Üçüncü single çalışması olan ‘Beni Oyalar’ı Garaj Müzik etiketiyle karşımıza çıkaran Can İlhan, yeni şarkısıyla büyük beğeni topluyor. 

Geçtiğimiz yıllarda ‘Deli Gibi Ben’ ve ‘Uykusuz’ şarkıları ile kendisini tanıdığımız yakışıklı popçu, şimdilerde yeni şarkısının heyecanını yaşıyor. 

Bizlerde kendisiyle bir araya geldik. Şimdi sizlerle...

Merhaba Can nasılsın?

Çok yoğun ve heyecanlıyım Elif. En sevdiğim şarkılarımdan birini insanların beğenisine sunmak çok heyecan verici bir his.

‘Beni Oyalar’ şarkısı ile karşımızdasın. Nasıl gidiyor şarkı?

Çok güzel gidiyor. Dinleyen herkes çok beğeniyor. Biz de buna güvenerek mümkün olduğunca çok kişiye ulaştırmaya çalışıyoruz.

Peki şarkı hakkında detay verir misin, kimlerin emeği var?

Aranjör olarak Kargo grubundan Selim Öztürk çalıştı. Kayıtlarda da Kargo grubu yer aldı zaten. Bununla birlikte mixlerini Rıza Erekli stüdyosunda yaptık. Klibini de arkadaşım Tayfun Çetinkaya çekti.

Güzel bir klip izledik. Çekimler nasıl geçti?

‘Beni Oyalar’ bir yaz şarkısı. Bu yüzden mümkün olduğunca kıpır kıpır bir video olsun istedik. Şubat ayında çekmemize rağmen mas-mavi bir gökyüzü, sap-sarı bir kumsal, gülümseyen, dans eden mutlu bir kız... Hep yaza vurgu yapmak istedik. Hatta bana eşlik eden Monica’yı seçmemizde en büyük nedenlerden biri İspanyol, yani bir Akdeniz insanı oluşu. Ama bence klibin starı Tesla oldu. Sevilmeyi inanılmaz seven ilgiye doyamayan bir köpek, iyi ki klipte yer aldı, çekerken çok eğlendik.

Şarkıda da dediği gibi insanları neler oylar?

Bence insanı inandığı, sandığı şeyler oyalar. Olaylar ve olgular karşısında hep sübjektif duruyoruz. “Ölürüm yine vazgeçmem” gibi bir cümleye inanmayı seçişimiz neden? Bu yüzden hep yanılıyoruz, oyalanmak güzel geliyor, bedellerini düşünmeyi bile hiç istemeden.

“Oyalanmak: Ağrı Kesicidir”

İnsanlar bir oyalamanın içine giriyorsa ne yapmaya çalışıyordur?

Bence oyalanmak en basit anlamıyla bir ağrı kesici. Bir aldanış, gerçekleri görmezden gelip zamanı hoş geçirme hevesi. Yarayı kabullenip tedavi olmak yerine, yarayı sevip ağrı kesiciyle görmezden geliyoruz. Böyle olunca yara mutlu, yaralı mutlu. Ağrı kesici işe yaramayana kadar böyle devam.

Sizi hiç oyalayanlar oldu mu? Ya da siz? 

Oldu tabi. Fark edene kadar yıllar da geçti, fark ettikten sonra bile bile oyalandığım da oldu. Tabi artık fark ettiğinde “yine aynı güzel yalanlar ama yemezler” diyorsun. Sonra bir bakıyorsun yine yemişsin, gülüp geçiyorsun :) 

“Aşkta Becerikli Değilim”

Aşk adamı mısınız?

Çok becerikli olamayanından sanırım.

İki yıl önce ‘Deli Gibi Ben’ adlı şarkını çıkarmıştın. Neler söylersin o şarkı ile ilgili? 

Çok sevdiğim bir şarkım, çok değerli emekler var ancak ülkemizde haftada bir bombaların patladığı bir dönemde, hareketli bir şarkı olmasının zorluklarını yaşadı. Fark edilecektir, ona hala çok inanıyorum. Soundu ve sözleriyle bir dönem şarkısının çok ötesinde bir şarkı.

Neden iki yıl ara verdin bir single çıkarmak için?

Her geçen gün öğrenerek devam ediyorum. ‘Deli Gibi Ben’ sonrasında daha özgür olmam gerektiğini, hızlı ve etkili kararlar alabilmek için kendi ekibi genişletmem gerektiğini düşünüp harekete geçtim. Bu sırada plak şirketi değişikliğine gittik ve bu da prosedürler gereği önce biraz yavaşlamama sebep olsa da şu an yapmamam gerekenler konusunda daha tecrübeli ve hızlıyım, bu kadar bekletmem.

Daha öncesinde de ‘Uykusuz’ şarkın ile çıkış yapmıştın. İyi bir çıkış oldu diyebilir miyiz?

Kesinlikle. Fenomen kavramının olmadığı, sosyal medyada instagramın henüz var olmadığı dönemlerdi. Öncesinde rock müzik yarışmalarında kendi beklentisini yaratmış bir şarkı olarak müzik kanallarında ve radyolarda yerini bulmuş, Twitter’da kendi gündemini yaratmış bir şarkıydı.

Biraz seni tanıyalım istiyorum, müzik hayatına nasıl girdi?

Müzikle büyüdüm ben aslında. Geçmişe dönüp hatırladığım her dönemimde müzik var. Ya posterler almışım, ya kasetlere ses kayıtları yapmışım ya da bir anımın tarihini çok sevdiğim bir şarkıya göre hatırlıyorum. Söylemek yetmediği yerde 2002 yılında evdeki gitarı kendi kendime çalmayı öğrenip besteler yaparak tutkuya dönüştürmüşüm.

Profesyonel olarak nasıl müziğe adım attın?

2002’den 2009’a yüzlerce şarkı ürettim evde. 2009 da kendime çalmak yetmedi rock müzik yarışmalarına katıldım. Hiç yanıt gelmedi. Bence şarkılar güzeldi, aynı şarkılara yeni aranjeler yaptırdım ve ertesi yıl 2010’da tüm rock müzik yarışmalarında dereceler aldım o aynı şarkılarla. Sonrasında katıldığım son yarışma olan 2010 Boğaziçi üniversitesi Battle of the Bands yarışma jürisi Mahcem Öztürk, senin single yapman lazım dedi ve Uykusuz’u kaydettik. Pasaj Müzik’le yolumuz kesişti, Kral pop TV de yayınlanan bir müzik programına katıldım ve ‘Uykusuz’u herkes çok sevmişti. Herkes bir oldu ve ona klip çektik sonrası zaten kendiliğinden geldi.

Tekrar dünyaya gelsen yine aynı kişi olmak ister miydin?

Bunu çok düşündüm. Aynı kişi olmayı isterdim ve aynı şeyleri yaparak. Çok güzel bir ömür yaşıyorum. Her şey ve herkesle çok güzel.

Günümüzdeki müzik camiasını nasıl buluyorsun?

Kalabalık buluyorum. Mecra da çok icra da. Halk ise tamamen istatistiki rakamlara emanet edildi. Takipçi rakamı çok olan fenomenin öne çıkardığını duyuyorlar yada sosyal medyada tık rakamı çok olanı. Bunu gören platformlar ve prodüktörler de oraya yöneliyor. Bence halk için fenomen sayfalar son aylarda eski etkisini yitiriyor, alışıldık bir hal alıyor. Sosyal medya fenomenlerin döneminin kısa vadede sona ereceğini düşünüyorum. Bakalım sektör nasıl evrilecek. Kendi keşfini yapan ve kendi starlarını yaratan dinleyici ise çok kıymetli. Bulduklarına inandıkları şeyi sadık bir şekilde sahipleniyorlar. Onlar için her türlü zorluğa katlanmaya değer.

“Ben Melodilere İnanıyorum”

Popülerlik hakkında ne dersin? Var mı popüler isim?

Olmak da zor, popüler kalmak da. Popüler olmak için skandallara, popüler kalmak içinse istikrarlı skandallara ve onları doğru yönetmeye ihtiyacınız var. Ben ise melodilere inanıyorum. Dilinize bir melodi dolanır bu benim için skandal bir şey, ikincisi dolanırsa istikrardır. Ben bu kadarıyla yetinebilirim :)

İdol olarak gördüğün bir sanatçı var mı?

Feridun Düzağaç’ın duruşu ve ürettikleri bence her yönüyle kıvamında. Tamam, hayallerini biraz daha dünya geneline yay derseniz Chris Martin olabilir. İkisi de duruşu ve müzikleriyle saygıyı hak etmiş kişiler.

Sosyal medyanın bu kadar çok içimizde olmasıyla ilgili ne dersin?

Sosyal medya hem bir fırsat hem de bir kakafoni gibi. Herkesin konuşarak gürültü oluşturduğu bir ortamda sesi en çok duyulanın yakalamayı başardığı bir fırsattır sosyal medya. Bence herkesin arada bir durup ben ne için kullanıyorum bunu demesi gereken bir ortam. 

Bir kadın nasıl olmalı?

Zarif, cefakar ve asil olmalı.

Nasıl bir albüm asla yapmazsın?

Enstrümantal bir albüm yapacağımı pek sanmıyorum.

Erkekte bakım ne kadar önemli, sende dikkat ediyor musun bakımına?

Bakımlı kişi özgüvenli ve saygılıdır bence. Ayrıca bakımlı olmayan kişilerin bencil olabileceklerini düşünüyorum. Dikkat ediyorum, hayatım boyunca hiç sigara içmedim mesela, hep sporun içinde yer aldım, yeni kıyafetlerin de motivasyonuna ve uğur getirdiğine de inanırım.

Yakın gelecekte ne tür projelerin olacak?

İnsanlarla buluşmaya hazır, bitmiş 8 şarkım var. Ancak öncesinde bir cover albüm yapacağım. İnsanların bildiği bazı şarkılara kendi yorumumu sunmak fikri bu ara beni çok heyecanlandırıyor.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersin?

Bu röportaj sayesinde tanıştığım insanların ‘Beni Oyalar’ hakkındaki görüşlerini merak ediyorum. Sosyal medyadan değerli yorumlarını bekliyorum.

Doğum Tarihi: 2 Eylül 1984

Burcu: Başak

En sevdiği huyu: Pozitif iletişim, yaratıcı, pratik zeka

En sevmediği huyu: Asi

Uğurlu sayısı: 2

Uğurlu günü: Pazar

En sevdiği renk: Yeşil

En sevdiği çizgi film: Tsubasa

En sevdiği söz: Asla vazgeçme.

Söyleşi: Elif Günay

Fotoğraf: Burçin Sel