Banu Hanım merhaba. Ne güzelsiniz; samimi, cıvıl cıvıl, cana yakın… Sosyal medyada bir anda patlama yaratıp, rekorlar kıran videolara imza attınız. Bu fikir nasıl ortaya çıktı?

Merhaba Elifciğim, sizler de hoş geldiniz. Bu özellikle yapılmış planlanmış bir şey değildi. Tamamen spontane (kendiliğinden) gerçekleşti. Bir gün işe giderken çoğu kişinin yaptığı gibi kendi arabamda şarkı söyledim. Bu benim sürekli yaptığım bir şeydir. Eyipo'nun “Günah Benim" şarkısı çok patlamıştı, herkesin ağzındaydı ben de onu söyleyip kendi Instagram hesabımda paylaştım. Hesabımda 200 takipçim varken 30 - 40 bin izlenmeyi buldu video. "Allah Allah, ne oluyor" dedim. Sonra bir tane daha attım, bir tane daha, bir tane daha derken böyle milyonlara ulaştım. 3 milyonu gören bir videom var. Dediğim gibi ben o zaman işten ayrılmıştım. Hatta işten ayrıldığım gündü, Londra’daki bir sertifika programına dahil oldum, eğitimde verebilmek için bir birikim yapmıştım ve o paramı Londra'daki eğitimim için harcayacaktım. Daha sonrasında bu işler gelişince biriktirdiğim paramı single çıkarmak için harcadım.

Paylaşım için özellikle seçtiğiniz şarkılar var mı?

Şöyle söyleyebilirim Elif, yükselebileceğim şarkıları tercih ediyorum. Ben o şarkıyı hissetmeliyim ki, hareketlerimi yapabileyim. Yani sevebileceğim şarkıları tercih ediyorum. Bana diyorlar ki, "slow şarkılarda gülüyorsun" ne yapabilirim yapım bu, ben hep gülüyorum. Sadece bir ara şöyle oldu, şimdi siz single çıkarmak istiyorsunuz kitleniz belli bunu duyurmak istiyorsunuz o dönemlerde insanlara yardımcı oldum tabii ki ama inandığım şarkılardı bunlar. Beğenmediğim şarkıları sadece duyurmak için böyle videolar çekmedim.

Araba sizin kendi aracınız değil mi?

Evet, araç benim kendi aracım. Kıyafetlerimin bir sponsoru yok! Ben kendim para vererek alıyorum kıyafetlerimi.

Bazen insanları anlayamıyorum!

Bir programa katılmıştım orada Hakan Akkaya “Toplum olarak çabuk tüketen bir toplumuz arabanın içinde şarkı söyle söyle nereye kadar demişti” ben düşünemiyorum ya onu  neyse ben de kendisine; "Ben bu arabayı, ne bu kıyafetleri, bu sosyal medyadan gelen parayla yapmadım. Bu yaşantı zaten benim var olan yaşantım. O yüzden benim için hiç önemli değil, bir gün biter mi diye hiç korkmuyorum" dedim. Bu iş için saçlarını beyazlattığını yıllarını verdiğini söylemişti, kaç bin takipçisi olduğunu sorduğumda 300.000 olduğunu öğrendim “benim 700.000 takipçim var” dediğimde bir gerildi ortalık. Bir işe yıllarını vermek tabi ki tartışmasız önemli ama insanlara istediğini vermekte önemli  dimi?

Sosyal medya olmasaydı ne olurdu?

Asıl mesleğim kimyagerlik, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Kök Hücreleme laboratuvarında teknikerdim. GMP Laboratuvarı ilk teknikerlerinden biriyim. Daha sonra bir yasa tasarısı çıktı ve benim yaptığım işi yapabilmek için kök hücreleme mezunu olmak gerekti ben de mecburen idari kısma geçtim. Hocam sağ olsun, "Sen insan kaynaklarını bir denesene" demişti bana ve ben onun üzerine İnsan kaynakları üzerine Marmara Üniversitesi’nde Bilgi Yönetimi okudum. Sağlık Kurumları İşletmeciliği de okudum. Soruna dönecek olursam, uzmanlığımı tamamlardım, çalışıyor olurdum. Londra'dan gelmiştim. Eğitim de verebilecek durumdaydım, iş güvenliği uzmanlığı da yapıyordum. Bu şekilde hayatıma devam ediyordum muhtemelen.

Ruhunuzda bir şarkıcılık yatıyor muydu?

Demek ki varmış. Çoğu insanın içinde bastırılmış duygular yatar, benimde şarkı söylemek varmış. Singleyi yaparken Cihan Okan bana koçluk yaptı. Hep şunu söylüyorum. 30 yaşına kadar benim borcumdan başka hiç bir şeyim yoktu, ondan sonra hayatım döndü. O yüzden herkese hayallerinizin peşinden koşun diyorum. Herkes bahtını yaşar niye 32 yaşında bunları yaşadım demek ki bu zamana nasipmiş diyorum.

"Narin Yarim" çok güzel coverlanarak karşımıza çıktı. Çokta özlemişiz. Bu şarkıyla çıkış yapmak nerden aklınıza geldi?

“Arabanın içinde şarkı söyle söyle nereye kadar ne olacak” diye düşündüm. Her şeyi çok çabuk tüketen bir dünyadayız. Bir şey üretmezsen, tüketilirsin.  Bu senin kaderin, bu sisteme ayak uydurmalısın. O zaman ne yapalım şarkı söyleyeyim, kendim söyleyeyim dedim. Yani bir cover şarkı olsun, çok da fazla risk almayalım aşinalık yaratmış bir şarkı ile çıkalım dedik. Sonra dedim ki 90'lardan bakir bir şarkı olsun. Ben "Narin Yarim" şarkısını çok severim. “Yıl olmuş 2016 ben hala arabamda bu şarkıyı çalıyorsam, bu olur” dedim. Hemen Aşkın Tun Efe'yi aradım "Hocam alabilir miyiz?" dedik onay aldık. Hemen stüdyoya girdik. 20 gün içinde single çıktı ve klip çekildi. Ben bu süreçteki her şeyi kendim yaptım sonradan da Arpej yapıma geldim.

Klip çekimleri nasıl geçti?

Klibi Erkan Naz çekti. Ama şöyle ilkin günahı olmaz hiç bir şey istediğim gibi olmadı. Şarkıyı patlatan benim. Popülerlik vardı zaten onun üzerine yaptık. Güzelde oldu yayıldı. İnsanlar sevdi, genç kitle hatta çocuklarda çok sevdiler. Daha iki ay oldu henüz 30 milyonu buldum. İlk singlesini yapmış biri için çok nadirdir bu rakam. İnsanların hemen sahneler alması da zordur benim çok ciddi sahnelerim oldu. Şubat ayı içerisinde şuan 16 konserim belirlendi. Yurt içi ve yurt dışı konserlerim olacak, güzel gidiyor.

 *İlk klibim bence sadece arabanın içinde geçmeliydi, hata ettim. İşte dedim ya Elif, ilkin günahı olmaz! Olan oldu, ne o kıyafet bana göreydi ne de o makyaj... Normalde makyaj bile yapmayan kız orada boya kutusundan çıkmış gibiydi. Hiç bir şey bilmiyordum ki, klip yönetmeni ne derse ona uyuyordum. Hayatımda ilk defa stüdyoya girmişim. Ama ben şanslıyım çabuk öğrendim ve arkamda halk vardı insanlar neler çekiyor. İlk piyasaya girenin mutlaka başına geliyormuş. Benim en büyük şansım Arpej Yapım'a girmek oldu. Dürüst insanlar var...

Yurt dışındakilerin tepkisi nasıl?

Yurt dışındakilerin sevgisi daha yoğun diyebilirim Elif. Türkiye'de de çok sevenlerim var şükür Rabbime şarkımı çalmayan kulüp yok. Yurt dışındakiler ekstra oluyor çok mutluyum o yüzden.

Arabanın içinde kimi zaman bağıra bağıra, kimi zaman ağız hareketleriyle şarkıyı söylediniz. Sesiniz ilk defa duyulduğunda tepkiler ne oldu?

Şimdi ben orada arabanın içinde bağıra bağıra şarkı söylediğim için, insanlar sesimin öyle bir ses olduğu düşündüler. Sonra klip gelince şarkıyla sesimin güzel olduğunu fark ettiler. Meltem Taşkıran'dan bir şan eğitimi almıştım ama ben o eğitimle sesimin kısıldığını düşündüm. Şimdi ise onun yerine nefes egzersizleri ile ses açma eğitimleri görerek (-ki kulağım eğitilsin diye) bunu canlı yapıyoruz. İlk sesimle şuan ki sesimdeki değişiklikleri ben bile fark ediyorum. Zaten bir sahne alt yapısı yaptık, o sahnede ben onlarca şarkı söyledim.

“Yana Yana” diye bir şarkıyla geliyorsunuz. Nasıl bir şarkı olacak?

Evet, yepyeni bir şarkım geliyor "Yana Yana". Şarkımın söz müziği Yalçın Topyanak'a ait bir şarkı. İdo Tatlıses'te biliyorsunuz arkadaşım, kardeşim. Yalçın Topyanak İdo'nun "Sonsuz Teşekkürler" şarkısını yazan arkadaşımız. Benim için "Yana Yana" şarkısını yazdı, şarkıya bayıldım. Şarkı İskender Paydaş’ın aranjesinde. Şarkıdan inanılmaz ümitliyim. "Narin Yarim"den çok daha güzel olacak. Sadece onu söyleyebilirim. Şarkı toparlansın esas okumayı yapalım klibe de hemen başlayacağız. Bu sefer klibin yönetmenliği de bana ait olacak.

Artık konserler başladı, müthiş sahne şovları sizden görecek miyiz?

Sahnemi çok beğeniyorlar. Bir sahnede bir saniye yerinde durmayan sahneden inmek istemeyen birini düşünün benim sahnemde saat oluyor 4-5 hala sahnedeyim, yani inemiyorum. Bazıları bana, "senin bir tane "Narin Yarim" şarkın var, 3 - 4 dakika sonra yapıyorsun" diyorlar. Benim sahnem var, alt playback yapıyorum. İlerleyen zamanlarda buna sahne de girecek. Her şey değişecek ama bunları hepsi bir maliyet! Şuan sahne aldığım fiyatla bunları yapamam. O zaman ben hiçbir şey kazanamam. Bunların hepsi zamanla olacak şeyler, tabii çok güzel şeyler olacak.

"Şu piyasada elimden tutan kimse olmadı"

Her yer köstek dolu, kimse destek olmadı. Herkes birbirini rakip görüyor. Piyasa da birbirini tutan kitleler var ama şu an beni tutan hiç kimse yok. Atıyorum biri bir single çıkartıyor, büyük sanatçılar onlara "arkandayız" diyor, reklamını yapıyorlar. Ben bu yüzden kendimle gurur duyuyorum. Reklamımı da kendim yapıyorum. Singlemi de kendim dinletiyorum. Her şeyi kendim yapıyorum. Bence asıl başarı bu! O yüzden çok mutluyum. Sadece bir ağabeyim ben bu şarkıyı düet yapmayı düşünürken bana dedi ki, "Bu şarkı patlamadan düet yapacağın şarkıyı o kişiyle söyle yoksa seninle düet yapmaz" dedi. Gerçekten de öyle oldu.

"Narin Yarim" klibinde küçük bir görüntü olarak o araba videosu yapıldı. Bu örnek diğer kiliplerde de olur mu?

Düşünüyorum da düşünmüyorum da. Bilmiyorum çok karmaşığım bu konuda. Bir tarafım "Bu kız o arabadan çıktı, onu artık silelim" diyor. Bazen de "Kalsın, devam etsin" diyorum. 

Güzelliğinize gelelim istiyorum. Çok güzel ve doğal bulunuyorsunuz, bunun için özel bir şey yapıyor musunuz?

Makyaj yapmıyorum. 32 yaşındayım saçım kendi rengidir. Saçımın ucunda sadece bir şey vardır. Keratin bakımı yaptırıyorum. Zetin yağı sabunu kullanıyorum. Onun haricinde gerçekten bir şey kullanmıyorum. Çok beğendiğim bir nemlendiricim vardır, yüzüme servetler ödemiyorum. Ama dudaklarımı sigortalatacağım. Birkaç sigorta şirketine danışacağım, yapacağım onu...

Banu Parlak'tan büyük iddia:

"Halk arkamda olduğu için beni yiyemiyorlar! Çok üstüme gelenler oldu hayat acımasız bu camia daha da acımasız, sivrilmeye başladığınız an sıkıntı! Ben ilk günden beri söylüyorum anlık kaos dolu bir şöhret istemiyorum, zamanla sağlam temeller üzerine atılmış başarı içeren hikayeleri ile dolu, kaliteli bir şöhret istiyorum. Tabii ilk günler bulundukları mevki sayesinde karşımda üstünlük taslayanların hepsi aklımda, bir gün karşılayacağız 

İdo Tatlıses ile çok haberleriniz çıktı, çok açıklama yaptınız. Bizle de paylaşın istiyorum ne söyleyeceksiniz?

Biliyorsunuz ki ben nişanlıyım ve bu konuyla ilgili son kez konuşacağım! İdo benim için "Ablam" dedi. Ben, "O benim arkadaşım, kardeşim" dedim. Ama kabullenmek istemiyor insanlar. Bir televizyon programında da "Hayırlısı" dedim, İdo'ya aşık olduğum dedikoduları çıktı. Onu atamadım üzerimden, İdo'yla gerçekten görüşmeme durumuna geldik. Vallahi aramızda bir şey olmadı. “İdo'nun yaşı çok küçük, küçük olmasa olacak mı” derler şimdi hayır tabi ki  Çok karakterli düzgün bir çocuktur, ailesi cidden karakterli bir evlat yetiştirmiş! 

Peki, İdo ile o dönem çıkan dedikoduların size faydası oldu mu?

Bana faydası hiç olmadı. Benim ona olmuştur diye düşünüyorum. Zaten benim buna ihtiyacım yok! Katsa katsa sosyal medyada da takipçi katardı en fazla. Tam tersi, adım çıktı boşu boşuna; durduk yere...

Özel hayatınıza gelecek olursak, nişanlısınız değil mi?

Evet. Zaten bir erkek arkadaşım vardı benim. Yaşamak istediğim her şeyi onunla yaşamak, onunla paylaşmak istiyorum. Biz bir ara ayrıldık. Benim için önce iş gelir diyordum, bir baktım olmuyor. Binlerce kişiye şarkı söylüyorsunuz, herkes sizi alkışlıyor, sonra eve bir geliyorsunuz bir bakıyorsunuz ki tek başınasınız. Hayat çok acımasız, ben biraz gerçekçiyim.

İlk konsere çıktığınızda neler hissettiniz?

Çok korktum ve çıkmak istemedim. "İstemiyorum çıkmayacağım yaa" dedim. Eskişehir'deydi o kadar çok insan vardı ki gelin bile gelmişti. Karnıma ağrılar girdi. Sonra bir sahneye çıktım, "inmeyeceğim" dedim. Sahne bitti, o kadar keyifliydi ki inmek istemedim. Şimdilerde sahnelere ilk çıkarken yine bir karnıma ağrılar giriyor, sonra çıkınca inmek istemiyorum.

Ailenizin tepkisi ne oldu?

Annem ilk başta "3 üniversite bitirdin kızın ne iş yapıyor dediklerinde arabada şarkı söyleyip, onu paylaşıyor mu diyeceğim ben, ne yapıyorsun sen" derdi. "Anne dur yapacağım bir şeyler, bu böyle gitmeyecek, ben de farkındayım" diyordum. Şimdilerde çok mutlu “Benim Kızım” moduna girdi  

Nasıl bir çocuktunuz?

Çok ağlayan, hiç tatmin olmayan bir çocuktum. Huysuz bir şeymişim, ben sonradan değiştim. Annem, "Ben hiç böyle bir insan olacağını, bu kadar hareketli, neşeli biri olacağını düşünmüyordum" diyordu. 

Nasıl değiştiniz?

Bilmiyorum. Şöyle bir şey ben şuna çok inanıyorum ki anne babanın çocuk hayatında çok büyük etkisi var. Babam huysuz bir adamdı, evde bir huzursuzluk hep vardı. Sonra annemle ayrıldılar. Ani çıkışlarım vardı benim sonradan ona bağladık. Annemle babam ayrıldı ben bambaşka biri oldum. Kendimi buldum. O yüzden ben hep derim, "mutsuzsanız bir evliliği devam ettirmeyin, çocukların seçme ya da seçilme hakkı yok". Ebeveyn olduğumda çok bilinçli çocuk yetiştireceğime inanıyorum. Çocuklar anne ve babalarıyla aynı masada büyümeliler. Ben 32 yaşındayım ailesi tarafından çocuğun o sevgiyle başı okşandığında kıskanabilen biriyim içim bir değişik olur. Hala ani çıkışlarım var bunun sebebi o küçüklükte yaşadığım süreç! Allah'tan çok iyi bir anneye sahibim. Sonradan çok güzel toparladı bizi.

22 yaşınızda olsaydınız ne olurdu?

Albümü çıkaramayabilirdim. Ya da sapıtabilirdim. Mesela Aleyna Tilki, ne yapacak diye çok üzülüyorum o kıza. Valla üzülüyorum Allah biliyor yani. İnşallah Allah gördüğünü geride bırakmaz da psikolojisi bozulmaz. 

Sosyal medyada bazı yorumlar çok kırıcı oluyor. Siz çok iyi niyetle cevap verseniz de elbette sizin de bir sabrınız var bunun ile ilgili neler söylersiniz?

Geçtiğimiz akşam nişanlım Okan'ın paylaştığı bir resmin altına yorum geldi, bir kız bir yazı yazmıştı, "Bu zamana kadar hiç kimseyi yaptığı yorumlar ile mahkemeye vermedim ama sana yapacağım. İbret-i alem olsun diye yapacağım” dedim ona. Benim namusumla alakalı saçma sapan bir şey yazmıştı. Niye bunu yapıyorsun nerden biliyorsun ki, çok enteresan insanlar var gerçekten çok üzülüyorum. Biz hangi ara bu kadar mutsuz insanlar olduk, hangi ara içimiz bu kadar kötüleşti hiç bilmiyorum.

Gündem le ilgili neler söyleyeceksiniz?

O kadar çok sıkıntılı günlerden geçiyoruz ki Elif, birçok sahnemi de iptal ettim. Bizimde yaptığımız bazı sözleşmeler var. Ben bir Ebru Gündeş, bir Gülşen olsam o konserimi erteleyebilirim ama o konseri erteleme lüksüm yok şuan. İnsanlar tepki gösteriyorlar ama orada çok ağır şartlar var ben o konsere çıkmak zorundayım. Kimse sizin içinizi bilmiyor maalesef...

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Sahneler de güzel bir Banu Parlak olacak, görecekler. Çok güzel ve başarılı şarkılara imza atacağım buna inanıyorum. Bir de desteklerine ihtiyacım var. Ben kimseden destek istemiyorum, halk yanımda olsun yeter. Benim için önemli olan o! Bir de piyasaya yeni girecek arkadaşlara şimdiden başarılar diliyorum. Çünkü çok zor biliyorum.

Banu Hanım, o kadar güzel insansınız ki, iyi ki varsınız demekten başka bir şey demiyorum. İyi ki sizleri tanıdım. Umarım daha nice konserler de albümler de birlikte oluruz…

Ben de sana teşekkür ederim Elifciğim... 

Doğum Tarihi: 31.03.1984

Burcu: Koç

En sevdiği huyu: Çok vicdanlıyım

En sevmediği huyu: Ani çıkışlarım var, çabuk parlarım

En sevdiği renk: Siyah

En sevdiği çizgi film: Tom ve Jery

En sevdiği söz: Her nasip, vaktine esirdir!

Röportaj: Elif Günay