RÖPORTAJ: CENGİZHAN KAYA

Öncelikle bize  kendinizden  bahseder misiniz?
Tabii. İstanbul doğumluyum. Bankacı bir baba ve ev hanımı annenin çocuğuyum. Evimizde her zaman düzgün Türkçe konuşulur ve bu konuya önem verilirdi. Yanlış cümleler kurarsam, babam hemen müdahale eder ve düzeltirdi. Önceleri biraz kızdığım bu davranışın, sonrasında mesleğime faydası olacağını bilemezdim. Üniversite döneminde İktisat eğitimi aldım ama yine de aklım haber spikeri olmaktaydı. Ve spikerlik sunuculuk eğitimi alarak HBB televizyonunda 1997 yılında Genel Müdürümüz Bülent Öztürkmen’ in destekleri ile mesleğe ilk adımı ara haber spikeri olarak attım.
 

Neden Medya ?
Aslında neden haber daha doğru olur benim için. Çünkü gönlüm zaman zaman program sunuculuğu yapsam da hep haber de kalmıştır. Medya gücünü aslında haberlerinin doğruluğundan, tarafsızlığından alır. Bir toplumun bilgilenmesi, vizyonu, geleceği hep haberler üzerinden şekillenir. Tabii bu durum habercilere de büyük bir sorumluluk yükler aynı zamanda. Halkı doğru bilgilendirme ve tarafsız olma sorumluluğu.
 

Haber2e ’den bahseder misiniz ?
Haber 2e yi yaklaşık 3 yıl önce kurdum. İsmini benim ismimin baş harflerinden alıyor. Her hangi bir ticari kaygı yaşamıyorum biraz masraflı bir iş olsa da benim habere olan özlemimi ve tarafsız habere bağlılığımı yansıtıyor. İçinde zaman zaman bize özgü özel röportajlar oluyor. Yanlı haber yapmadığımız için de şimdiye kadar bir müdahale ya da olumsuz bir davranışla karşılaşmadık diyebilirim.  
 

İnternet haberciliğinde sizce temel ilkeler nelerdir ?
Aslında temel ilkeler açısından, televizyon haberciliği ile arasında çok fazla fark yok. Sadece internet haberciliği için biraz daha hızlı, habere daha kolay ulaşılır hali diyebiliriz. Gazetelerin artık, internet haberciliği yanında biraz geleneksel kaldığını düşünüyorum. Eskiden evlerimize bir günde 2-3 gazete girerken, şimdi internet siteleri üzerinden daha hızlı bir şekilde gündemi takip edebiliyoruz.
 

Sizce iyi internet sitesi nasıl olmalı ?
Sade, basit ama içerik açısından dolu olması gerekir. Sürekli pop up diye tabir ettiğimiz aniden açılan, sitenin her yerinden reklam fışkıran modelleri ben sevmiyorum ve reklamları açmadan kapatıyorum.
 

Medya dışında yapmak istediğiniz çalışmalar var mı?
Yaklaşık 2 yıldır zaten televizyon programı yapmıyorum. Onun yerine internette yapılan işler daha fazla ilgimi çekiyor. İnstagram da ki bloggerlar, Facebook’un sosyal hayatımızın değişmez bir parçası olması siyaseti ve gündemi takip ettiğim Twitter’ in yapısı fazlasıyla, herkes gibi benim de çok ilgimi çekiyor. Ticari bir iş yapmak istersem herhalde sosyal medya üzerinde bir şeyler yaparım. Onun dışında her zaman ufak tefek yazdığım kitap projelerim oluyor.
 

Mesleğinizde bir rekabet baskısı/etkisi hissediyor musunuz? Eğer hissediyorsanız bu mesleğinize nasıl yansıyor? Bu rekabet ortamının size ve mesleğe olumlu olumsuz etkileri nelerdir?
Artık aktif olarak ekranda değilim ama ekranda olduğum dönemde rekabet demeyelim de meslek ilkelerine düzgün olarak uymayan insanların işimize yansıyan tesirleri oluyordu. Bu gün baktığımda, benzer davranışları spikerlik eğitimi verdiğim, genç arkadaşlarımdan duyuyorum. Çok üzülüyorum. Genç arkadaşlarımıza yeteri kadar şans verilmiyor. Ekran önü dediğimizde, genelde müdürler, kendi tanıdıklarına veya daha yakın görüştüğü çocuklara şans tanıyor. Bu üzücü tabii ki. Önemli olan kriter işe uygunluk olmalı ama maalesef hala daha etik dışı davranışlar sergileniyor.
 

Medya dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz?
Öncelikle medyanın tam bağımsız olması gerekir. Yani muhalif yayın organları da olmalı, iktidar yanlısı da. Ama muhalif medyanın da yanlı haberler yapmaması gerekir veya hakarete varan eleştiriler olmaması gerekir. Yani meslek etiğine muhalif de olsanız  sahip olmanız gerekir. Artı ben güzel yüze, ses tonuna ve düzgün Türkçe’ ye önem veriyorum. Dolayısı ile ekran önü için seçimlerim bu kriterlere uygun adaylar olurdu.
 

Kendinizde bir şeyleri değiştirme imkanınız olsa neleri değiştirirdiniz?
Biraz daha az duygusal olmak isterdim belki de bilmiyorum aslında galiba genel olarak kendimden memnunum.
 

Medya ile aranız nasıl? Televizyon, internet, gazete, dergi gibi iletişim araçlarından ne şekilde faydalanıyorsunuz? Sosyal medya ile aranız nasıl?
Sosyal medyadan keyif alıyorum, gerek twitter gerekse instagram da bolca takipçilerim var, benim de takip ettiklerim var. Gazete almıyorum, dergi de çok fazla almıyorum. Haber de ise beni çok fazla heyecanlandıran, ekranda görmekten keyif aldığım çok fazla isim yok. Bir tek Ece Üner’i görürsem izliyorum o kadar, daha fazla isim sayamam maalesef.    
 

Tekrar haber spikerliği düşünüyor musunuz ?
Tabii düşünebilirim, zaman zaman teklifler alıyorum ama yaptığım işin kalitesine, ekibin tecrübesine ve tarafsızlığına inanmam lazım. O açıdan bu dönemde beni heyecanlandıran kadrolar olmuyor maalesef.
 

Gelecekte ne tür projeler olacak ?
Aslında bir on yıl önce sosyal medyanın bu şekli alacağını söyleseler herhalde tahmin edemezdik bugünkü gelişmeleri. Şimdi bakın nerelerdeyiz. İnsanlar Youtube üzerinden kendi kanallarını açıyorlar. İleri de de herhalde bu gün gündemde olan oluşumlar, bu gün ki gazetelerin, dergilerin olduğu yerde kalacak.
 

İyi spikerliği nasıl tarif edersiniz ?
Aslında az önce bahsettiğim gibi; düzgün bir fizik, ses tonu, diksiyon, artı hızlı bir zeka, genel kültür ve gündemi takip eden bir profil diyebilirim.  

Sizce ekranda olmak için güzellik şart mı?
Bence şart.  
 

Boş zamanlarınız nasıl değerlendiriyorsunuz?
Boş zamanlarımda piyano çalıyorum, yeni müzikleri dinliyorum, sinema ya da tiyatroya gidiyorum, çokça kitap okuyorum, yağlıboya resim yapıyorum. Bol bol eşim ve oğlumla vakit geçiriyorum. Arada da sevdiğim arkadaşlarımla buluşup kahve içiyorum. Sade ama keyifli bir yaşamım var anlayacağınız.
 

Hayatımın Kitabı/Filmi diyebileceğiniz bir kitap/film var mı?
Osho’nun kitaplarının hepsini çok severim. Belki biliyorsunuz; aslında Osho bizzat kendi kitap yazmamıştır ama hayranları onun söylemlerini kayıt edip, toparlayarak kitaplar oluşturmuştur. Onun yaşama, dinlere, Tanrı’ ya olan düşünceleri bana çok yakın ve samimi geliyor, genelde onlar diyebilirim. Film deyince de son zamanlarda Slumdog Millionare gibi Hint filmleri ilgimi çekiyor. Onları önerebilirim illa kendimden bir şeyler söyleyecek olursam.