İSTANBUL- Göktürk'te yaşayan öğretmen Asiye Koca Demir kendi açtığı Özel Asiye Koca Demir Amerikan Kültür Göktürk Anaokulu'ndaki öğrencilerine eğitim vermek için, oyuncak yapıp satarak, öğrencilerinin masraf ve ihtiyaçlarını karşılıyor. 

Bu çalışmasının hayatındaki en büyük hayali olduğunu ve o hayalini gerçekleştirdiğini belirten Asiye öğretmen, "Öğrencilerim benim çocuklarım. Onları çok seviyorum. Benim attığım bu adım diğer meslektaşlarıma da örnek olun ve daha çk çocuğumuz okullarda eğitim alarak büyüsün" dedi. 

Bizler de koca yürekli Asiye öğretmeni biraz tanıyalım istedik. Sizlerle...

Sizi tanıyabilir miyiz?

Çocukluğu Trakya’da geçmiş, Giresun doğumlu ve yılları İstanbul’da yaşayan bir Türkiye aşığıyım. Kendimi bildim bileli bir çok medeniyet, mezhep, dil ve dinden insanla ilişkileri kuvvetli, çok farklı kültürlere saygılı bir dünya insanıyım diyebiliriz. Dili dini ırkı mezhebi ne olursa olsun tüm insanları ve canlıları seviyorum. Farklılıkları ve çok renkliliği bu evrendeki en temel doku ve izlenmesi gereken bir olgu olarak algıladığınızda yaşamınızdaki her bir nesne ve canlıya kulak kesilirsiniz.  Okulumuzda  da farklı dünya görüşlerinden, bilinçlerinden bir çok renk bir arada. Çocuklarımıza öncelikli verdiğimiz temel düşünce ise, yaşadığı dünyaya, topluma, tüm canlılara ve farklılıklara saygı duymak. Dünyaya  adapte olmuş çocukların sosyal ve psikolojik gelişim süreçlerinin kendine güven olgusu ile bir arada ilerlediğini biliyoruz. Yapılan araştırmalar sağlıklı ve topluma adapte, ancak kendi farklılıklarının bilincindeki çocukların ve gençlerin gelecekte daha yaratıcı ve kendi performansını en iyi şekilde ortaya koyup kendini ifade edebilen bireyler olduklarını göstermektedir. Yıllar önce üniversitede İktisat ve Kamu Yönetimi alanında okurken, sayıların ve insanların oluşturduğu birliklerin dünyaya katkısının hep çocukluktan alınan birikim ve bakış açısı ile tuğla tuğla örüldüğünü fark ettim. 

Neden eğitim sektörünü tercih ettiniz ? Hep eğitim sektöründe mi çalıştınız? 

Yıllar içerisinde çok sayıda sektörde çalıştım ve tecrübe sahibi oldum. Önceleri birbirinden çok farklı sektörlerde çalışmanın eksi bir durum olduğunu düşünürdüm. Zaten profesyonel iş yaşamında da bir alanda istikrarlı çalışmak ve uzmanlaşmak önemlidir ancak ben ne yazık ki hayatımı idame ettirebilmek ve çocuklarımın nafakasını kazanmak için ilk bulduğum işte mecburen çalıştım. Bezen bir çok kadının yaptığı gibi geceleri boncuk işledim sattım çocuklarıma süt aldım. Yıllar sonra bugün gördüm ki hiç kimse hayatıma tesadüfen girmemiş ve bu çalıştığım her alandan bende bir kazanım kalmış. Tekstil hukuk marketçilik hızlı tüketim ve dayanıklı ürün, kozmetik..kuyumculuk sektöründe bile çalıştım. Çalıştığım şirketlerde edindiğim tecrübeler dışında çok sayı da eğitim de aldım. Kendimi geliştirmeyi hiç bırakmadım. Ancak  ancak kendimi en iyi ifade ettiğim ve sevdiğim alanın eğitim olduğunu fark ettim. Toplum için iyi ve güzel adına faydalı olmak, doğru olanı üretmek adına önemli olduğunu bildiğim eğitim sektörünü tercih ettim. Şahsım adına toplumun şekillenmesinde katkım olsun istediğim bu alanda, bugünün çocuklarının geleceğin toplumunu oluşturacağının bilincinde  ve en önemlisi gülümseyerek dolaşan mutlu insanlar mutlu çocuklar görmek istiyorum ülkemin sokaklarında. 

Tüm çalışma hayatım boyunca Türkiye’de ve dünyanın çeşitli ülkelerinde sayısız alanda yardım kampanyaları, sosyal sorumluluk projeleri gibi içeriği bireysel ve toplumsal anlamda çok değerli çalışmalara imza attım ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu ile gönüllü çok sayıda projeler yaptım.  Çocuklar ve anneler ile ilgili yaptığım çalışmalar ve geçirdiğim zamanlardan  kalan buruk ve gülümseten hatıralar her gün dünya için yapmamız gereken çok şey var ve hiç boş vaktimiz yok dedirtir cinsten bir enerji ile aklımda. Hakikaten çocuklarımız bu dünyanın gelecekteki gerçek sahibi ve boş geçirecek beş dakikamız yok. Halen bir çok sivil toplum kuruluşu ve dernekler kanalı ile yardım kampanyaları, eğitim, kadın konulu projelere devam ediyoruz. 

Özgürce düşünen ve kendini en iyi şekilde ifade eden çocuklar,  geleceğin başarılı ve sağlıklı liderleri, yöneticileri, doktorları, sanatçıları, öğretmenleri, uzay mühendisleri ve nice bilim adamlarını yetiştirmeye devam ederiz. Ben nal hikayesine inanıyorum; Bir nal bir atı, bir at bir orduyu, bir ordu bir ülkeyi ve bir ülke belki de dünyayı kurtarır ve değiştirir.

Anne ve çocuk kavramı nedir kendinizle  nasıl ilişkilendirirsiniz? 

Ben tipik Karadeniz aile yaşantısına sahip idim ve erken yaşlarda evlendim. Çok gençtim ve çocuk sahibi oldum. Benim için anne ve çocuk kavramı bu noktada başlıyor . Ben zaten çocuktum hem kendimi hem çocuklarımı büyüttüm. Bu nedenle çocukluk ve annelik kavramları ve duyguları bende iç içe girmişti, bu ikisini birlikte yaşayarak büyüdüm ve büyüttüm. Bu bende bir yaşam biçimi ve benim karekterim oldu. Beni hep çocuklara yöneltti. Hayatım hep mücadele ve maddi manevi sorunlarla geçti. Çok  büyük zorluklar yaşadım. Ancak hiç pes etmedim. Öncelikle hep kendime inandım. Sonra da beni bu yolculukla motive edecek güzel insanlarla tanıştım. Hiçbir kapıyı çarparak çıkmadım ve güzel insanlar biriktirdim. Onlar da mücadeleme inandılar. 

Okulumu ilk açtığımda temizlikçiye verecek param yoktu temizliğini yaptım halilarımi kendim yıkadım afişlerimi broşürlerimi kendim astım.  Kalacak yerim yoktu 40 derece ateşle bir yer yatağının üstünde 15 gün yapayalnız yattım. Beni çok üzen insanlar da oldu ama hiç pes etmedim. Tasarımlarımı kendim yaptım. O günlerde bunları kimseye anlatamıyordum. Ailelerin en değerli varlığı aslında hepimizin en değerli varlığı olan çocuklarını okula almayı üstleniyordum. Bunun ne kadar ciddi önemli ve büyük bir sorumluluk olduğunu anlayabiliyor musunuz?  Çocukların eğitimi kadar güvenliği temizliği  mutlu ortamı beslenmesi  de çok önemliydi. Çocukları nasıl besleyeceğimi dahi bilmiyordum. Bunu öğrenmeliydim. İnanın 100 e yakın anaokulunun beslenme tablolarını inceledim. Bu tablolarla edindiğim bilgileri çevremdeki veya resmi kurumlardaki çocuk doktorları diyetisyenler beslenme uzmanları üniversitelerin akademisyenleri ile değerlendirerek bilimsel bir çalışma ortaya koymak ve bunu uygulamak istedim. Çocuklarımın ihtiyacı olan her alanında böyle çalıştım. 

Benim çocuklarla olan içselliğim ve bağım hiç bitmedi bitmiyor da. Tam da bu noktada mutlu toplum mutlu insan için çocuklarım için neler yapabilirim diye düşünürken her eve girecek insanlara mesajlar verecek bir şey üretmeliyim fikri hep arzu ettiğim şeydi. Bu nokta da aile gibi olduğumuz değerli velilerimin de inancı ve desteği ile piyasada çok da güvenli olmayan, eğitici, güvenli, yerli oyun hamuru ve oyuncak üretmeye karar verdim. 

Evlerimizde çok pahalı oyuncaklar var ve aileler çocuklarından hiçbir şey esirgemiyor gördükleri her şeyi alıyorlar. Farkında mısınız bu oyuncaklar çocuklarımızın ilk bilinçaltını oluşturuyor. Yani çocuk  kendi içinde  bu oyuncaklarla bir dünya yaratıyor ve kendi dünyasını oluşturuyor. Ben bunun bilincinde bir anne olarak çocukların kendi aile ortamları ve kültürlerinde pozitif yönde çocuğun bu ilk bilinçaltını oluşturacak “doodi oyuncak dünyası” nı yaratmak istedim. Doodi markası da çocuklarımızın saf temiz dünyasından, köyünde doodi doodi diye koşuşturarak trencilik oynayan çocukların dünyasından çıkmıştır. Markamı oluşturdum, her şeyini kendim çalıştım ve Piyasada çeşitli oyun hamurları görebilirsiniz  ancak ürün özellikleri tamamen farklı ve organik. Ayrıca hayalim kazancı ile çocukların eğitimine katkıda bulunmak. Eğitim amaçlı bir dizi projelerle destekliyorum. 

  Ar- Ge çalışmalarım ve proje çalışmalarım devam etmektedir.  Asiye’de durmak yok olmamalı.  İnsanın sahip olduğu yetenek ve melekelerinin insan ve insanlık için değerlendirilmesi gerektiğini insan yaşamının ancak bu şekilde anlamlı olabileceğini düşünüyorum. 

Sizce iyi bir anaokulunun çocuklardaki etkisi nasıl oluyor? Anaokulunun eğitimdeki önemi nedir?

Aslında çok basit ve temel bir durum var. Hepimiz çocukluğumuzdaki anıları zaman zaman gözümüzün önüne getiriyoruz. Mutlu bir çocukluk geçirdiğimizde ruh ve beden sağlığımız da ileriki yaş dönemlerinde çok daha iyi, dengeli, dünyaya adapte. Kısaca ilk eğitim deneyiminin alındığı ana okulu süreci bizi öğretimin bazen kolay ve bazen zor görünen bütün süreçlerine hazırlıyor. Bu hazırlık aşamasını atlamış çocukların okul hayatlarındaki başarı ile ana okul sürecini tamamlamış ya da aksatmış çocukların ki elbette farklılıklar gösteriyor. Bu süreçte çocuklarımızı hem mutlu olmaları, hem öğrenmeleri ve öğrenme bilincine dair isteğin arttırılması için kurgulanan ve merak etkenini tetikleyen çalışmaların önemli bir alt yapısal hazırlık, donanım ve birikim gerektirdiğini biliyoruz. Özel Asiye Koca Demir Amerikan Kültür Göktürk Anaokulu bu anlamda gelecekte özgür ve bilinçli yetişecek bireylerin daha çocukluk çağında ne düşünmeleri değil, nasıl düşünmeleri gerektiği ile ilgili milyonlarca farklı fikri, temeli, kültürü ve deneyimi ve bakış açısını bir araya getiren bir anaokulu deneyimi ortaya koymaktadır. 

Eklemek istedikleriniz...

Hedefim ana okulu ile başladığım bu güzel ve faydalı eğitim yolculuğunda burada kalmak değil, ilk öğretim, lise ve üniversite planlarımı hayata geçirmek istiyorum.  Hayalini kurduğum şey çocuklar için oluşturduğum markamı iyi bir noktaya taşımak. Bunu yaparken de üretiminde benim yaşadığım gibi çocuklarına süt almak isteyen kadınlarımıza çalışma imkanı vermek ve çocukların eğitimi için sarfetmek istiyorum.

Kim bilir belki bizim okulumuzdan da bir filozof çıkar. Dili dini ırkı mezhebi ne olursa olsun sevgi ve hoşgörü elçisi olacak nesiller arzu ediyorum. Bir nal hikayesi vardır ya “Bir nal bir atı kurtarır bir at bir komutanı bir komutan bir orduyu.. Bir ordu bir ülkeyi, bir ülke de dünyayı değiştirir.’’ İşte bizim sorumluluğumuz ve farkındalığımız burada başlıyor. Teşekkürler....

Haber: Meral Koç

Elif Günay