Gazetemize bu hafta müzisyen ve bağlama sanatçısı Rıza Mert Kimverdi konuk oldu. Başarılı sanatçının yaşamına, halk müziğine ve bağlamaya dair her şeyi konuştuğumuz keyifli sohbetimiz sizlerle… 

Öncelikle sizi okurlarımıza tanıtmak isterim. Bizlere kendinizi anlatır mısınız? Kimdir Rıza Mert Kimverdi?

Merhaba ben Rıza Mert Kimverdi. İstanbul doğumlu olup aslen Sivaslıyım. İkisi de memur olan Sivaslı bir babanın ve Afyonlu bir annenin en küçük çocuğuyum. İşletme ve İktisat bölümü mezunuyum ama müzikle iç içe olmak beni fazlasıyla heyecanlandırdığı için sonrasında müzik ve bağlama üzerine yönelip eğitim aldım ve tamamladım. Şu an okullarda ve kurumlarda bağlama ve müzik öğretmenliği yapmaktayım. Asıl mesleğim, müzisyenlik veya müzik öğretmenliği diyebilirim.

Müzikle ne zamandan beri ilgileniyorsunuz? Müzik, sizin için ne demek?

Aslında küçük yaşlardan beri diyebilirim. Çünkü ailecek müziğe karşı düşkünlüğümüzden ötürü evimizin her köşesinden şarkı ve türkü sesleri gelirdi, bu da benim ilgimi o yaşlarda fazlasıyla çekti. 2000’li yılların başında oldukça değer verdiğim ve iyi ki tanımışım dediğim en büyük dostum, sırdaşım olan bağlamamla tanıştım ve halk müziğine daha çok yöneldim. Erdal Erzincan, Mehmet Ali Çalışkan, Cihan Karakuş ve Ümit Şimşek gibi çok değerli ustalardan eğitim alma, onlarla çalışma imkanına nail oldum ve hala hayatımın en büyük imkanı olan müzik ve bağlamayla iç içeyim. Müzik ve bağlama bana göre çok büyük bir nimet, tam olarak duygu ve düşüncelerimizin en saf, en temiz, en net anlatımı diyebilirim.

Bağlama çalmak, iyi bir müzisyen olmak çocukluktan beri hayaliniz miydi?

Usta sanatçıları dinlemek, onlardan feyz almak bana bu hayali küçük yaşlarda kurdurmaya başlamıştı aslında. Rahmetli babamın bana aldığı bağlamayı elime aldığım gibi 7-8 yaşlarında bu hayalin içine girdim diyebilirim. Nitekim iyi ki de kurmuşum bu hayali. Eksiğini değil her daim fazlasını gördüm ve görüyorum.

Genellikle hangi tür şarkıları yorumluyorsunuz?

Yer aldığım konser ve etkinliklerde Halk müziği ve türküler benim vazgeçilmezim. Bunun yanı sıra deyiş ve semah eserlerini de yorumlamaya çalışıyorum ve çevremden bu konu ile ilgili olumlu sözler duyuyorum ama evde tek başımaysam güncel pop müziğinin yanı sıra 90’ların şarkıları da dilimde olmuyor değil.Aynı zamanda oldukça iyi bir bağlama sanatçısısınız.

Bağlama çalmak ve türkü icra etmek, size neyi ifade ediyor?

Estağfurullah. Bağlama çok farklı, çok duygusal bir müzik aleti, bizim kökenimizin olmazsa olmazı diyebilirim. Bana aşkı, sevgiyi ve hayalimin tam anlamıyla karşılığını ifade ediyor. Tellerine dokunduğum an sanki hissettiklerimle parmaklarımın arasına ince bir köprü kuruluyor ve o an en iyi sırdaşım, arkadaşım olup benimle aynı duyguları paylaşabiliyor. Türkü icra etmek ise sanki yazılan o eseri yaşamak gibi. Çünkü hemen hemen her türkünün bir hikayesi var ve bunu hissedebilmek, aynı veya benzer düşünceye sahip olmak çok önemli.

Bağlama, çalmayı öğrenmesi en zor enstrümanlardandır. İyi bir bağlama sanatçısı olmanın yolları nelerdir?

Bunun yolu tamamıyla icra ettiğiniz enstrümana olan sevgi, saygı ve aşktan geçiyor. İyi bir şekilde bağlama çalmak için veya hakkını vererek icra etmek için uzun soluklu bir yol düşünmek lazım ve bu yol için gerekli olan bağımlılığın ve sabrın bu enstrümanı çalan veya çalacak olan kişide bulunması gerekiyor. Hemen hemen her gün sıkı çalışıp, bu alanda okul okuyup veya usta-çırak ilişkisi dediğimiz durumlardan yararlanıp icra etmek isteyen kişinin kendisindeki cevheri görebilmesi önemli. Yeter ki bu işe gönül versinler. Başlamak yolun yarısıdır ama bu alanda başladığın yola koyulduğunda ilk günkü gibi heyecanın olması gerekiyor ve duygularınızı, yaşanmışlıklarınızı veya hislerinizi  en iyi şekilde gözlemleyip parmaklarınıza en iyi şekilde yansıtmanız gerekiyor. Aslında çok çalışmaktan ziyade, içinizde yaşadığınız duygu da fazlasıyla önem taşıyor. Eğer bu özelliklere sahip kişiyseniz parmaklarınız zaten ahenkle dans edecektir.

Boş vakitlerinizde neler yapıyorsunuz?

Açık konuşmak gerekirse pek boş vakit bulamıyorum. Konserler ve etkinliklerden yana asıl mesleğim olan bağlama ve müzik öğretmenliğini dershane ve okullarda yapmaya özen gösteriyorum. Onun haricinde stüdyoda kayıt yapıyorum. Yani bağlama hayatımın neredeyse her anında var. Kalan zamanlarımda ise sporla ilgilenmeye çalışıyorum tam bir futbol aşığıyım.

Bağlama çalmanın püf noktaları nelerdir?

Bu konu için naçizane birkaç öneride bulunacak olursam; 
Enstrümanınızı elinize aldığınız anda doğru oturuş, doğru tutuş, çalınacak herhangi bir ezgiyi daha çalınabilir hale getiren egzersiz çalışmaları, doğru akortlama, günlük çalışma programı yapma ve bu programa koşulsuz uyma gibi öneriler olabilir. Tabi ayıca bağlamayı icra etmek için hissetmek de bir o kadar önemli. Bunun yanı sıra 7 den 70 e herkes aslında bu hayali gerçekleştirebilir nitekim benim bu yaş aralığında öğrencilerim de var. Doğru yerden eğitim almak, içinden gelmek başlıca püf noktalardan ama tabi bağlama çalmak için kişinin kendisini gözlemlemesi de gerekiyor. Yapabileceğine inanması, çok çalışması ve bunun yanı sıra ona sanki sevgilisi veya ailesinden biriymiş gibi özen göstermesi gerekiyor. Sonrasında da güzel bir yolu kat etmiş oluyorsunuz.

Köy çocukları için konserler düzenliyor ve gelirini onlara bağışlıyorsunuz. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz? Mesleğinizin aynı zamanda insanlara duyarlılığı gösteren güzel bir yönü var. Bu, sizin için nasıl bir duygu?

Öncelikle ülkemizin tüm köylerinde, kasabalarında görev yapan öğretmenlerimize çok teşekkür etmek istiyorum. Harika bir gelecek sunmak için canla başla görevlerini gerçekleştirip pırlanta gibi gelecek yetiştiriyorlar. Onların vasıtası ile bilgi alıp harekete geçiyoruz. Evet, bu tür faaliyetler bizim en çok keyif aldığımız ve tarifi mümkün olmayan mutlulukla adım attığımız faaliyetler. İnanın o güzel yürekli geleceklerimiz için ne yapsak azdır. Diğer müzisyen arkadaşlarımızla ele ele verip Anadolu’da hatta ülkemizin her bölgesinde ihtiyacı olan tüm insanlar için yaptığımız bir çalışma. Konser geliri ile ihtiyaç sahibi, okullu kardeşlerimize bizzat kendimiz alışveriş yapıp ihtiyaçları olan ne varsa, kırtasiye malzemesi, giysi, kışlık bot, oyuncak, eczane malzemesi vb. gibi erzaklar alıp onlarla paylaşmaya hatta onlara bizzat götürüp ziyaret etmeye özen gösteriyoruz. İşin bir diğer boyutu da, çevremizden bu davranışlarımızla ilgili oldukça olumlu tepkiler almamız. Konserlerimizin kalabalığından anlaşıldığı üzere yardımda bulunmak isteyen ve bu konuya oldukça duyarlı yaklaşan çok sayıda insan olduğunu görüyoruz. Müzik çatısı adı altında bunları gerçekleştirebilmek, insanlık için faydalı gelişmelere adım atabilmek bizim için çok güzel bir duygu. İmkanı olan herkesten imkanları kısıtlı olan tüm insanlarımız için yardım eli uzatmalarını, en azından bizimle bu projede yer almalarını ve bu konuya duyarlı olmalarını tüm sanat camiası ve müzisyen arkadaşlarım adına önemle rica ediyorum. 

Yakın zamanda köy çocukları için konserleriniz olacak mı? Başka etkinlikler yapmayı da düşünüyor musunuz?

Program yoğunluğumuzdan henüz önümüzdeki konserlerimizin tarihleri tam olarak belli değil fakat kesinlikle devam edecek. Gerek sosyal medya üzerinden gerek belediyelerimizin duyurularından gerekse afiş ve reklamlarımızdan yardım çağrılarımıza karşı haberdar olmak isteyen herkese ulaştırmaya gayret ediyoruz. Biz, nefesimiz yettiğince türkülerimizi seslendirip yardımda bulunacağız, her daim bu tür etkinliklerde yer alacağız. Hatta hemen hemen tüm illerde gerçekleştirmeye hazırlandığımız bir turne planımız var, en yakın zamanda bu etkinliğimizin de duyurusunu yapıp hayata geçireceğiz.

Başka bir enstrümanda ustalaşma hayaliniz var mı?

Esntrümanların hepsine sonsuz saygım var hepsinin tınısı farklı güzellikler taşıyor fakat bağlama o kadar geniş bir aileye sahip ki; en küçüğü olan curadan tutun en büyüğü olan meydan sazına kadar. Bu aileyi tanımak ve alanında ustalaşmak için kendi adıma konuşmam gerekirse, oldukça geniş zamana ihtiyaç var. Tabi halk müziğinin içinde bulunan biri olarak söylemeliyim ki; batı müziğinin eşsiz enstrümanı olan piyanoya bakış açım da ilgi odaklarımdan biri, eğer ustalaşmak istediğim diğer bir enstrüman dalı olursa ilk hedefim kesinlikle piyano olacaktır.

Müzikseverlerle buluşturacağınız bir albüm çalışmanız var mı?

Albüm konusu için bir düşüncemiz var ama kesin olarak tarih belli değil. Daha yolun başında sayılırım ve önümde oldukça uzun bir yol var. Zahmetli ve emek isteyen bir iş olduğundan kolay olmuyor, çok çalışıp ortaya güzel bir iş çıkarmak lazım. Çevremden bu konuyla ilgili oldukça baskı alıyorum tabi. Bu baskı beni oldukça mutlu ediyor açıkçası. En yakın zamanda dinleyicilerle buluşturmak istediğim çalışmalarım olacaktır.

Bağlama çalarken ve türküleri yorumlarken örnek aldığınız sanatçı veya sanatçılar var mı?

Kesinlikle var. Günümüze baktığım zaman, hocam Erdal Erzincan bunlardan ilki diyebilirim. Kendisi bu işe yürekten bağlı ve her zaman üreten, üretmeye çalışan gerçek bir sanatçı. O bağlama çalıp türkü icra ederken bize duygularını en iyi şekilde ifade eden, türkülerin yaşanmışlıklarını en iyi şekilde anlatan nadir ustalardan ve her zaman bir şeyler paylaşıp bizlere katkıda bulunmak isteyen gerçek  bir sanatçı. Erdal hoca bizim için bulunmaz bir nimet, zamane türküleri, eserleri günümüze ve bizlere tam anlamıyla yansıtan, geçmişten bu yana o eşsiz eserlerle araya muazzam köprü kurmuş ve hala da kuran bir insan. İnanıyorum ki; bağlama icra eden veya türkü dinleyicisi olan birçok insan bu konuda benimle aynı fikirde. Umarım ülkemizde nice Erdal Erzincan’lar yetişir. Erdal hocanın yanı sıra Arif Sağ, Davut Sulari, Hacı Taşan, Aşık Daimi, Neşet Ertaş, Mahzuni Şerif, Nida Tüfekçi gibi büyük ustalardan da feyz almamak elde değil.

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

Ben öncelikle, bu güzel ve keyifli sohbet için sizlere çok teşekkür etmek istiyorum. Sıkı bir takipçiniz olarak şunu söyleyebilirim ki; çok güzel işlere imza atıyor, çok güzel faaliyetler gösteriyorsunuz. Başarılarınızın daim olmasını diliyor, tüm gazete emekçilerinize saygı ve sevgilerimi iletiyorum. Buradan tüm gazete okurlarınıza ise, müzik aşkından asla vazgeçmemelerini ve herkesin içinde bulunan müzik cevherini ortaya çıkarmalarını diliyorum. Kökenimiz olan, Anadolu kokan sazımızdan asla vazgeçmemelerini ve aksine üstüne daha fazla düşmelerini temenni ediyorum. Ülkemizde sanat ve kültüre her zaman daha fazla değer verilmesini ve barış içinde yaşanılası bir dünya haline gelmemizi diliyorum. Herkese saygı ve sevgiler.

Röportaj: Ayşenur Mama