Merhaba Önce Vatan Gazetesinin Sevgili Okurları.
Hepiniz milletvekili olabilirsiniz…Bakan olabilirsiniz…Hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz…Fakat sanatçı olamazsınız.
Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa, tam bir hayata sahip olamaz. Böyle bir millet bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve alil bir kimse gibidir.
Mustafa Kemal Atatürk.
İçimizden Biri Resim Sanatçısı Sayın Aras Taşdemir Bende Bugün Buyurun.

Merhaba. Hoş geldiniz. Kendinizi anlatır mısınız?

01.04.1983 Denizli/Acıpayam doğumluyum. İlk, Orta ve Lise öğrenimimi Muğ-la/Dalaman’da tamamladım. 2002 yılında MSKÜ (Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi), Eğitim Fakültesi, Resim Öğretmenliği Bölümü’nü kazandım ve 2007 yılında mezun oldum. Bir süre özel bir reklam ajansında Grafikerlik yaptım. Bunun haricinde ressamlık yaparak, akademik yayınlar ve kitapları inceleyerek mesleğimi geliştirmeye çalıştım. 2011 yılına kadar yabancı dil öğrenmek için girişimlerde bulundum ve ücretli öğretmenlik yaptım. Bu tarihte (2011), yine Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nin Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü’nde tezli yüksek lisansıma başladım ve 2016 yılında mezun oldum. Akademik kariyerime devam etmek için çalışmalarımı sürdürürken bir taraftan da, sevgili Hocam, araştırmacı yazar ve yayıncı, Günür Karaağaç’ın önerisiyle, eğitimini aldığım Grafikerlik mesleğini yapmaya devam ediyorum. Bu mesleğin haricinde profesyonel ressamlık da yapıyorum.

Hemen şimdi öğrenebileceğiniz bir şey olsa, bu ne olurdu?

Silah kullanmayı ve bakımını öğrenmeyi isterdim. Çünkü çocukluğumdan beri böyle bir me-rakım vardı. Fakat bu eğitimi spor ve nefsi müdafaa amaçlı almak isterdim. Gelecekte belki vakit bulurum.

Kendi kendine konuşanlar deli mi?

Hayır.

Hayatta ne olmasa her şey çok daha güzel olurdu?

Fiziksel ve manevi şiddet olmasa her şey çok daha güzel olurdu.

“Keşke” dediğiniz durumlar var mı?

Evet.

Dünyaya ikinci kez gelme şansınız olsa, nasıl bir hayat yaşamak isterdiniz?

Hollandalı Ressam, Van Gogh’un arkadaşı, Paul Gauguin gibi ya da Ünlü “Kelebek” Kita-bı’nın yazarı Henri Charrière gibi okyanusa kıyısı olan tropik bir adada “İnci Avcılığı” ve dalgıçlık yapmak isterdim.

Dünya’da istediğiniz her türlü değişikliği yapabilecek kadar güçlü olsanız, sihirli değne-ğinizi dokunduracağınız üç şey ne olurdu?

Öncelikle, Çevre kirliliğini ve felaketlerini tamamen bitirmek isterdim. Tamamen “Yenilene-bilir Enerji” ile var olan bir dünya düzeni olsun isterdim.

İkincisi, canlı ve cansız bütün kültür ve tabiat varlıklarını sonsuza dek korurdum, yok yere avlanmalarının, kesilmelerinin ve taşıtlar nedeniyle telef olmalarının önüne geçerdim. Buna ek olarak Kedi ve Köpeklerin bilinçsizce kısırlaştırmalarının önüne geçerdim çünkü onlar netice de insan yiyen dinozorlar değil, sevimli ve dost varlıklar. Aşıları ve bakımları yapıldık-tan sonra onlara da doğal ortamlar yaratmalı ve hayatlarını, nesillerini sürdürmelerine izin vermeliyiz. Çünkü dünya sadece biz insanlara ait değil. Ağaçları ve Ormanları koruma hususu da buna dâhil.

Son olarak, nefsi müdafaa haricinde olan bütün fiziksel ve manevi şiddet unsurlarına bir son verirdim.

Tüm koşullar uygun olsa ve size bir iş kurma şansı verilse, nasıl bir şirketin patronu olurdunuz?

Bir yayınevi ya da Kültür Sanat Merkezi/Galerisi kurmak isterdim. Resim/Görsel Sanatlar Okulu da bu hayalime dâhil edilebilir. Bunlardan biri olabilir.

Yeteneklerinizi başka bir kişiyle değiştirme şansınız olsa şu anda yaşayan ya da, bir za-manlar yaşamış olan hangi kişinin yeteneklerine sahip olmak isterdiniz?

Picasso ya da Marlon Brando.

Çocukluğunuzda sizi en çok mutlu eden kişiler ve olaylar kimlerdi ve nelerdi?

Ailem, yakın arkadaşlarım, dönemin bazı gözde müzikleri-TV yayınları ve Ortaokul’daki Kütüphanemiz.

Gözlerinizi Dolduran en son olay nedir?

Suriye’deki sınır ötesi operasyonlardan gelen Mehmetçiklerin şehit haberleri...

Bugüne kadar attığınız en gururlu zafer çığlığı hangi başarınıza ait?

Yüksek Lisans Eğitimimi bitirmem ve tezimi sunmam neticesinde çok mutlu, gururluyum.

Bir mucize olsa, geçmişinizdeki hangi hatalarınızı düzeltmek isterdiniz?

Geçmişte, özellikle 17-27 yaş aralığım olan dönemde yakınlarıma, arkadaşlarıma ve öğret-menlerime karşı daha mantıklı, sabırlı ve hoşgörülü olmayı dilerdim. Biraz asi, kaba ve sabır-sız bir delikanlılık dönemi geçirdim. Bunu düzeltmek isterdim. Ne mutlu ki şimdi böyle ol-mamaya gayret ediyorum.

Aklınıza her geldiğinde, sizi gülümseten bir anınızı anlatır mısınız?

Üniversite öğrenciliğimin üçüncü senesinde Şanlıurfalı yakın bir öğrenci arkadaşım vardı. Kendisi Urfalı, Türk Halk Müziği Sanatçısı Kazancı Bedih hayranıydı ve onun türkülerini çok içten söylerdi. Özellikle “Aman Hocam” Türkü’sünü her arkadaş toplantısında aniden söylemeye başlar, “Kazancı Bedih” gibi nağmeler yaparak bize güzel dakikalar yaşatırdı.

Şimdiye kadar yaptığınız en çılgınca şey nedir?

Yine az önce sözüne ettiğim Urfalı kardeşim yanımdayken, sanırım kış mevsimiydi, delikanlı-lığın getirdiği çılgınlık nedeniyle Muğla/Akyaka’daki kayalık mevkiden, denizin en fırtınalı olduğu vakitte denize girdim. Arkadaşım boğulacağım diye çok korktu az kalsın kalbi duru-yordu. Tabi iyi bir yüzücü olduğumu bilmiyordu. Yine, geçen yaz Sarıgerme/SARÇED sahi-linden karşıdaki adaya “Tavşan Adası” da derler, farklı günlerde, sürat motorlarına ve sert akıntıya rağmen 2 kez yüzdüm ve geri döndüm.

17-18 yaşlarına geri dönme şansınız olsa yine aynı hayatı mı yaşardınız yoksa başka bir hayat mı?

Başka bir hayat yaşamak isterdim.

Şu anda kişi olmanızda en çok payı olan kişiler kimler?

Ailem, Amcam/H. Ali Taşdemir, Tez Hocam/E. Timuçin Tan, ben de emeği geçen ve yakın-lık duyduğum geçmişten bugüne bazı öğretmenlerim ve Günür Karaağaç. Ayrıca birkaç arka-daşımı sayabilirim.

Çocukken ne olmak ve kim olmak isterdiniz?

4-5 yaşlarındayken bir Red Kit hayranıydım. Çizgi romanlarının koleksiyonunu yapardım. Ayrıca 5-6 yaşlarındayken “Hayat Ağacı” diye meşhur bir dizi vardı. Oradaki dedektif Kyle Masters (Robert Torti) gibi olmayı isterdim. Anne ve babama onun ki gibi kıyafetler aldırır-dım. Saçımı uzatırdım.

Gerçekleştirmeyi istediğiniz en büyük hayaliniz nedir, gerçekleşti mi?

Doktora eğitimimi tamamladıktan sonra Akademisyen olmak şu anki temennim... İnşallah, bunu gerçekleştirmek için çalışıyorum.

TV Programcısı olsaydınız, nasıl bir program yapmak isterdiniz?

Kültür Sanat, Edebiyat ve Çevre Sağlığı/korunması üzerine bir program yapmak isterdim. Tarihi eserlerin yeniden keşfi üzerine de olabilir.

Genel olarak yapmaktan zevk aldığınız ve de hoşlanmadığınız şeyler nelerdir?

Sevdiğim bir kitabı okumaktan, hoşuma giden bir müziği ve filmi tekrar dinlemekten ve izle-mekten, Türk Kahvesinden ve Doğa içerisindeki tarihi eserleri kendi adıma yeniden keşfet-mekten zevk alırım. Fakat boş konuşulan, insana yakışmayan, erdem dışı hareket edilen or-tamlardan uzak durmayı tercih ederim ve çifte standart yapılan, haksız uygulamalardan hoş-lanmam.

Karşınızdaki kişiyi tanımak için hangi davranışlarına bakarsınız?

Ayakkabı seçimi, bakımı ve herhangi bir buluşma, randevu kararına nasıl ve ne şekilde riayet ettiği, geldiği karşımızdaki kişinin özelliklerini bir nebze olsun yansıtır.

Birine ya da bir olaya sinirlendiğinizde tepkiniz ne olur?

Ortamdan uzaklaşırım. Eğer hayati ve önemli bir pürüz ise elimden geldiğince, yapıcı anlam-da, çözmeye çalışırım. Baş edemediğim bir husus ise uzaklaşır ve ertelerim.

Kendinizde neleri değiştirmek istersiniz?

Bazı hususlarda daha sabırlı ve hoşgörülü olmaya gayret ediyorum. Ama yaşamın %50’si bir kavgayı teşkil ediyor. Öfkenin çığ gibi büyüdüğü bir konjonktür var. Bu manzaraya bazen sırtımızı dönüp gidemiyoruz. Bu sebeple sabır ve hoşgörümüzden ödün vermek zorunda kala-biliyoruz. Daha sabırlı ve hoşgörülü olmayı isterdim.

Motive olmak için başvurduğunuz ilk yöntemler nedir?

Ay’da bir yakın arkadaşlarımı ziyaret etmek… Yine sevdiğim müzikleri dinlemek, sinemaya gitmek, DVD izlemek, favorim olan bir TV programını seyretmek. Aileme zaman ayırmak, güzel bir resme başlamak, usta bir şairin örneğin Ahmet Arif, Attila İlhan’ın kendi sesinden şiirlerini dinlemek. Doğa da yürüyüşler yapmak, yüzmek ve bisiklet sürmek.

Diyelim ki sonsuza kadar yaşlanmayacaksınız, hangi yaşta kalmayı istersiniz?

27 yaşımda kalmayı isterdim.

Bu yıl hayatınızın sona ereceğini bilseydiniz neleri daha farklı yapardınız?

İstemeden gönlünü kırdığım insanlardan özür diler, helallik isterdim.

Akıl hocasına ihtiyaç duysanız bu kim olurdu?

Muğla’da Üniversite okurken sinema eğitimi aldığım hocam, Yönetmen, Yusuf Niş olurdu. Kendisi Halit Refiğ, Zeki Ökten gibi önemli yönetmenlerin yardımcılığını yapmış, mühim projelere imza atmıştır. Fakat bunun haricinde iyi bir kültür ve sanat adamıdır.

Ölü ya da yaşayan biriyle tanışabilecek olsanız, bu kim olurdu ve ona ne sorardınız?

Ayhan Işık ve Sylvester Stalloone gibi aktörlerden hayat tecrübesi ve sanat adına öğrenece-ğim çok şey olabilirdi.

Başardığınız en zor şey neydi?

Yüksek Lisans Eğitimimden başarıyla mezun olmaktı.

Kendi paranızla aldığınız ilk şey neydi?

Tütün tabakası.

En son elini tuttuğunuz kişi kim?

Sevgili Anneannem, uzun süredir yoğun bakımdaydı, ne yazık ki vefat etti. Geçenlerde An-nemi onun cenaze törenine yolcu ettim. O zaman teselli etmek için Annemin elinden öptüm, sarıldım.

Çekingen mi yoksa atılgan mısınız?

Yerine göre çekingen yerine göre de atılgan bir yapıya sahibim.

Kimi dört gözle bekliyorsunuz?

Muğla’da Öğrenciyken tanıştığım Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü’nden güzel bir kız ar-kadaşım vardı. Aramız güzeldi, kendisinin sohbetini ve sıcaklığını özlüyorum. Keşke yeniden aynı ortamı sağlayabilsem fakat eğitim, iş ve hayat şartları nedeniyle ayrı kaldık. Onu dört gözle beklerdim.

Ne tür İnsanlar sizi etkiler?

Mütevazı, terbiyeli ve her türlü haksızlığa karşı duran, sebepsiz yere karıncayı incitmeyen insanlar.

Tesadüflere ve mucizeler inanır mısınız, neden?

Evet, mucizelere inanırım çünkü Tanrı’nın eliyle yaratıldığına inanıyorum. Tesadüfler de reel olarak, doğanın ve dünyanın ritmi içerisinde gerçekleşiyorlar. Fakat bütün tesadüfler mucizevi değiller.

Güven problemi yaşar mısınız?

Her insan gibi yaşadığım dönemler olur fakat çözmeye çalışırım.

Uzay boşluğuna çıkmak mı, okyanusun dibine inmek mi, neden?

Denizler ve okyanuslara hayranım. Renklerine de öyle. Bu nedenle Okyanus derim.

Geçmişten birini özlüyor musunuz, özlüyorsanız ne sıklıkla?

Öğrenciliğimizin beraber geçtiği, sıra arkadaşlarımdan birkaçını özlüyorum. Ay’da bir sıklıkla kendilerini anıyorum. Bir tanesi az önce sözüne ettiğim Felsefe Bölümü’nden o arkadaşım.

En son kimin önünde ağladınız ve nedeni neydi?

Ailemle beraberken diye hatırlıyorum. Babaannem vefat etmişti. Yoğun bir öğrencilik geçir-diğim için kendisiyle yeterince alakadar olamamıştım, bu nedenle gergindim. Sonrasında kar-deşlerimden biriyle sözlü olarak tartıştık. Kardeşim, tatili bitince mesaisine geri döndü ama içimden keşke tartışmasaydık dedim. Gönlünü almama rağmen pişmanlığım geçmedi tabi babaannemin vefatına duyduğum üzüntüyle birleşince gözlerim dolmuş. Ailem sonrasında teselli etti. Uzun süre önceydi.

Gece mi gündüz mü, neden?

Gündüzü de severim ama gece derim çünkü daha iyi çalışma imkânı ve motive olma şansı buluyorum.

Aşk her şeyi affeder mi?

Bazı konularda imkânsız olabilir, affedemeyebilir. Çünkü insanın geçmişten bugüne inşa etti-ği prensipler âşık olduğu kişiyle uyuşmayabilir. Aşk sürse dahi bana göre Tanrı’nın yardımı olmadan ve çiftler kararlı olmadan düzeni sağlamak imkânsız olabilir.

Ne zaman konuşmanız gerektiği halde sessiz kaldınız?

Yakın bir tarihte diyebilirim. 4 Şubat 2018’de Kültür, Çevre ve Sanat Dergimiz 7 Renk oku-yucuyla buluştu. Fakat Dergiye yapılan eleştirinin üslubu biraz katıydı ve günün anlam ve önemiyle, kahvaltının sıcak, hoş atmosferiyle uyuşmadı. Eleştirilerimizi ayrı bir toplantıda yöneltebilir ve değerlendirebilirdik. Yine hepsine saygı duyuyor ve eleştirileri için teşekkür ediyorum. Kusursuz kişi yoktur.

İnsanların, sizin hayatınızdan çıkardıkları en büyük ders ne olabilir?

Öğrencilik yıllarımdan beri harçlıklarımın 4/2’sini mutlaka kitaba ve kültür sanat programla-rına ayırırım. Eğitime fazlasıyla önem verdiğimi biliyorum. Bu hususta arkadaşlarıma, çevre-me örnek olduğumu düşünüyorum. Bu tavrımı fuzuli gören, olumsuz eleştiren zümreler de vardır. Çünkü toplumumuz içinde eğitimden ziyade maddiyat önemlidir ve birinci önceliktir.

Hangi konuda kendinizin en büyük düşmanısınız?

Sabırsız olmam beni yorabiliyor. Bu huyumu düzeltmem gerekli diye düşünürüm.

İçinizdeki ses son zamanlarda ne diyor?

Sanata ve Edebiyata daha çok vakit ayırmam gerektiğini, kariyerim için biraz daha fedakârlık-ta bulunmamı söylüyor.

Gitmesine izin vermeniz gereken neleri hayatınızda tutuyorsunuz?

Manevi bağımlılıklarım çok fazla. Yakınlarıma olan düşkünlüğümü normal seviyeye çekme-liyim diye düşünüyorum. Daha fazla inisiyatif alarak bu türden alışkanlıklarımın gitmesine izin vermeliyim.

Uçurumdan tam atlamak üzereydiniz, durdunuz aklınıza ne geldi?

Ailem gözümün önüne gelirdi ve vazgeçerdim.

Gözyaşının yıkayamadığı şeyler nelerdir?

Bir hatayı birçok kez yapmak ve ardından üzülmek sonucu değiştirmez. İnsan olarak haliyle her konuda hata yapabiliriz fakat önemli olan bunu sürekli hale getirmemek. Alışkanlık haline getirilen hatalara gözyaşları çare olmaz. Örneğin hepsi birer doğa harikası ormanlarımız var fakat önlem alınmadığı için her sene birkaç kez yangın felaketi yaşanıyor. Haliyle bu yangını üzülerek değil, önlem alarak söndürebiliriz.

Bir dalga olsanız ilk nereye vururdun?

İlk aklıma gelen, Sarıgerme Sahili.

Cehennemin çıkışında yazması muhtemel sözler nelerdir?

Tanrı’nın peygamberleri aracılığıyla insanlara ulaştırdığı uyarılar yazıyor olabilir. Örneğin, ilk aklıma gelen, Müslümanların kutsal kitabı Kuran’da yer alan Ahzab Suresi, 72. Ayet’in meali. Şöyle diyor: “Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara sunduk da onlar bunu yüklen-mekten kaçındılar ve ondan korkuya kapıldılar. Onu insan yüklendi. Şüphesiz o çok zalimdir, çok cahildir” Bu ve diğer ayetler asırlar önce tebliğ edildiği halde dünyadaki kaos, zulüm ve yıkım hiç son bulmadı.   

Yolda gidiyorsunuz köşeyi döndünüz ve karşınıza siz çıktınız ne yapardınız?

Kendime sarılırım ve kahve ısmarlarım.

Arkadaşlarınızın sizin için genel düşüncesi nedir?

Okumayı seven, iyi resim yapan, edebiyatı seven biri olarak nitelerler.

Hayatınızda olmazsa olmaz dedikleriniz?

Ailem, sevgili yeğenim, köpeğim “yoldaş bobi” ve kedim “şeker”, Sazım yani Bağlama’m.

Sizi geleceğe dair en çok ne endişelendiriyor?

Ortadoğu’da yaşanan kaosun Türkiye’ye de sirayet edebileceği. Yurttaşlarımızın eğitime ilgi duymayışı, eğitimin yerine parayı koyması. Diplomasimizin siyasal İslam’a kayması, dini inanışların siyaset kürsüsüne taşınması...  

Hatalarımızdan ders çıkarıyorsak neden hata yapmaktan korkuyoruz?

Mükemmeliyetçi olmaya gayret eden kişiler genellikle böyle yapar, diye düşünürüm. Ya da hataların getirdiği strese ve riske maruz kalmamak için statükoyu tercih ederiz.

Dünyaya nasıl bir iz bırakmak istiyorsunuz?

Leonardo Da Vinci’nin “Mona Lisa” eseri bir izdir. Yine Michalengelo’nun heykelleri böyle bir niteliktedir. Sinema’da ve Edebiyat’ta da birçok başyapıtı sayabiliriz. Böylesi bir iz bıra-kabilirsem ne mutlu bana.   

Günlük hayatımızı telaşla yaşarken neleri gözümüzden kaçırıyoruz?

Tabiatın güzelliklerini.

Kendi hayatınızdan çıkardığınız en büyük ders ne?

Hayat, bazı güzel tarafları olsa da bir cennet değil. Fakat onu cehenneme de çevirmemek bi-zim elimizde. Benim ve birçok kişinin böyle düşündüğüne eminim. Sosyal adaletin olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. Erdemi tesis etmek için çalışmalıyız, zorluklara direnmeliyiz ve sevdi-ğimiz işi yapmalıyız.

İleriye dönük planlar yapanlardan mısınız, yoksa anı yaşamak dahamı önemli?

Her iki yöntemi de tercih ederim.

Ruhunuzu besleyen şeyler var mı, neler?

Elbette ki görsel ve işitsel sanat eserleri, edebi çalışmalar. Sanat filmleri, spor ve samimi dost-luklar.

Hayatta neyin peşinden koşuyorsunuz?

Mutluluğun ve güzel bir hayatın...

Neleri asla yapmam dersiniz?

Evrensel ahlaka uygun olmayan şeyleri yapmamaya çalışırım. Tanrı’nın emir ve yasaklarına riayet etmeye gayret ederim.

Korkularınız nelerdir?

Deprem, sel baskını gibi doğal afetler ve kimyasal savaşlar, patlamalar.

Yaşayamadığınız için pişmanlık duyduğunuz ne var?

Üniversite’de Felsefe okuyan Funda isimli bir kız arkadaşım vardı. Diğer satırlarda bahset-miştim. Kendisiyle daha fazla zaman geçirmek isterdim. Fakat mezun olduktan sonra tekrar bir araya gelemedik.   

Hangi hataları kabul edersiniz, hangileri etmezsiniz?

İstemeden yapılan hatalar kendisini belli eder. Bu affedilebilir. Fakat bilinçli olarak yapılan ve tekrar edilen hatalar sorgulanmalıdır.

Beyaz yalanlar söyler misiniz, neler söylersiniz?

Kendimin, Ailemin, yakınlarımın ve arkadaşlarımın zarar görmemesi için nadiren söylerim.

Sevdiğinize buradan ne söylemek istersiniz?

“Rüzgâr gibi geçti…”

Sevdiğiniz için neleri göze alırsınız?

Önce yaşamayı ve tabi herşeyi...

Şu an ruhunuzun olmak istediği yer neresi?

Sevgili anneannem bu satırları yazdığım anda vefat etti. Onun kabri başında hazır olup dualar okumak isterdim. Bazı engeller nedeniyle cenazesine gidemedim.

Yakın bir arkadaşınız kanunsuz bir iş yapsa polisi ararmısınız?

Hemen aramam. Arkadaşlığımı sonlandırır, ikinci bir şans veririm. Ama aynı hatayı yeniden yapacağını sezersem yetkilileri bildiririm hatta önce kendim müdahale ederim.

Herhangi bir kişinin favori insanımısınız?

Evet.

Özünüzden kaybetmek istemediğiniz ne var?

Merhamet, hoşgörü, sevgi ve yaşama sevinci.

Hayatınızdaki dalgalı dönemleri nasıl atlatıyorsunuz?

Çalışarak, spor yaparak ve hobilerimle uğraşarak… Özellikle yüzmeyi ve yürüyüş yapmayı tercih ediyorum.

Sizce yaşamayı en değerli kılan şey ne?

Ailem ve sevdiklerim.

Mesleğinizi seçmenizde ki en önemli neden neydi?

Öğretmenlerim ve kendim.

Ne zaman, hangi olayla çaresizim dediniz?

Üstün yetenekli öğrencilerimin daha iyi eğitim alması ve iyi mevkilerde bulunması için keşke elimden daha çok şey gelse dediğim oldu.

Hayat felsefeniz nedir?

Hayallerimin peşinden gitmeye ve kendi ayaklarım üzerinde durmaya gayret etmek. Gönül kırmamaya gayret etmek...

Son olarak soruları nasıl buldunuz?

Güzel buldum, bu anlamlı röportaj için teşekkür ederim.