazandığım para ile Golden Sakız almıştım. Kokusu, tadı ve içinden çıkan artist fotoğrafları çok güzel ve önemliydi benim için.

En son elini tuttuğun kişi kim?

Üç ay önce kızımı ve torunumu yolcu ettim. Kızımın ve torunumun elini tuttum.

Çekingen mi, yoksa atılgan mısın?

Genel olarak atılganım hiç çekinmem. Oysa tüm öğrenciliğim boyunca tam aksine çekingendim. Öğretmenlik mesleğim beni gün yüzüne çıkardı. Sanatla uğraşım bana büyük cesaret verdi.

Kimi dört gözle bekliyorsun?

Torunumu.

Ne tür insanlar seni etkiler?

Yine, yeniden, ısrarla sanatçılar Hepsi Tanrısal bir güç çünkü.

Tesadüflere ve mucizelere inanır mısın?

İnanırım tabiki.

Güven problemi yaşar mısın?

Yaşarım. Güvensizlik çok zor bir şey, insanın dünyasını alt üst eder.

Uzay boşluğuna çıkmak mı, okyanusun dibine inmek mi?

Çocukluğumdan beri hep gökyüzüne bakarım. Hiçbir astronomik haberi kaçırmam. Çünkü tüm gelecek ve büyüler gökyüzünde. Günümüzden altı bin yıl önce yaşayan Sümerler’ide gökyüzü büyülemiş. İnsanlık adına ilk astronomik haberleri onlar vermiştir.

Geçmişten birini özlüyor musun? Özlüyorsan ne sıklıkla?

Dört yıl önce kaybettiğim babamı çok özlüyorum. Hiç unutamıyorum. Her an ve her yerde.

En son kimin önünde ağladın ve nedeni neydi?

Annemin yanında ağladım. Özlediğim için. O’nun yanında hala çocuğum ve sevgi bekliyorum ve veriyor her zaman ki gibi. Bir annenin sevgisi okyonuslardan da büyük.

Gecemi, gündüz mü?

Geceden korkuyorum. Çünkü kaygılarımız gece diriliyor. O yüzden gündüz.

Aşk her şeyi affeder mi?

Evet eder.

Sizi geride bırakan korkunuz nedir?

Her kitabımın basım öncesi maddi korku yaşarım. Fakat her nedense bu korkular gelir geçer.

Ne zaman konuşmanız gerektiği halde sessiz kaldınız?

Günümüz koşullarında ülkemizde bir çok insan konuşması gereken yerde susuyor. Bazen bunlardan biriside maalesef ben oluyorum. Üzgünüm; Tevfik Fikret kadar cesur değilim. Keşke olabilsem.

İnsanların sizin hayatınızdan çıkardıkları en büyük ders ne olabilir?

Çalışkanlığımdan, üretkenliğimden ve yürekliliğimden çok etkilendiklerini söylerler.

Hangi konuda kendinizin en büyük düşmanısınız?

Paraya değer vermiyorum. Yokluğunda da sıkıntılarını yaşıyorum.

İçinizdeki ses son zamanlarda ne diyor?

Bu ülkede umutlar tükenmedi ve tükenmeyecek.

Gitmesine izin vermeniz gereken neleri hayatınızda tutuyorsunuz?

Bazı vazgeçilmesi gereken alışkanlıklarımı  hala içimde tutuyorum. Özgür değilim.

Uçurumdan tam atlamak üzereydiniz, durdunuz aklınıza ne geldi?

Tabiki yaşam. Yaşadıklarım ve beni sevenler.

Gözyaşının yıkayamadığı şeyler nelerdir?

Büyük sevgileri ve acıları gözyaşlarımız yıkayamaz.

Bir dalga olsan ilk nereye vururdun?

Sevdiğimin yüreğine.

Cehennemin çıkışında yazması muhtemel sözler nelerdir?

Ders olsun.

Yolda gidiyorsunuz köşeyi döndünüz ve karşınıza siz çıktınız ne yapardınız?

İlkin şaşırırım. Biraz bozulurum. Onunla konuşmaya otururum.

Arkadaşlarının senin için genel düşüncesi nedir?

Hepsi pozitif ve olumlu olduğumu söylerler. Ve sıkıldıklarında beni ararlar.

Hayatınızda olmazsa olmaz dedikleriniz?

Kağıdım ve kalemim.

Sizi geleceğe dair en çok ne endişelendiriyor?

Tabi ki dünyada ki silahlanma ve şiddet. Savaşın ortasında ki çocuklar. Düşünün ne kadar çaresizler.

Hatalarımızdan ders çıkarıyorsak neden hata yapmaktan korkuyoruz?

Alışkanlıklar bedenimizin bir parçası çünkü, vazgeçemiyoruz. Cem Karaca’nın dediği gibi ‘’Yüz bin kere tövbe eder, yine şarap içeriz.’’

Dünyaya nasıl bir iz bırakmak istiyorsunuz?

Eserlerimle.

Günlük hayatımızı telaşla yaşarken neleri gözümüzden kaçırıyoruz?

Baharın nasıl gelip geçtiğini, bir türlü doya doya yaşayamadım. Nedense hep bu yanımı erteledim.

Kendi hayatınızdan çıkardığınız en büyük ders ne?

Önyargılar çok kötü.

İleriye dönük planlar yapanlardan mısınız, yoksa anı yaşamak daha mı önemli?

Her gün planlarım var. Beni uykusuz bırakan planlarım. Bunların tümü, sanat, sanat, sanat ve kendi alanımda yapacağım araştırmalarım.

Ruhunuzu besleyen şeyler varmı, neler?

Ay, ay, ay! Yine sanat, yeniden sanat, ısrarla sanat.

Hayatta neyin peşinden koşuyorsunuz?

Yine sanat. Yunus Emre’nin dediği gibi; ‘’Bana seni gerek seni.’’ O bunu Tanrıya demişti, bende sanata diyorum.

Neleri asla yapmam dersin?

İnsafsızlık çok kötü bir şey. Bencillik, paylaşamamayı sevmem.

Korkularınız nelerdir?

Sevdiklerimin başına kötü bir şey gelmesi ve onların ölmesi.

Yaşayamadığın için pişmanlık duyduğun ne var?

Gazeteci olmak isterdim. Fakat olanaklarım el vermediği için okuyamadım. Çok ve tek pişmanlığım.

Hangi hataları kabul edersiniz, hangileri etmezsiniz?

Ülkem adına yapılan hiçbir hatayı kabul etmem. Günlük hatalar gelir gider, insana aittir. Kabul ederim.

Beyaz yalanlar söyler misin, neler söylersin?

Beyaz yalanlar yararlıdır. Birisini korumak adına.

Sevdiğinize buradan ne söylemek istersiniz?

Seni çok seviyorum. 

                                                                                                                               

Sevdiğiniz için neleri göze alırsınız?

Geçmişte çok şeyleri göze aldım. Şimdi ise, O’nun üzülmesini ve herhangi bir şeye muhtaç olmasını istemem.

Şu an ruhunun olmak istediği yer neresi?

Güneşin batışını izleyerek sevdiğimle olmak, konuşmak isterim.

Yakın bir arkadaşın kanunsuz bir iş yapsa polisi ararmısın?

Aramakta güçlük çekerim.

Herhangi bir kişinin favori insanı mısın?

Öğrencilerimin.

Özünüzden kaybetmek istemediğiniz ne var?

Sevgi ve paylaşmak.

Hayatınızdaki dalgalı dönemleri nasıl atlatıyorsunuz?

Bazen uykularımı kaçırsa da, yaşamın koşulları bu diyerek kendimi teselli ederim. Babam ‘’Gün doğmadan neler doğar.’’ diyerek bize hep umut aşılardı.

Sizce yaşamayı en değerli kılan şey ne?

Paylaşım.

Son olarak soruları nasıl buldunuz?

Gerçekten mükemmel buldum. Bir yazar kahramanlarını yaratırken,  bu tür sorulara ve onların yanıtlarına ihtiyaç duyarlar. Siz bu sorularınız ile bir insan yarattınız ruhen. Bugüne değin birçok söyleşiye konuk oldum. En güzel sorular bunlardı. Çünkü benim hayatımın unutulan yanlarına götürdü. Ayrıca kendime özeleştri  getirmem noktasında bir yol açtı. Çocukluğuma götürdü. Yaşamımın, geçmişimdeki her aşamasına götürdüğü gibi, yaşamımla gelecek hakkında beni düşündürdü. Teşekkür ederim. Gerçekten başarılı bir soru bütünü oluşturmuşsunuz. Bugüne kadar yirmi sekiz yıl içinde beş yüzü  aşkın kaynak kişiyle söyleşi yaptım. En zengin soru demetine bu söyleşide ulaştım. Bunu bir tür öğrenciden öğrendiklerim diye özetleyebilirim.