Dilara Karaca ile Sunuculuk ve Medya Üzerine

Öncelikle bize  kendinizden  bahseder misiniz?

Egeye ve maviye aşık bir İzmir kızıyım. Hacettepe Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Ankara ve İstanbul’da spikerlik mesleğinin duayenlerinden bir çok eğitim aldım. Mesleğim benliğimi tamamladı. Televizyon, radyo ve sahne de, yani elimde mikrofonum olan her platformda, bir balerinin dans ederken göğe yükselmesi gibi yükseliyor yüreğim. İnsanları, özellikle içinde  iyiliği ve sevgiyi taşıyanları, hayvanları ve doğayı çok seviyorum. Halk oyunları oynuyorum.0-3 yaş arası kimsesiz çocuklara gönüllü  annelik yapıyorum ve erişkin kanser hastalarına drama dersleri veriyorum.

Neden Medya ?

Medya, özellikle de spikerlik, benim çocukluk hayalimdi. İlkokulda elimde ki parfüm şişelerini mikrofon olarak kullanıp aynaların karşısında gazete okurdum. Kendimi bildim bileli bu hayalin peşinden gittim. Söylenilecek, söyletilecek bir çok güzel söz, saklı kalmaması gereken bir sürü insan ,örnek teşkil edecek bir dolu hayat hikayesi var dünyada. Bunları ortaya çıkarmak, insanlara duyurmak ve ölümsüz kılmak, ancak medya ile mümkün olabiliyor.

Medya dışında çalışmalarınız var mı?

Yaşam koçluğu yapıyorum. Sunuculukta olduğu gibi insanların hayatına dokunabilmek, yol arkadaşlığı yapabilmek, ruhumu besliyor.

Mesleğinizde bir rekabet baskısı/etkisi hissediyor musunuz? Eğer hissediyorsanız bu mesleğinize nasıl yansıyor? Bu rekabet ortamının size ve mesleğe olumlu olumsuz etkileri nelerdir?

Her meslekte olduğu gibi bizim mesleğimizde de elbette rekabet var. Ama bunu bir baskı gibi görüp kafanıza takarsanız, ilerleyemezsiniz. Hayatta en güzel yarışın kendinizle yaptığınız yarış olduğunu düşünüyorum. Kendinin en iyisi ol ilkesiyle hareket ederseniz, sürekli iyiye evrilen bir sen oluyorsunuz. Böylece de başkalarının başkalarıyla ya da sizle yaptığı yarış sizi etkilemiyor.

Medya dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Medyada ki bilgi kirliliğini önlemek isterdim. Her zaman net ve doğru bilgiye ulaşılabilmesini hedeflerdim. Bir de izleyicinin hem ufkunu genişleten, hem de maneviyatını doyuran içi dolu programların daha çok yer almasını isterdim.

Yaptığınız iş için kurs eğitimi şart mı  ya da bu işi yapabilmek için sizce iletişim mezunu olmak gerekli midir ?

Eğitim her meslek için şart elbette. Ama bu eğitimin illa üniversite yolundan geçmesi gerektiğini düşünmüyorum. Konservatuardan mezun olmamış ama bugün dünyanın ayakta alkışladığı bir çok sanatçı var. Bizim mesleğimiz için de durum aynı. Tabi ki eğitimden geçilecek, lakin eğitimin tek yeri üniversite değil. Şahsen mesleğimle ilgili, benim en büyük okulum, en önemli mesleki kazanımlarımı elde ettiğim   TRT’dir...

Televizyondaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz ?

Televizyon hayatıma Güzel Ülkemin Güzel İnsanları ile başladım. Yüreğiyle, mesleğiyle, yeteneğiyle, hayata dokunuşuyla, insanlara ve insanlığa kattıklarıyla bilinmeye değer, saklı kalmış güzel insanları konuk aldım.Daha sonra Kültür Kervanı serüvenim başladı..

Kültür Kervanı programında neler var nasıl bir program bize bahseder misiniz ?

Kültür Kervanında biz, kültür taşıyoruz. Ülkemizin inanılmaz bir kültürel zenginliği var. Bu zenginliğe sahip çıkanlar gelenek göreneklerini, adetlerini, Türkiye’nin renkli kültür mozaiğinde yer edinmiş daha bir çok şeyi yaşatmaya çalışıyorlar. Biz de tarih kokan, birbirinden eğlenceli festivallerine ev sahipliği yapıyoruz genellikle. Her hafta başka bir yörenin kültürüyle ekrandayız.

İyi sunuculuğu  nasıl tarif edersiniz ? 

İyi sunucu bence öncellikle ekran önü disiplinini hayatına da uyarlayabilmiş olandır. Pilates gibi hem ruhu hem bedeni formda tutan bir sporu düzenli olarak yapması, dakik olması, insan ilişkilerine önem vermesi gibi bir çok konuda mesleğini içselleştirmiş olmalıdır. İyi sunucunun bende ki tarifi; Doğallığı, diksiyonu, beden dilini ve enerjiyi birleştirmiş olan ve konusuna hakim.

Radyo haber spikerliğinin ardından Televizyonda haber spikerliği  yapmak ister misiniz ? 

Haberden daha çok reality show tarzında, konuklu  ve bol tempolu, sıkı muhabbetli programlar benim tarzım.

Kültür Kervanı ile Yılın En İyi Kültür Sanat Programı Sunucusu ödülünü kazandınız İzmir’de ödülü nasıl değerlendiriyorsunuz neler hissettiniz ?

Kültürümüze hayran olan ve korunmasını, sahip çıkılmasını yürekten  önemseyen bir birey olarak bu alanda ödüllendirilmekten onur duydum. Ülkemin bambaşka diyarlarını tanırken, bir çok insanın hikayesine dokundum. Bu ödül de tüm bu güzelliklerin üstüne geldi. Üstelik memleketim de aldım ödülümü..

Sizce ekranda olmak için güzellik şart mı ?

İçiniz güzelse zaten, o bir şekilde sizde ki güzelliği ortaya çıkarır. Ve ekran da içinizdekini filtrelemeden yansıtır.

Yeni Medyanın ( Sosyal Medya ve İnternet ) Geleneksel Medyayı ( Radyo – tv gazete ) Yok edeceği söyleniyor siz buna ne dersiniz ? Yeni Medya sizce ne yönde ilerleyecek ?

Çılgınca bir internet kullanımı ve yaygın olarak internetin televizyonun önüne geçtiği zaten bilinen  bir gerçek. Ancak dinleyicisinin radyoya sahip çıkacağın Yok edeceği söyleniyor siz buna Ancak dinleyicisinin radyoya sahip çıkacağını düşünüyorum.

Yeni bir proje yeni program söz konusu mu detayları nedir ?

Tam gaz geliyoruz. Daha önce TRT’de yayınlanan Yüzde Yüz Oto programını senaryolaştırdık. Ben orda çekiciyi oynuyorum. Başvuruları değerlendiriyoruz ve her hafta bir araba yeniliyoruz. Tamamen farklı bir konseptle ekrandayım yeni projede.

Çeşitli protokol ve özel etkinlik sunumları da gerçekleştiriyorsunuz bu tür etkinliklerin sunucusunun nasıl özellikleri olmalı ?

Protokol düzenini, kürsü kurallarını, duruşunu ve konusunu çok iyi bilmeli önce. Bunlara hakim olduktan sonra yine özgün tarzda sunabilmeli. Konser ve festival etkinlikleri bambaşka bir mecra. Sürekli sahneyi canlı tutabilmeyi ve elektriğini seyirciye geçirmeni gerektiriyor.

Gelecek planlarınız nelerdir? Şu an bulunduğunuz konumdan memnun musunuz ve gelecekte kendinizi nerelerde görmek istersiniz?

Kendinden, olduğun yerden ve yolculuğundan memnun olmak insanın iç huzurudur. Bununla birlikte kendisinin en iyisine doğru evrilme halinde olanlar genellikle yerlerinde saymayı sevmezler. Bu içten röportaj için teşekkür ederiz. Bende Önce Vatan gazetesine ve size teşekkür ederim.