Müzisyen, şarkıcı, ses tasarımcısı ve eğitimci Berfin Gürsoy; geçtiğimiz aylarda “Topla Kalbini” adlı maxi singlesini bizlerle buluşturmuştu.

2015 yılında “Eyvallah” ve “Detay” isimli çalışmalarını yayımlayan güzel sesli kadın, sosyal sorumluluk projeleri ile de adından sıkça söz ettiriyor. 

Bizler de kendisi ile bir araya geldik. Şimdi sizlerle…

Merhaba Berfin nasılsın?

Çok teşekkür ederim Elifciğim, güzel enerjinle daha da iyi oldum.

Sesin kadar kalbin de o kadar güzel ki. Nasıl bir kadınsın sen böyle?

Gezegene, canlılara duyarlı ve sevgi odaklı her insan gibiyim aslında… 

Geçtiğimiz aylarda topla kalbini adında bir maksi single çıkardın. Bu albümde iki versiyonla topla kalbini şarkısını sundun. Neler söyleyeceksin?

Master’ı geçen yaz elime aldığımda sahne yoğunluğum sebebiyle henüz bir yapımcı arayışına girmemiştim. Bir gün aktar olan bir arkadaşıma ziyarete gittim, sohbet esnasında şarkıları dinlettim, bayıldılar, meğer Deniz Erdem’in eşi Esra Erdem’i tanıyorlarmış. Esra Hanım’a dinletmişler, o da Deniz Bey’e dinletmiş, böylelikle Avrupa Müzik’le yollarımız kesişti ve şarkılar dinleyicilerimle buluştu. 

Şarkının hangi versiyonu daha iyi gidiyor?

Şimdiye kadar iki versiyon da çok beğenildi, sen hangisini daha çok beğendin? 

Topla Kalbini şarkına klip çekmeyi düşünüyor musun?

Bir aksilik olmazsa eğer, Temmuz ayında çekmeyi düşünüyoruz, yazın cıvıl cıvıl enerjisi şarkının enerjisiyle bütünleşsin…

"KALBİNİ TOPLA YOLUNA BAK"

Topla kalbini diyerek şarkıda insanlara mesajlar veriyorsun. Kimler kalbini toplamalı?

Ayrıldığında onsuz olamayacağını, hayatına devam edemeyeceğini, artık kimseyi sevemeyeceğini, kimseye güvenemeyeceğini düşünen herkes kalbini toplayıp yoluna devam etmeli…

Bu maxisingle içinde bir de 'Yelkovan' şarkısı var, o nereden çıktı?

'Yelkovan', 17 yaşımda yazdığım şarkılardan biriydi ama bir şey eksikti, bir duygu eksikliği vardı sanki… Bazen bir şarkıyı bir saatte yazar bitiririm, bazen de bir şarkının karakterini alması için uzun bir zaman geçer; yıllar içinde büyür, gelişir, olgunlaşır o şarkı… 3 yıl önce o eksik duygu parçası puzzle’daki yerine oturdu ve şarkı tamamlandı.

"MUTSUZSAK YELKOVANA DÜŞMANIZ"

Peki duvarlarımızda yelkovanlarımız geriye dönünce neler olur?

Mutluysak akrepe, mutsuzsak yelkovana düşman oluruz.. Zaman aynı zamandır; ama mutlu olduğumuzda hızlı, mutsuz olduğumuzda yavaş geçer.. Sevdiğimiz birinin dönmesini beklerken ise sanki zaman durur, o yelkovan geriye döner. 

Seni dinleyenler sesini Sıla’ya benzetiyorlar. Sen ne düşüyorsun?

Biraz benziyor, her zaman değil, bazı şarkılarda belki… Sevingül Bahadır’ın ikimiz üzerinde de emeği ve etkisi çoktur vokal koçu olarak, Sevingül ablanın yetiştirdiği böyle çıkıyor demek ki…

2015 yılında iki çalışma ile karşımızdaydın. Biri 'Eyvallah' diğeri 'Detay' adındaki çalışmalardı. 'Eyvallah' bir maxisingle’dı ve iki şarkı daha yer alıyordu. Biraz bahseder misin bu şarkılardan?

'Eyvallah' benim ilk göz ağrımdı, çok zor şartlarda inanılmaz bir azim ve emekle dinleyicilerimle buluştu. Hala o maxisingledaki üç şarkı da çok seviliyor ve dinleniyor, bana sürekli video gönderiyor dinleyicilerim şarkılara eşlik ederek… Diğer şarkılara gelirsek… 'Bir Kalpte İki Aşk', aldatılan birinin hikayesi ve yaşadığı duygu yüküne rağmen karşısındaki insana yaptığının yanlış olduğunu anlatmaya çalışan naiflikte bir karakter… 'Geçer' ise maxisingle’ın slowu… İlişki biter de aşk bitmezse, insan her yerde kalıntısına rastlar o küllerin… Eninde sonunda geçer ama deşer de geçer diye de bitiyor hikaye. 

"AŞKLA BESLENİYORUM"

Aşk kadını mısın Berfin? Sence aşk nedir?

Hem de nasıl! Bu da soru mu Elifciğim, aşk kadını olmasak o kadar şarkı nasıl yazılsın… Aşkı, ayrılığı, aldatılmayı, gençken platonik aşkı, hepsini yaşadım. Aşkın hediye ettiği tarifsiz mutluluğu da deneyimledim, ayrılığın ve özlemin verdiği derin acıyı da... Müziğimi ve ruhumu besleyen şey, aşk. Herkese göre tanımı farklıdır elbette ama ben aşık olduğumda diğer yarımı, yansımamı, hayatımın eksik parçasını bulmuş gibi hissediyorum… 

14 yıldır sahnede olduğunu biliyorum. Müzik geçmişinden biraz bahseder misin?

Çok küçük yaşta enstrüman çalarak başladım müziğe. Kültür Bakanlığı’nın çocuk ve gençlik korolarından Çoksesli müzik eğitimi aldım. Daha sonra annemin fena bir baskısı eşliğinde TRT Türk Halk Müziği Gençlik Korosu’na girdim ki iyi ki ısrar etmişler, türkülere karşı bir sempatim yoktu o yaşlarda, klasik müzik dinlemekten keyif alıyordum. TRT ile birlikte bir türkü aşkı başladı ki sorma… Devlet korolarının eğitiminden sonra, 18 yaşımda profesyonel sahne hayatım başladı, üniversite yıllarımda da hem okudum hem sahne aldım, çok değerli müzisyenlerle çalışma şansım oldu, farklı dönemlerde farklı tarzdan müzikler icra ettim, hepsine ciddi derecede kafa yorup, repertuarımı geliştirdim. Tabii bir de işin mutfak kısmı var ki o da ayrı bir heyecan; stüdyo, kayıt teknolojileri ve bilgisayarda müzik gibi alanlara da yıllardır ciddi bir ilgim var, eğitim de aldım bununla ilgili, yani müzik benim hayatımda sadece sahneden ibaret değil. 

Türkçe pop, 80’ler, 90’lar, Türk halk müziği, Türk sanat müziği, Greek müzik (Yunanca) ve etnik müzik türlerinden oluşan geniş bir repertuara sahip olan sanatçının şarkı, belgesel-dizi müzikleri gibi eserleri de bulunuyor. Nasıl on parmağında on marifet bulunuyor? 

Ben çok çalışkan ve disiplinli biriyim. Sürekli kendimle yarışırım, işimin hakkını vermeye çalışırım. Mesela Zorba Taverna’da çalıştığım yıl, yunanca repertuarımı bütün gün dinlerdim, sırf kulak dolgunluğu olsun, telaffuz mükemmelleşsin diye… Marifetin sırrı çok çalışmaktır.

Dizi, film, reklam müzikleri besteleyip seslendiriyorsun değil mi? Nerelerdi bunlar?

Çok fazla seslendirmem oldu aslında ama aynı zamanda söz ve müziği bana ait olanlardan bahsedeyim: 2015’de Single olarak çıkardığım ve Türkiye’de daha önce işlenmemiş bir konuyla çektiğimiz klibe sahip olan Detay, aynı ismi taşıyan film için yazıp bestelediğim bir şarkıydı mesela... 'Kaçış1950' için "Tren"i, 'Bitmeyen Şarkı' dizisi için "Feraye"yi sayabiliriz… Filmin ya da dizinin senaryosuna ve karakter çözümlemesine göre yazıp besteliyorum. 

"SANATÇI ZATEN DUYARLIDIR"

Seni çok fazla sosyal sorumluluk projelerinde görüyoruz. Gerçekten de iyilikle mi besleniyorsun?

Bir taraftan kendi ruhumu beslerken, diğer taraftan sesimle birilerinin hayatına faydam olması benim için çok önemli. Sanatçılar duyarlı insanlardır, Dünya’yı değiştiremezler belki; ama güzelleştirirler. Bu tarz konserleri sadece Türkiye’de değil, yurtdışında da gerçekleştiriyorum, mesela  Yunanistan’da 2014 yılında, Lösev’in muadili olan Lampsi Vakfı için konser verdim, yaşattığı mutluluğu tarif etmem imkansız. 

Günümüzde giderek çoğalan müzik piyasası hakkında neler söylersin?

Çok yetenekli ve kaliteli insanların yanı sıra yeteneksiz ve kalitesiz insanların olduğu bir sektör. Sanırım bir şekilde kendini dengeliyor. Müzik sadece ülkemizde değil, Dünya’da bir endüstri artık. O sebeple hem ticari hem de sanatsal kaygıyı dengeleyerek şarkı üretiyorum birçok müzisyen arkadaşım gibi.

Giderek hayatımızın en önemli yaşam biçimi haline gelen sosyal medya hakkında ne söylersin?

Ben özel hayatımın göz önünde olmasından pek hoşlanmıyorum, sosyal medyaya vakit ayıramayacak kadar da yoğun çalışıyorum. Müzikten kalan vakitlerde de kafa dağıtmak için konsol oyunları oynuyorum, kitap okuyorum, o arada sosyal medyaya girip paylaşımda bulunmayı unutuyorum; ama daha aktif olmam gerektiğinin farkındayım.

Konserler ve sahneler nasıl gidiyor?

Ramazan ayında fiziken ve ruhen güç topluyorum, son 6 ay epey çalıştık, biraz dinlenmek gerekiyor. Sonrasında ise Eylül ayına kadar epey yoğun bir takvim bekliyor beni ve ekibimi.

Yakın gelecekte ne tür projelerin var?

Dünya müzikleri ile ilgili projeler var kafamda, ekibimle fikir alış-verişinde bulunuyorum, araştırıyorum, ev stüdyomda çalışmalarım devam ediyor, yakın zamanda üzerinde çalıştığım akustik ve elektronik projeleri birer birer youtube ve soundcloud hesabım üzerinden dinleyicilerimle buluşturacağım… Ve de yine sosyal sorumluluk projeleri olacaktır her zamanki gibi…

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersin?

Her zaman kalplerindeki iyiliğe ve sevgiye tutunsunlar, gerçek sanatçılara ve kaliteli işlere de destek vermeyi ihmal etmesinler aman n’olur…

Doğum tarihi: 26 Mart 1985

Burcu: Koç

En sevdiği yönü: Zeka

En sevmediği yönü: Mükemmelliyetçilik

Uğurlu sayısı: 7 ve 9

Uğurlu günü: Cumartesi

En sevdiği çizgi film: Coyote & Road Runner, 

En sevdiği söz: Atasözleri

Söyleşi: Elif Günay

Fotoğraf: Fatma Demir