Öncelikle tanıyabilir miyiz sizi? Çağrı Akalın kimdir?

1982 Kırşehir doğumluyum. İlköğretim ve liseyi Kırşehir’de okudum. 1999 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandım. 2005 yılında üniversiteden mezun olup uzmanlık sınavında genel cerrahi bölümünü kazandım.Yani 12 senedir bu camiada bulunmaktayım. Evliyim ve 5 yaşında bir kızım var. Şu anda Ordu Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde genel cerrahi uzmanı olarak çalışmaktayım.

Doktorluk mesleğini nasıl ve neden seçtiniz? Karar vermenizde etkili olan şeyler nelerdi?

Doktorluk gerçekten de zor bir meslek. Bunun üzerine ameliyatlar da eklenince bu zorluk daha da artmış bulunuyor. Bu zorluğu bilmeme rağmen isteyerek bu mesleği seçtim. Karar vermemde kendim dışında ailemin de doktor olmamı istemesinin etkisi oldu. Çünkü üniversite tercihinde öğrenci, geleceği için tek başına karar almamalı, ailesinin de fikrini alıp ortak bir sonuca varılmalı düşünüyorum.

Genel cerrahi ana bilim dalı hangi tür rahatsızlıkları içine almaktadır?

Genel Cerrahi alanıtiroid, paratiroid, meme, mide, karaciğer, safra kesesi, dalak, ince ve kalın bağırsak, kasık ve karın fıtıkları, kıl dönmesi, hemoroid, anal fissür, anal apse gibi  hastalıkları kapsamaktadır.

Yaptığınız ilk tedavi/ameliyatı hatırlıyor musunuz? Sizde bıraktığı herhangi bir etkisi oldu mu?

Evet çok iyi hatırlıyorum. Asistanlığımın ilk ayında kıl dönmesi ameliyatını yapmıştım. Benim için gerçekten de farklı bir deneyimdi ve çok heyecanlanmıştım. Daha önce sadece izlediğiniz ameliyatı gerçekleştiriyorsunuz. İlk ameliyatımın ben de bıraktığı izlenim şu oldu: ‘Yapmak ve izlemek çok ayrı şeydir!’

Bizlere halk arasında oldukça yaygın olan apandisit rahatsızlığından söz eder misiniz? Bu durum bazı kişilerce ‘Organ mı, hastalık mı acaba?’ diye karıştırılmakta. Bu konuda okurlarımızı aydınlatır mısınız?

Apandisit, vücudumuzda kalın bağırsak girişinde bulunup kör sonlanan apendiks vermiformis adı verilen içi boş organın, lümeninin (boşluğun) tıkanmasıyla oluşan bir iltihabı durumdur.İlk olarak başlayan bulgu iştahsızlıktır. Mide tarafında başlayan ağrı 2-8 saat arasında karnın sağ alt tarafına doğru gelir ve burada ağrı hissi devamlı bir şekildedir. Apandisitin tek tedavisi ameliyattır.Apendiks kör sonlanan bir organdır. Bu organ bebeklik döneminde bağışıklık sistemine pozitif katkıda bulunurken erişkinlerde herhangi bir görevinin olmadığı düşünülmektedir.

Mesleğiniz harici nelerle uğraşıyorsunuz? Nasıl değerleniyor boş vakitleriniz?

Mesleğim gün içinde vaktimin çoğunu almakta. Geri kalan vakitlerimde özellikle ailemle nitelikli bir zaman geçirmeye çalışıyorum. Doğasever, hayvansever birisiyim, ailemi de alıp stres atabileceğim yerlere gitmek çok hoşuma gidiyor. Bol bol da fotoğraf çekiyorum. Çünkü anıları ölümsüzleştirmek hoşuma gidiyor. Sporu da seviyorum, fırsat buldukça spor salonuna gidiyorum.

Hastalarınızı ameliyata hazırlarken psikolojik olarak hangi yolları izliyorsunuz? Ameliyat öncesi mutluluk önemli midir?

Hastalarıma olabildiğince pozitif yaklaşmaya çalışıyorum. Bu bizim meslekte çok önemli bence. Çünkü iyileşme zihinde başlıyor. Siz hastayı davranışlarınızla rahatlatırsanız, hastayı ilacı almadan bir nebze iyileştirmiş oluyorsunuz. Ameliyata girmeden hastalarıma da böyle yaklaşıyorum, stres yapmamalarını ve rahat olmaları açısından onları telkin ediyorum. Ameliyat olmadan önce mental olarak hazır ve rahat olmak lazım. Mutluluk iyileşince gelecektir zaten…

Doktorlukta genel cerrahi alanını seçmenizdeki amaç neydi? Bu uzmanlık alanında çalışmak size neler kazandırdı?

Genel Cerrahi alanını isteyerek seçtim. Ameliyatta olmayı ve bir şeyleri sonuca ulaştırmak hoşuma gidiyor. Cerrahi bana birçok şeyi öğretti. Çünkü hastalar ameliyat masasına yattığında kendilerini size emanet ediyorlar. Bana en çok ne kazandırdı derseniz sorumluluk almayı, soğukkanlı olmayı ve doğru kararı doğru zamanda almayı diyebilirim.

Gelecekte başarılı bir doktor bilhassa genel cerrahi alanında uzman olmak isteyenlere neler söylemek istersiniz? Mesleğinizin inceliklerinden bahseder misiniz bize?

Genel Cerrahiyi gerçekten istemek lazım. Hiçbir iş sevilmeden yapılmaz. Bu cerrahi için de geçerli. Cerrahi alanında ilerlemek istiyorlarsa yeni gelişen bilimsel yayınları ve tıp teknolojisini takip etmelerini öneririm. Bol bol okuyun ve yabancı dilinizi ilerletin. Tıp hızlı ilerliyor. Bilgiler sürekli güncelleniyor ve kendimizi sürekli olarak bilgi anlamında güncel tutmalıyız. Mesleğimizin ince yanlarına gelecek olursak denilecek çok şey var aslında. Bir mesleği gönülden sevemezseniz yapamayacağınız tek meslek belki de doktorluktur. Yeri gelip aç ve susuz saatlerce çalışıyorsunuz, gece yarısı evinizden kalkıp hastaneye gidip ameliyatlara giriyorsunuz. Emeklilik yaşına gelene kadar bu sürüyor. Doktor olunmaz doktor doğulur diyorum.

Ülkemizde en sık şikayetçi olunan rahatsızlıklardan biri de kıl dönmesi. Bu hastalık ve tedavisi sanıldığı kadar basit mi? İçerisinde barındırdığı riskleri de var mı?

Kıl dönmesi, en sık 20-30 yaş arasında görülen, erkeklerde kadın cinsiyete göre daha sık gözlenen bir hastalık. Kıl kökünden kaynaklanan bir kistik lezyon oluşuyor. Kuyruk sokumunda ağrı, akıntı veya şişlik şekilde belirti veriyor. Ameliyat olunmadığı sürece cilt altında yerleşen bu kistik yapı giderek büyür. Ara ara enfeksiyona yol açıp apse (cerahat) oluşturabilir. Bir hastada kıl dönmesi saptadığımız zaman ameliyat öneriyorum. Hastalarımız bu hastalığı önemsesinler; çünkü kıl dönmesine müdahale şart. Uzun dönemde kıl dönmesinin kansere yol açtığı bilgisi kitabı bir bilgi. Ben meslek hayatımda hiç karşılaşmadım. Ama böyle bir hastalığınız varsa mutlaka genel cerrahi doktoruna muayene olun.

Mesleğiniz oldukça yorucu ve yoğun bir tempo gerektiriyor. Bazen kendinize ve ailenize zaman ayıramayabiliyorsunuz. Sizin bu konuda problem yaşadığınız oluyor mu?

Kendime çok vakit ayırdığım söylenemez. Ancak diğer işlerimden zamanım kalırsa bu mümkün oluyor. Ben bir kız çocuğu babasıyım ve her çocuk annesi ve babasıyla zaman geçirmek ister. Elimden geldiğince ailemin yanında olmaya çalışıyorum. Kızım bazen hastaneye gitmemi istemiyor. ‘Amcaları teyzeleri iyileştirip geleceğim.’ diyerek izin alıyorum.  Eşim bu duruma çoktan alıştı. 

Bizlere tiroid bezleri büyümesi (guatr) rahatsızlığından söz eder misiniz? Vücutta nasıl ve hangi etkenlerle ortaya çıkıyor? Ameliyatı gerçekleştirilirken hangi yollar izleniyor?

Tiroid bezi boyun bölgemizde yer alan, vücudumuz için gerekli hormonları üreten bir organ. Bu organın büyümesine ‘guatr’ diyoruz. Hastalarda boğaz ağrısı, ses kısıklığı, seste çatallaşma, boğazda bası hissi gibi bulgular veriyor. Belirli boyuta geldiğinde özellikle ‘dev guatr’ dediğimiz dışarıdan gözle görülür boyuta geldiğinde yani operasyon gerekiyor. Bunun dışında yukarıda söylediğimiz bulguların hastanın hayat konforunu etkilediği durumlarda veya tiroid bezinde kanser ve kanser şüphesi bulunan nodullerde operasyona başvuruyoruz. Operasyon boynun ön orta hattan yapılan kesi ile gerçekleştirilmekte. Çoğu zaman tiroid bezinin hepsi alınıyor. Bazı durumlarda da bir kısmı ya da bir tarafı alınır. Açık kesi yerine kapalı ameliyatlar da ileri merkezlerde yapılabiliyor. Deneyim ve cihaz(robot-Da Vinci) olmazsa olmazı. Amerika’dayken beraber çalışma fırsatı bulduğum Dr.Eren Berber hocam dünyada ilk olarak ‘Robotik Tiroid’ ameliyatını yapan doktordur. Bu operasyonu ilk olarak bir Türk doktorun yapması gerçekten gurur verici.

Röportajıma konuk olduğunuz ve bilgilerinizle okurlarımızı aydınlattığınız için teşekkür ediyorum. Son olarak Önce Vatan gazetesi okurlarına neler söylemek istersiniz?

Bana bu fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür eder, okuyucularımıza da sağlıklı ve mutlu günler dilerim.
 

Röportaj: Ayşenur Mama