Sevgil Ece Pirim, Öncelikle Güzellik yarışmalarından başlamak istiyorum

- Güzellik yarışmalarına katılman için kim önayak oldu?

Merhaba Murat ve sevgili Önce Vatan Gazetesi okurları öncelikle harkese selamlar. Bundan 20 sene öncesine gidersek güzellik yarışmaları bu kadar fazla olmamakla birlikte, daha seçici ve saygınlığı daha büyük etkinliklerdi. Türkiye ve Yurt dışında ülkemizi temsil etme şansını yakaladığımız zaman toplum olarak da bu önemli bir tanıtım yoluydu. Ben de göçmen bir aile kızıyım ve standartlara göre boy-fizik açısından göze çarpan bir genç kızdım. mahalle baskısı o zamanlarda şimdikinden çok farklı yani hep yapıcı yöndeydi. Çevremde bulunan kişiler okul yıllarından olmak üzere, arkadaş çevrem, dostlarımız, ailem bu konuya oldukça sıcak bakmaya başladılar. O dönem de Milli Eğitim Bakanlığı Ankara Tülin Okan Arı Mankenlik ve Zarafet okulunu bitirdim. Bir taraftan da Ankara Üniversitesi-İletişim ve yine işletme bölümlerinde eğitim hayatıma devam ettim. Ve mezun olduğum kursta fark edilip o zamanlar da modellik yapmaya başladım. Yarışmaya katılmamda en büyük desteklerimden birisi bu kulvarda beni hep gözetmiş olan Attila Kaplakaslan’dır. Ahde vefa’ya yürekten inanan biri olarak bunu hep söylerim.

-Yarışmalardaki heyecanını paylaşır mısın?

Yarışmalara son derece disiplinli ve kendinizi yetiştirmek için bize destekleri çok büyük olan bu kulvardan değerli isimlerle hazırlanırdık. Kamplara girer ve bu dönem de hem çok güzel arkadaşlıklar kurar, hem de yarışma zamanına kadar pek çok konu da profesyonel şekilde kendimizi temsil etmeyi öğrenirdik. Yarışma zamanı gelip çattığında ise o heyecanı anlatmaya gerçekten kelimeler yetersiz kalıyor. Mutluluk, telaş, heyecan pek çok duyguyu bir ara da yaşardık ama en önemli olan o zaman dostluk ve desteğin birbirimize daima gönülden olmasıydı.

- Güzellik yarışmadından sonra hayatında ne gibi değişiklikler oldu?

İlk olarak Miss Miss Model Of Turkey seçildim. Daha sonra Miss Turkey ardından, Amerika’da Miss Globe yarışmasına katılan ilk Türk kızı olarak 3. oldum. Ve son olarak İtalya’da Miss Bride and Beauty’de yine Avrupa 3.sü seçildim. Bu arada ülkemi temsil etmemede ki başarılarımdan dolayı yurt dışından ajansıma Türkiye adına başka yarışmalara da katılma teklifleri geldi. Bu tabii ki çok gurur verici ama Türkiye’de modellik ve fotomodellik kariyerim gittikçe yükselirken, diğer taraftan da gönlümde yatan aslan tv sektöründe ilerlemeye başlayan yeni bir basın mensubu olmaya başladığım için bu konunun artık geride kalmasına karar verdim. Medya benim için her zaman ön planda olmuştur.

-Aynı zamanda uzun yıllar mankenlik yaptın. Mankenlik yarışmadan sonra mı oldu?

Hayır, yukarıda biraz açıkladım aslında. Yarışmalardan önce Ankara’da M.E.B Tülin Okan Arı Mankenlik ve Zarafet okulunda eğitim alırken çok yoğun bir şekilde başlamıştı.

-Çok sık Sosyal Sorumluluk Projelerinde görev aldın. Bundan biraz bahseder misin?

Sosyal sorumluluk projeleri her zaman benim insani yönümü ve merhametimi duyarlılıkla yaşadığım projeler oldu. Yıllardır elimden geldiğince bu projelerde yer almaya çalışıyorum. Fakat zamanımızda bu hassasiyetleri kullanan bazı farklı anlayışta olan insanların hepimizi kullanmaya çalıştığınıda görüyor ve bu duruma gerçekten üzülüyorum. Bu nedenle yaptığımız desteğin ne olursa olsun, hangi konuda olursa olsun ciddiyetle ihtiyaç olan yerlere kişilere ulaştığından emin olmak istiyorum. Aslını söylemek gerekirse bu tarz bir TV projesinde de gönülden yer almak istiyorum.

-Televizyona ekranlarına geçmen nasıl oldu?

Küçüklüğümden beri sosyal yönü hareketli ve girişken bir çocuktum. Görsel sanatlara da ilgim çok fazlaydı. Genlerden de gelen birşey. Babam da kendi mesleği dışında Türkçesi ve ses tonu mükemmel bir insan. Ve TRT radyosunda uzun yıllar seslendirme yapmıştır. Ailem de sanat ile ilgilenenler çok. yani gerçekten içimde olan bir şeydi ve ailemin desteğiyle bana bu konu da başarılı olmak için çok çalışmak kaldı. Bu konu da en büyük okul olan TRT’de tv hayatıma başladım. Bununla gurur duyuyorum.

-Sunuculuk ve Spikerlik yapıyorsun. Modelliği bıraktın mı?

Aslında bir süre beraber devam etti. tabii ki programlar ve çekimlerle planlama yapabildiğim sürece. Yıllarca yurt dışında da mankenlik yaptım. Milli manken oldum. ve Türkiye tanıtımı için yaklaşık 55 kişiden oluşan Türkiye’nin farklı dokularını yansıtan bir devlet projesi ile aynı zaman da grup başkanı olarak  dünyayı gezdim. Bu projenin başarıyla sona ermesinden sonra devletimizden Ülkemin tanıtıma katkılarımdan dolayı “Üstün Başarı Ödülü” aldım. Ve aktif olarak mankenliği bıraktım. Fakat zaman zaman özel defilelerde, sosyal sorumluluk projelerinde, görev alıyorum. zaman zaman fotomodellik de özel durumlar da devam ediyor.

-Televizyon dizilerinde oynadın mı?

Evet, oynadım. Bu konuda da eğitim aldım. İlk olarak yine bir TRT dizisi olan “Türkmen Düğünü” dizisinde çok büyük oyuncularla oynama şansını yakaladım. Ve bu gerçek bir hikaye olup 20 yıldır hala TRT’de oynatılıyor. Yurt dışında da çok seyredildiğini gittiğim zaman gördüm. Bu benim için büyük bir gurur. Hatta bir gün önce Miss Model seçildim, ertesi akşam dizi başladı. İşte o zaman çifte mutluluk ve tanınma şansım oldu. Kitlelere fazlasıyla ulaşmaya başladım. Daha sonra tabii ki dizi ve sinema teklifleri geldi. Fakat ara ara oynayabildim. çünkü Tv benim için her zaman ön plandaydı. Mankenlik ve modellik hayatımda çok yoğunda maalesef dizi setlerine yetişemedim. Bu ara da 2 tane de sinema filmi çektim.

-Birçok ödül sahibisin. Nedir bunlar?

Bu konu da gerçekten çok mutluyum. kendi memleketimde ve yurt dışında evet pek çok ödülüm var. Ayrıca özel çalışmalarım, yaptığım veya içinde bulunduğum projelerden de yüz civarı ödülüm var. Fakat saygınlık, takdir ve insanların sevgisini kazanabilmek en büyük ödül benim için.

-Şu anda 2017 yılında yeni projelerin var mı?

Allah nasip etsin benim her zaman projelerim var. Fakat bunlar ülke ve medya sektörünün gidişatına göre zaman veya proje olarak değişebiliyor. Bir süre ara verdiğim ekranlara tekrar döneceğim. Tiyatro oyunlarında rol almıştım. Şimdi yeni bir oyun var. Onun hazırlıkları içindeyiz. “Küresel Online Eğitim” adı altında yaklaşık 2.5 senedir üzerinde çalışılan, içeriği oldukça geniş kapsamlı, sosyal platform da çok ses getirecek bir oluşuma dahil oldum. İntenetten’de pek çok konuda izleyicilerimizle buluşacağız. Mesleki anlamda akademi eğitimlerim var. Ve aklıma yatan projelerde var olup, destek olmaya devam edeceğim inşallah.

-Ece Pirim güzel bir kadınsınız. Bunun için neler yapıyorsunuz?

Çok teşekkür ederim Murat. sanırım kendimce prensip ve yaşam tarzımı kontrol altında tutmanın çok faydası var. Genlerimi asla göz ardı edemem. Sigara ve alkol kullanmıyorum. Gece hayatını sevmiyorum. Sadece bulunmam gereken ortamlarda bazen yer alıyorum. Hele ki her şeyin çok çabuk tüketildiği bu zamanlarda mümkünse ailem ve sevdiklerimle zaman geçiriyorum. İşim benim için çok önemli ve beni mutlu eden şey. Bu da beni dinç tutuyor sanırım. Kendimle baş başa kalmayı da seviyorum. Kendinizi dinlemeniz gerçekten bazen gidişata format atmak açısından çok önemli. Ve bir kadın olarak bakımlı olmayı ihmal etmemeye çalışıyorum.

-Kalbinizin güzelliği yüzünüze vurmuş. Her türlü yardıma koştuğunuzu biliyoruz. Yetişebiliyor musunuz?

Bu cümle benim için çok kıymetli. Böyle düşünen başta sen olmak üzere en içten sevgilerimi gönderiyorum. Yüreğinizde merhamet, insan ve hayvan sevgisi varsa bunu dışa vurmak da insanı güzel kılar. Koşturmaksa sağlığım olduğu sürece, benimle olmak istenen ortamlarda tabii ki biraz da seçici olmak kaydıyla olmaya çalışıyorum. destek veren herkese teşekkür ederim.

-Şimdi manken olmak isteyen gençlere önerileriniz var mı?

Tabii ki var. Sağolsunlar yeni nesilden arkadaşlarımla bir araya gelince bu konu da fikir isteyenlerde oluyor. İlk olarak bunu bir meslek olarak görüp, gereken saygınlık ve profesyonelliği kazanacak şekilde yapmalarını isterim. Geçmiş baktıkları zaman gurur duyacakları bir şeyler yapmış olsunlar. Yetenekleri varsa zaten başka işlerde de başarıları devam edecektir. En önemli konu ise eğitimlerini asla bırakmamaları. Bu konu da gerçekten çok hassasım. İleri de bunun çok artısını görecekler. Ne iş yaparsanız yapın, mutlaka saygınlık edinilecek bir tarafı vardır. Şartlar kolay değil. Biraz seçici olsunlar ve kendilerine saygıları olsun.

- Muammer Ketenci ile ilgili bir projeniz var. Bunun ile ilgili bilgilendirebilirmisiniz?

Muammer Ketenci benim çok sevdiğim bir modacı ve dostumdur. MK Akademi adı altında pek çok kulvar da eğitim vermek ve bilinçli bireyleri topluma kazandırmak için bir akademi kurdu. Bu oluşumda benim de yer almamı istedikleri zaman çok mutlu oldum. Eğitim verilecek tüm derslerde ki eğitmenleri özenle seçtiler. Ve Girne Amerikan Üniversitesi ile bu konuda iş birliği yapıldı. Ayrıca çok özel bir sosyal sorumluluk projesi içinde yoğun şekilde hazırlanılıyor. Umarım başarılarımız daim ve hayırlı olur.

- Sizin yaptığınız dönemdeki defileler ve bu dönemdeki defilelerle  düşüncen nedir?

Bizim zamanımızda diyeceğim firmaların alıcı firmalara tanıtımı dışında hiç bir defile koreografi yapılmadan olmazdı. provalar son derec ciddi ve profesyonelce yapılır, adım adım dönüşlerimiz duruşlarımız her sahne de farklı olurdu. Resmen bir görsel şölendi. Bilenler bilir Türkiye’nin en büyük defile organizasyonu olan “Vizon Show” bu alanda bir numaraydı. Ve ben de bu showlar da yer almış şanslı isimlerden biriyim. Bilinen moda devleri yine bu konu da arada görsel showlarını yapıyor ama eskisi kadar kalmadı. Fakat sektörün hareketli olması her zaman beni memnun eder. Bu arada şu an da defile yapsam ben herhalde çok seçici olurum. zamanında yaptığım defilelerde öyleydim. şimdi bunu pek göremiyorum.

- Ece Pirim romantik mi?

Yerine göre öyleyim. İstanbul bizi bu konuda da biraz törpüledi galiba. Ama özel olduğumu hissettiren jestleri her zaman onaylarım.

- Aşk mı Mantık mı?

Önce sevgi. Aşk ve mantık ortak payda da buluşabilir belki. Keskin hatlarla yorum yapmak istemem.

-Şu anda sunucu ve spiker olarak çalışıyorsun. Mankenlik mesleğini özlüyor musun?

İlk başladığım zamanları özlediğim oluyor fakat şu dönemler de öyle bir özlemim yok. Senin defilelerinde bunu zaten bazen tazeliyoruz.

-Yemek yapar mısın?

İşte bu konu çok güzel Hem yapmayı, hem yemeyi severim. Yemek yapmak benim için zevk ve terapidir. Boşnak kızı olarak da küçük yaşlar da mutfak merakım, ailemin yemek kültüründen dolayı çok fazlaydı. Hala da öyle devam eder. Bilen bilir böreklerimiz de çok meşguldür. Fakat Osmanlı ve Türk mutfağı üzerine dünya da başak mutfak kültürü, lezzeti bence yok.

- En çok görmek istediğin ve göremediğin ülkeler var mı?

55 ülke-90 şehir gördüm. Dünya üzerinde hatırı sayılır bir oran. Afrika’da görmek istediğim yerler var. Sun City yine görmek istediğim yerler. Bir de Küba, seyşeller, Bali, Maldivler adalarını da görmek isterim.

- Çocuklarla aran nasıl? Çocuk sahibi  olmak istemedin mi?

Çocukları çok severim. Çocuk sahibi olmayı yoğun koşturmalar yüzünden pek düşünmedim şimdiye kadar. Çocukları bu sabırların daha kısıtlı olduğu bu dönemler de yetişme tarzları konusunda ebeveynleri biraz daha hassasiyete davet etmek isterim. Çünkü şımarık ve sorumsuz bir nesil görüyorum. Eğitim aile de başlar. Herkesin çocuğu kendisine çok kıymetlidir. Fakat başkalarını rahatsız derece de başıboş olmamalı çocuklar. Konuştuğum ve programlarıma davet ettiğim pedagoglar da bu görüşlerini savunuyorlar. Biz de çok geniş bir aileyiz ve bu hassasiyetle büyütüldük. Allah nasip ederse ben de çocuk sahibi olmak istiyorum. hayırlısı neyse o olsun tabii ki... Herkesin evladının sağlıklı ve ailesine, vatana-millete hayırlı bir birey olarak yetişmesini diliyorum.

- Nerelisiniz?

Anne tarafım Boşnak - Arnavut, babaannem Polonyalı, babam da Varşova doğumlu. Dedemin kökleri ise Rize taraflarından.

- Ece Pirimin hedefleri nedir?

Hedeflerimin çoğundan fazlasını gerçekleştirdim. Ama yine de sonu yok. Ailem ve işimin sürekliliği benim daimi hedeflerim.

- Dünyada defilesinde manken olarak çıkmak istediğin bir modacı oldu mu?

Sanırım Valentino olurdu. Kadınsı hatları hiç bir zaman kaybetmeyen koleksiyonlarıyla beni hep büyülemiştir. Ve Ellie Saab.

- Bazı meslektaşların gibi sende şarkıcı olmak istedin mi?

Bu konu da sağ olsunlar çok önemli müzisyenlerden teklifler geldi. Yoğunluğum fazla ve acaba nasıl olur diye bir türlü bu sektöre adım atmaya cesaret edemedim.  Şimdi pişman olduğum neden denemediğimdir. hatta şu an bazılarını gördükçe çok daha pişman oluyorum.

- Hayatında vazgeçemediklerin var mı?

Kesinlikle ailem.

-Talk Show yapmak istedin mi?

İkili bir talk show hoş olurdu. Bu konu da teklifler ve projeler de geldi. demek kısmet değilmiş. bundan sonrası ise belli olmaz. Küçük yaşlardan itibaren tiyatro sevgim hep vardır. Yıllar geçtikçe de arttı. TV hayatı devamlı program ve haberlerle dolu olduğu için yapma fırsatım olmamıştı. Turnelere gitme şansımda yoktu. Daha sonra bunu yapmalıyım isteği çok fazla atağa geçti ve 3 tiyatro oyununda oynadım. Gerçekten muhteşem bir duygu. Şimdi yeni bir oyun teklifi geldi. harika bir komedi. Kısa zaman da provalara başlayıp, tiyatro sahnesinden buluşacağız inşallah.

Bu röportaj için Murat Günhan ve Önce Vatan Gazetesi ailesine çok teşekkür ediyorum. Herkese en içten sevgiler. Bir gün bir yer de görüşmek üzere...