Ahmet Bey merhaba. Çok güzel bir şiir kitabına imza attınız, tebrik ederim. Kitaptan çok kısa bahseder misiniz ve neden adı "Ev Yapımı Cümleler"?

Merhabalar Elif Hanım. Öncelikle bu güzel sözleriniz için teşekkür ederim.  Aslında uzun zamandır kendince birşeyler karalayan ve aslında daha çok ta okuyan biri olarak bir hayalimi gerçekleştirdim diyebilirim. Kitap  yaklaşık 10 yıldır yazılan bazen düzeltilen bazen de ilk yazıldığın an gibi kalan kendimce oluşturduğum cümlelerden oluşmakta. Kitabın adı arka kapakta yer alan bir dörtlükten gelmekte. Ama aslında yazdıklarımın şiir olarak adlandırılmasını biraz cüretkarlık olarak da nitelendirdiğimden bu adama ait cümleler demeyi tercih ettim. Bizim çocukluğumuzda öğretmenler her çocuğa kitap okumayı ve günlük tutmayı öğretmeye çalışmışlardır hep. Bu kitap da benim için biraz böyle. 

Peki neden şiir?

Bir çok deneme roman öykü şarkı sözü yazma gibi çalışmalarım da var aslında ama galiba kendimi en iyi anlatabildiğim tür bu. Ben daha çok şiirsel cümleler demeyi tercih ediyorum ama okuyanlar ne der bilemiyorum. Zaten her edebi sanatsal metin biraz da insanın içindekileri dışavurum yöntemdir bence adı her ne olursa olsun amacı anlatabilmektir. Umarım anlatabilmişimdir.

Ne zamandır yazıyorsunuz? 

Tıp fakültesinden itibaren yazmaya başladım. Yani yaklaşık 15 yıldır kalemle aram iyidir diyebilirim. Önceleri tek cümleler halinde kendimce kelimelere daha anlamlar yükleyerek.  Ama zamanla yazmak benim için hobi ve sonrasında da bir tutku haline geldi. Güzel birşeyler yazabildiğim gün benim için en mutlu gündür diyebilirim.

Siz aynı zamanda bir üroloji doktorusunuz. Bir çok doktorlardan başarılı yan dallar görüyoruz mesela bunların en büyük örneği Ferhat Göçer, Erol Köse, Selma Ergeç, Kemal Sayar ve Erol Göka (ilk aklıma gelen isimler)…  "Doktorlar genelde ruhsuz" sözüne yanıt vererek gönüllerimize taht kurdular. Siz de aynısını yaptınız, neler söyleyeceksiniz?

Aslında tıp fakültesinden doktor hariç her türlü meslek çıkar derler. Ben de bunun üzerine oyuncu bir arkadaşımın yakın zamanda bana sorduğu benzer soruya cevabımı aktarabilirim ve bence de konuyla ilgili en güzel tespit bu. Doktorlar iş hayatında o kadar gerçekle yüzyüzeler ki her gün her an her dakika hayatın en gerçk yüzüyle karşı karşıyalar ve bundan kaçmak için sanata meyilleri çok daha yüzsek. Bu biraz da kendini koruma ve ifade edebilme yöntemi bence.

Kitabınızı almış hastalarınız var mı? Ve tepkileri nasıl?

Evet beni çok yakından takip eden birkaç orta yaş kadın hasta kitabı alıp poliklinikte imzaya geldiler. Tabiki çok keyifli bir an bu. Kitabı çok beğendiklerini ve arkadaşlarına da aldırdıklarını söylediler. Böyle anlar hayatu daha da anlamlı kılıyor bence. Düşünsenize size her türlü mahremlerini anlatan sizden şifa bekleyen insanlar ellerinde kitapla ve hasta kaydıyla gelerek sizin kitabınızı size imzalatıyır. Nefis bir ironi bu iyileşen ben oluyor o zamanlarda.

Tekrar bir kitaba imza atacak mısınız?

Açıkçası düşünmüyor değilim ki ben sürekli birşeyler yazmaya çalışıyorum. Bu ilk kitap ve benim için çok ama çok özel. Şimdiden 30 a yakın metin var elimde belli bir süreye ve demlenmeye ihtiyacım var sadece….

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Her ürün üreten insanlar gibi ki bu  yazar senarist heykeltraş gibi sanata dair olabilir ya da meyve sebze üreten çiftçiler olabilir ya da inşaat alanında fark etmez ürünlerinin beğenilmesini isterler. Umarım alan okuyan insanlar benim yazdıklarımı beğenirler ve arkadaşlarına önerirler vede kendilerine benden birkaç cümle hediye ederler.  Bu inanın beni çok mutlu eder… 

Çok teşeşekkür ederim Ahmet Bey, daha nice kitaplarınızda bir arada olmak dileğiyle...

İŞTE CÜMLE;

Oysa aşksındır diye

Ev yapımı cümleler

Yazıp bırakmıştım masanın üzerine

Bilirim gittiğin yerde bulamazsın işte

Röportaj: Elif Günay