Yeni single çalışması 'Her Şey Güzel Olacak’ı dinleyiciyle buluşturmak için gün sayan Alper Fıratlı, şarkısını Cem Yılmaz ve Mazhar Alanson’un unutulmaz filmine özel besteledi.

Ömer Vargı’nın yönetmenliğini yaptığı, Cem Yılmaz ve Mazhar Alanson’un başrollerini paylaştığı sevilen film 'Her Şey Çok Güzel Olacak’ filmi 1998 yılında çekilmişti. Filme ve Cem Yılmaz’a olan hayranlığını belirten sanatçı “Hem mühendislik hem dövmecilik kariyerimle ilgili her çalışmada masada yan tarafta filmi açık bırakıyorum. Artık bütün diyalogları ezbere biliyorum. ‘Her Şey Çok Güzel Olacak’ filminin bana hissettirdiklerini anlatmaya çalıştım. Bu cümleyi duymaya ihtiyacımız var” diyor.

Filmin 20. yılına özel olarak izleyiciye sürpriz olma özelliği taşıyan şarkı için yine filme özel bir klip çekiliyor. Bizler de Alper Fıratlı ile bir araya geldik. Şimdi sizlerle…

Merhaba Alper Bey nasılsınız?

Çok iyiyim Elif. Keyifli bir koşturmaca içinde geçiyor bu sıralar günlerim. Birkaç farklı iş, birkaç farklı proje, planlar, hayaller… Bir taraftan da yaşadığım günün tadını çıkarmaya çalışıyorum elbette. 

“POZİTİF OLMAK EN BÜYÜK ZENGİNLİK”

"Her şey güzel olacak" der miyiz?

Ben hep derim. Çocukluğumdan beri pozitif olmanın hiç zararını görmedim bugüne kadar :)

 Cem Yılmaz ve Mazhar Alanson’un unutulmaz filmine özel bestelediğiniz ‘Her Şey Güzel Olacak’la karşımıza çıkıyorsunuz. Nasıl çıktı bu fikir ortaya?

Aslında, bu besteye “haydi ben şimdi bu filme özel bir şarkı yazayım…” diye bir planla başlamamıştım. Gerçekten hayata bakış açım çoğunlukla bu başlık üzerine... Bu filme olan sevgim ve ilgimin de yardımıyla belli bir yerde film ve benim bestem buluşmuş oldular. 

Filmin 20. yılına özel olarak izleyicilerimize sürpriz olacak. Filmin sizde ayrı bir etkisi mi var?

Türk filmlerini, özellikle Yeşilçam ve 90’lı yılların filmlerini çok severim. Bazı filmlere ise özellikle -belki de- takıntı derecesinde ilgim var. Haftada en az bir kez izlediğim filmlerim vardır. Cem Yılmaz’ın ‘Her Şey Çok Güzel Olacak’ı da bu kategoride bir çırpıda sayabileceğim filmlerin arasında geliyor. ‘Tutmayın Beni’ parçamı yazarken esinlendiğim Tosun Paşa da bu filmlerin içindedir :) Her neyse, ilk izlediğimde lisedeydim, ilk hissettiğim -belki de senaryodan biraz aykırı olmasına rağmen- özgürlük hissi idi. Her izleyişimde o hisleri bende tekrar uyandırıyor. Cem Yılmaz’ın tüm filmlerini izledim, hepsini sevdim, ama bu filmin bende kesinlikle çok özel bir yeri var. 

Cem Bey ya da Mahzar Bey bu projeyi biliyor mu?

Umarım biliyorlardır veya duyarlar.

Şarkı ne zaman gelir? Ne zaman bir klip çıkar?

Adı gibi kendi de pozitif, kıpır kıpır neşeli bir parça. O yüzden planımız -bir aksilik olmazsa- bu yaz içerisinde dinleyicimizle buluşturmak. Parça için iki farklı klip düşünüyoruz. Birinin çekimlerine başladık, ötekini de animasyon tarzında kendim çizmeyi planlıyorum üstesinden gelebilirsem bakalım bu yoğunluğumda :) 

En son ‘İçimdeki Kış’ şarkınızla gündemdeydiniz. Nasıl oldu geri dönüşleri? 

Geri dönüşler harika Elif. Gelen tepkilerin, bir parçanın üzerine uğraştığıma değdiğini hissettirmesi muhteşem bir duygu diyebilirim. 

  

Şarkının klibi de çok beğenildi. Londra'da eşiniz Ekin Fıratlı ve önceki kliplerinizin de yönetmeni olan Deniz Topluoğlu ile çektiniz değil mi? Nasıl geçmişti çekimler?

Evet, üç kişi Londra sokaklarını arşınlayarak çektik klibimizi. Harika bir tecrübe, aynı zamanda çok keyifli bir seyahat oldu üçümüz için de. 

“EŞİM BAŞIMA GELEN EN HARİKA ŞEY”

Peki, evlilik nasıl gidiyor? 

Benim için bu soru, “Nefes almak nasıl gidiyor?” demek gibi bir şey. Hayatımın vazgeçilmez bir parçası. Eşimle tanışmak da hayatımda başıma gelen en harika şey… Çok mutluyuz, nazar değmesin :) (tahtaya vuruyor)

Evlilikle ilgili gençlere ne tür tavsiyeleriniz olur?

Sanırım verebileceğim en iyi tavsiye, sevgilinizle birbirinizi tanımak için biraz kendinize zaman verin. Tanıştıktan sonra hemen evlenmeyin... Birini evlendikten sonra tanımak, üstüne bir de hayal ettiğin gibi biri çıkmadığını görmek büyük hayal kırıklığı olur diye tahmin ediyorum… Tanıdığın ve uyumlu olduğun biri ile aynı evi, hatta hayatı paylaşmak hem çok kolay, hem çok çok keyifli! 

Daha önce çıkardığınız ‘Tutmayın Beni’ (Turuncu Şarkı) şarkınız için Hacivat-Karagöz gölge oyunu konseptiyle tamamını kendisi tasarladığı kuklalarla el yapımı bir klip çalışması yaptınız. Çok samimi çok ufku geniş bir çalışma. Siz ne dersiniz? 

Çok teşekkür ediyorum güzel yorumların için Elif. Her yaptığım işin özgün olmasını istiyorum. Beni yansıtmalı her şeyiyle. Çok çok “profesyonel” olmamalı. Amatör ruhu koruduğunuzda daha samimi olduğunu düşünüyorum. Çekimleri yaparken her kuklayı, çizdiğim kişinin kendisi oynatsın istedim. Çekerken de çok keyifli oldu bu sayede. 

Kırmızı Şarkımız olan ‘O Malum Meyveler’ de tüm klişeleri tiye aldığı farklı bir video klibe daha imza atmıştınız. Ki şarkının sözleri de muhteşemdi. Bunları bu kadar düşünüp planlıyor musunuz?

Evet, çıkacak son ürünü daha en başta -ve elimden geldiğince- bir bütün olarak planlamaya çalışıyorum. Parçaya göre nasıl bir klip olacağı, kapak tasarımının nasıl olacağı, sözlerinin neler anlatacağı konusunda en baştan biraz fikrim oluyor. Her kolda bir şeyler geliştikçe, ortaya çıktıkça, diğer kollar da kendini değiştiriyor, geliştiriyor. Temel fikirden sonra su kendi yolunu buluyor bir şekilde. 

“ARA RENKLERE GEÇELİM DEĞİL Mİ?”

Gökkuşağının her rengine özel besteleri ve tanınmış parçalarınız bizleri çok etkiliyor. Sırada hangi renk var?

Çok teşekkür ederim :) En son yaptığım bestenin rengini turkuaz seçtim. Ana renkleri yavaş yavaş tüketiyorum, ara rengim bol neyse ki :)

‘TEMAS’ adlı Türk rock grubu ile sizi tanıdı sevenleriniz. Sonra tek yola çıkma fikri nasıl ortaya çıktı ve grup süreci nasıldı?

Profesyonel müzik hayatıma ‘TEMAS’ gibi bir grupla başladığım için çok şanslıyım. Harika parçalar yaptık, on numara dostlar kazandım, sektörü çok iyi tanımama vesile oldu. Grup olmanın da, bireysel devam etmenin de artıları eksileri var elbette. Bir grupta yer aldığınızda çıkan parçalar grubu yansıtıyor. Sadece kendi duygularınızı düşüncelerinizi tarzınızı parçalara aktaramıyorsunuz. Solo projemin ortaya çıkış noktası da buydu zaten. Ama bir yandan da maddi manevi tüm yük tek bir kişinin değil tüm grup elemanlarının üzerinde oluyor. Ortaya bir ürün çıkarmak da daha hızlı oluyor elbette. TEMAS dağılmadı bu arada. Herkes kendi bireysel projelerine yoğunlaştı bir süredir. Belki vaktimiz olduğunda yeni bir albüm için kolları sıvarız. 

Kendi evinizden verdiğiniz canlı akustik ev konserleri nasıl gidiyor?

Bu proje gerçekten çok önemsediğim ve tekrarlamaktan çok keyif aldığım bir proje. Günümüz teknolojisinin nimetlerinden faydalanarak kendi evimin samimiyetinde insanları ağırlayabiliyor olmak, fiziksel olarak kolay kolay ulaşamayacağım yerlerde -sanal da olsa- konser veriyor olmak fikri çok mutlu ediyor beni. İzlenme oranları ve gelen güzel yorumlar da doğru bir iş yaptığımızın kanıtı oluyor. Yakın zamanda bir tane daha düşünüyoruz. 

Kendine has düzenlemeleriniz için flütten gitara, mızıkadan jaw harpa birçok enstrümanı birleştirerek 14. enstrüman olarak theremin eklediğinizi duyduk. Bize neyi anımsatıyor theremin?

Boş bir frekansta kalmış eski bir radyoyu… :) Sihirli bir enstrüman ama üzerine biraz çalışmam lazım! Bunca enstrüman parçalarımda çok tatlı renkler katıyor ama taşımak ve hazırlıkları biraz problem olabiliyor açıkçası.

Asıl mesleği mühendislik olsa da dövme sanatçılığında yükselişte olduğunuzu öğrendim. Dövme yapmaya nasıl karar verdiniz?

Eşimin gazıyla… :) Dövme masraflarımızı düşürebilmek için ailede mutlaka bir tane olması gerekiyordu… Eskiden beri çizime meraklıyımdır. Son zamanlarda online bir platform için yazılar yazıyorum, her yazıma konu ile alakalı bir de çizim yapmaya başlayarak bir süredir öncelik listemde gerilerde olan bu uğraşımı sandıktan tekrar çıkardım. Bir süre sonra da dövme üzerine çalışmaya, kendimi geliştirmeye başladım. İyi ki başlamışım.

İlk dövmenizi kimde denediniz?

Tabii ki eşimde denedim.

Yaptığınız en ilginç dövme?

 Parti yapan C2H5O molekülü ;)

Bedenlerimizde kalıcı olarak taşıdığımız bu işaretleri genelde hangi maneviyat ve zihinle yaptırıyoruz?

Kişiden kişiye çok değişiyor bu. Kimi yaptıracağı dövme içerisinde kendi hayatları, hayalleri, maneviyatları ile ilgili şekiller, semboller, yazılar, betimlemeler barınsın istiyor. Kimi geçmişlerinden bir hatıra, sevdikleri ile ilgili bir anımsatıcı istiyor. Kimi de makyaj, kıyafet gibi yalnızca güzel görünmek amaçlı yaptırıyor. Üç fikri de anlayabiliyorum. Kişisel olarak, kendi dövmelerimin içinde bu üç kategoriye de uyacak şeyler var. 

Gündemde bu kadar fazla şarkıcı olmasıyla ilgili neler söylersiniz?

Hep çok şarkıcı vardı. Değişen şey, biz artık daha fazlasına ulaşabiliyoruz. Ki bu da güzel bir şey...

Kimin şarkılarını beğeniyorsunuz?

Yerli indie gruplarını ve şarkıcılarını çok beğenerek dinliyorum. Tabii ki filmlerde olduğu gibi, takıntı derecesinde dinlediğim müzisyenler de var, yerlilerden ilk sırada sayabileceğim ‘Barış Manço’dur. 

Sosyal medyanın bu kadar hayatımızda olması ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

 Durdurulamaz, karşı konulamaz. Ucundan yakalayabildiğimiz için şanslıyız. 

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Her şey güzel olacak! Herkese selamlar…

Doğum tarihi: 20 Mayıs 1984

En sevdiği huyu: Yeni şeyler denemekten korkmamak

Sevmediği huyu: Açken biraz huysuz olmak

Uğurlu sayısı:17

Uğurlu günü: Hiç düşünmemiştim, yok sanırım

En sevdiği renk: Hangisini söylesem diğer bestelerime ayıp olacak :) Tüm renkleri eşit seviyorum :)

En sevdiği çizgi film: Rick and Morty 

En sevdiği söz:Sanırım gerçekten “Her şey güzel olacak...”

Söyleşi: Elif Günay