Merhaba Sevgili Önce Vatan okurları, sizlerle uzun zamandan beri tekrar birlikte olmanın mutluluğu içinde olduğumu bildirmek isterim. Artık her hafta bir değerli konuğumuz ile sizler ile birlikteyiz. Değerli Kıdem Dostum Cengiz Gürbüz Bugün bizler ile birlikte. Aslında kendisinin faliyetleri ve ata sporumuz olarak da görünen At yarışarı merakı onu sosyal medyada geniş hayran kitlesine ulaştırdı. Bizler de bu sihirli kişi ile sıcak bir sohbet etmek istedik.. Keyifli ve güzel bir röportaj oldu...


Öncelikle Cengiz Gürbüz Kimdir Sizi Biraz Tanıyalım? 

1989 Tekirdağ doğumlu Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Mezunuyum. Yaklaşık on yedi yıldır yarışları takip ediyorum. Amatör başladığım bu heves beni yarış yazarlığına kadar getirdi. 

Bu Spora İlginiz Nasıl Başladı? 

Çocukluk Yıllarımda Bir Aile Dostumuzun Vesilesi ile Başladım diyebilirim. Adrenalin duygusuna meyilli bir insanım, at yarışının bahisle birleşince gizemli ve heyecanlı yanı var. İnsanın bilme ve kazanma duygusu at yarışında hissediyorsunuz.

Sosyal Medyada Tahmin vermek ve Çevrenizin bir anda artması yarış sevenlerin beklentileri nelerdir? 

Sosyal Medyadan önce Galopturk.com’da tahmin veriyordum ve 2011-2012 yılları arasında diye hatırlıyorum. Orada belli bir kitle oluşmuştu ama okul vs.. gibi özel nedenler dolayısıyla ayrılmak zorunda kaldım. Yaklaşık bir buçuk yıldır sosyal medya ile başlayıp simdi profesyonel halde bu işi yapıyorum. Yarış severlerin beklentisi doğru oyun kurabilmek, at yarışı eskisi gibi lokal bir oyun olmaktan çıktı, at sayısı hipodrom sayısı çok fazlalaştı, eskisi gibi atların tamamına hakim olmak kolay değil, ciddi zaman bilgi, gözlem yeteneği ve hafıza isteyen bir iş... Bahislere düzenli katılıp takip sorunu yaşayanlar için güvendikleri birinden yardım bulmalarını mantıklı buluyorum.

Bu sporun iyi, kötü yanları gençlere bir tavsiyeniz nelerdir?

İyi yanından başlıyacak olursak gün içerisinde sizi sürekli meraklı ve heyecanlı tutuyor. Bence bu çok kıymetli bir şey. Gençlere tavsiyem (zor olduğu için) Doğu illerindeki yarışlardan uzak dursunlar. Şakası bir yana ölçüyü kaçırmadan bir spor branşı olarak görmelerini tavsiye ediyorum.

Ata sporu olan ve sayılan bu  branşta en çok etkilendiğiniz yarış hangisidir?

Tabiki de Mustafa Kemal Atatürk adına rüzenlenen Gazi Koşusu...

Siz sadece yarış severlere tahminde bulunuyorsunuz. Bunun kötü gidişi sizde ne gibi olumsuzluklar yaratıyor?

Tahminciliğin en zorlayıcı yanı yani sürekli bir baskı hissediyor olmanız her gün 13:00- 21:00’e kadar devam eden bir sınava giriyorsunuz ve  sadece kendinizin değil başkalarına da sorumluluk barındırın bir sınav bu at yarışı doğası gereği süprize ve yanılgıya açıktır. Dolayısı ile her zaman başarılı olmanız mümkün değil. 

Son olarak bu sporun geleceği ve bundaki yerinizi nasıl görüyorsunuz? 

At yarışı talep gördüğü sürece devam edecektir ve büyümeye çok açık bir sektör sadece bilinirliği zayıf. Bu işe uçundan kıyısından tutunup ta devam etmeyecek insan çok azdır. Ben de zamanım ve sağlığım elverdikçe yarış yazarlığına devam edeceğim 

Bu arada bizi Edirne ve Kırklareli’nde ağırladıgın için çok teşekkür ederiz. Nefis lezzetli ve meşhur yemeklerini yemek de harika olsa gerek bu arada şanslısın? 

Edirne’de meşhur ciğerini yemeden göndermek olmazdı sizleri. Çok teşekkür ederim geldiğiniz için. Güzel, keyifli bir muhabbetimiz oldu. Emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunarım görüşmek üzere...  

Röportaj: Eren Ertik