Merhaba Cenk nasılın?

Çok şükür bomba gibiyim. 

Geçtiğimiz ay "Ayrı Gayrı" adında yepyeni bir şarkıyla karşımıza çıktın. Biraz şarkının çıkış hikayesinden bahseder misin?

Ayrı Gayrı isimli şarkıyı üniversitede öğrencilik yıllarımda yapmıştım. Şarkıyı oluştururken mecburi ayrılıklardan yola çıktım. Mesela farklı şehirde bir okul kazanılır, sevgili istemeden de olsa geride bırakılır. Aynı şekilde misal ebeveynler şayet devlet memuruysa tayinleri çıkar mecburen başka şehirlere taşınılır, ve yine yaşlı bir çift göz geride bırakılır. İşte Ayrı Gayrı şarkısının çıkış noktasını bu gibi hayat şartlarının getirdiği ayrılık hikayeleri oluşturmakta.

Şarkıda kimlerin emeği var?

Öncelikle en başından beri maddi manevi benden hiçbir zaman desteğini esirgemeyen, bir patrondan ziyade bana abilik yapan, her zaman inanan sayın Selahattin Kesgin abim, sürekli arkamda olup bana gölgesini hissettiren motivasyon kaynağım babam Cüneyt Cengiz ve işin her aşamasında benimle tepeden tırnağa ilgilenen beni asla yalnız bırakmayan manevi abim Mert Hakan başta olmak üzere şarkının düzenlemesini yapan Osman Çetin, kayıtları alan Ünal Aşkın, vokal koçluğumu yapan değerli hocam Barbaros Behçet Taştan, Ayrı Gayrı’nın temellerini atarken bana gitarıyla eşlik eden sevgili arkadaşım Gökhan Dirican, klip yönetmenim Evren Arasıl, sosyal medya danışmanım Serdar Sağlam, şarkının dinleyicilere ulaşması için adeta seferber olan sayın Cenk Alptekin, Sevinç Ulus ve sevgili basın danışmanım Tuğçe Keloğlu’nun emekleri var. Onlara buradan bir kez daha sizlerin aracılığıyla teşekkür etmek istiyorum.

Klibin içeriği kime ait peki? planlamalar, olay örgüsü nasıl planlandı?

Babam bir gün yanıma gelip, ‘’Bak şimdi sen klibin hikayesinde ayrıldığın sevgilinin fotoğraflarına baka baka araba sürüp, üzgün bir şekilde uzaklara doğru yol alsan nasıl olur sence?’’ dedi. Benim hoşuma gitti ve bu fikri yönetmenimiz Evren Arasıl’a açtık. Kendisi de bu dediklerimizi beğendi ve bir yönetmen gözüyle fikri geliştirerek sahne planlarını ve olay örgüsünü oluşturdu. 

Klip çekiminde neler yaşadınız, eğlenceli anlar oldu mu?

Klip çekimi Şile Yeşilvadi’de gerçekleşti. Şile yolları bilindiği üzere oldukça sert virajlara sahiptir. Yönetmenimizin araba sahnelerine başlarken bana dönüp ‘’Aman Cenk sakın kendini ve arabayı tehlikeye atma’’ demesi, yine asistanı yolu kontrol ederken asistanına dönüp, ‘’Ölmemeye çalış’’ demesi, terkedilmiş benzinlikteki tezeklere basmamaya çalışarak çekim yapmaya çalışmamız, fotoğrafları benzin döküp yakma sahnesinde ateşi umduğumuzdan fazla harlamamız ve o kısa süreli panik anı… Tüm bunları eğlendiğimiz anlara örnek olarak gösterebilirim.

Peki kimler ayrı gayrı bizim için?

Hayatın akışı doğrultusunda mecburen ayrılık yaşadığımız herkes ayrı gayrı bizler için.

Şarkı nasıl tepkiler alıyor gelen tepkilerden memnun musun?

Şarkı çok yeni olduğu halde dinleyiciden büyük bir ilgi ve beğeni topluyor. Genelde insanlar şarkının sözlerine atıfta bulunarak, ‘’Ayrı gayrı kaldık senle, farklı kentlerin içinde.’’ ve ‘’Girecek aşkın mezara benle.’’ Diyerek klibi birbirleriyle paylaşıyorlar. Aldığımız bu olumlu geri dönüşlerden dolayı ekip olarak ilerisine çok umutlu bakıyoruz. Çok şükür şu an genel gidişattan epeyce memnun olduğumu söyleyebilirim.

Bunun öncesinde "Bal Kaymak" adında bir şarkı çıkar mıştın onun geri dönüşleri nasıl oldu?

Evet yaklaşık 7 ay önce ‘’Bal Kaymak’’ isimli ilk tekli çalışmam çıkmıştı. Pop türündeki ilk eserimdi ve beklediğimizden daha iyi tepkiler aldı hatta profesyonel anlamda müziğe başladığım ilk dönemlerimdeki rockcu kitlemin çoğunluğunun desteğini de tarz değişikliğine rağmen kaybetmediğimi görmek beni oldukça mutlu etti.

Bildiğim kadarıyla rock tarzından popa geçtin. Nasıl karar verdin pop'a geçmek için?

Evet müzik hayatım rock tarzında başladı. Fakat müzik bir duygu aktarımıdır ve dili evrenseldir. O duygu akışını dinleyiciye geçirebildikten sonra pop, rock, jazz, arabesk hiçbiri farketmemekte ve bu müzik türleri sadece duygu alışverişindeki araç olarak kalmaktadır. Tabii birde her dönemin kendi içinde revaçta olan müzikal tercihlerini ve dinleyicinin talebini takip etmekte çok önemli. Bütün bunlar göz önüne alındığında daha büyük kitlelere ulaşabilmek adına pop müzik yapmaya karar verdim.

Memnun musun peki?

Ayrı Gayrı’nın çıkış aşamasında aldığı oldukça olumlu geri dönüşlerden ve radyolarla, dinleyicilerin günümüzde pop müzik türüne karşı yoğun ilgisinden ötürü bu kararımdan dolayı çok mutlu olduğumu belirtmeliyim.

Müzik hayatına nasıl girdi peki? Neler yaşadın bu noktaya gelene kadar? 

Çocukken evdeki kaset ve cd kartonetlerini okuyup incelememle müziği hayatıma dahil ettim. Ondan sonra kendi şarkı sözleri ve bestelerimi oluşturmaya başladım. İki yüzün üzerinde bestem bulunmakta. Bu eserleri aileme ve yakın çevreme dinlettim. Onlardan aldığım çığ gibi büyüyerek artan olumlu geri dönüşlerden sonra müziği profesyonel olarak yapmaya ve bestelerimi dinleyicilere sunmaya karar verdim.

Bugüne kadar sende ayrı bir yer edinen şarkılar neler desem? 

Tahmin edemeyeceğin kadar çok şarkı var bu yüzden birini söylersem diğerine haksızlık olur gibi. Yalnız şöyle ilginç bir şeyi söylemeden geçmeyeyim Gökhan Kırdar’ın Fayton isimli şarkısını altı yaşımdayken ilk kez dinlediğimde ruhumu anlamlandıramadığım bir hüzün kaplamış ve daha o yaşta hüngür hüngür ağlamıştım. 

Şu sıralar neler yapıyorsun, yeni planlar var mı önümüzde?

Şu sıralar harıl harıl yeni çalışmam Ayrı Gayrı’yı tanıtmakla meşgulüm. Canlı radyo bağlantıları, röportajlar, ekipçe yaptığımız toplantılar, orkestrayla repertuar çalışmaları vaktimin çok büyük bir kısmını kapsıyor. Yeni planlar olarak ise önümüzdeki günlerde televizyon programlarının başlamasıyla tanıtım çalışmalarını bu mecraya kaydırmak, konser yerlerinin ve tarihlerinin belirlenmesi var. Şu an daha emekleme aşamasında olan bir düet projem de planlarımın arasında yer almakta.

Bu zamana kadar en çok sevdiğiniz  şarkınız desem hangisini söylersin?

Bütün şarkılarım evladım gibidir ve hepsinin yeri bende ayrıdır. Çok klasik bir cevap olduğunu biliyorum ama emin olun beni sadece söz yazarı ve besteciler anlar. Bir eseri kendiniz oluşturduğunuzda ona yaşanmışlıklarınızdan, duygularınızdan bir parça katıyorsunuz ve haliyle birbirinden ayırmak zor oluyor. Yalnız şunu diyebilirim Ayrı Gayrı şu an en yeni çıkardığım şarkı olduğu için ailenin en küçüğü ve doğal olarak ilgi onun üstünde bu aralar.

Yaşayıp da unutamadığın bir anın, hikayen var mı?

Bir sürü var ama birisini söyleyeyim. Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, TV Sinema mezunuyum. Öğrencilik yıllarında yaptığım ve sosyal medyada fenomen haline gelen ‘’Avrupadaki En Büyük Ülke’’ isimli röportajım hiç unutamadığım anılarımın arasına kafadan giriş yapar. Bir gün elime mikrofonu aldım ve İzmit’in merkezinde insanlarla soru – cevap şeklinde röportajlar yapmaya başladım. Derken sevimli bir abiye denk geldim. Kendisi sorduğum sorulara verdiği içten ve sempatik cevaplarla birden sosyal medyada fenomen haline geldi ve videomuzu trend topic listelerine soktu. Hala zaman zaman arkadaşlarla röportajı açıp izler ve güleriz.

Eğer müzik hayatın olmasaydı kendine nasıl bir yol çizerdin hangi mesleğe yönelirdin?

Çocukluk yıllarımdan beri müziğe yönelmeseydim, muhtemelen denizlere açılıp farklı şehirleri, limanları gezmek, farklı kültürleri tanımak isterdim. Yani denizci olmayı düşünürdüm. 

Müzik camiasından kendine en yakın bulduğun isim kim diye sorsam?

Daha önce bu soruyu kendime hiç sormadığım ve üstünde de düşünmediğim için sanırım şu ana kadar öyle bir isim olmadı. 

İlerideki projelerinde düet yapmak istersen bir araya geleceğin isim kim olur?

Şarkı sözü yazarlığı ve besteci kimliğim olduğu için düet projelerine çok sıcak bakmaktayım. Fatma Turgut’un sesi ve yorumu çok hoşuma gidiyor. 

Kendine hedef olarak belirlediğin bir nokta var mı, ne zaman en iyisi oldum dersin?

Hiçbir zaman en iyisi oldum demem. Çünkü bu tarz işlerin asla en iyisi olamazsınız. Bir bakarsınız 14-15 yaşında bir çocuk gelip sizi geçer. O yüzden ben artık oldum demekten ziyade sürekli yeni trendlere, yeni müzikal gelişmelere açık olup çok çalışmak lazım. Ancak o zaman en iyisi değil ama en saygı uyandıran isimlerden birisi olabilirsiniz. Kendisini sürekli geliştirme ve çağa ayak uydurma konusunda Ajda Pekkan’a hayran olduğumu söyleyebilirim. Kendime belirlediğim hedef noktam şarkılarımın dillere pelesenk olması, konserlerde hep bir ağızdan geniş kitleler tarafından söylenmesi ve müzik piyasasında yıllar geçse de ismimin herkes tarafından saygın bir şekilde anılması. Bunları başarabilirsem kendi hedeflerime ulaşmış olacağım.

En ütopik hayalin nedir?

İki tane ütopik hayalim var. Birincisi zaman makinesi icat edilse ve içine atlayıp istediğim çağlarda, istediğim dönemlerde sürekli gezinsem bunu inanılmaz derecede çok isterdim. İkinci ütopik hayalim de insanların benle ilgili düşüncelerini telepati yoluyla öğrenmek, akıllarından geçenleri okumak.

Gerçekleştirmek isteyip de gerçekleştiremediğin bir hayalin var mı?

Afrika’dan, Avustralya’ya dünyadaki bütün kıtaları gezip dolaşmak istiyorum. İnşallah ilerde bir gün ölmeden bu hayalimi gerçekleştirebilirim.

Konserler nasıl gidiyor?

Ayrı Gayrı isimli çalışmam sizin de bildiğiniz üzere henüz çok yeni. Bu yüzden şu an konserlerden ziyade şarkı tanıtımına yönelik ekipçe hummalı bir çalışma içerisindeyiz. İnşallah şarkıyı hedeflediğimiz yerlere taşıdıktan sonra bu sorduğunuz soruya güzel bir cevap verebilirim.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersin?

Hayallerinin peşlerinden gitmekten hiçbir zaman vazgeçmesinler ve umutlarını asla yitirmesinler. Tüm okuyucularınızı sevgiyle selamlıyorum.

Doğum tarihi: 10 Haziran 1988

Burcu: İkizler

En sevdiği huyu: Çocuksu yönü.

En sevmediği huyu: Bazen takıntılı bir ruh haline bürünmesi.

E sevdiği renk: Yeşil (Kıyafette siyah)

Uğurlu sayısı: 10 ve 16

Uğurlu günü: Uğurludan ziyade sevdiği ve doğduğu gün Cuma.

En sevdiği çizgi film: The Simpsons

En sevdiği söz: Mesafeler küçük sevgileri öldürür, ama büyük sevgileri güçlendirir. Tıpkı rüzgarın mumu söndürüp, yangını körüklediği gibi...

Röportaj: Elif Günay

Fotoğraf: Zeynep Aydın