KENDİNİZDEN BAHSEDERMİSİNİZ FATOŞ ABLA KİMDİR?

Trabzon’da doğdum. Her zaman ayaklarımın üzerinde durmasını bildim. Allah rahmet etsin rahmetli eşim ve annem her zaman bana destek oldular. Orta ikinci sınıftayken keman dersi aldım ve son sınıfa geçtiğimde keman dersi vermeye başladım. Orta birinci sınıfta mandolin dersi aldım, orta ikiye geçtiğimde 100 kuruştan mandolin dersi verdim. Trabzon karma ortaokulunda Müzik Öğretmenliği yaptım ve bunu yaparken henüz 15 yaşındaydım. Aynı zamanda sömestr tatilinde Trabzon Numune Hastanesi'nde iğne vurmayı öğrendim, Boztepe'de ihtiyaç oldukça iğne vurdum.  5 yaşındayken Kur'an – ı Kerim kursuna gittim ve aldığım eğitim sonucunda Kur’an’ı okuyabiliyorum. 1998 yılında ise ikinci fakültemi bitirdim. Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Sosyaloji bölümünü bitirdim. Çevreme iyi bir örnek olduğumu düşünüyorum. Öyle ki oğlum ve kızım kadar sevdiğim gelinimde yeniden üniversite okudu. 

"EĞİTİME FARKLI BAKIŞ AÇIMIZLA YOLA ÇIKTIK"

Ankara, Küçükesat’ta Özel Fatoş Abla Kreş ve Anaokulu ’nu açarken memuriyet hayatıma veda ettim. O yıllarda sağlam bir işi bırakıp, ticaret hayatına atılmak kolay bir karar değildi. Kreş 1972 yılında üç katlı binada faaliyete geçtiğinde büyük ilgi gördü. Ardından da Özel Fatoş Abla İlköğretim Okulu ve Liste’sini açtım. Ülkemizde lise hazırlık sınıfını açan ilkokulu ben açtım. Eğitim sistemine köklü yenilikler getirmeyi sürdürdüm. Sosyal faaliyetlere ise ayrı bir önem verdim. Folklor, spor takımları derken Fatoş Abla Koleji bırakın ülkemizi dünya çapında ödüller kazandı. Okul takımlarımın kazandığı kupalar bugün Fatoş Abla Kolejinin raflarına sığmamaya başladı. Bu gün de aynı heyecanımla yenilikler yapma peşindeyim.

EĞİTİME FARKLI BİR BAKIŞ AÇISINDAN KASTINIZ NEDİR?

Rutin bir okul olmak istemedim. Yenilikçi, teknolojiyi iyi kullanan, değerlerine bağlı ama evrensel değerlere de açık öğrenciler yetiştirmek istedim. Mutlu çocukların daha iyi öğrenebileceğinin farkında olmayız. Özgüveni yüksek öğrenciler yetiştirmek, bilinci yüksek bir nesil yetiştirmek tek amacımdı. Çocuklarımız büyüdükçe iş dünyasına daha hazır olmaları gerektiğini ve geleceğin liderlerinin bu insanlar olacağı gözüyle bakmamız gerektiğinin farkında olmalıyız. Bu nedenle öğrencilerimizin daha iyi eğitim almasını sağlamaya çalıştım. Eğitim adına özgün projeler, çalışmalar yaptık ve okul olarak birinci sırada olalım çabasında hep çalışmaya devam ediyorum.

GENÇLERE VE MESLEĞE OLAN SEVGİNİZ NEDİR?

Mesleğime duyduğum sonsuz sevgi sayesinde başarılarımız da sevgi ile geldi diyebilirim. Çocuklarım, basketbolda Ankara Şampiyonluğu kazandı. Mimar olan oğlum aynı zamanda basketbol antrenörüdür ve bu başarılar  Emirhan Özyurt desteğiyle beraber geldi.  Adapazarı'nda Türkiye Bölge Şampiyonluğu, İskenderun'da Yarı Final Şampiyonluğu ve Türkiye Yarı Final Şampiyonluğu’nu kazandı.  Bununla birlikte Folklorde Avrupa Şampiyonu olduk. Açık Teniste üst üste 2 kere Türkiye Şampiyonluğu kazandık. Fransa'da gerçekleşen Dünya Olimpiyatların da 3.’lüğü yakaladık. Belirtmek isterim ki basketbol oynayan çocuklarımın hepsi üniversite sınavını kazandı. Gençleri çok seviyorum. Gençleri sevin, onlara geleceğimizi teslim edin.
TÜBİTAK Matematik Olimpiyatları Şampiyonası'na 8 öğrencimle katıldım. Türkiye tarihinde bir ilke imza atarak TÜBİTAK tarafından aynı anda 3 matematik projemiz kabul edildi. 7. sınıftan 2 öğrencim, 8. sınıftan 6 öğrencim ile ile başvurduğumuz TÜBİTAK Matematik Olimpiyatları'nda 3 projemiz kabul edildi. TÜBİTAK tarihinde bir ilk olan bu başarı nasıl geldi derseniz vereceğim cevap sadece “sevgi” diyebilirim. 

"ÇOCUKLARIM DİNİ VE MİLLİ DUYGULARINI BİRLİKTE YAŞIYOR"

Biz, Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhuriyet kadınlarıyız. Müslümanız ama her şeyden önce Türk’üz. Okulumda Andımızı kaldırmadım, hala okuyoruz. Çocuklarım hem milli duygularını hem de dini duygularını bir arada yaşıyor. Bununla birlikte benim yavrularım öğlen yemeğinde yemek duası da yapıyor. Ülkemiz ve insanlarımız çok güzel.

TEKNOLOJİ TEMELLİ EĞİTİME BAKIŞINIZ NEDİR?

Bu çocuklar teknolojiye doğmuş çocuklar. Onlar teknolojiyi bizim gibi sonradan öğrenmediler. Teknolojiyle birlikte büyüyorlar. Bizler teknolojiye adapte olmaya çalışırken onlar doğrudan adaptasyonun içinde büyüyorlar. O yüzden teknolojiyi kullanmadan bu çocuklara hitap edebilmek mümkün değil. Teknolojiyi bütüncül olarak değerlendirmek lazım. Bu yaklaşımı doğru geliştirebilirsek eğitimimize hız kazandıracağını düşünüyoruz. Teknoloji bir amaç değildir, bir hızlandırıcı, bir nitelik arttırıcı, kalite artışı sağlayan bir unsurdur. İşin teknoloji ayağı var ama işin dokunma ayağının da olması lazım. Sadece bilgisayar oyunlarıyla hayal dünyasında yaşayan çocuklar da yetiştirmememiz Üç boyutlu düşünme becerisini geliştirmesi gerekiyor. Bütün bunların hepsi eğitimin bir parçasıdır.

FATOŞ ABLA ÖĞRENCİLERİNİN KAZANIMI NELERDİR?

Özgüveni yüksek, değerlerine bağlı, önceliği ülkesi olan Türkiye için gayret sarf eden, Dünyaya adapte olabilen kazanımlara sahip öğrenciler yetiştirmektir. Öğrencinin ilgisine ve ihtiyacına göre eğitim veren, müzikle, sanatla, sporla ilgili gelişim sağlayan bir öğrencinin önünü açan, akademik olarak gelişim gösteren çocuğun bu yönde yolunu açan bir eğitim uyguluyoruz.

BAŞARI ORTALAMANIZ NEDİR?

Fatoş Abla koleji akademik bir okul gibi gözükmeyebilir. Belirtmeliyim sosyal yönü çok vurguluyoruz. Eğitimde kolay olan öğrencilerin önüne test koymaktır.
Türkiye’nin en yüksek başarı ortalamasına sahibiz. Öğrencilerimizi Türkiye’de derece yapması için değil, her öğrencimizin yapabileceğinin en iyisini yapabilmesini sağlamak için uğraşırız. Bunu da öğrencimizi destekleyerek yaparız. Milli eğitimin Bakanlığının onay verdiği çerçevede, ek programlarla destekleyerek yapıyoruz. Öğrencilerime yönelik özel dokümanlar, üretiyoruz. Öğrencilerimin öğretmenlerimizle diyaloğu ön plandadır.
Öğrenciyi boğmadan psikolojik ve akademik olarak destekleyerek sonuca ulaşmaya çalışıyoruz.

ŞAPKAYA OLAN MERAKINIZ NEDİR?

Değişmeyen tek yönüm ise şapka diyorum. Şapkalarımdan hiç vazgeçmedim. Beni tanıyan herkes önce bu aksesuarımdan bahsedecektir. Beni daha yakından tanıyanlar ise her elbisemin kendine has şapkası olduğunu söyleyecektir. Üstelik şapka ve elbisenin aynı renk olmasını da. Şapkalarımı çok seviyorum.

FATOŞ ABLAYI TANITAN ETKEN NEDİR?

Eğitim kurumu olarak bana gelen veli kitlesi netice itibariyle alım gücü olan insanlar. Bu insanlar en değerli varlıklarını bana Fatoş Ablalarına emanet ediyorlar. Devlet okullarında çocuklarını ücretsiz okutma imkânları da var. Benim olduğum eğitim okulun da  altı dolu olmayan bir şeyi anlatamazsınız. Müdürümden, öğretmenlerim varıncaya kadar burada sistemimize güveniyoruz. Sisteminize güvenmeden, sadece reklam yaparak bir yere varamazsınız. Benin tanıtımımı veliler ve en doğru tanıtımımı çocuklarım öğrencilerim yapıyorlar.

Biz de Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli sanat yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…

Röportaj: Aziz Karataş