Merhaba Doğuş Bey nasılsınız?

Çok teşekkür ederim Elifciğim, iyiyim. Her şey yolunda ve güzel gidiyor. Bu da beni mutlu ediyor.

Hareketli bir single olan “Yara Bere” ile sevenlerinizin karşısına çıktınız. Neden “Yara Bere”?

Evet, hareketli bir şarkı “Yara Bere”. Aslında “Yara Bere”de şimdi ki aşkları anlattık. Ben şarkıyı yazdım. Şarkının güzelliği kadar da aranjesinin de güzel olması gerekirdi diye düşündüm. Çünkü dünyanın en güzel şarkısını da yazsanız istediğin aranje ile sunamadıysanız tabiri caizse o şarkı elinizde patlıyor. “Yara Bere”nin aranjesini de değerli kardeşim Mert Aydın yaptı. Mert bu şarkının maksimumunu sergiledi. O yüzden kendisini yürekten kutluyorum. Çok hızlı ilerledik ve her yerde çalınıyor şarkı. 

“Bu aranjeyi yapmaktan çok mutluyum”

“‘Yara Bere’yi ben geçen sene Doğuş ağabeyim yazarken dinledim. Şarkıyı o kadar çok sevdim ki aranjesini yapmayı çok istemiştim” diyen Mert Aydın, “Sağ olsun Doğuş ağabeyim beni kırmadı ve aranjesini yapmam için bana şans verdi. Benim için öncelikle Doğuş gibi bir isimle çalışmak büyük bir gururdur. Çünkü kendisinin yazdığı şarkıları büyük - küçük herkes ezbere biliyor. Güzel bir iş çıkardığımıza inanıyorum. Şarkı listelerde çok iyi yerde, radyolarda çok fazla çalıyor. Aynı zamanda ben DJ olduğum için kulüplerde de çok iyiyiz. Çalmayan kulüp yok diyebilirim. Kendi performanslarımda da çok yer veriyorum. Çok mutluyum. İnşallah Doğuş ağabeyim ile yeni projelerimiz de olacak…” dedi.

Daha önceki albümlerinizde böyle bir aranje olmadı değil mi?

Şimdi 2017'deyiz ve artık sanatçılar böyle aranjelerle şarkılarını sergiliyor. Biz de çağımıza uygun olarak bunu yaptık. Benim 20 senelik müzik geçmişim var. O zaman 20 yaşında olanlar şimdi 40 yaşında, 10 yaşında olanlar 30 yaşındalar. Bu şarkıda benim için büyük bir gelişim oldu diyebilirim. Daha sağlam ve düzgün bir şekilde ayakta durmak lazım diye düşünüyorum. 

Konserleriniz başlıyor mu?

“Yara Bere” o kadar çok beğenildi ki konser olmasa olmaz zaten :) Bu yaz her yeri sallayacağız. Zaten ilk konserimi ayın 25'inde gerçekleştirdim. Başakşehir Kültür Merkezinde'ydi. Çok güzel geçti. İnanılmaz mutlu oldum. Kulüp haricindeki özellikle halk konserlerime de Mert'i götüreceğim. Mert'i yanımda görmek istiyorum.

"Alim Qasimov ile düet müjdesi"

Dünyaca ünlü Azeri ses sanatçısı Alim Qasimov ile düet yapacağız diyen Doğuş, “Bu müjdeyi de şimdiden size veriyorum. Şarkımızda hazır. Kışa girerken bizleri bir arada göreceksiniz” şeklinde müjdeledi.

“Yara Bere”nin klip çekimleri nasıl geçti?

Çok güzel geçti. 1.5 gün sürdü, değişik mekanları kullandık. Çok kıymetli yönetmen Nail Naiboğlu klibi çekti. Azerbaycan’da bir çok değerli şarkıcıların klip yönetmenliğine imzasını atmış biridir. Kendisine sizin aracılığınıza da teşekkür ederim. Aslında klibi çok önceden hazırladık. Yeni bir şarkı ile arka arkaya koyacaktık. Ama süreç uzayınca “Yara Bere”nin çıkmasını istedik. Şimdi de fena bir slow (yavaş) şarkı geliyor. 

Yeni slow şakısının klip hazırlıklarına şimdiden başladığını söyleyen Doğuş, “3 yıldır sakallıydım yeni şarkım için yeni tarzımla geliyorum ve sakalsız Doğuş olacak” dedi. 

Bunun öncesinde “Aklında Bulunsun” adında bir albüm çıkardınız. Bu albümde çok başarılı isimlerle çalışmıştınız ama çok ses getiremedi diyebilir miyiz?

O albüm çok ciddi bir talihsizlik yaşadı Elif. O albümün çıktığı dönemlerde ülkemizde ciddi problemler oldu. Bizler de maalesef istediğimizi yakalayamadık. Fakat bu zorlu sürece rağmen seçtiğimiz kliplerimiz çok başarılı bulunmuştu. Zaten her şarkım çok ciddi izlenip, dinleniliyor. “Şu zamanda çıksaydı daha iyi olurdu” diyebilirim. Aslında “Yara Bere”nin piyasaya girmesiyle onlarında dinlenilmesi artıyor. Bu şarkı her şeye deva oldu sanki. 

Bu zamana kadar yaptığınız hemen her şarkınızı bizler öyle dinledik, öyle sevdik ve söyledik ki bu şarkıların mimarı siz, müzik hayatınızda olmasaydı ne olurdu?

Müziğin olmadığını hiç düşünmedim. Müzik olmalıydı. Müziksiz olmazdı. Yine müzik olurdu. Bu kader Elif, bunun başka açıklaması yok. Müzik benim alın yazım. Olmalıydı, oldu. 

“En çok sevdiğiniz 5 şarkınız nedir” desem hangilerini söylersiniz?

“En çok sevdiğim 5 şarkı” bu zor bir soru. İlk albümümden iki tane sayarım; “Ben Sensiz Ne Yaparım” ve “Gamsız”. İkinci albümden beni çok anlatan şarkı olduğu için “Bunun Adına Yürek Derler”. Üçüncü albümden “Gülüm”. Dördüncü albümden, “Can Dayanmaz”. Aslında beş, altı, yedi, sekiz, dokuz… diye giderim çünkü o kadar çok hit olmuş şarkım var ki klip çekilmese de milyonların dilinde olan çok şarkım var. Mesela biri “Virane”! -Şehirleri dolaştım, bulamadım, Aşkım nerdesin? Virane oldum, divane oldum, seni bulamadım... diye işte ilk beşi saymak gerçekten zor oldu Elif. En sonunda da “Yara Bere” deyip kapatayım  

90'ların en başarılı isimlerinden birisiniz. Günümüzdeki yeni sanatçılar hakkında neler diyeceksiniz?

Her çıkan arkadaşa saygım var. Herkes ekmek parası için umutla bu işe başlıyor. Ben her birine başarılar diliyorum. Hepsi kendi tarzında başarılı olsun. Çünkü onlarda emek veriyorlar. Kim bilir hangi zorluklarla o stüdyoya giriyorlar, hangi umutla o yola çıkıyorlar, hangi hayalle o mikrofonu ellerine alıyorlar. Her birinin şansı, bahtı açık olsun. Kimsenin tekelinde değil bu işler. Bu kadar sessizlikten sonra ben “Yara Bere” dedim yine listelerde Doğuş var. Doğru bir şey yapmak ve ona inanmak çok önemli. Herkes yaptığına inansın. 

Eskiden kasetler vardı sonra CD’lere geçtik. Şimdi de internetten şarkılar dinliyoruz. Teknolojideki değişim hakkında neler söylersiniz, sizde özellikle sosyal medyayı aktif kullanabiliyor musunuz?

Ahhh ne güzel günlerdi değil mi? Kasetlerimiz dolardı, CD’lere şarklılarımız yüklenirdi. Ne yıllar geçirdik... Sosyal medyayı aktif olarak kullanıyorum. Teknolojiye de ayak uyduruyorum. Ayak uydurmakta da fayda var, yoksa geride kalıyorsun.

“DOĞUŞ” albümünüz çıkınca, ilk ne aldınız? 

İlk saat aldım. Saat merakım çok fazla, ciddi saat koleksiyonum vardır, saatleri çok severim. İlk önce bir kol saati aldım kendime. Hatta 15 - 20 konserimin parası ile aldım. Geceleri kolumda ona bakıp bakıp uyuduğumu hatırlıyorum. “Bende böyle bir saate sahip oldum” derdim. 

2006 yılında UNICEF'in dev projesinde sizin hayat hikayenizin filmi de yapılacaktı. Bununla ilgili yeni bir gelişme var diye duyduk. Siz ne söyleyeceksiniz?

2006 yılında UNICEF ile bir yolculuğumuz vardı. Hatta Angelina Jolie’nin de bulunduğu büyük bir projeydi, dünyayı gezecektik. O dönem Malatya'daki çocuklarla ilgili bir sorun yaşanılmıştı, bende tepki vermiştim ve yolculuğumuz orada bitmişti. Ama şimdi tekrar bir şey düşünüyorlarsa bilemiyorum. Çünkü ben iyinin, garibin ve ezilenin yanındayım. Böyle de olmaya devam edeceğim. İki evladım var, onları doğru ve dürüst insan olarak yetiştirmek en büyük gayem. 

Bir dönem spor yapıyordunuz, şimdi bıraktınız mı?

Dört aydır işlerden dolayı hiç spor yapamıyorum. Hatta kardeşim Ertan ile çok ara vermişim diye konuşmuştuk. Artık başladım spora, yaza fit geliyorum…

Sevgili Acun Ilıcalı’nın en büyük projesi olan “Survivor” yarışması bu yıl da büyük reytingler alıyor. Siz “Survivor” yarışmasında yarışmıştınız. O yarışma da kendimi iyi gösteremedim diyor musunuz?

“Survivor” bence bu ülkenin en başarılı yarışması. Sevgili Acun Ilıcalı ve ekibine de buradan selamlarımı iletmek isterim. Bütün ülkeyi aynı anda ekranlara kitlemek büyük bir başarı ve Acun Ailesi’ni yürekten tebrik ediyorum. Aslında doğru söyledin Elif, ben orada kendimi çok iyi ifade edemedim. “Survivor”a girdiğimde psikolojik olarak çok hazır bir dönemde de değildim ve 6 hafta orada kaldım. Ama 6 hafta yattım orada kısacası. Bazen dersin ya, “Cristiano Ronaldo penaltıyı gözü kapalı atar” Ama bin kişi söyleyince o nazara gelir, benim de öyle oldu sanırım. Basiretim bağlandı. Bir şey oldu bana, topladığım dalları kucağımda götürecek gücüm olmuyordu, ağacı sırtlarım aslında ama o dönemde öyle denk geldi. 

“Herhangi bir ünlüyle aklınıza gelen ilk hikayeniz nedir” desem ne anlatırsınız?

Gökhan Tepe ile aklıma geldi. Güzel kardeşimdir benim o, çok severim onu. Ona sevgilerimi iletiyim buradan. Evlendi hayırsız düğününe davet etmedi, ben Bakü’deydim gerçi. Sevgili Gökhan Tepe’ye “Aşk Belası” ve “Zor Gelir” şarkılarımı verdiğimde sevgili Erdem Kınay ile stüdyoya gitmiştik. Şarkıları aldığında çok heyecanlanmıştı, ben ondan daha heyecanlıydım. O şarkılarla da Gökhan Tepe, Gökhan Tepe oldu. İlk aklıma gelen bu ilk hikaye bu oldu Elif.  

Buradan sevgili eşinize selamlarımı gönderiyorum. Çok güzel reytingleri olan bir programın sunucusu Azerbaycanlı Xosqedem Baxseliyeva ile evlisiniz. Mutluluğunuz daim olsun. Azerbaycan -Türkiye arasında gidip geliyorsunuz bu sizi yormuyor mu?

Ben Türk vatandaşıyım ve bu zamana kadar Doğuş olarak Türkiye’den ekmek kazandım. Ve ben ülkesine aşık, % 100 milliyetçi bir adamım. Elbette iş için sürekli ülkeme geliyorum. Eşimde Azerbaycan'da çok güzel programa imza atan, sevilen bir isim. Eşimle ben yaşımızı almış insanlarız ve birbirimizi anlıyoruz. Bizim geleceğimiz çocuklarımız, onlar için uğraşıyoruz. Zaman geçip çocuklar büyüdükçe, sorumluluklar ister istemez artıyor. Her şeyden önce çocuklarımızı düşünmek durumundayız.

Eşinizin Azerbaycan'da sizinle ilgili bir projesi varmış nedir o?

Evet dizi düşünüyor. Bakü'de de beni çok seviyorlar ve ekranda da görmek istiyorlar sağ olsunlar. Buradan da dizi telifi aldım. Elbette ülkemde istediklerimi yapamazsam, orada bir şeyler yapacağım. Ama ben Türkiye’de bir şeyler yapmak istiyorum.

Allah sizlere bağışlasın iki oğlunuz var. Baba olduktan sonra daha duygusal şarkılar çıkaracağım diyor musunuz?

Aslında Doğuş acının damarını yaşamış biri Elif. Elimde de “bana ölene kadar yetecek şarkılarım var” diyebilirim. Çocuklarıma evet bir şarkı yazdım. Bir gün oğlum Arda kucağımda uyudu. Bende ona o an bir şarkı yazdım. İleride keyif almak için onu Youtube'deki kanalımda paylaşacağım. Mesela Arın “baba” demeye başladı. İlk duyduğumda dizlerimiz bağı çözülmüştü. O çok başka bir şey, burada işlerimi bitirip hemen onların yanına gitmek istiyorum. Çocuklardan ayrı kalamıyorum artık.

Bakü’de yaşam nasıl? Türkiye ile arasındaki en büyük farklılıklar neler?

Bakü’de yaşam çok güzel. En önemlisi çocuklarım ve eşim orada. Zaten güzel bir şehir ışıl ışıl ve tertemiz. Sokaklar deterjan ile yıkanıyor, gerçekten de pırıl pırıl. İnsanı da öyle pırıl pırıl. Ben onları çok iyi anlıyorum, onlar da beni anlıyor. Önemli olan anlaşabilmek değil mi zaten. Dillerini konuşmayı çok becermiyorum ama elimden geldiği kadar konuşuyorum. Genelliklede orada kendi dilimi Türkçeyi kullanıyorum. 

Ülkemizin gündemle ilgili ne söylersiniz. Çok yakın zamanda referandum seçimleri var siz ne düşünüyorsunuz?

Gündemde “Evet” ve “Hayır” var. Ben tabii ki “Evet” diyorum. Benim tanıdığım “Hayır”cı arkadaşlarım da var. Kısacası herkesin ülke için bir görüşü var. Benim görüşüm “Evet”ten yana. Ben Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı 97 yılından beri tanıyorum. Karakterini ve kişiliğini biliyorum. Bu ülkeye lider olarak görüyorum kendisini. Gerçekten tüm samimiyetimle söylüyorum Elif, liderler lideri, o kadar kıymetli benim için. Yaptığı o kadar çok şey var ki ben bunları gördüğüme inanıyorum. Bazı dinleyicilerimin içinde “Hayır”cılar da var. Ben onlara kırılmıyorum, onlarda bana kırılmasınlar. Müzik evrenseldir; müziğin dini, görüşü, siyaseti olmaz. 

Son olarak okuyucularımıza neler söylersiniz?

“Beni dinleyin ve bizi okuyun” demek istiyorum, o kadar.

Aslında sormak istediğim o kadar çok soru var ki artık sizi de çok yormak istemiyorum. Ben her şey için o güzel yüreğinize teşekkür ederim. Sizinle bu röportajı yapmak benim için çok değerli. Tekrar görüşmek üzere şarkılarınız hep bizimle kalsın…

Ben de sana teşekkür ederim Elif, ben de çok keyif aldım. Teşekkürler. 

Doğum Tarihi: 30 06. 1974

Burcu: Yengeç

Uğurlu sayı: 4, 7, 11

Uğurlu gün: Cuma

En sevdiği renk: Yeşil

En sevdiği huyu: Çok iyi niyetliyim

En sevmediği huyu: Yine aynı çok iyi niyetli olmak

En sevdiği çizgi film: Masha ve Ayı

En sevdiği söz: Unutmayalım, bu dünyayı gelip geçici. Birbirimizi üzmeyelim; kırmayalım... (kendi sözü)

Röportaj: Elif Günay