Uzun yıllar süren sahne çalışmalarından sonra ilk solo albümünü yapan Erkut Kerpeten, 5 şarkıdan oluşan “Çeyrek Hikaye” isimli albümü, Esen Müzik etiketiyle karşımıza çıkarmıştı. 

Bizler de kendisiyle bir araya geldik. Kaliteli müziğe, yıllara, çeyrek hikayelere ve kendisine değindik. Şimdi sizlerle…

Merhaba Erkut Bey, nasılsınız?

Teşekkürler Elif’ciğim. Sizleri gördüm daha iyi oldum… Çalışmalarını ben de takip ediyorum. Gayet başarılısın. Tebrik ederim.

Geçtiğimiz aylarda gerçekten kaliteli bir albümle karşımıza çıktınız. 5 şarkılık bir albüm. Öncelikle albümün bize ulaşmasından önce nasıl oluştuğunu merak ediyorum. Ne söylersiniz?

 Tabii. Aslında olay sırf stüdyo aşamasından ibaret değil… Lise yıllarında gitar çalıp şarkı söylemeye başladım. Lise bittikten sonra bir süre gitar ve basgitar çalmaya devam ettim… 1996 yılında da İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuarı’na girdim. Okuldaki sazım kontrbastı. Bir yandan gitar ve piyano ile ilgilenmeye devam ettim. Okulun ardından halen daha sahne çalışmaları ve bir yandan da öğretmenlik devam etmekte… Bütün bunlarla uğraşırken sürekli şarkılar yapıyordum… Ardından beğenmeyip değiştiriyordum ama hiç durmadan devam ediyordum. Hala daha yapıyorum. Grubum Sabahçı Kahvesi’yle çeşitli mekanlarda çalmaya devam ederken sürekli müşterimiz olan Birgül (Birgül Dalgakıran), parçalarımı aranjör ve gitarist Cenk Eroğlu’na dinletti. Ardından seçtiğimiz parçalarla aralıklı olarak iki sene boyunca çalıştık… Albümde dört tane benim şarkım, bir de Alper Çam’ın şarkısı yer almakta… Kayıtları bitirdikten sonra basın danışmanım Aysun Kırtaş sayesinde Esen Müzik’le anlaştık ve 1 Haziran’da da piyasaya çıkarttık.

Peki, neden adı: Çeyrek Hikaye?

‘Çeyrek Hikaye’ albümdeki şarkılardan biri. Herkesin ortak fikri bu şarkıya çıkıyordu. Hikayesi olan kaliteli bir şarkı diye düşünüldü. O yüzden çıkışı bu şarkıyla yaptık. Hikayesi ise tadımlık bir aşk hikayesini anlatıyor. Aslında yarım bile olamamış bir hikaye ve bu küçücük hikayeden çıkacak bir dünya anı var aslında….

Şarkılara biraz değinir misiniz? İlginç hikaye ile karşımıza çıkan bir şarkı var mı içerisinde?

Valla ‘Keşke’ değerli müzisyen arkadaşım Alper Çam ‘ın şarkısı. Alper bu şarkıyı yaparken sürekli beraberdik ve hep söylemeyi istemiştim. Albüme başlarken özellikle Alper’den rica ettim kırmadı beni, hediye etti. Bir diğer enteresan olay ise, ‘İstersen’ şarkısı ile ilgili. 15 sene önce yaptığım bir şarkı ‘İstersen’. Cenk’e çaldığım zaman “yapalım bunu” dedi ve şu anda en çok tıklanan şarkı oldu. ’Gülünce Sen’ şarkısı ise özellikle sözlerde Tolga Arslaneli’nin yoğun uğraşıları olan bir şarkı… Yani hepsinin yeri var aslında.

'Çeyrek Hikaye’ye klip de çektiniz. Nasıldı çekimler?

CD kapağının tasarımını yapan ve fotoları çeken Nuri Özen çekti klibi de. Kendisinin güzel bir görüşü ve bakışı vardır. Plato platonik diye bir mekânda çekildi. Tabii ilk gerçek anlamda klipti ve bazı aksaklıklar yaşadık. Kafamızdakileri tam yapamadık ama çok iyi bir tecrübe oldu. Sonuçta yaşadığımız her şey bir tecrübe… Nuri Özen’in ruhuna sağlık. Her şeyiyle çok uğraştı.

Sizi dinleyince “Ahh o eskiden gelen dolu müzikler” dedim. Bu kadar başarılı, dolu şarkılar yapan biri olarak müzik piyasasının şu anki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ah ne kadar zarifsin Elif’ciğim (gülüşmeler). Ben gerçekten anlamıyorum ya da yaşlanıyorum. Sanki müzik piyasası kocaman bir çukura düşüyor. Çok iyi şeyler çıktığı gibi çok manasız şeyler de var… Bir tarafta, bir süredir arabesk rap gibi bir tarz türedi. Asla bu arkadaşlara saygısızlık etmem ama gerçekten anlayamıyorum. Hep aynı tipler, hep aynı nağmeler ve hep aynı sözler… Bir fabrika gibi… Ama değişim gerçektir ve olacaktır. O yüzden umudum hep var.

Peki artık insanlar ne istiyor?

Valla bir kesim var büyük bir kesim inanın, ne istediklerini kendileri de bilmiyorlar. Müzik piyasasının baronları onlara ne dinletirlerse beğenmeye hazırlar. Ben öğretmenim ve kendi öğrencilerimden biliyorum ki hepsini de çok seviyorum. Bazen bana bir şarkı dinletiyorlar, şaşırıyorum. “Gerçekten hangi ara duydular bunları?  Siz daha çocuksunuz, bu arabesk sözlerle ve böyle bir tarzla işiniz ne?” diye sormadan edemiyorum… Gerçi artık hepsi beni dinliyor.

Sizi ilk dinleyenler Bülent Ortaçgil mi diyor? Tarzınızdan dolayı ilk o algılanıyor diyebilir miyiz?

Valla Elif, Bülent Ortaçgil bence çok saygı duyulacak bir sanatçı, bir müzik adamı… Ben Ortaçgil’i, Erkan Oğur’a olan hayranlığımdan dolayı dinlemeye başladım. Hatta Erkan Abi’yi yakalayıp, her seferinde sorular sorardım. O da sıkılmadan cevaplardı. Sonra Ortaçgil dinlemeye başladım. İlk başta inanamadım, dedim ne kadar başarılı ve yalan yok bir süre bütün şarkılarını çalıp söylemeye başladımç. İşte o esnada biraz o tarz bana oturmuş olabilir. Sonra ise çok naif geldi bana ve başka şeyler yapmaya başladım ama evet biraz üstümde etkisi olmuş olabilir -ki koskoca Bülent Ortaçgil.

Siz aynı zamanda 90’lar sanatçısısınız. 90’lar nasıldı desem ne söylersiniz?

90’lar efsaneydi ya Elif… Her şey başkaydı.Taksim meydanında Rock konserleri olurdu, hem de hiç olay çıkmazdı. Metallica ve Guns’n Roses ilk defa geldi, hem de en güzel dönemlerinde, ilk aşklarımızı yaşardık… Kumsallarda MFÖ çalıp söylerdik geceler boyunca… Öğrencilik ve parasızlık ama güzel ruhlar… Gerçi parasızlık pek değişmedi aslında.

“DELİ KADINLAR GÜZEL SEVER”

Söylediğiniz ‘Deli Kadın’ şarkınız vardı. Deli kadınlar nasıl olur?

‘Deli Kadın’, bir Erkin Koray şarkısıdır aslında. Ben bir dönem Erkin Abi’yle çalıştım. Ona basgitar çaldım. Gerçekten efsanedir kendisi. Sonra o kadar sevdim ki bu parçayı kendim programlarda çalıp söylemeye başladım. Bir de kayıt yaptık o dönemde. Şimdi ise albümle beraber yine dinlenmeye başladı.

Biz erkek milleti çok tuhafızdır ama deli kadınları çok severiz… Deli olsun ama sevsin isteriz. Zaten deli kadınlar da çok güzel sever… Ama onlar sevene kadar delirtmeye devam ederler erkekleri.

Müzik hayatınıza nasıl girdi? 

Sanırım Ortaokuldaydım. Daha önceden mandolin filan çalmıştım. Okulda kulağımın iyi olduğunu söylerlerdi. Sonra bir gün Kramp diye bir rock grubunun konserine gittim, ben böyle müzik yapmak istiyorum dedim ve ben o konserden sonra hiç durmadım…

‘Sabahçı Kahvesi’ kurduğunuz bir grup muydu?

Aynen. 2009 yılında barlarda çalarken bir grup ismi lazım oldu. Ben de Ferdi Tayfur’un ‘Sabahçı Kahvesi’ isimli şarkısını kendimce söylüyordum. İsmi tam bizlik diye düşündük… O gün bugündür bütün performanslarımızı bu isimle yaptık… İlk kadroyu Eren Ağansoy- Davul, Murat Özgün Zombie -Bass ve ben şeklinde yaptık. Ardından Eren gitti Canik geldi, Zombie gitti Şencan sonrada Tamer geldi. Ardından akustik formata çevirdik ve zaman zaman ama hep aynı isimle çıktık… Üç senedir de akustik kadromuz Bas-Tamer Metin,Sax- Ümit Onartan ve Kajun-Ersan Güzel şeklinde ama daha büyük işlerde Davul’a Yektan Aybek, Klavye’ye Atilla Yüksel ve Keman için Ömer Öcal geliyor. Zaten konserlerde de aynı kadro olacağız.

“ŞARKI YAPAN BİR OZANIM”

Size Gitarcı Adam dememiz doğru olur mu? Peki, gitar sizin için neyi ifade ediyor?

Tabii ki. Deli gibi gitarcıyım. Hatta son bir kaç senedir iyice gaza geldim. Günde belli bir saat gitar çalışıyorum… Instagram sayfamda sürekli paylaşımlar yapıyorum. Ben önce müzisyenim, sonra da şarkı yapan bir ozan. Mütevazı sesim sadece bana yardımcı oluyor. Solist iddiam ise hiç olmadı…

“MÜSLÜMAN MAHALLESİNE SALYANGOZ SATILIR MI?”

Tarzınız rock. Genel olarak Türkiye de rock’a ilgi nasıl? 

Tabii ki eskiye göre çok daha iyi bir ilgi var ama bizler kendimizi kandırmayalım. Müslüman mahallesinde salyangoz satmak diye bir deyim vardır. Anlayan anlasın işte…

Pop albüm teklifi gelse yapar mısınız?

Ben inanıyorum ki herkes kendine uygun bulduğu bir tarzı yapsın. Miles Davis demiş ki “en iyi müzisyen en iyi bildiğini çalandır”.

“TEKRAR DÜNYAYA GELMEM BAŞKA GEZEGENE GİDERİM”

Tekrar dünya gelseniz yine müzik sanatıyla ilgilenmek ister miydiniz?

Bu soru çok acayip bir sorudur gerçekten ve hep düşünmüşümdür bana sorulsa ne derdim diye… Hayallerim gerçek oldu sayende Elif. Ama ben tekrardan dünyaya gelmem sanırım… Mars’a filan giderdim…

Gençlerden başarılı bulduğunuz isim var mı? Kimleri beğeniyorsunuz?

Bana yaşlı mı dedin şimdi sen(gülmeler)… Elvis Presley çok başarılı gerçekten…

Şu aralar en çok dinlediğiniz 5 şarkı diye sorsak?

Valla ben yenilerin hepsini takip edemiyorum ama takip ettiğim kadarıyla söylemeye çalışayım…

1-Joe Satriani- What Happens Next

2-Portugal The Man- Fell it Still

3-Justin Timberlake- Filthy

4-MFÖ- Emin misin?

5-Erkut Kerpeten-İstersen

Peki neler yapıyorsunuz, günleriniz nasıl geçiyor?

Üşenmedikçe spor yapıyorum. Bol bol gitar çalıp, albüme konsantre oluyorum. Grupla konser provaları var şu anda. Okul tatil olduğu için de rahat takılıyorum şu aralar…

Sosyal medya hakkında neler düşünüyorsunuz? Bu kadar hayatımızın içinde olması sizce ne kadar iyi?

Gerçekten fazla içinde hayatın. Az önce buraya geldiğimde herkes telefonuna kitlenmişti mesela. Çoğunlukla aynı masada oturan insanlar telefonlarıyla uğraşıyor… Tabii buna ben de dâhilim. Özellikle albümden sonra Instagram’da vs. sürekli paylaşımlar yapıp, gelen yorumları takip ediyorum. Çok iyi tarafları da var elbette. Sosyal platformlardan kitlenizi oluşturabiliyorsunuz mesela. Kararını biliyorsanız bir sorun yok bence. İnsan kendini biliyorsa zaten her şeyi kararında yapar.

Zaman neleri değiştiriyor dersiniz?

 Çok zor bir soru aslında. Benim yaşım müsait olduğu için 20 sene öncesiyle şu anı karşılaştırabiliyorum ve vardığım sonuçlar hakikaten düşünmeye değer… Hani “nerde o eski bayramlar” muhabbeti vardır ya -ki hiç sevmem- ama ister istemez diyor insan… Her taraf çok kalabalık. Çok trafik çilesi var. İnsanlar çok tahammülsüz, çok yorgun… Tuhaf bir şekilde küçük çocuk ve hayvan istismarı haberleri duyuyoruz bir süredir… Bunların hiçbiri yoktu gerçekten. Biraz daha pozitif yolda değişimler bekliyoruz artık….

Benim hayattan anladığım diyecek olsanız cümleyi nelerle bitirirsiniz?

Benim hayattan anladığım, sahip olduğun her şeye sahip çıkman gerekiyor. Sonuna kadar…

Sahneler var mı yakın zamanda? Ya da sahneler nasıl gidiyor?

Şu anda yok ama Ağustos ayı için bir iki festival görüşmesi var. Eylül ayında lansman konserleri yaparak startı vermek istiyoruz. Mekânlarla görüşmelerimiz başladı. Zaten yardımlarınızla duyurularımızı yaparız umarım.

Yakın gelecekte ne tür projelerle karşımızda olacaksınız?

Şu anda yeni bir klip için çalışmalara başladık… ‘İstersen’ şarkısına Temmuz sonunda klip çekeceğiz kısmetse. Eylül gibi bir klip daha çekip, lansman konserlerine başlayacağız… Bu sefer kliplerde benimle beraber yakında sıkça ismini duyacağınızı düşündüğüm bir çekim ekibi var; Özkan Miralem ve Burak Daldaban. Kendileri ile beraber planlıyoruz. Özellikle belli bir yönetmenle çalışmaktansa kendi içimizde halletmek amacındayız…

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Elif Günay ’ı takip etmeye devam etsinler. Her tür müziği dinlesinler, kendilerini kısıtlamasınlar, geniş bir yelpazeye sahip olsunlar. Hayata karşı sabırlı, onurlu ve mücadeleci olsunlar ve beni lütfen Instagram’da takip etsinler, albümümü alsınlar( ins: erkut_kerpeten). Sevgiler, selamlar…

Doğum Tarihi: 25.11.1975

Burcu: Yay

En sevdiği yönü: Önyargılı asla olmam

Sevmediği yönü: Anında sinirlenebilirim

Uğurlu sayısı: 3

Uğurlu günü: Salı

En sevdiği renk: Siyah

En sevdiği çizgi filmi: Şirinler 

En sevdiği söz: Herkes ektiğini biçer…

Söyleşi: Elif Günay

Fotoğraf: Umut Anıl Süslü