"Dokunamadığı hayali karakterlerle dolu bir dünya bu çocuklar için. Kukla ise gerçek. Çocuk dokunabilir, sarılabilir ve konuşabilir onunla. Çocuk eğitiminde zaten bir tekniktir aslında kukla kullanmak. Verilebilecek her mesajı kukla ile verebilir, çocuğun iç dünyasına kukla ile girebiliriz."
Merhaba ilk önce bize kendinizden bahseder misiniz?
Anadolu Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği mezunuyum ve üniversite sürecinden bu yana tüm çabalarına şahit olan iki oğlum ve her zaman bana karşı anlayışlı olan bir eşim var çok şükür.
İçinde bulunduğumuz bu teknoloji çağında, yetişkinler bile tiyatro izlemezken kukla tiyatrosu ile çocuklara nasıl ulaşabiliyorsunuz?
Teknoloji çağındayız evet ama dokunamadığı hayali karakterlerle dolu bir dünya bu çocuklar için. Kukla ise gerçek. Çocuk dokunabilir, sarılabilir ve konuşabilir onunla. Çocuk eğitiminde zaten bir tekniktir aslında kukla kullanmak. Verilebilecek her mesajı kukla ile verebilir, çocuğun iç dünyasına kukla ile girebiliriz. Benim yaptığım bir üst aşamaya geçip hayatlarının içine yerleştirmek oldu. Bu bağlamda onlara ulaşmakta zorluk çekmedim hiç.
Neden değerler eğitimine yönelik oyunlar yapıyorsunuz? Okullarda zaten Milli Eğitim müfredatı çerçevesinde ‘değerler eğitimi’ verilmiyor mu?
Benim İşlediğim ders tekniği müfredattan biraz farklı hem eğitimde hem de anne olmanın verdiği avantajları değerlendiriyorum aslında. Milli eğitim müfredatından biraz daha ayrıntılı ve farklı.Saygı,sevgi,hoşgörü, yardımlaşma gibi değerlerin dışında uyku,mahremiyet, tuvalet ve yemek alışkanlıkları,nezaket kuralları gibi birçok konuyu işliyorum derslerimde.Anne olunca, çocukların her ihtiyaç duyduğu gereksinimi bilirsiniz, ebeveynin yaşadığı sorunları anlarsınız.Çocuk gelişimi üzerine eğitim de alınca bütün bunları birleştirip ders olarak çocuklara aktarmak kaçınılmaz oldu.
Temalarınızda ne tür değerlere yer veriyorsunuz?
Saygı, sevgi, hoşgörü, empati, inatçılık, öfke kontrolü, mahremiyet, uyku sorunu, yemek ve tuvalet alışkanlıkları, teknoloji bağımlılığı…
Kuklalarınızı kendiniz mi yapıyorsunuz?
Evet. Çok sordular bu soruyu. Hatta satın almak isteyen çok oldu ama satışı yok. Hepsini ben yaptım ve Türk Patent Enstitüsü tarafından şahsım adına hepsini tescilletirdim.
Oyun metinlerini kim yazıyor? Masallardan uyarlama mı yoksa orijinal metinler mi oynuyorsunuz?
Tüm oyun ve ders metinlerini her kelimesine dikkat ederek ben yazıyorum. Oyun metinlerimi de Milli Eğitim müdürlüğünce onaylatıyorum.
Hep mesaj, hep mesaj çocuklar yorulmuyor mu?
Şu ana kadar karakterlerinden sıkılan, yorulan bir çocuk görmedim. Aksine her ders sürpriz dolu olur bizim için. Büyük bir birey edasıyla mesaj verip geçmiyor çünkü karakterlerim. Her dersimizde kahkaha ile eğleniyoruz biz.
Marmelat karakterini nasıl oluşturdunuz?
Çoğu çocuğun ihtiyacı olan bir şeydi Marmelat. Gülmeyi unutan, hak etmediği şeyleri yaşayan bir sürü çocuk var hala bu dünyada. Ne kadar komik bir insan olursanız olun bir yere kadar güldürebilirsiniz çocukları. Ama marmelat ve onun gibi olan diğer karakterler öyle değil. Onunla gülmeyen, ağlamaya veya üzgün olmaya devam eden bir çocuk görmedim ben. Bir kuklanın bu etkiyi yapacağını her zaman biliyordum. Ve Marmelat’ı yaptım.
Marmelat’ı izleyen herkes onu gerçek bir çocuk sanıyor. Bunu nasıl başardınız?
Çünkü inandım gerçekten inandım ama. Marmelat’ı var ettikten sonra arkasına geçip konuşmak bana hiç doğru gelmedi. Bundan daha fazlasını hak ettiğine inandım hep ve insanların da inanması için hayatımın tam ortasına yerleştirdim onu. Bir çocuğa nasıl davranılıyorsa öyle davrandım. İşte bu yüzden insanlar onu bir kukladan çok, çocuk gibi görüyor.
Yetenek Sizsiniz Türkiye yarışmasından bahsedelim. Bu serüven Nasıl başladı?
İlk başlarda böyle bir isteğim yoktu. Aklıma bile gelmedi diyebilirim katılmak ama Marmelat’ın gücünü ve güzelliğini gördükten sonra denemek istedim şansımı. Tüm Türkiye'nin kızımla tanışmasını istedim açıkçası. Elemelere katıldıktan sonra normal yaşamına döndüm ve bir gün aradılar. Gerçekten beklemediğim bir andı :)
Yetenek Sizsiniz Türkiye’de çok başarılı bir performans sergilediniz. 3 Evet aldınız. Bunu hayal ediyor muydunuz?
Evet. Marmelat sayesinde oldu. Gerçekten çok şaşırdım. Provada çok heyecanlandığımı fark ettim ve sonra her şeyi Marmelat’ı bıraktım. Dedim ki ‘’sahne senin istediğini yapabilirsin ‘’ . Her zamanki gibi en güzel ve en doğal haliyle 3 Evet almamızı sağladı. Tahmin ediyordum tabii ama bu derecede beğenebileceklerini gerçekten düşünmemiştim.
Yetenek Sizsiniz Türkiye’de ulaşmak istediğiniz asıl hedefiniz şampiyon olmak mı? Yoksa Türkiye’ye Marmelat’la birlikte çocuk tiyatrosuna ilgi odağını artırıp, hedef kitleyi artırmak mı?
Asıl amacım var Marmelat’ı tüm Türkiye’ye tanıtmaktı ve kısmen amacımı gerçekleştirmiş sayıyorum. Aynı zamanda bir kukla ile neler yapılabileceğini de göstermek istedim. eğitimde nasıl başarılı bir şekilde kullanılabileceğini, kuklacılık ve vantroloji sanatının bir meslek haline getirilip bundan ekonomi de yapılabileceğini, inanılan bir şey için tüm önyargılara karşı dimdik durulabileceğini ve doğru bir işin eninde sonunda amaca ulaştırabileceğini göstermek istedim ve sanırım başardım.
Komedi. Hem de çocuklara yönelik komedi yapmak zor olmuyor mu?
Hayır, onlar gibi düşünüp, onların hislerini anladığınız sürece bence dünyanın en kolay işi.
Seyirci defteri tutmak büyük cesaret. Bununla tam olarak neyi hedefliyorsunuz? Mahsuru yoksa ilginç birkaç yorumu bizimle paylaşır mısınız?
Ben eğitim odaklı bir insanım. Bir insan olarak bunun benim görevim olduğuna inanıyorum. güzel bir dünyada yaşamak istiyorsak eğer güzel insanlar yetiştirmek için güzel ve doğru şeyler öğretmeliyiz. Bu nedenle yapabildiğimiz en iyisini yapmaya çalışıp, herkesle çocuğun dünyası üzerine kendimce faydalı olduğuna inandığım bilgileri hisleri paylaşıyorum. ‘’ Siz muhteşem bir detaysınız’’ çok hoşuma giden ve aynı zamanda ilk defa duyduğum bir cümleydi ve birçok kişi bu yorumu yaptı.
Oyunların interaktif olduğunu belirttiniz. Kukla ile doğaçlama yapmak zor olmuyor mu?
Derslerimde özellikle çocukların kuklalarımla etkileşime girmesini, onları hissetmesini isterim. Hissetsinler ki benimsesinler. Benimsedikleri zaman zaten çoğu şey doğaçlama oluyor ve ben gerçekten çok hiç zorlanmıyorum.
Çocuklar bağ kuramadıkları kişi veya karakteri benimsemezler. Siz onlarla bağ kurabildiğinizi düşünüyor musunuz?
Kesinlikle öyle zeki varlıklar ki, inanmadığınız bir şeye onları inandıramazsınız. Mutlaka fark ederler. Karakterlerimi bu yüzden benimsediler zaten. Benim için karakterlerim neyse onlar içinde o.
Gösterilerinizde yaşadığınız ilginç anektotlar var mı?
Çok ilginç şeyler yaşıyorum elbette. Ben genellikle dersim bittiğinde yani çocuklar gittiğinde toplamaya başlarım sahnemi. Bir gün Marmelat’ı valize koyarken bir öğrencime yakalandım. ‘’öğretmenim! Marmelat nefes alamaz orada!’’ deyince neye uğradığımı şaşırdım ve hemen çıkarttım Marmelat’ı. Sonra dışarıda havanın soğuk olduğunu ve üşüyeceği için valize koyduğumu söyledim. Valizimde Marmelat’ın nefes alması için bir açıklık bıraktım ve öyle rahatlattım öğrencimi.
Peki, çocukların tepkilerinden bahsettiniz. Velilerin, öğretmenlerin tepkileri nasıl?
Şu ana kadar olumsuz hiçbir tepki almadım çok şükür. Aksine hem veliler hem öğretmen arkadaşlarım hem de kurum sahipleri tarafından her zaman takdir edildim. Benim dünyamda iyilik ve güzellik dışında bir şey yoktur çünkü. Çevremdeki herkes bunu bilir ve bu yüzden severler zaten.
Bizde kukla neden hak ettiği yeri bulmuyor sizce?
Çünkü sanata hak ettiği değeri vermiyoruz. Çünkü önyargılarımız var. Çevresel bir baskı var. Bir adam veya kadının bir kukla ile ekmek parasını kazanıyor olması çevre açısından yadırganan bir şey. Bunun bir sanat olduğunu veya emeğiyle para kazanmaya çalıştığını görmezden gelen, bunu alay konusu yapan çok insan var. hal böyle olunca yapmak isteyen insanların bile cesaretinin kırılmış olması veya çekimser kalması olası. Ben de yaşadım bu baskıyı biliyorum. Ama umuyorum ki benim ve benim gibi birçok kişi sayesinde artık daha rahat bir şekilde yönelebilecekler bu alana. Hatta daha da gelişeceğine inanıyorum.
Bundan sonrası için farklı projeleriniz var mı?
Elbette. Ben hiçbir zaman fikrim bu kadar yeter diye bilen biri olmadım. Üretmeye devam.
Mesleğinizin ne tür zorlukları ve keyfi yanları var?
Biz öğretmenler her çocuğa yetmek isteriz. Sanırım mesleğimizin en büyük zorluğu bu. Yetemeyişimiz. O yüzden elimizdeki fırsatları en iyi şekilde değerlendirip bulunduğumuz yeri güzelleştirmekle tatmin oluyoruz. Çocukların masumiyeti karşısında her anımızın keyifle geçtiğine yemin edebilirim. En azından benim için öyle.
Hedeflerinize ulaşmanın yaratacağı en büyük etki ne olurdu?
Huzur...
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Elbette var. Yaşadığımız dünyaya yönelik herkesin bir çabası var. Daha güzel bir dünya istiyoruz. Ama bunun için gerçekten çaba göstermemiz gerektiğine inanıyorum ben. Dünyayı çocuklarla güzelleştirebiliriz. Onları dinlemekle, hislerini anlamakla, saygı duymakla ve koşulsuz sevmekle. Hayat telaşı içinde anne-babaların halinden anlıyorum ama çocukları için ayıracak zamanları ve enerjilerinin olduğunu da biliyorum. Şimdi zaman ayırmadıkları, manevi açıdan tatmin etmedikleri çocukları için gelecekte ciddi anlamda zaman ve enerji harcayacaklar. bu nedenle, geç olmadan bunun fark edilmesini istiyorum. Aksi takdirde huzurla yaşamak istediğimiz dünya, bir hayal olarak kalacak. Teşekkür ederim.
Bizde Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli sanat yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…
Röportaj: Aziz Karataş